Riskli İnternet ve Teknoloji Kullanımı - page 40

Bu kurallara uyması yapısal olarak da mümkün değildir
zaten. Bu durumda sıradan insanların uyacağı etik
kurallardan söz edemeyiz, ancak ‘ahlak kuralları’ndan
söz edebiliriz.
Ahlak kuralları köklüdür, inanç sistemine dayanır, gele-
nek haline gelmiştir, reflekse dönüşmüştür. Yüzyılların
imbiğinden süzülerek bugüne kadar gelmiş, sınanmış,
faydası görülmüş ve küresel ahlakın(!) dezenfor-
masyonlarına rağmen kendini korumuş, uyulmadığı
takdirde, somut yaptırımları olmasa dahi, bireysel ya da
toplumsal zararlara yol açacağı bilinen kurallar bütünü-
dür. Hayatın her alanındadır ve ister bir habere yorum
yapın, ister kendi blogunuzda yazı yazın, ister Facebo-
ok’ta paylaşımyapın, ister Twitter’da tartışmalara girin,
sanal âlemi de kapsar. Bireysel üretici/tüketicilerin
uyması gerekenmedyamesleğine ait etik kuralları
yoktur ama her şeyin üstünde olan ahlak onlara doğru
olanı gösterir/göstermelidir.
Yapılan yanlışların temelinde “görünür olma”
dürtüsünün var olması…
‘Nedir bu ahlak kuralları’ sorusuna verilecek eksiksiz
bir cevap hem bu metnin sınırlarını hem de bu metnin
yazarının kapasitesinin sınırlarını aşar. Bu yüzden
uyulması gereken ahlak kurallarını sıralamaya ça-
lışmaktansa kişisel gözlemlerden yola çıkarak bazı
temel yanlışlardan birkaç cümle ile bahsedip genel
çerçeveyi çizebiliriz.
Yapılan yanlışların temelinde ‘görünür olmak’ dürtüsü-
nün var olduğunu söylersek sanırımabartmış olmayız.
Bilinmek, görünmek, takdir edilmek, alkışlanmak. Bu
temelde insani bir zaaf. Yeni medya bağlamında baka-
cak olursak gerçeklik algısının bozunuma uğrayarak
sanal dünyada var olmanın gerçek dünyada var olmak
ile eş değer konuma gelmesi. Neredeyse yirmi dört
saat boyunca çevrimiçi olmayı gerektirecek bir saplantı.
Bu sanal dünyada var olduğunu ispat etmenin tek yolu
da türlü yollar kullanarak sürekli aktif olmak, dikkat
çekmek, görünür olmak. Bu uğurda yapılan aşırılıklar,
teşhirciliğe varan paylaşımlar, intihal, kötü Türkçe, tak-
ma isimlerin ardına sığınarak sınırları zorlayan ifadeler,
gerçek yaşamdamuhatabının yüzüne karşı söylemeye
cesaret edilemeyen sözlerin sanal âlemde pervasızca
sarf edilmesi, mesnetsiz büyük iddialarda bulunmak,
yalan söylemek, iftira etmek, küçük örneklerden yola
çıkarak büyük genellemeler yapmak, her konuda bilgi
sahibiymişçesine yorumlarda bulunmak ve değer yar-
gılarını hiçe sayarak her şeyle dalga geçmek ‘görünür
olmak’ dürtüsünü besleyen yanlışlar silsilesinden bir
kesit. Dileyen kendi kişisel gözlemlerinden yola çıkarak
listeyi çoğaltabilir. Ancakmeselenin özü ‘görünüyorum,
o halde varım’ önermesini bilinçli veya bilinçsiz bir şekil-
de kabullenmiş olmamızdır.
Gerçek, ekranın neresinde?
‘Sanal âlemde sadece kötü ve zararlı şeyler değil,
güzel ve faydalı şeyler de var’ düşüncesiyle tablonun
tamamının bu kadar kötü olmadığına dair bir takım
itirazlar gelebilir. Evet, doğru, yapılan güzel ve faydalı
şeyler de oradalar, varlar ve belli ki bir ihtiyacı gide-
riyorlar. Ancak sanal âlemde yapılan güzel ve faydalı
şeyler sanal âlemde yapılan güzel ve faydalı şeylerdir,
o kadar. Ve aslında gerçek dünyada var olan güzel ve
faydalı şeylere işaret ettikleri oranda bir kıymetleri
vardır. Hatta bunun ötesinde bir işlevleri yoktur. Veya
tam tersi durumlarda olumsuzluklara dikkat çekmek
gibi bir işlevleri...
Yeni medya araçları kullanılarak duyuru/ilan yapılabilir,
bir doğruya ya da yanlışa dikkat çekilebilir, hatta bir
ürün pazarlanabilir. Yani her ne yapılıyorsa kayna-
ğı gerçek dünyada var olmalıdır. Bunların dışındaki
sebeplerle, sanal âlemi gerçek kabul edip gerçek
sorunların çözüm yeri olduğu düşüncesine kapılmak
gerçek sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz hatasına
düşmemize sebep olacaktır. ‘Görünür olmak’ dürtü-
süyle yapılan yanlışlar ne kadar kötüyse faydalı bir şey
yapıyormuş yanılgısıyla boşluğu daha da büyütmek
de bir o kadar yanlıştır. Bir müddet sonra bu ikisi aynı
kapıya bile çıkabilir.
Ünlü iletişim bilimci Marshall McLuhan’ın ‘ortam
(medya) mesajın kendisidir, mesajı belirler, şekillendi-
rir’ anlamına gelebilecek ‘the medium is the message’
cümlesi bir uyarı olarak ele alınmalı. Yeni medya araç-
ları, ahlakımızı, ilişki biçimlerimizi, hayata bakış açımızı
belirlememeli. Gerçek yaşam ekranın dışında, gerçek
ahlak da öyle. Hem gerçek hem de sanal dünyayı
şekillendirmesi gereken ahlak.
DOSYA
‘Görünür olmak’ dürtüsüyle yapılan yanlışlar ne
kadar kötüyse faydalı bir şey yapıyormuş yanılgısıyla
boşluğu daha da büyütmek de bir o kadar yanlıştır.
Gerçek yaşam ekranın dışında, gerçek ahlak da
öyle. Hem gerçek hemde sanal dünyayı şekillendirmesi
gereken ahlak.
yesilay.org.tr
38
YESiLAY
TEMMUZ 2014
1...,30,31,32,33,34,35,36,37,38,39 41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,...92
Powered by FlippingBook