

kaybettiğimiz hikmetin yanı sıra
hayallerimizi de kaybetmeye
başlıyoruz. Sayar, " Hayal kurma
kabiliyetimizi kaybediyoruz.
Özellikle çocuklar için bu ciddi bir
problem. Bunun üzerine anlam
inşa ediyoruz. "Şöhret kültürü" ile
"bağlantılılık kültürü" birbirleriyle
kesişiyor aslında. Herkes ünlüler
dünyasının koridorlarından
yürüyerek şöhret olmuyor, bugün
artık Youtube şöhretleri var." diyor
ve ardından sanal dünyasının
adeta mottosu mahiyetindeki şu
cümleleri ekliyor: "Sosyal medyada
herkes burada, vakit hep şimdi.
Gelecek ve geçmiş bugünkü
zamanın içine çökmüş durumda."
Bir diğer hayati önem taşıyan
konu ise bu konu bağlamında
internet bağımlılığı. Bunun neden
bağımlılık olduğunu Sayar şu
şekilde açıklıyor: "Beynimizde
odaklanmak için kullandığımız
merkezlerimiz var. Bir de bir şeyi
ararken ya da bir şey dikkatimizi
çektiğinde gösterdiğimiz reaktif
dikkat her yeni gelen mesajla
birlikte dopamin devrelerimiz
aktive oluyor. Dopamin
devrelerimiz aktifleştikçe bir
şeyin bağımlılığa dönüşme riski
artıyor. Dolayısıyla bir eylem sizin
duygularınız ve yaşamınız için
ne kadar önemli, ona ne kadar
vakit ayırıyorsunuz ya da onun
dışındaki etkinliklere ne kadar
vakit ayırıyorsunuz bu önemli bir
konu. Çünkü ne kadar öncelik
veriyorsanız o sizin hayatınızda
o kadar bağımlılık yapma
potansiyeline sahiptir. Bir şeyi
yapmamak sizi mutsuz ediyorsa,
planladığınızdan fazla vakit
harcıyorsanız, günlük hayatınızı
sekteye uğratıyorsa, günlük
hayatınızı dağıtıyorsa ve halen o
davranışınızı değiştiremiyorsanız
giderek sosyal medya konusunda
bir bağımlılık geliştirmeye
başlamışsınızdır demektir. "
Peki ne yapmalıyız diye
sorduğumuzda Sayar, "Konuşmayı
hayatımızın ortasına geri
getirmeliyiz. Çocuklarımızla da
konuşmalıyız. Çocuklarımızla
göz göze geçirdiğimiz sürelere
dikkat etmeliyiz. Kendimizi
doğal deneyimlere bırakmalıyız.
Deneyimlerimizin iyilerine
odaklanmalı, dikkatimizi elimizde
tutmalı ve zamanımızı bilinçli
bölmeliyiz. Erdemli bir hayatı
devam ettirmeye gayret etmeliyiz."
diyor.
İnsan atalarına değil kendi
zamanına çeker demiş bir Arap
atasözü. Sayar'ın da dediği gibi
hepimiz zamanımıza çekiyoruz
ve zamanımızın hastalıklarından
yaralanıyoruz. Öyleyse çarelerini
de yine günümüz modernitenin
akışkanlığına kapılmadan
kadim olanla bir bağ kurarak
kendi zamanımızın bağlamında
aramalıyız. Sayar'ın bir film
repliğinden esinlenerek söylediği
gibi "Şimdi elindeki o cep telefonu
usulca yere bırak ve gözlerimin
içine bak."
çıkmaya başladı ve artık ev çok
amaçlı bir eğlence merkezi haline
geldi." diyor.
SOSYALMEDYAVE DİKKAT
EKSİKLİĞİ
Dikkat dağılması günümüz dijital
çağının kıskacındaki insanın en
büyük problemlerinden biridir. Bir
anda bir çok şeye odaklanmaya
çalışmamız aslında hiç bir şeyde
tam anlamıyla derinleşememeyi
getirmektedir. Sayar , "Çelinebilir
dikkat" problemi günümüzde
obezite problemiyle eşdeğer bir
problem. Zihin sürekli oradan
oraya sığ dikkatler halinde
seğirtiyor. Hiçbir konuda tam
manasıyla derinleşemiyor.
Telefonunuzu kapatmadığınız
sürece, kendinizi sessiz bir ortama
izole etmediğiniz sürece o dikkati
sürdürmemiz şu anda çok zor. Bir
yazar kitabında 'the end of absence'
diyor; namevcutiyetin yokluğu,
sonu. Namevcut olmak mümkün
değil, herkes her an iletişim halinde
olmak mecburiyetinde hissediyor
kendini. Olamadığımız zaman
adeta bir yoksunluk sendromuna
girmiş oluyoruz." diyor.
Peki neden Facebook, Twitter,
Instagram ve Whatsapp gibi
yerlerde çok fazla vakit harcıyoruz
ve onlarla dikkatimizi sürekli
dağıtıyoruz? Sayar, temelde
bununla ilgili iki açıklama yapıyor:
"1-Kimlik yaratma çabası içindeyiz,
2- Daha çok görülme ve beğenilme
isteği içindeyiz. Dolayısıyla
oralarda giderek daha fazla vakit
harcamış oluyoruz. Ama o kadar
çok enformasyon bombardımanına
maruz kalıyoruz ki şair Thomas
S. Elliot'un yıllar önce söylemiş
olduğu o sözün aklımıza
gelmesi gerekiyor . O diyordu ki:
"Malumatın içinde kaybettiğimiz
bilgi nerede, bilginin içinde
kaybettiğimiz hikmet nerede?"
Giderek samanlıkta iğne arar gibi o
malumatın içine gizlenmiş bilgeliği
ve hikmeti aramaya başlıyoruz, onu
bulamamaya başlıyoruz."
Malumatın içinde kaybettiğimiz
bilginin ve bilginin içinde
"Şimdi elindeki o cep
telefonu usulca yere
bırak ve gözlerimin
içine bak"
u
u
u
ŞUBAT 2018 25