Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  54 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 54 / 84 Next Page
Page Background

Gökçe ÇİÇEK

B

ir çocuk için evdeki

kurabiye kokusu

neyse, biz yetişkinler

için de hayatımızdaki

tarçın kokusu o. Bu kokuyla

buluştuğumuz tek bir an

yoktur ki gülümsemeyelim,

keyiflenmeyelim.

Sadece kokusuyla bile bize

iyi gelen bir baharat tarçın.

Bir çeşit terapi gibi. Kendi

tadının güzelliği bir yana,

vazgeçemediğimiz pek çok

lezzettin de tadını onunla

birlikteyken

daha çok seviyoruz. Mesela

tarçın olmasaydı salebin, bozanın

boynu bükük kalmaz mıydı? Peki

ya havuçlu kek, tavuk göğsü ve

kazandibi? Tarçınsız damağımızda

bu kadar özel bir yer

edinebilirler miydi? Elmalı

turtayı hiç söylemiyoruz bile.

Ha Leyla ile Mecnun, ha elma

ile tarçın… 7’den 70’e herkesin

sevdiği bu Asyalı güzel,

barındırdığı besin değerleriyle

de puanları topluyor. Son

yıllarda “iyi beslenme” trendiyle

bir adım daha ön plana çıksa

da aslında değeri uzun yıllar

öncesinde keşfedilmiş. Bugünlere

kadar aynı değeri korumayı

başaran tarçınla ilgili biraz

hafıza tazelemeye ne dersiniz?

Başlıyoruz…

Osmanlı mutfağının

tadını ve kalitesini

gösteren baharatlardan

biri de tarçındı.

Şerbetlerden sütlü

tatlılara, salepten

bozaya pek çok lezzete

eşlik etmesi tesadüf

değil.

TARÇININ KEŞFİ…

Elimizdeki kaynaklara göre ilk

kez Kristof Kolomb, 1492’de

Küba’da bir tür tarçına rastlar.

Portekizliler ise1505’te Seylan’da

(Sri Lanka) tarçını “keşfeder.”

Daha sonra adayı ele geçiren

Hollandalılar (1636) ilk tarçın

tekelini kurar. İngilizlerin

adayı fethetmesinin ardından

(1796) kurulan Doğu Hindistan

Kumpanyası, tarçın ticaretini

1833’e kadar serbest bırakır.

Gerçek tarçın için Seyşel

Adaları’nın ikinci bir kaynak

olarak keşfedilmesi, ticarette

önemli bir dönüm noktası

oluşturur ve Fransızlar devreye

girer. Ama zamanla burası

da İngilizlerin eline geçer.

Gördüğünüz gibi tanıdık aktörlerle

tarçının macerası başlamış olur.

Tarçın ticareti geliştikçe dünya

üzerindeki dolaşımı hızlanır. Arap

tüccarlar da bu süreçte sahnede

yerini alır. Ve derken tarçın dünya

mutfaklarının gözde baharatı

olmuştur artık.

O mutfaklardan biri de kuşkusuz

ki Osmanlıdır. Osmanlı

başkentinde ve Doğu’nun diğer

zengin kentlerinde olduğu kadar

Batı’da da aranan bir ürün olan

baharat, yüzyıllar boyunca

Akdeniz ticaretini canlı tuttu. Bu

ticaretin en önemli ürünlerinden

biri olan tarçın; karabiber, kişniş

ve kimyonla birlikte Osmanlı

yemeklerinin tatlarını belirleyen

baharatlardandı.

Hoş kokusuve lezzetiyledamakhafızamızdaözel bir yeri olan tarçın; değeri çokeski çağlardakeşfedilen,

hembedenimizehemde ruhumuzahayat veren sihirli bir baharat. Bozada, salepte, tavukgöğsü, kazandibi

gibi sütlü tatlılarda, kurabiyelerde, şerbetlerdevedahapek çok yiyecekte, içecekte tatlandırıcı gibi dursa

daaslındaçoğunluklaonların lezzetini ortayaçıkaranmütemmimcüz’üyani ayrılmazparçasıdır. Tarçınsız

bütünbu lezzetlerinboynubirazbükük kalır!

yaşam

TARÇIN: KOKUSUNDA

HAYAT VAR

Yeşilay

54