

Ö
lüm, her ne kadar
hakkında konuşmaktan
imtina ettiğimiz bir
konu olsa da tıpkı doğum gibi
hayatın yadsıyamayacağımız
gerçeklerinden bir tanesi. Sevilen
bir kişinin kaybı sonucu yaşanan
hisler çok derin ve üzücü olurken;
ölüm karşısında dökülen kelimeler
ise sınırlı ve kifayetsiz kalıyor.
Farklı toplumlarda ve kültürlerde
ölüme yaklaşım şekilleri değişiklik
gösterirken, bizim kültürümüzde
ölen kişinin yakınlarına taziyede
Konuşmaktan hatta çoğu zamandüşünmektendahi kaçındığımız bir konuolan ölümve yas süreci,
kişinin ruhdünyasında onulmaz yaralar açabiliyor. Kayıp ve yas psikolojisiylebaş etmenin yolları ve
budurumu yaşayan kişilere nasıl yaklaşılması gerektiği hakkında bilgi verenKlinik PsikologGizem
Bodur Atalay, bu zorlu sürecinbazı psikiyatrik rahatsızlıkları tetikleyebileceğini belirtiyor.
vurgulayan Klinik Psikolog Gizem
Bodur Atalay, beklenmedik ani
kayıpların kişilerin duruma
adapte olmalarını daha da
zorlaştırabileceğini belirtiyor.
bulunup, “başsağlığı” dilenerek
acı paylaşılıyor. Sevdiği bir
yakınının kaybı kişide birçok
olumsuz duyguyu da beraberinden
getiriyor. Ölüm karşısında şok,
üzüntü, çaresizlik, umutsuzluk,
kaygı, korku, yalnızlık gibi
duygularla mücadele eden
kişinin, kişilik yapısı, stresle baş
etme becerileri gibi psikolojik
yatkınlıkları da yas sürecinde
yaşadığı duyguların şiddetini ve
süresini etkiliyor. Yas sürecinde
verilen tepkilerin ve hissedilen
duyguların kaybedilen kişiye
duyulan sevgi ve bağlılık düzeyiyle
de yakından ilişkili olduğunu
YASPSİKOLOJİSİ
Belit ŞENOL
Klinik Psikolog
Gizem Bodur Atalay
GİDENLERİN ARDINDAN
HAYATA TUTUNMAK;
yaşam
Yeşilay
50