Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  69 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 69 / 84 Next Page
Page Background

ARALIK 2018 69

boğa kurban etme kabartması

bulunuyor. Dülük çevresindeki

kaya mezarları ise antik Yunan

kültüründen izler taşıyor.

Karkamış ve Yesemek:

Anadolu’da gelişmiş en önemli

medeniyetlerden biri olan Hititler

döneminde bu bölgenin yine

önem taşıdığını görüyoruz.

Tarihi 8 bin yıl öncesine

dayanan Karkamış, yıldızı geç

Hitit döneminde yükselen bir

antik yerleşim yerlerinden

biri. Türkiye-Suriye sınırında

ve Fırat kıyısında yer alan bu

şehirde yapılan kazılar, kale,

dini ve sivil yapılardan oluşan

büyük bir yerleşimin izlerini

ortaya çıkardı. Hitit sanatının

en güzel örneklerini oluşturan

Karkamış kaya rölyefleri

günümüzde Ankara’daki Anadolu

Medeniyetleri Müzesi’nde

sergileniyor. Hitit döneminden

bahsetmişken Gaziantep’in

UNESCO Dünya Kültür Mirası

Listesi’nde dahil edilmesi

için başvuruda bulunduğu

Yesemek’i anmamak olmaz.

Yesemek Taş Ocağı ve Heykel

Atölyesi olarak bilinen alan,

Hitit İmparatorluğu’nun dört

bir yanına yerleştirilmek üzere

heykellerin yontulduğu yerdi.

Burada çeşitli Hitit şehirlerinin

kale kapılarını, tapınaklarını ve

saraylarını süsleyecek olan aslan,

insan başlı kanatlı aslan (sfenks)

ve rölyeflerin temel yontuları

yapılıyor, gidecekleri yere taşıma

işlemi bittikten sonra ince işleri

tamamlanıyordu. Yesemek bugün

kurulmuş olan Belkıs (Zeugma)

ise ticaretin canlı olması

nedeniyle kısa zamanda büyüdü

ve zenginleşti. Latince geçiş

ya da köprü anlamına gelen

Zeugma sözcüğü, muhteşem

mozaikler ve duvar resimleriyle

bezeli pek çok villanın niçin bu

şehirde yer aldığını açıklıyor. MS

256 yılındaki Sasani istilasına

kadar en parlak dönemini

bir açık hava müzesi olarak

ziyaret edilebiliyor.

Belkıs (Zeugma):

Fırat nehri

Romalılar döneminde uzun

yıllar Doğu sınırı olarak

kabul edildi. Milattan önce 64

yılından itibaren Anadolu’nun

güney doğusunda hakimiyet

kuran Romalılar, sınır boyunca

kritik noktalara lejyonlarını

yerleştirdiler. MÖ 300’lerde

Zeugma Mozaik Müzesi,

toplamı 1.500 metrekareyi

bulan 51 adet mozaiğe ev

sahipliği yapıyor.

Günümüzde Belkıs köyü

olarak bilinen bölgede

bulunan Zeugma antik

kentinden çıkarılan

mozaikler, bölgenin en

parlak dönemini yaşadığı

MS 2. ve 3. yüzyıldaki

yaşamı ile erken

Hıristiyanlık sanatına ışık

tutuyor.

Zeugma Mozaik

Müzesi

Zeugmaantikkentindebulunan

kimi bütün, kimi parçalar

halinde pek çok mozaik,

Zeugma Moziak Müzesi’nde

sergileniyor.Müzede sergilenen

mozaiklerden biri hüzünlü

bakışları nedeniyle antikdönem

Mona Lisası olarak anılıyor.

İlk bulunduğunda dağınık saçları ve çekingen bakışları nedeniyle

Çingene Kızı olarak adlandırılan mozaik, bütün dünyada büyük

ilgi gördü ve sembol haline geldi. Gaziantep’e ait pek çok hediyelik

eşyanın üzerinde yer alan bu mozaik deseni artık doğrudan şehri

çağrıştırıyor. Bazı bilim insanları, mozaiğin devamındaki bitkisel

figürlerdendolayı bu suretinyer tanrıçası Gaia olduğunu savunuyor,

bazıları ise başka bir mitolojik karakter olduğunu. Bu figürün bir

kadın değil, Büyük İskender tasviri olduğunu ileri sürenler de var.

Kimin tasviri olursa olsun, sanat tarihinde “üç çeyrek bakış” olarak

adlandırılan, bakışıyla izleyeni takip ediyormuş gibi görünen,

etkileyici bir eser.

GAZİANTEP’İNYENİ SEMBOLÜ

Tarih öncesi çağdan

günümüze önemli

bir yerleşim yeri olan

Gaziantep, Mezopotamya

ile Akdeniz’in kesişim noktasında yer

alıyor. Bu nedenle tarih boyunca kültürler

arası alışverişin uğrak noktalarından biri

olagelmiş.