

başarılı olmuş insanların ortak
özelliği iyi özgeçmişe sahip
olmaları ya da okudukları
okullar değil otokontrol
sahibi olmaları. Abartmamak.
Abartmamak da ailede
öğreniliyor.
Mutlaka dil öğrenin, ara sıra
egzersiz yapın, iyi uyuyun,
haftada bir gün geyik yapın.
İşini aşkla yapmak
İşte başarı uzmanı ve yazar
Mümin Sekman, “İnsan
hayatının merkezinde iki
büyük değer var; aşk ve
başarı. İnsanlığın neyin
peşinde koştuğuna bakın;
bir grup başarı peşinde aşkla
koşanlar, diğer grup aşkın
peşinde başarıyla koşmaya
çalışanlar. İnsanlar ya iş ya
da ilişki merkezli” diyor ve
ekliyor, “Aşkı ve başarıyı en
yüksekte yaşayanlar, ikisini
iç içe geçirebilenler. Mesela
Angelina Jolie-Bradd Pitt
çifti gibi, Sartre ile Beauvoir
çifti gibi kariyerleriyle aşkları
iç içe geçmiş olanlar. Aşk ve
kariyerleri simbiyotik şekilde
birbirinden besleniyor, birbirini
besliyor. Hem imaj olarak, hem
de zihinsel gelişim olarak.”
Görünen o ki Sekman ve Erbaş
homogami konusunda aynı
fikirdeler.
İlahi aşk
Bir insana duyulan aşk kadar
ilahi aşk da insan hayatında
önemli yer tutuyor ve
yaşamlarını dönüştürüyor,
değiştiriyor. Yunus Emre,
Mevlana gibi ilahi olanın
zenginliğini herkese anlatabilen
kalemlerden görüyoruz ki
onların yaşadığı aşk ancak onlar
gibi hissedilirse anlaşılabilir.
Onların mertebesine erişenler
mutluluğu sade bir yaşamda
buluyor, ruhsal olarak gelişiyor
ve kendileri için bir şey yapma
duygusundan arınarak tamamen
bütünün hayrı için yaşamaya
başlıyorlar.
Aşka nasıl ulaşılır?
Aşk her şeye iyi geliyorsa
ona nasıl ulaşılır sorusuna
Sekman şöyle cevap veriyor,
“Aşkta da kariyerde de doğal
uyum teorisine inanıyorum.
Çiftlerin birbirini tavlamaya
çalışmasına karşıyım. Birkaç
görüşmeden sonra doğal uyum
varsa o ilişkiye zaman, enerji ve
odak katabilirsiniz. Aşkta da,
kariyerde de insanlar yapılarıyla,
yatkınlıklarıyla uyumlu olmayan
seçimler yaptığında ‘ikna etmek’
zorunda. İkna varsa orada yapay
bir şey vardır. Kariyere mi, aşka
mı yatkın olduğunuz da genetik
faktörlerle açıklanabilir.”
B r nsana
duyulanaşk
kadar lah
aşkda nsan
hayatındaöneml
yer tutuyorve
yaşamlarını
dönüştürüyor,
değ şt r yor.
Aşık olduğumuzda vücut kimyamız da değişiyor. Ter bezlerinden
salgılanan kokumolekülleri olarak tanımlayabileceğimiz feromonlar
kendimize biyolojik olarak en uygun eşi seçmemize yardımcı oluyor.
Birinin kokusu bize itici geliyorsa o kişiyle genetiğimiz yakın ya da
aynıdır. Eğer kokusu çekici geliyorsa bugenetiğimizin farklı olduğunu
ve o kişiden sağlıklı bebek yapabileceğimizi gösteriyor.
Aşıkolunca dopamin, serotoninve noradrenalingibi hormonlar aktif
ve dengeli şekilde salgılanıyor. Aşkın kalıcı hale gelmesini ise sevgi
ve bağlılık hormonu oksitosin sağlıyor. Aşk hissi zihni işgal ettiğinde
beynin çalışma sistemi de değişiyor. Testosteron, androjen, östrojen,
progesteron gibi hormonlar dengeleniyor.
Buhormondeğişimleri duygusal değişimler kadar, fiziksel değişimler
de ortaya çıkarıyor. Buhormonlar sayesinde saçlara ve cilde parlaklık,
gözlere canlılık geliyor, daha pozitif bireylere dönüşüyoruz, yaşam
enerjimiz artıyor. Aşık olunan kişiye daha güzel görünme arzusu
kişisel bakım isteğini artırıyor. Karşılıklı aşkta özgüven çoğalıyor,
kendimizi daha güçlü ve çekici hissediyoruz. Yani aşk her koşulda
bedenimizde ve ruhumuzda olumlu değişikliklere vesile oluyor.
AŞK, VÜCUTKİMYASINI NASILDEĞİŞTİRİYOR
ŞUBAT 2019 49