Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  35 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 35 / 84 Next Page
Page Background

yesilay.org.tr

35

YEŞiLAY

AĞUSTOS 2015

kalbin çarpması ve küçük çocuklarda ağlama krizlerine

varan tepkiler olarak ortaya çıkabilmektedir. Bebek,

doğumundan sonraki dönemde ihtiyaçlarının ağlama ile

giderildiğini ve çevreyi bu şekilde harekete geçirebildiğini

yavaş yavaş öğrenir. İhtiyaçları giderilmediğinde hayal

kırıklığı ile tanışır ve tek çaresinin ağlamak olduğunun

farkına varır. Bir yaşından itibaren çocuklar büyüdükçe

öfkelenme ve bunu gösterme davranışına başlar. Öfkeli

davranışlar genellikle yapmak istediğini yapamama,

istemediği bir şeyi yapma, çok yorulma, acıkma, kendini

ifade edememe ve ebeveynlerin dikkatini çekmek

amacıyla kullanılan bir yöntemdir.

KRİZİN BAŞLADIĞI NOKTA

Çocuklarda davranışlar bu dönemde benmerkezli ve

dürtüsel olmaktadır. Çocuklar davranışlarını engellemek

istemezler ve bunun karşısında da onu yönlendirmeye

çalışan ebeveynler ile zıtlaşmaktadırlar. İşte tamda bu

noktada kriz başlamaktadır. Bu noktada çocuk bağırabilir,

ısırabilir, vurabilir ve kendini yere atabilir.

İki yaş dönemi çoğunlukla 'korkunç iki yaş' (terrible two)

olarak adlandırılmaktadır. Çocuk bu yaşta yürümeye

ve konuşmaya başlar, çevre üzerinde hakimiyeti artar.

Kendini dünyanınmerkezindeymiş gibi hisseden çocuk,

yapmak istediğinin engellenmesinden hoşlanmaz

ve "hayır"lar başlar. Karşılıklı gerginlik arttıkça

çocukta tutturmalar, negatif tavırlar öfke krizlerine

dönüşebilmektedir. Çocuğa duygularımızı kırmadan,

incitmeden anlatmanın çok kolay yolları var:

Çocuklarınıza söylemek istediğiniz şeylerde,

mesajlarınızı davranış üzerine yoğunlaştırın, çocuğun

kişiliği üzerine değil…

Örneğin:

“Saygısızsın, herkesin seni beklemesinden

rahatsız olmuyorsun” dersek çocuğumuz nasıl tepki verir,

“Seni bekledik, zamanında gelmediğin için yemekler buz

gibi oldu” dersek nasıl bir tepki verir?

Doğrudan ve belirgin ifadeler kullanın…

“Eve zamanında gel, yemeğe geç kalma” ne

demek, açıkça tanımlamazsak çocuğumuz bizimne

kastettiğimizi anlamayabilir. Geç ne demek, zamanında

ne demek, açıkça ifade edersek, doğru anlaşıldığımıza

emin olabiliriz. Bu durumda, örneğin, “Saat 7’de

yemek yiyeceğiz, en geç 6’da evde olmanı istiyorum”

dediğinizde daha anlaşılır olur.

Normal sesinizi kullanın…

İletişimde sesimizin yükselmesi, kontrolü

kaybettiğimizi gösterir. Kendimizi doğru ifade etmek

istiyorsak, normal ses tonumuzla konuşmamız daha

etkili olacaktır.

Çocuğun öfkeli tutumlarına karşılıklı tepki vermek onun

gerginliğini daha da artırmaktadır. Sakin kalmalı ve kriz

anı geçince çocukla konuşarak durumu değerlendirerek

duyguların dışa vurulmasını sağlamak her iki tarafı

da rahatlatacaktır. Herhangi bir vurma davranışında

çocuğu sadece tutmak ve onunla göz kontağı kurarak

bunu bir daha yapmaması söylemek doğru olacaktır.

OYUN TERAPİSİ İLE ÖFKESİNE

ÇÖZÜM BULUN

Sorun çözülmez ise ilerleyen yaşlarda dikkat eksikliği,

hiperaktivite, kaygı, depresyon gibi psikiyatrik

tabloların da eşlik ettiği öfke kontrol sorunları

yaşanabilmektedir. Bu tür durumlarda ailelerin

danışmanlık hizmeti alması yararlı olacaktır. Oyun

terapisi teknikleri ile uygulanan psikoterapi süreci bu

konuda faydalı yöntemler arasında yer almaktadır.

ÖFKE KRİZİ YAŞAYAN ÇOCUĞA AİLENİN

TUTUMU NASIL OLMALI?

Çocuğunuzun kızdığı zaman öfke krizine girmek

gibi bir alışkanlığı varsa; çocuğun öfkeli olmadığı,

ortamın huzurlu olduğu bir zamanda bir ailemeclisi

toplayıp bu davranışın kabul edilemez olduğunu

açıkça anlatmak gerek. Önce kısaca ve açıkça

anlatacağız.

“Bundan sonra, istediğin şeyleri ağlayarak

anlatmanı istemiyorum, anlaştıkmı oğlum…”

“Peki ağlarsan ne yapalım?”

“Ağlamak istiyorsan ağlayabilirsin, ama

ortalıkta değil. Ağlamaya başladığında seni

odana götüreceğim, orada istediğin kadar

ağlayabilirsin. Ağlaman bitince çıkabilirsin.”

Verilmesi gerekenmesaj verildi, çocuğun ağlama

sonucunda başına gelecekler belli oldu. Bundan

sonra yapılması gereken şey, kararlılıkla dediğimizi

uygulamak olmalı. “Çocuk kendine zarar verecek”

düşüncesiyle çocuğunuzu ağlaması bitmeden

odadan çıkarırsanız, bir sonraki kriz çok daha

şiddetli olacaktır. Buradaki anahtar sözcük,

kararlılık. Sert olmadan gösterilecek kararlılık,

çocuğumuzun sınırını öğrenmesini sağlayacak.