Yeşilay Dergisi 2014 970.Sayı Uyuşturucuya Karşı Ortak Akıl - page 41

kabulünü ve kapalı anlamıyla yaşamalarından kurtul-
malarını ve yoksunluklarını telafi etmelerini sağlamak-
tayız. Bireyin bağımlılıkla mücadelede, sosyal hayata
adaptasyonunda karşılaşılan ve aşılması gereken en
büyük engellerden birisi de “zamanın farkına vara-
bilmesidir”, bu noktada “namaz”, zamanın farkına
varılması, hayatının belki de önemli bir kısmında yaşa-
madığı “gece” ve “sabah” gibi vakitlerin idrak edilmesi,
zamanın tükenen bir kaynak olduğunun anlaşılması
için bir zemin teşkil etmektedir. Bağımlı için zaman yok
edilmesi gereken bir rezerv değer iken, “namaz bilinci”
ile artık, kullanılması ve istifade edilmesi gereken bir
kaynağa dönüşür. Özellikle cemaatle kılınan namaz-
lar, bireyin maddenin etkisiyle etrafında oluşturduğu
duvarları aşarak sosyalleşmesine vesile olmaktadır.
Bilimsel kanıta dayalı çalışmalardan öte, yani fizik
ötesine, bilimin ihtiyatla yaklaştığı noktada savundu-
ğunuz alan devreye giriyor diyebilir miyiz?
Biz hiçbir zaman “öteki”leştirici bir tavır içinde bulunma-
dık. Meslek elemanları ile doktor, psikiyatr, sosyal çalış-
macı, sosyolog, psikologlar ile bir arada olmaktan imtina
edip, bilmediğimizi öğrenmemize engel teşkil edecek bir
kompleks geliştirmedik. Parçalamakmodernin problemi,
hükmetmekmodern insanın problemi. Fizik, fizik ötesi
onlara ait kavramlar. Bizde “alem” ve “alemlerin sahibi”
varken, onlarda “anomi”, “anarşi”, “sosyal entropi” var.
Hiçbir şey için geç kalınmış değil, bir an önce insana ait
bütün alanlarda, sorumsuzca bir tavırla birbirine tezatmış
gibi lanse edilen “ilim” ve “din”in izdivacının temini gerek-
mekte, yoksa hakikat rakamların, istatistiklerin, tartış-
malı formüllerin altında can çekişecek.
Farkındalık çalışmaları yanında tedavi ve rehabilitas-
yonda da etkilisiniz. Aileler ve bağımlı yakınları genel
olarak bağımlıya ilk nasıl yaklaşacakları konusunda
bilinçsiz olabiliyor. Sizin bağımlı kişi ile iletişiminizde
dikkat ettiğiniz hassasiyetler nelerdir?
Bu soruya aileler üzerinden cevap verelim isterseniz;
Problemden önce, panikle mücadele edilmeli;
Aileler bu yeni durum karşısında soğukkanlılıkları
muhafaza etmeli…
Ümidini yitiren, evladını yitirir;
Hangi düzeyde olursa olsun bu bağımlılıktan kurtulan
onlarca örnek, hafızamızda ümide dair sağlam şahitler
olarak durmaktadır. Aileler ümitlerini kaybetmemeli.
Her bilene değil, bir bilene inanılmalı;
Bir tedaviye karar verildiğinde süreç kesintiye uğra-
tılmadan devam ettirilmeli. Virutik etki yapan –dedi,
-dedim vb. söylencelerden uzak durulmalı,
Sihirli tedavi yoktur. Bedel muhakkak ödenecek;
Denize düşen yılana sarılır, yalana sarılmaz.
Internette, gazetelerde, hasta yakınları arasında her
gün yüzlerce haber, onlarca sihirli formül dolaşır ki,
bunların çoğu istismar amaçlıdır.
Amankimseduymasındiyenler, 8sütunamanşet olurlar.
Bağımlılık tedavisi tek başına başa çıkılabilecek ve/
veya halının altına süpürülerek kurtulabilecek bir
problem değildir. En yakın zamanda duygusal patern-
leri frenleyerek sağlık kurumları ve ihtiyaç duyuluyor-
sa emniyet ile ilişkiye geçilmelidir.
Çocuğunuzun her istediğini yapmak, onu sokağa
atmaktan daha kötü sonuçlar doğurur.
Aileler madde parası temin güçlüğü çeken bağımlıların
en temel kaynağıdır. Çocuklarının içinde bulunduğu
duruma dayanamayan ebeveynler sıklıkla bu taleplere
olumlu cevap verirler, bu durummadde bağımlılığı ile
mücadelede en önemli ket vuruculardandır.
Bitti kurtulduk demek için acele etmeyiniz.
En sıklıkla rastladığımız durumlardan birisi maddeye
tekrar başlama eğilimidir. Kurtulmak bir ömür boyu
devam edecek kontrollü bir yaşam ile mümkündür.
Taraf olmayan, bertaraf olur.
Bu sorunla sosyal, ekonomik, psikolojik bütün enstrü-
manlar kullanılmak suretiyle verilmeli. Bu sorundan
etkilenenlerin, etkin olmadıkları hiçbir çözüm reel ve
rasyonel değildir.
Bağımlı için zaman yok edilmesi gereken bir
rezerv iken, “namaz bilinci” ile artık, kullanılması
ve istifade edilmesi gereken bir kaynağa dönüşür.
Uğur ELAMAN
Uğur Elaman 1969, Ankara doğumludur. Hacettepe Üniversi-
tesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Lisans, yine aynı fakülte
yüksek lisans mezunudur. Ankara Üniversitesi'nde doktora
çalışması yapmaktadır. 1993 yılından beri sosyal sorumluluk
bağlamında marjinal şartlarda yaşayan çocuk ve gençlerle ve
bu bağlamda madde bağımlıları ile ilgilenmektedir. 1995-1998
yılları arasında ILO-IPEC Projesi ASÇÇM Eğitim Sorumlusu,
Çocuk-Der Kurucu Üyesi, 180 Derece Bağımlılıkla Mücadele
Derneği Kurucu Üyesidir. Türkiye’de “Madde bağımlılığı ile
mücadele” konusunda yüzlerce konferans ve eğitim vermiştir.
yesilay.org.tr
39
YEŞiLAY
KASIM 2014
1...,31,32,33,34,35,36,37,38,39,40 42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,...84
Powered by FlippingBook