Uyuşturucu Bağımlılığı, Arz ve Talep Azaltımı, Tedavi ve Korunma Yöntemleri - page 35

kişiyle uyuşturucu içiyor. Zira aksinin olması için bağımlılıkla
mücadele şuurunun hayat tarzı haline gelmesi bir zarurettir.
Ailemi çok üzdüm. Defalarca yıktım, yaktım yüreklerini,
gözyaşlarını kuruttum. Hapse girince ölmeyeceğim için se-
vinen bir annem var benim. Yuh bana, yazık bana. Hiçbir an-
ne-baba bir uyuşturucu bağımlısının yaptıklarını hak etmez.
Her ebeveyn hata yapar ama çocuklar daha çok hata yapar
ve benim en büyük hatam da; aileme uyuşturucu gölge-
sinde yaşattıklarımdır. Affettiler beni, bendeki değişime ina-
namıyorlar. Anneciğim ürkek bir serçe yüreği taşıyor ve hâlâ
gözlerinin içi bu yeni halime gülücükler saçsa da, hemen
ardında hazır ol da bekleyen tedirginliğini görebiliyorum.
Elimden geleni yapıyorum, beynimden gelenleri engelle-
mek için ve biliyorum ki günahlarım çok büyük, başkalarına
bulaştırdığım uyuşturucunun günahları bile yeter bana. O
yüzden iyileşmekte olan bir bağımlı olma çabam yetmez,
yüzmeyi öğrenerek başkalarını da boğulmaktan kurtarmak
boynumun borcu benim…
Uyuşturucu sorunu kişisel bir sorun değildir!
Uyuşturucu ve bağımlılık sorunu toplumsal bir sorundur.
Ancak toplumsal algımız bu konuda toplu hareket etmekten
oldukça uzak. Uyuşturucu sorununun varlığını tanıma konu-
sunda gereksiz bir ürkeklik ve sorunu yok sayma halindeyiz. Ve
böyle olunca da, bir insanın vücuduna girip, ruhunu esir eden,
sosyal hayatını dönüştüren uyuşturucu sorununa, sorunun sa-
hibi her kimse, sorun yalnızca onun sorunu diye bakıyoruz. Ve
bu hâl, soruna karşı doğru hamlelerle yönelmemizi engelliyor.
Bağımlılık, en kısa yoldan; “bir beyin hastalığı” diye tanımla-
nıyor. Mesele beyinde, yani sorun, beyne hükmeden uyuş-
turucu çeşitlerinin hayata girmesiyle başlıyor. Uyuşturucu
ile insanın teması olmaz ise bu hastalık insana, havadan,
sudan bulaşmıyor. Durduğunuz yerde gelip size musallat
olmuyor. İlle de temas gerekiyor. Birinin uzattığı avuç içeri-
sindeki uyuşturucuyu kabul ederek, iradeyi bağımlılık yapıcı
maddeye kaptıran insanoğlu, neticede iradesiyle hayatına
aldığı o uyuşturucu maddenin bağımlısı olur. İrade ile iradeyi
kaybediş, acıklı bir durumdur.
Bağımlılık yapıcı maddeler ile temas sonrası
yaşananlar baştan bellidir.
Uyuşturucuya karşı irade; uyuşturucunun kişinin burnunun
ucuna kadar geldiği, gözleriyle gördüğü noktada söz konu-
sudur. İşte tam bu kadar yakınlıkta bir irade sergilenir de kişi
elinin tersiyle bunu iterse-ötelerse ve en kallavisinden bir
HAYIR derse temas yarım kalır ve uyuşturucu vücuda gir-
mez. Ve böylece sonu başından belli olan bağımlılık durumu
asla bu tavrı sergileyebilen bir insanın hayatında gelişmez.
Ancak bir kez deneyeyim diyerek o “bir” sayısının şehvetine
insan kapılırsa, birçok insan da olduğu gibi bir sayısı onlara,
yüzlere ve bağımlılık sayısına kadar gider. Beyni etkileyen
tümmaddeler için irade; kullanmadan öncedir, kullandık-
tan sonra irade, kullanılan maddeye geçer ve bu durum her
insan için standarttır.
Geleceğinde, geçmişiyle yaşayan kişilere ‘iyileşmekte olan
bağımlılar’ denir. Her bağımlı geçmişinin gölgesinde yeni
bir hayat kurmaya çalışır. Bağımlı oldukları maddeye karşı
verdikleri mücadele yabana atılacak, küçümsenecek bir
mücadele değildir. Ancak bu hali yaşayan her bağımlı da
şunu bilir ki, en başta yapması gereken ilk irade mücade-
lesini, uyuşturucu ile karşılaştığı o ilk gün kaybetmeseydi,
hayatta daha başka büyük başarılar elde edecekti.
İyileşme dönemiyle birlikte her bağımlı, uyuşturucu ile kay-
bettiği günleri geri kazanmak için de bir mücadele vermesi
gerektiğini, diğer insanlarla hayat içerisinde açılan mesafeyi
de kapatması gerektiğini görür. Bunu gördüğü anda uyuş-
turucuya dönüp kaçanlarla, kaçmayıp önüne bakanların sa-
yısal karşılaştırmasında kaçanların sayısı maalesef yabana
atılmayacak kadar çoktur. Bu iş zor, o yüzden bağımlı hayat
hikâyeleri bizlere o hayatların başka insanların hayatlarında
tekrarlanmaması için önemli rehberlerdir. Bu rehberlerin ya-
şadıklarını yaşamamak konusunda onları kendimize örnek
almalıyız ki onların en azından bağımlılığa kaptırdıkları acılı
hayatları bu anlamda bir faydaya dönüşsün.
Türkiye’de uyuşturucu var!
Ülkemizin her şehrinde ve hatta artık her ilçesinde uyuştu-
rucu ile temas etmiş yüzlerce-binlerce çocuklarımız var. Ba-
ğımlılık bulaşıcı bir beyin hastalığıdır. Çünkü bağımlılığın bulaş-
tırıcı virüsü insanın bizzat kendisidir. Uyuşturucu ilemücadele
için, yalnızca uyuşturucu bağımlılarının değil, kendisinin ayık
olduğunu iddia edenlerin de biran önce ayılması gerekiyor.
Türkiye için ayılma vakti…
Bağımlılıkla mücadele şuurunun hayat tarzı haline gel-
mesi bir zarurettir.
Uyuşturucu ve bağımlılık sorunu toplumsal bir sorun-
dur. Ancak toplumsal algımız bu konuda toplu hareket
etmekten oldukça uzak.
Bağımlılık sorunu, beyne hükmeden uyuşturucu çeşit-
lerinin hayata girmesiyle başlıyor. Uyuşturucu ile insanın
teması olmaz ise bu hastalık insana, havadan, sudan
bulaşmıyor.
Uyuşturucuya karşı irade; uyuşturucunun kişinin burnu-
nun ucuna kadar geldiği, gözleriyle gördüğü noktada söz
konusudur
yesilay.org.tr
33
YESiLAY
HAZiRAN
2014
1...,25,26,27,28,29,30,31,32,33,34 36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,...90
Powered by FlippingBook