satılıyor. Zaman zaman kolluk
güçlerince toplatılmakla beraber
yeterli kontrol mekanizması
bulunmuyor.” diyor.
HAMİLELERDE ERKEN
DOĞUM RİSKİ
E-sigaranın hamilelik sırasında
anne ve bebek sağlığını olumsuz
etkilediğini kaydeden Erkan
Ceylan, “E-sigara ayrıca erken ve
ölü doğum oranlarını artırıyor.
Hamilelikte e-sigaraya maruz
kalma, bebeğin beyin gelişimi için
büyük risk taşıyor ve kalıcı beyin
hasarlarına neden olabiliyor.”
diyor. E-sigaranın, insanlar için
tehlike oluşturmasının bir başka
yolunun da pasif içicilik olduğunu
vurgulayan Ceylan, “Zararlı
kimyasal maddeler, diğer insanların
solunum sistemi ve cildini etkiliyor.
Yapılan çalışmalarda sigara
içilmeyen evlere göre e-sigara
içilenlerin havasında nikotin
belirteçleri 5.7 kat daha yüksek.
Bu evlerde yaşayan ve sigara ya
da e-sigara kullanmayan kişilerde
kotinin düzeyleri yüksek. Oda
havasında pek çok zararlı maddenin
yanı sıra küçük çocuklarda özellikle
cilt tahrişleri ve likitlerin direkt ağza
alınmasıyla ölümlerin gözlendiği
biliniyor.” şeklinde konuşuyor.
BEYİN DEVRELERİNİN
GELİŞİMİNİ ETKİLİYOR
Gençlik yıllarının beyin gelişimi
için kritik bir dönem olduğunu
vurgulayan Erkan Ceylan,
“E-sigara kullanan gençler,
uzun süreli etkiler için risk
altında. Nikotin, beynin ödül
sisteminin gelişimini etkilediği
için, e-sigara kullanımı sadece
nikotin bağımlılığına yol açmakla
kalmaz, aynı zamanda kokain
ve metamfetamin gibi madde
bağımlılığına da yatkın hale
getirebilir. Nikotin dikkat ve
öğrenmeyi kontrol eden beyin
devrelerinin gelişimini etkiler.
Duygu durum bozuklukları
ve dürtü kontrolüyle ilgili
kalıcı problemler oluştururken
kendine veya başkalarına
sigarayı tekrar normalize
etti. Artık hiç sigara içmemiş
gençler, daha güvenli
olduğuna inanarak e-sigaraya
başlıyor ve daha sonra
sigaraya geçiyor. E-sigaraya
başlayan gençlerin yüzde 30.
7'si ilk altı ay içinde sigara içer
hale geliyor. E-sigara sonrası
sigarayı denemeyenlerin oranı
sadece yüzde 8.1. Gençlerde
e-sigara, sigaraya başlatmanın
en önemli yolu olarak
görülüyor. Tıbbi nikotin
tedavilerinde düşük ve stabil
dozlarda nikotin verilerek
bağımlılık engelleniyor,
e-sigarada ise ani ve yüksek
dozlarda nikotin verilerek
nikotin bağımlılığı artırılıyor.
E-sigaralar, şekil olarak
sigara içme modelini taklit
ettiklerinden e-sigara içimi
ile geçici bir bırakma sonrası
nüksetme görülüyor ve daha
ileride de sigara artı e-sigara
ortak kullanımı gelişiyor.”
zarar verebilecek bir dürtüyle
savaşamaz hale gelirler” diyor.
Ceylan, sigara kullanımını
artırma potansiyeli nedeniyle
e-sigara kullanımının
yayılmasının engellenmesi
gerektiğini söylüyor.
YÜZDE 30.7’Sİ ALTI
AY İÇİNDE SİGARAYA
BAŞLIYOR
Erkan Ceylan sözlerini şöyle
tamamlıyor: “E-sigara üreticileri
sigarayı tamamen bırakabilecek
kişilere zarar verebileceklerini
zaten ön görebiliyorlardı.
E-Sigara, sigara içenlere güvenli
alternatif nikotin ürünleri
sunmak şeklinde başlasa da
durum böyle değil. E-sigara
ile birlikte nikotin bağımlılığı
yeniden arttı. Tütün şirketleri
gerileyen sigara satışları
ile birlikte azalan nikotin
bağımlılığını tekrar artırmak ve
bağımlılıktan tekrar kazanmak
için büyük fırsat buldu. E-sigara,
E-sigara erken ve ölü doğum oranlarını artırıyor.
Hamilelikte e-sigaraya maruz kalma, bebeğin
beyin gelişimi için büyük risk taşıyor ve kalıcı beyin
hasarlarına neden olabiliyor.
“Ülkemizde e-sigaranın
satışı ve pazarlanması
ruhsatlandırılmamış.
Topluma açık yerlerde
kullanımı yasak. Hiçbir
kontrolü olmayan ve yurt
dışından kaçak getirilen
e-sigaralar kanunsuz
şekilde satılıyor. Zaman
zaman kolluk güçlerince
toplatılmakla beraber
yeterli kontrol mekanizması
bulunmuyor.
ARALIK 2018 21