

DİJİTAL ÇAĞDA İNSAN OLMAK
dosya
edebilme hissi daha çok keyif
almamızı sağlar. Daha önce de
kısmen değindiğimiz gibi romantik
ilişkiler, uzak ve yakın ilişkinin
özelliklerini taşıması açısından
paradoksaldır. Ben Ze’ev bu
ilişkiyi “kopuk bağlanma” olarak
isimlendirir. Kopuk bağlanmayı
açacak olursak Sayar'ın deyimiyle
"herkesin her an bir ötekinden
vazgeçebileceği bir bağlanma tarzı"
dır. Daha sonra Sayar ekliyor: "...
Buradaki (siber uzay) zayıf bağlar
bazen daha güçlü bağlara inkılap
edebilir. Ama çoğu zaman bir tuşa
basmakla vazgeçebildiğimiz bir
bağlanmalardır."
Siber uzayın teşvik ettiği sanal
etkileşim alanıyla aynı anda bir çok
şeyi bir arada yapabileceğimiz bir
sahaya geçtik. Sayar bu durumu
şöyle ifade ediyor: "Melez hayatlar
Gerçekliğe dokunamamanın
sanallığın içinde kaybolarak
tezahür ettiğinde özellikle
gençlerde ve ergenlerde ciddi
problemler yarattığını Sayar
şu şekilde ifade ediyor: "Çeşitli
araştırmalarda 45 dakika
cep telefonundan ayrı kalan
ergenler, gençler büyük bir
kaygı yaşadıklarını söylüyorlar.
10 kişiden 7'si ekrandan
uzak kaldığında bir anksiyete
hissediyor."
Sayar konuşmasının dijital kimlik
üzerinde yoğunlaştığı kısmında,
siber alanda gerçek sosyal
meselelerin sanal meselelerle hızlı
bir şekilde buluşmasına, dijital
dünyanın "akışkan modernite"
içerisindeki insanında yarattığı
gerilimlere ve bu gerilimlerin
ortaya çıkarttığı davranış
kalıplarına değindi ve bu davranış
kalıplarını "siber alemle gerçek
alemin üst üste bindiği bir davranış
kalıbı " şeklinde ifade etti.
Dijital kimliğin bir diğer önemli
konusu ise ifşa, mahremiyet
ve güvenlik problemidir. Ne
kadarımızı ifşa edeceğiz, ne
kadarımızı gizleyeceğiz? Bunlarla
ilgili de problemlerin olduğunu
söyleyen Sayar: "Çoğu zaman
internet kişiliğimizin istenmeyen
taraflarını gizlediğimiz, arzu
edilebilir taraflarını da fazlasıyla
öne çıkardığımız bir mecrayı temsil
ediyor. Yani aslında kendimizi
istediğimiz kadarıyla gösteriyoruz.
Bu yönüyle de bize cazip geliyor.
Nereyi cilalamak istiyor, neyi ön
plana çıkarmak istiyorsak orayı ön
plana çıkarıyoruz, neyi gizlemek
istiyorsak da onu hasır altına
itiveriyoruz." diyor.
SİBER UZAY: SANAL
ETKİLEŞİMALANI
Siber uzay psikolojik ve sosyal bir
alandır. Somut değildir, psikolojik
realitesinde “interaktiflik” hayati
önem taşır. Etkileşimsellik ne
kadar fazla ve yoğun ise, ona
yüklenen psikolojik gerçeklik o
kadar fazladır ve dijital kimliğin
sağladığı avantajlarla onu kontrol
yaşıyoruz artık; iş ile eğlence,
çalışma ile oyun, dinlenme ile
alışveriş birbirine girmiş durumda.
Bazen ders çalışmak veya herhangi
bir iş yapmak için bilgisayar başına
oturan insan saatlerce kendini
amaçsız bir internet sörfünün
dalgaları üzerinde buluveriyor,
işle eğlence birbirine karışıveriyor.
Çalışmayla oyun birbirine
karışıyor."
Peki ya evlerimiz? Bu melez
hayatın içinde evlerimize ne oldu
diye sorduğumuzda Sayar " Ev
herkesin kendi odasında kendi
hayatını yaşadığı paralel evrenlere
dönüştü. Herkes kendi eğlence
sistemini kendi odasında kuruyor
ve bu melezlikten maalesef
birbiriyle ev içinde karşılaşamayan,
gözleri gözlerine, ruhları ruhlarına
değemeyen insanlar ortaya
Konuşmayı hayatımızın ortasına geri getirmeliyiz.
Çocuklarımızla da konuşmalıyız. Çocuklarımızla
göz göze geçirdiğimiz sürelere dikkat etmeliyiz.
Kendimizi doğal deneyimlere bırakmalıyız. Deneyimlerimizin iyilerine
odaklanmalı, dikkatimizi elimizde tutmalı ve zamanımızı bilinçli
bölmeliyiz. Erdemli bir hayatı devam ettirmeye gayret etmeliyiz
Yeşilay
24