

bu konuyla ilgili olarak çocuğun
üzerine gitmemesi gerektiğini
vurguluyor. Ailenin çocuğu
sorgulaması çocuğun kendisini
daha fazla soyutlamasına ve
yalnız kalmasına neden olabiliyor.
Özçelik “Ailenin çocuğa devamlı
olarak çocuğun hayali arkadaşıyla
alakalı sorular sorması, çocuğun
hayali arkadaşını saklamaya ve
kendini sosyal ortamdan daha fazla
izole etmeye çalışmasına sebep
olacaktır. Bu nedenle aile, çocuğun
üzerine gitmemeli ve durumun
doğasını anlamaya çalışmalıdır.”
diyor. Ailelerin çocuklarına sosyal
ve duygusal açıdan ellerinden
geldiğince destek olmaya çalışması
gerektiğini belirten Özçelik,
“Çocuğu kendi yaşıtlarının olduğu
sosyal ortamlara sokmak, çocuk
için duygusal dışavurumnoktasında
faydalı olacaktır.” diyor. Özçelik
son olarak okul çağıyla birlikte
hayali arkadaş kavramının yok
olması gerektiğinin altını çiziyor:
“Çocuk, okula başladığında ve
kendi yaşıtı arkadaşlar edindiğinde
hayali arkadaşla olan ilişkisi
yoğun bir şekilde devam ediyorsa
ve yaşıtlarıyla sosyalleşmekten
kaçınıyorsa aileler konuyla alakalı
olarak bir uzmandan yardım
almalılar.”
bir hayvan olabiliyor. Dolayısıyla,
hayali arkadaş edinme durumuna
bir hastalık demek yanlıştır.” diyor.
7 YAŞ SONRASINADİKKAT!
Özçelik, hayali arkadaşların çocuk
gelişimi söz konusu olduğunda
bazı faydaları olduğuna da dikkat
çekiyor ve çocuğun bu yolla güncel
hayatta karşılaştığı problemlerle baş
edebilme becerisi kazanabildiğini
ifade ediyor. Özçelik, çocuğun 7
yaşını geçmiş olmasına rağmen
halen hayali arkadaşının olması
halinde bir sorundan söz
edilebileceğini vurguluyor ve
ekliyor: “Bu durum, 7 yaşını geçen
çocuklarda halen varsa, bu hayali
arkadaş çocuğun sosyal ortamdan
kopmasına sebep olup çocuk gerçek
arkadaşları yerine hayali arkadaşını
tercih ediyorsa, ebeveynler
durumun altında yatan ciddi bir
psikolojik problem olduğunu göz
önünde bulundurmalılar.” Özçelik,
bu noktada ise yapılması gereken
ilk şeyin konuyla alakalı olarak
bir uzmanla görüşmek olduğunu
sözlerine ekliyor.
NE YAPMALI, NE
YAPMAMALI?
Özçelik, hayali arkadaşı olan bir
çocuğun ailesinin her şeyden önce
kalıyor; hatta paniğe kapılabiliyor.
Uzmanlar çocuğun gerçeklikten
tamamıyla kopmadığı sürece
hayali arkadaşlarının olmasının
bir sakıncası olmadığını, hatta
bu durumun çocukların sağlıklı
duygusal ve zihinsel gelişim
içerisinde olduklarını gösteren
bir işaret olduğunu belirtiyor.
Bu dönemde anne-babaların
endişeye kapılmadan çocuklarını
yakından izleyip duygusal
ihtiyaç ve beklentileri hakkında
gözlem yapmaları gerekiyor.
Hayali arkadaşın çocuklar için
dış dünyayla kurmaya çalıştıkları
ilişkinin bir aracı olduğunu
söyleyen Uzman Klinik Psikolog
Dila Özçelik, bu çocukların
kendisini daha çok güvende
hissetmeye ve duygularını daha
rahat dışa vurmaya ihtiyacı
olduğunu vurguluyor. Kendisini
yeterince güvende hissetmeyen,
duygularını yansıtamayan
çocuğun hayali arkadaştan güç
aldığını söyleyen Özçelik, konu ile
ilgili olarak anne babalara önemli
tavsiyelerde bulunuyor.
“HAYALİ ARKADAŞ BİR
HASTALIKDEĞİL”
Araştırmalar, 3-5 yaş arası
çocukların %65’inin hayali
arkadaşı olduğunu ve ailede tek
çocuk olarak büyüyen çocukların
kendilerine hayali arkadaş
yaratma ihtimalinin kardeşle
birlikte büyüyen çocuklara göre
daha fazla olduğunu ortaya
koyuyor. Anne-babanın çocuğun
kendi kendine mırıldandığını
duyduğunda kiminle konuştuğu
sorusuna aldıkları yanıt ise
genellikle “Kimseyle…” şeklinde
oluyor. Özçelik, bu durumun,
aileleri endişelendirse de, genellikle
çocukların hayal ile gerçeği tam
olarak ayırt edemedikleri dönem
içinde ortaya çıkan çok olası bir
durum olduğunu vurguluyor.
Özçelik, “Bu dönem içerisinde
çocuk kendisine, kendisinden
başka kimsenin göremediği
arkadaşlar yaratabiliyor. Hayali
arkadaş bazen bir insan bazen ise
eSGYO SOYPE FEĽPEHØĴØRHE ZI OIRHM ]EĽØXØ
EVOEHEĽPEV IHMRHMĴMRHI LE]EPM EVOEHEĽPE SPER
MPMĽOMWM ]SĴYR FMV ĽIOMPHI HIZEQ IHM]SVWE ZI
]EĽØXPEVØ]PE WSW]EPPIĽQIOXIR OEpØRØ]SVWE EMPIPIV
OSRY]PE EPEOEPØ SPEVEO FMV Y^QERHER ]EVHØQ EPQEPØPEV
ŞUBAT 2019 47