bir şair olma isteği ile bir şiir kursuna başlar. Mija, kültür mer-
kezinde şiir derslerine devamederken hayatında ilk kez bir şiir
yazması gerekir. Görüşü, belleği, gücü gitgide zayıflamışken
bu yeni görev ona hayatta yeni bir ışık sunar. Ne var ki, tamda
hayal ettiği bir ortama girmiş olmasına rağmen bir anda hayal
gücünün ötesinde acımasız bir gerçekle de yüzleşecektir.
Mija’nın hayatı zor sınavlarla dolu olsa daMija, kendi içinde de-
rinliği, duygusallığı ve hassaslığı kaybetmemiş zarif bir kadındır.
Alışmış olmasındanmı kaynaklıdır bilinmez ama her ne olursa
olsun ince ruhlu yapısından taviz vermemektedir. Bu nedenle
filmboyuncaMija’ya hayran olmamak elde değil. Kendisini
torununa adayanMija, bulunduğu ortamdan uzaklaşmak, belki
kendini de bulmak için şiire yöneliyor. Çevresinde gelişen sert
ve acımasız sorunları arkasında bırakarak, güzel ve ahenkli
şiir sanatına yöneliyor ve unutulan, söylemekten aciz olunan
güzellikleri, duyguları ortaya çıkarmaya çabalıyor. Mija için ‘Şiir
kalpten gelir’ sözü hiç de yabancı değildir. ÇünküMija, zarifliği,
duyarlılığıyla ve vicdanıyla büyük bir kalbe zaten sahiptir.
2010 çıkışlı Güney Kore filmi Şiir, kaybettiğimiz, unuttuğumuz
ve belki de sakladığımız değer ve duyguları ortaya çıkarma
çabasını yaşlı bir kadın ve söz söyleme sanatı arasındaki ilişki
üzerinden değerlendiriyor. BizimMija gibi şiir yazmak için
kursa gitmeye ihtiyacımız veya hevesimiz olmayabilir ama
gündelik hayatımızda şiir gibi uyumlu, değerli, anlamlı ve etki-
leyici bir hayat yaşamaya herkesin ihtiyacı vardır.
Yayınlandığı yıl Cannes FilmFestivali’nde ‘En İyi Senaryo’
ödülüne layık görülen, etkileyici senaryosu ile seyredilmeye
değer bir filmolan Şiir, ayrıca 2011 Asya FilmÖdülleri’nde ‘En
İyi Yönetmen’ ve ‘En İyi Senaryo’ ödülünü de layık görülmüş-
tür. İzlemenizi tavsiye ederiz.
yesilay.org.tr
57
YEŞiLAY
•
KASIM 2014
