Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  24 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 24 / 84 Next Page
Page Background

DİJİTAL ÇAĞDA İNSAN OLMAK

dosya

edebilme hissi daha çok keyif

almamızı sağlar. Daha önce de

kısmen değindiğimiz gibi romantik

ilişkiler, uzak ve yakın ilişkinin

özelliklerini taşıması açısından

paradoksaldır. Ben Ze’ev bu

ilişkiyi “kopuk bağlanma” olarak

isimlendirir. Kopuk bağlanmayı

açacak olursak Sayar'ın deyimiyle

"herkesin her an bir ötekinden

vazgeçebileceği bir bağlanma tarzı"

dır. Daha sonra Sayar ekliyor: "...

Buradaki (siber uzay) zayıf bağlar

bazen daha güçlü bağlara inkılap

edebilir. Ama çoğu zaman bir tuşa

basmakla vazgeçebildiğimiz bir

bağlanmalardır."

Siber uzayın teşvik ettiği sanal

etkileşim alanıyla aynı anda bir çok

şeyi bir arada yapabileceğimiz bir

sahaya geçtik. Sayar bu durumu

şöyle ifade ediyor: "Melez hayatlar

Gerçekliğe dokunamamanın

sanallığın içinde kaybolarak

tezahür ettiğinde özellikle

gençlerde ve ergenlerde ciddi

problemler yarattığını Sayar

şu şekilde ifade ediyor: "Çeşitli

araştırmalarda 45 dakika

cep telefonundan ayrı kalan

ergenler, gençler büyük bir

kaygı yaşadıklarını söylüyorlar.

10 kişiden 7'si ekrandan

uzak kaldığında bir anksiyete

hissediyor."

Sayar konuşmasının dijital kimlik

üzerinde yoğunlaştığı kısmında,

siber alanda gerçek sosyal

meselelerin sanal meselelerle hızlı

bir şekilde buluşmasına, dijital

dünyanın "akışkan modernite"

içerisindeki insanında yarattığı

gerilimlere ve bu gerilimlerin

ortaya çıkarttığı davranış

kalıplarına değindi ve bu davranış

kalıplarını "siber alemle gerçek

alemin üst üste bindiği bir davranış

kalıbı " şeklinde ifade etti.

Dijital kimliğin bir diğer önemli

konusu ise ifşa, mahremiyet

ve güvenlik problemidir. Ne

kadarımızı ifşa edeceğiz, ne

kadarımızı gizleyeceğiz? Bunlarla

ilgili de problemlerin olduğunu

söyleyen Sayar: "Çoğu zaman

internet kişiliğimizin istenmeyen

taraflarını gizlediğimiz, arzu

edilebilir taraflarını da fazlasıyla

öne çıkardığımız bir mecrayı temsil

ediyor. Yani aslında kendimizi

istediğimiz kadarıyla gösteriyoruz.

Bu yönüyle de bize cazip geliyor.

Nereyi cilalamak istiyor, neyi ön

plana çıkarmak istiyorsak orayı ön

plana çıkarıyoruz, neyi gizlemek

istiyorsak da onu hasır altına

itiveriyoruz." diyor.

SİBER UZAY: SANAL

ETKİLEŞİMALANI

Siber uzay psikolojik ve sosyal bir

alandır. Somut değildir, psikolojik

realitesinde “interaktiflik” hayati

önem taşır. Etkileşimsellik ne

kadar fazla ve yoğun ise, ona

yüklenen psikolojik gerçeklik o

kadar fazladır ve dijital kimliğin

sağladığı avantajlarla onu kontrol

yaşıyoruz artık; iş ile eğlence,

çalışma ile oyun, dinlenme ile

alışveriş birbirine girmiş durumda.

Bazen ders çalışmak veya herhangi

bir iş yapmak için bilgisayar başına

oturan insan saatlerce kendini

amaçsız bir internet sörfünün

dalgaları üzerinde buluveriyor,

işle eğlence birbirine karışıveriyor.

Çalışmayla oyun birbirine

karışıyor."

Peki ya evlerimiz? Bu melez

hayatın içinde evlerimize ne oldu

diye sorduğumuzda Sayar " Ev

herkesin kendi odasında kendi

hayatını yaşadığı paralel evrenlere

dönüştü. Herkes kendi eğlence

sistemini kendi odasında kuruyor

ve bu melezlikten maalesef

birbiriyle ev içinde karşılaşamayan,

gözleri gözlerine, ruhları ruhlarına

değemeyen insanlar ortaya

Konuşmayı hayatımızın ortasına geri getirmeliyiz.

Çocuklarımızla da konuşmalıyız. Çocuklarımızla

göz göze geçirdiğimiz sürelere dikkat etmeliyiz.

Kendimizi doğal deneyimlere bırakmalıyız. Deneyimlerimizin iyilerine

odaklanmalı, dikkatimizi elimizde tutmalı ve zamanımızı bilinçli

bölmeliyiz. Erdemli bir hayatı devam ettirmeye gayret etmeliyiz

Yeşilay

24