Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  27 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 27 / 84 Next Page
Page Background

İslam’la müşerref olmadan evvel

yazdığı, Doğan Avcıoğlu ile

yanılmıyorsamMihri Belli’nin

Türkçeye çevirdikleri, Yön

Yayınları’ndan çıkan kitap...

O zamanlar çevrede bu tip

farklılıkları olan, araştıran ve

okuyan insanlar vardı. İletişim

teknolojilerinin gelişmesinden

sonra bu durumu nasıl

görüyorsunuz?

Bugün gençlerin böylesine

renkli, bereketli bir çevreye

sahip olabilmeleri çok zor.

Çünkü bizim çocukluğumuzda,

gençliğimizde televizyon yoktu.

Dolayısıyla insanların okumaya,

düşünmeye, karşılıklı konuşmaya

ayırabilecekleri çok fazla nitelikli

saatleri vardı. Cep telefonu yoktu,

telefon çok nadir bulunurdu.

Tercihli aldıkları için doktorların

ve hali vakti yerinde şahısların

evlerinde vardı telefon. ‘Devren

satılık telefon’ ilanları verilirdi

gazetelerde. Ben Eskişehir

Anadolu Üniversite’sinde göreve

başladığım zaman,1979’ların

sonuydu, postaneye telefon almak

için dilekçe verip “ne zaman çıkar”

diye sorduğumda “en geç 10 yılda

çıkar” demişlerdi. Sonra Allah gani

gani rahmet eylesin Turgut Özal’ın

telekomünikasyon alt yapısına

yönelik devrimci girişimleri

sayesinde Türkiye bu alanda

çağ atladı. Ama bugün bu cep

telefonlarının maalesef hem vakit

israfına hem de yüzeyselleşmeye

çok büyük katkısı var. Özellikle cep

telefonlarının internetle entegre

olmasıyla birlikte... İnternette ne

arıyorsanız onu buluyorsunuz.

Dolayısıyla bilgisel, sanatsal,

kültürel, -hadi enformatik de

diyelim- verimler peşinde olan,

ne aradığını bilenler için ne kadar

büyük bir nimet gibi görünse

de, ne aradığını bilmeyen hatta

abuk sabuk yüzeysel, pornografik,

uyuşturucu, ahmaklaştırıcı bol

miktarda programlar ve siteler de

var. Dolayıyla yanlışlıkla onların

ağına düşen, onlar üzerinden bir

tiryakilik, bir bağımlılık oluşturan,

özellikle gençler ve çocuklar için

teknolojik bağımlılık oluşturan

çok zararlı bir mecradan da söz

ediyoruz. Zihinsel faaliyetleri ciddî

manada dumura uğratan bir tehdit

altında gençlerimiz.

Dolayısıyla iyi öğretmenlerle, iyi

arkadaşlarla, iyi bir çevrede eğitim

görmenin ne büyük bir şans

olduğunu, daha sonra, bu şansa

sahip olmayan arkadaşlarımı

görünce daha iyi anladım. Mesela

resimden anlamayan, bir resme

‘bakmayı’ bilmeyen arkadaşlarla

karşılaştığım zaman “ha demek

ki bunların Cevat Hoca gibi iyi

bir resim hocaları olmamış” diye

düşünürdüm. Bir de Adana Erkek

Lisesi’nde Almanca öğretmeni

olan dayım, fazla kitaplarını

portakal sandıklarıyla Adana’dan

‘Hacannemin’ yani anneannemin

evine gönderirdi. O portakal

sandıklarının biliyorsunuz

tahtaları aralıklıdır. O aralıklardan

kitapları çekip alır okurdum.

Mesela Aziz Nesin’i, Bütün

Dünya dergilerini o portakal

sandıklarındaki kitaplarından

tanıdım ben.

Tümo çocukluk, gençlik hayatınız

kitaplar, dergiler arasında geçmiş

diyebiliriz…

Evet, yine aynı şekilde bir takım

kültürel sanatsal eğilimleri

paylaştığım, birbirimize

kitaplar önerdiğimiz, gazete-

dergi alışverişi yaptığımız,

kütüphanedeki iyi bir kitaptan,

okuduğumuz iyi bir romandan

birbirimizi haberdar ettiğimiz

iyi arkadaşlarım oldu. O

arkadaşlarımla ilişkilerim hala

devam ediyor. Özellikle rahmetli

Necdet Erk ve Allah sağlık versin

Erkut Alkan, Ahmet Kot, Bekir

Şahin benim çok yakın ilk gençlik

arkadaşlarım. Erkut’la, Ahmet’le,

Bekir’le hala arkadaşlığımız

devam ediyor. Hatta geçenlerde

bir televizyon programında

gençlere Garaudy’i tavsiye

etmiştim; o da ta Amerika’dan

duymuş; “bundan 40 küsur sene

evvel Eskişehir’de, yağmurlu

bir cumartesi günü Güzel İş

Kitabevi’nden Roger Garaudy’in

Sosyalizm ve İslamiyet kitabını

aldığımızı hatırladım” diye mesaj

gönderdi. Erkut’un bahsettiği

kitap, Garaudy’nin henüz

İnsanların binyıllarca süren birlikteliklerini

dağıtan ve bunları atomize eden bir tehdit olarak

internet kullanımı önümüzde duruyor.

ŞUBAT 2018 27