

dosya
şu şekilde sürdürüyor: “Her
ebeveyn, kendi kişilik özelliğine
göre farklı tepkiler verir. Bu
tepkiler sonucunda, kaygılı,
sorgulayıcı, aşırı yönlendirici ve
öfkeli ebeveyn tutumları ortaya
çıkar. Çocuklarının kötü şeyler
öğrenmesinden, zarar görmesinden
ve yaralanmasından korktukları
için onlarla oynamaya çalışır, tüm
zamanlarını onlarla geçirirler. Anne
ve babalar, ebeveynlik rollerinden
çıkarak çocuklarının arkadaşı
olma rolüne bürünür. Bu durum,
çocukta ayrı bir sosyal ortam
oluşturma ve arkadaş edinme
sürecine ket vurabilir; yaşıtlarıyla
oynamayı ve kaynaşmayı
öğrenemeyen çocuğun okulda
yalnız kalmasına ya da yanlış
arkadaş seçimi yapmasına neden
olabilir. Ebeveynlik rolünden çıkan
aileler, çocuğun aile desteğine
ihtiyaç duyduğunu da fark
etmeyebilir.”
ANNE - BABA, ÇOCUĞUN
ARKADAŞI OLABİLİRMİ?
Anne-babaların bazen aşırı
müdahaleci ve korumacı bir
tutum sergilediğine dikkat çeken
Bozdoğan, bu durumun çocuğun
arkadaşlık ilişkisi kurmada
zorlanmasına neden olacağına
vurgu yapıyor ve ailelere şu
tavsiyelerde bulunuyor: “Bazı
çocuklar, aileleriyle olduğu gibi
arkadaşlarıyla da bağımlı bir
ilişki sürdürür. Tek bir arkadaş
bulur, onun yanından ayrılmaz,
arkadaşlığını kaybetmemek için
istediği her şeyi yapar. Arkadaş
edinebilmek için elindekileri
verir. Çocuklar, her ne kadar
kararlarında özgür olmak isteseler
de anne-babanın rehberliğine
ihtiyaç duyar. Ailenin arkadaş
gibi yaklaşımı durumunda
ona ebeveynlik yapacak kimse
kalmayacak. Büyüme çağındaki bir
çocuğun kurallara, bu kuralların
uygulanması için gözetene, yol
gösterene ve gerektiğinde sınırlara
ihtiyacı vardır. Çocuğunuza
arkadaş gibi değil, yol gösterici
birer anne-baba olarak yaklaşın.”
vermeden dinlemek çocuğun
kendini iyi hissetmesini sağlar.
Çocuk, arkadaşlık ilişkilerinde
sorun yaşarsa mümkün olduğunca
müdahale etmeyin. Her çocuk
arkadaşlarıyla zaman zaman sorun
yaşayabilir. Sorunları çözmesine
izin verin. Bu sorunlar, çocuklar
için kendini geliştirme fırsatıdır.
Gerçek hayatın küçük bir örneği
olarak kabul edilmesi gereken bu
zorlu durumlar karşısında, çocuk
mücadele eder, istediklerini alır
ya da istediklerini alamadığında
hissettiği duygularla başa çıkmayı
öğrenir.”
KARARLARINI KENDİ
VERMELİ
Peki, aileler çocuklarının
arkadaşlarının olumsuz
davranışlarını örnek almasından
ARKADAŞLIK
İLİŞKİLERİNDEKİ
SORUNLARI ÇÖZMESİNE
İZİN VERİN
Anne-babalara, “Çocuk gün
içinde arkadaşlık ilişkilerini
anlatmak istemezse zorlamayın”
diye tavsiyede bulunan
Bozdoğan, “Çocuklar, gün içinde
arkadaşlarıyla yaşadıklarını bazen
anlatır, bazen de anlatmaz. Bu
tür durumlarda çocuğun üstüne
giderek zorlamamak gerekir.
Özellikle küçük yaştaki çocukların
büyük çoğunluğu yaşadıklarını
ayrıntılı olarak anlatmak istemez.
Önemli olan, çocuğun anlatmak
istediği anlardır. Eğer çocuk
anlatmak isterse, o zaman gerçek
anlamda dinleyici olmak gerekir.
Geçiştirmeden, göz kontağı
kurarak ve abartılı tepkiler
Çocuğun bir arkadaşından zarar görebileceği
düşünüldüğü zaman, arkadaşıyla görüşmesini
yasaklamak yerine, bu endişeyi onunla dürüstçe
paylaşmak ve çocuğun bu konudaki fikirlerini dinlemek
gerekir. Arkadaşlığını sürdürüp sürdürmemekle ilgili
kendi başına karar vermesine izin verilmelidir. Böylece ona; güvenme, saygı
duyma ve sorumluluk alabilme bilinci gösterilmiş olur.
“Çocuk, arkadaşlık
ilişkilerinde sorun
yaşarsa mümkün
olduğunca müdahale
etmeyin. Her çocuk
arkadaşlarıyla zaman
zaman sorun
yaşayabilir. Sorunları
çözmesine izin verin. Bu
sorunlar, çocuklar için
kendini geliştirme
fırsatıdır.”
Yeşilay
18
BAĞIMLILIK ARKADAŞINIZ OLMASIN!