Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  75 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 75 / 84 Next Page
Page Background

ağzına bira sürmeyen bir alkol

düşmanıdır ve sigaranın adını

andırmaz. Mazhar'ın ne içkisi ne

sigarası vardır; bu yüzden onu çok

tutar. İstanbul’a geri döndüğünde

Toptaşı Bimarhanesi’ni ziyaret

eder, gördüğü manzara karşısında

adeta donar. Hastalar esir

mahkumlar gibi kötü hücrelerde

kalmakta, kir ve sefalet içinde

yaşamaktadır. Hele cüzzamlılar

hepten terk edilmiştir. Onu

"Asabiye ve Elektroterapi" hocası

yaparlar. Her ne kadar yoğun olsa

da zaman zaman uzak semtlerdeki

paşa konaklarına hasta ziyaretine

gider, kar çamur demez üç beş

mecidiye toplamaya bakar.

Divanyolu'nda bir muayenehane

açar ve gördüğü talebe kendi de

şaşar. Ne yazık ki o günlerde

İstanbul'da içki ve afyon kullanımı

patlar. Feneryolu'nda Kamer

Hanım adlı bir komşusu vardır.

Kadıncağız yıllarca Yemen

cephesinde esir düşen oğlunu

beklemektedir. Meğer çocuk

İngilizlerin yanında içkiye alışmış,

geldiği gün mahalleyi yıkar...

Zavallı anacığı "Keşke öleydi de

yolunu gözlemeseydim" demeye

başlar. Bu çocuk alkol parası

için biricik annesini öldürür,

tutuklamaya gelen kişileri yaralar.

İşte tam o günlerde "Müskiratın

Men'i Kanunu" yürürlükten

kalkar. Batılılar alkolü yasaklamak

için çareler ararken devletin alkol

üretmesi Mazhar hocayı çok yıkar.

5 Mart 1920 tarihinde 38 arkadaşı

ile Hilal-i Ahdar Cemiyeti’ni yani

Yeşilay Derneği’ni kurar. Yeşilay

ile uyuşturucuya savaş açar.

Mazhar Hoca sigara içenlerin

fincanlarını bile çöpe attırır, "Sizi it

bile ısırmaz!" diye aşağılar.

Toptaşı Bimarhanesi’nde güvendiği

asistanlarını yanına alıp, kolları

sıvar. Pislikten geçilmeyen binayı

baştan ayağa yıkar, boya badana

yaparlar. Yataklara yıllardan

sonra ilk kez temiz çarşaf serilir.

Deli diye itilen insanlar ilk kez

ısınır ve ilk kez doyarlar. Mazhar

Osman onları toplar ve önlerine

mütevazı da olsa bir yemek koyar.

O günlerde hastane kurması için

Bakırköy’de eski bir süvari kışlası

olan metruk Reşadiye kışlasını

Mazhar Osman’a gösterirler.

Çok mutlu olur. Mazhar Osman

birileri "dağ başı" dese de kışlayı

çok sever ve çalışmaya başlar.

Böylece İstanbul Emraz-ı Akliye ve

Asabiye Hastanesi kurulur (1926 ).

Mazhar Osman kuvvetli ve laftan

anlayan hastalara kanal kazdırır,

duvar yaptırır. Kimi taş kırar, kimi

sebze soyar. Temizliği sıkı tutar,

taşıma suyla başlar ve alelacele

bir artezyen kurdurur. Cereyan

gelene kadar petrol lambası ile idare

eder, çalı çırpı yakarak ısınırlar.

Mutfakta kazanlar kaynarken elde

edilen ısı hamama sıcak su sağlar.

Türkiye'nin en gözde hastanesini

kurmak kolay olmaz. Mazhar

Hoca'ya daima birileri "Bize zırdeli

göstersene!" diye asılırlar. Mazhar

Hoca "Siz bana zır romatizmalı, zır

ülserli göstersenize" der, hastalarına

kaçık, manyak diyenlere çok kızar.

Bol bol seyahat eder, yurt dışında

kongrelere katılır, tebliğler sunar.

Bir gazetecinin "Efendim nasıl

meşhur oldunuz?" sorusuna, “Ben

sadece işimi doğru yaptım. Eğer

50 yıldır limon satsaydım, meşhur

limoncu olacaktım” der. O yıllarda

asistanlara yolluk çıkmaz. Hoca

kendi yolluğu ile nice genci yurt dışı

kongrelere yollar. Yetmez, ceplerine

para koyar…Bilimin gelişmesine

sonsuz katkılar sunar…

Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman

Usman, 1933’te ordinaryüs

profesör olarak İstanbul Tıp

Fakültesi Psikiyatri Kliniği

başkanlığına getirildi. Soyadı

kanunu çıktığında, “akılla

uğraşan” anlamında Usman

soyadını almış ve ömrü boyunca

kullanmışsa da daha sonra kelime,

Uzman olarak da yazıldı. 1941'de

başhekimlik görevini bırakıp

emekliye ayrıldığı 1952'ye kadar

öğretim üyesi olarak çalışmalarını

sürdürdü. Türk Nöro-psikiyatri

Cemiyeti'nin kurucusu olduğu

gibi Hamburg Akıl Hastalıkları

Derneği, Fransız Nöroloji Derneği,

New York Nöroloji Akademisi

gibi yurtdışı sağlık kuruluşlarının

onur üyeliklerine seçildi.

Türkiye'de ilk kez seroloji, nöro-

patoloji, deneysel psikoloji

laboratuvarları oluşturulmasında

önemli rol oynadı. 1961 yılında

İstanbul'da vefat etti. Kurucusu

olduğu kurumlar, bugün olduğu

gibi yarın da insanlığa şifa olmaya

devam edecek.

MART 2019 75

Türkiye'nin en gözde hastanesini kurmak kolay

olmaz. Mazhar Hoca'ya daima birileri ‘Bize zırdeli

göstersene!’ diye takılırlar. Mazhar Hoca ‘Siz

bana zır romatizmalı, zır ülserli göstersenize!’ der,

hastalarına kaçık, manyak diyenlere çok kızar.

1933’te ordinaryüs

profesör olarak İstanbul

Tıp Fakültesi Psikiyatri

Kliniği başkanlığına

getirildi.