Yeşilay Dergisi - Ocak 2014 - 960.Sayı - Bağımlılıkların İnsan Sağlığına Etkileri - page 58

çalışan bir halk var orada. Ortadoğu’yu en
iyi anlayabilmek için belki de yaşanabilecek
en güzel yerlerden birisidir Kudüs. 3 yılım
geçti. Hiç pişman değilim. Eğer evli olma-
saydım dönmezdim de, yaşamaya devam
ederdim. Orada olayları objektif görmeye
gayret gösterdim ama biz gördüklerimizi ve
kameralarımızı yansıyanları aktarıyoruz.
Ben Filistinlinin evden çıkarılma hikâyesini
haberleştiriyorsam belki de hiçbir söz söy-
lememe gerek yok o bölgeyi özetlemek için.
Filistinli gençlerin İsrail askerleriyle çatış-
masını haberleştirmeye çalışıyorsam kame-
ramın on dakikalık görüntüsü bunu çok iyi
anlatır size, konuşmama gerek kalmaz.
Gazze’de 15 aylık bir bebek cesedini elime
almak zorunda kaldım
Ben 2007’de de Hamas-El Fetih çatışma-
larında da o bölgedeydim. 2009 Gazze
Savaşı’nda ordaydım. Beni halen yaraladığını
düşündüğüm çok şeyler yaşadım. Mesela;
Gazze’de daha 15 aylık bir bebeğin cesedini
elime almak zorunda kalmıştım. Bombar-
dımandan sonra henüz ulaşılamamış bir
bölgeye vardığımızda; belden aşağısı yanmış
bir çocuk cesedini geri kalan kemiklerini
de köpekler sıyırırken bulduk. Onu kucağı-
ma alıp bir morga götürmek için çaba sarf
etmiştim. Bunları yaşadıktan sonra da bazı
noktalarda tamamen yüzde yüz objektif ola-
cağım diyemiyorsunuz. Nihayetinde insansı-
nız. Bölgede Türk halkının anlayabilmesi için
haberler yapmaya gayret gösterdim, ne İsrail’i
tamamen sorunlu, suçlu bir ülke olarak gös-
termeye çalıştım ne de Filistinlileri tamamen
mazlum olarak göstermeye çalıştım. Bazen
Filistinlileri her zaman mazlum rolünün
arkasına sığınmakla suçladım. İsraillileri
soykırımın arkasına saklanarak yeni soykı-
rımlar yapmakla suçladım. Bu tür haberler
yaptığınız zaman da her iki tarafı da mutlu
edemiyorsunuz.
Müslümanların katledildiği Arakan bölgesine
dünyada ilk giren gazeteciler arasındaydınız.
Oraya bir görev için gidiyorsunuz ama bir yandan
da önüne geçilemeyecek bir duygu, vicdan silsilesi
var. O an ki ruh halinizi nasıl kontrol edebiliyorsu-
nuz, soğukkanlı kalabiliyorsunuz?
Arakan için bunu söyleyebilirim; ben bura-
dan çıkarken klasik haber yapıyorumdiye
Arakan’a gitmiştim. Ama oradaki manzaray-
la karşılaştıktan sonra görevimi bir kenara
bıraktım. Artık burada gazeteci olarak değil,
bir yardım gönüllüsü olarak bulunuyordum
ve buradaki durumu duyurmak içinmü-
cadele etmeye başladım. Şartlar çok zordu.
Görevinizi yapmanız için sahip olduğunuz
imkânlar yetersizdi. BizimNaf nehrini aşarak
karşıya geçmemiz gerekiyordu. İnanılmaz
derecede tehlikeliydi. Bangladeş polisi ense-
mizde, karşı tarafta da Burma askerleri var ve
benim söylediğim tek şey vardı: Allah’ımben
bunu haber yapmak için yapmıyorum, eğer
bu insanların sesini duyurabileceksembizim
yolumuzumuhakkak sen açabilirsin, başka
kimse de bize yardım edemez. Ve inanır mısın
yolumuz açılmıştı. Ama Mısır’a gittiğimde
gazeteciydim. Ben ne İhvan’ı destekliyorumne
de bir başkasını. Mısır’da ne görüyorsamonu
aktarıyorum. Katliam yapılırken de Mısır’day-
dımve bunları Türkiye’ye aktardık. Bu sebeple
gözaltına alındık. Ama bir yardım gönüllüsü
değil bir gazeteci olarak gözaltına alındım.
Savaş muhabirliği aslında bir anlamda kelle kol-
tukta bir anlayışla yürüyen bir vazife. Hiç ölümle
burun buruna geldiniz mi?
En çok tehlikeyi Libya’da yaşadım. Rah-
sanuf diye bir şehrin önünde savaş vardı.
Yabancı kanalların son dakikası bel-
lidir; devrimoluyordur, savaş çık-
mıştır, depremveya çok büyük bir
kaza olmuştur. Ama bizde ise; Son
Dakika: ‘Ankara kara hazırlanıyor!’
56
1...,48,49,50,51,52,53,54,55,56,57 59,60,61,62,63,64,65,66,67,68,...76
Powered by FlippingBook