

DİJİTAL ÇAĞDA İNSAN OLMAK
dosya
Gazetecilik, genel yayın
yönetmenliği geçmişiniz
var. Sancılı bir dönemlerde
yazılı materyalin çıkarılması,
mesajın halka ulaştırılmasının
zorluğunu çok iyi
bilenlerdensiniz. O dönemle
şimdiki dönemi karşılaştırabilir
misisiniz?
Teknolojik gelişmeler itibarıyla
o dönemle şimdiki dönem çok
farklı... Biliyorsunuz en hızlı
değişen teknolojiler, bilişim,
enformasyon ve iletişim
teknolojileridir. Genel olarak
zaten dünyada teknolojinin
değişim hızı çok arttı. Geriye
doğru bakarsanız matbaaya geçiş
kaç yüzyıl sürdü; matbaadan
radyoya geçiş kaç yüzyıl sürdü.
Ama radyodan televizyona
geçiş, televizyondan bilgisayar ve
internete geçiş; bunlar üzerinden
görüntü nakli, telefonun aynı
zamanda bir fotoğraf makinesi,
bir kamera, bir ses kayıt cihazı
ve nihayet bir bilgisayar gibi
kullanabilmesi.. işte gittikçe
hızlanan süreçlerin sonucu...
Artık teknolojinin katlanma
hızı aylarla ölçülmeye başlandı.
Dolayısıyla benim gazete
yayın yönetmenliği ve köşe
AİLELERE SORUMLULUK
DÜŞÜYOR
Bir çözümden bahsedebiliyor
muyuz?
Millî Eğitim eski Bakanı olarak
çok yakından şahit olduğum bir
tutuma da ayrıca işaret etmek
istiyorum. Çocukların eğitilmesi
konusunun, münhasıran -yani
sadece- millî eğitime, okullara
ve öğretmenlere bağlı olduğunu
düşünüyorlar. Bu doğru değil.
O kongrede de söylediğim gibi,
günümüzde, bütün dünyada artık
okul bilginin hatta terbiyenin
en önde gelen, en etkili, en
belirleyici kurumu olmaktan
çoktan çıktı. Çocuklar okulda
öğretmenlerle geçirdikleri
saatlerden çok daha fazlasını
aileleriyle, arkadaşlarıyla veya
kendi başlarına televizyon
veya bilgisayar ekranlarının
ekranlarının önunde
geçiriyorlar. Arkadaşlarıyla
veya tanımadıkları bazı sanal
kimliklerle ilişkilerini internet
üzerinden sürdürüyorlar.
Facebook, Twitter, Instagram
gibi ortamlarda çok daha
fazla dolaşıyorlar. Dolayısıyla
öğretmenler kadar, okul
yöneticileri kadar, en az onlar
kadar, ailelere, medyaya, sivil
toplum kuruluşlarına, spor
kulüplerine de sorumluluk
düşüyor. Tabii ki aileler ve
diğer saydıklarım okullarla
işbirliği yaparlarsa daha olumlu
olur. Ama her şeyin okulda
başlayıp okulda bittiği yanlışına
düşmememiz lazım. Her şey
okulda başlamıyor ve okulda
bitmiyor.
yazarlığı yaptığım dönemlerle
bugünün gazeteleri arasında
dağlar kadar fark var. Bu fark
sadece baskı teknolojilerindeki
değişimden kaynaklanmıyor. Baskı
teknolojileri de çok değişti ama
bilgi, haber, enformasyon, ses,
görüntü alma/işleme/çoğaltma/
iletme/paylaşma teknolojileri
çok daha fazla değişti... Gazete
öncelikle haber alır, haber verirdi.
İşte o haber alma ve haber verme
teknolojilerinde olağanüstü
değişiklikler oldu. Haber alma
ve haber verme hızı çok değişti.
Dolayısıyla bugün artık gazetelerin
taze haber verme şansları yok.
Çünkü radyoyu geçsek bile, sosyal
medya, televizyon, internet denen
bir şey var. Dünyanın neresinde bir
şey olsa anında televizyonlardan,
‘online’ sitelerden öğrenme
imkânı var. Hiç kimse gazeteyi
açıp ‘Aa Japonya’da tsunami olmuş’
demiyor artık.
EĞİTİMİN AMACI
DEĞERLERİ KUŞAKLARA
AKTARMAK
Kendi kodlarımız dışında
yabancı çocuk gelişim
yayınlarını ve modellerini
Dünyanın neresinde olursa olsun,
hangi zamanda olursa olsun her millet
ve ümmet için önemli olan değerleri
çocuklarımıza kazandırmaya önem ve
öncelik vermek elzem olandır.
“Benim için teknoloji
kullanımında orta yol
sizin için mesafeli bir
yoldur. Ama
muhtemelen sizin orta
yolunuz da sizden
sonraki kuşağa çok uzak
gelecek. Dolayısıyla her
kuşağın kendi orta
yolunu, bu dengeyi
oluşturmasını
ummaktan başka
çaremiz yok.”
Yeşilay
28