

kültür
Yeşilay
62
Çevreprogramı “Yeşil Doğa” ile evlerimize konuk olanGüven İslamoğlu ile YeşilayDergisi’ne özel
dopdolubir röportaj gerçekleştirdik. Kendisi de Yeşilaycı olan İslamoğlu, yaşadığı dünyaya bakışı,
doğaya olan aşkı vedaha birçok konuda ilhamalınası bir karakter.
Programda sorunu işliyoruz bazen üst
üste çekimler yapıp yayınlıyoruz, ama
bakıyoruz ki değişen hiçbir şey yok. Hatta
bazen karşı taraf inadına yaptığının
doğru olduğunu savunuyor, aradan yıllar
geçiyor bir bakmışsınız haklı olan biziz! Devamlı haklı
çıkmaktan dolayı da çok üzülüyorum.
de yapıma, ruhuma uygun olan
meslekler olmalıydı. 1980 kuşağı
olduğumuz için kafamız da çok
karışıktı, kaostan çıkmıştık ve
o dönemler ne yapacağımızı da
bilemiyorduk. İleride ODTÜ’yü
yeniden kazanmama rağmen
gitmedim, orada kaldım. 5 yıl basın
ve yayın okudum ama bu 5 yıl
sonunda gazeteci olamayacağıma
ve televizyonun bana daha uygun
olduğuna karar verdim. TRT’ye
giderek önce staj yaptım, sonra
da çalışmaya başladım. Kafamda
olmayan bir meslekti ve her şey
tesadüflerle gelişti. Sanırım şu
an da bu mesleği hem okuyup
hem de uzun süredir yapan nadir
insanlardan biriyim. Mesleğimi
ve televizyoncu olmayı, insanlara
bir şeyler anlatıyor olmayı,
paylaşmayı seviyorum. Toplumun,
doğanın, Türkiye’nin aynası
oluyorsunuz. O haz benim için
sosyal medya ile daha da çoğaldı,
çünkü kontrol edebiliyorsunuz.
Eskiden sadece sokakta
gördüğünüz insanlarla yaptığınız
işin başarısını ölçebiliyordunuz,
sosyal medya ise yaptıklarınızı
size anında iletiyor ve insanlardaki
yansımasını hissettiriyor. İnsanlara
kendi bölgeleri ile ilgili bir şey
anlattığınızda, ben görmemiştim
deyip teşekkür ettiklerinde gördüm
ki insanlar biraz bakar kör! Her gün
gördüğü için elindekinin değerini
pek bilmiyor. Bizden sonra bakışları
değişiyor.
G
üven Bey birçok insanın
hayranlıkla takip
ettiği bir isimsiniz…
Yıllardır insanların dünyalarına,
evlerine televizyonda
yaptığınız programlar, haber
çalışmaları aracılığı ile konuk
oluyorsunuz…Onların ilgisine
ve sevgisine sahip olmak nasıl bir
duygu ve neden bumeslek?
Aslında televizyonculuk
mesleğimi biraz tesadüfen
seçtim. Üniversitede diş hekimi
olmak istiyordum. Puanım da
çok yüksekti, ama ODTÜ Diş
Hekimliği bölümünü 5 puanla
kaçırdım. Puanımla aynı okulda
fizik bölümüne girebiliyordum.
Bir gün arkadaşlarımdan
birinden Eskişehir Anadolu
Üniversitesi’nde İngilizce
eğitim yapacak olan İletişim
Fakültesi’nin kurulduğunu
öğrendim. Düşününce bana 5 yıl
İngilizce eğitim bir yıl da hazırlık
okumak mantıklı geldi. Sonra
tekrar hazırlanıp diş hekimliği
hayalimi gerçekleştirebilirdim.
Yıl 1984, Eskişehir’e bir gittim
çok farklı bir ortam, köy gibi bir
yer o zamanlar. İngiliz hocalar,
İrlandalı hocalar, okulu da çok
beğendim. Baktım ruhuma da
çok uygun. Hayatım boyunca
bir banka memuru olamazdım
zaten. Seçeceğimmeslekler
Sebahat BAĞBARS
Fotoğraflar: Şeref YILMAZ
GÜVEN İSLAMOĞLU:
İnsanlaradünyanın kapalı bir
odaolduğunuanlatmak gerek!