Yeşilay Dergisi-Mart 2014-Yeşilay Haftası Özel Sayı - page 25

alan sanal bağımlılık da eklenmiş durumdadır. Pek çok
bağımlılık yapanmaddenin bir giriş kapısı vardır ve
bellidir. Mesela alkol, tütün, uçucumadde, uyuşturu-
cu gibi maddi unsurların temin edilişi ve nerede, nasıl
kullanıldığı bellidir. Ama ‘sanal bağımlılık’ denildiğinde
özellikle internetle birlikte cep telefonu, bilgisayar,
telefon, televizyon beraberce düşünüldüğünde adı
üstünde sanal bir dünya ortaya çıkmaktadır. Elle tutulup
gözle görülmeyen bir âlem. Bahsedilen bu alemönemli
bir bağımlılık ve bağımlılık neticesi ölümlere varan ciddi
sorunlar oluşturmaktadır.
Bazı bağımlılık yapıcı maddelerin kolay ulaşılabilir ve
ucuz olması da bağımlılığı tetikleyen ve yaygınlaştıran
bir başka önemli unsur…
Biz tüm bağımlılık yapıcıların hepsine birden, hepsine
karşı mücadele etmiş, mücadele alanları oluşturmuş
durumdayız. Bilinmesi gereken iki nokta vardır. Birincisi
bütün bağımlılık yapıcılar sonuçları itibarıyla tehlikelidir.
İkincisi ise bunlar içerisinde en tehlikeli olanı ise en ko-
lay ve en ucuz şekilde ulaşılanıdır. Bu açıdan bakıldığın-
da tütün bu kriterlere en fazla uyan maddedir. Her ne
kadar akla en fazla tütün gelmekle birlikte en az onun
kadar kolaylıkla ve ucuz yolla temin edilen bir diğer
grup ise uçucu maddelerdir. Bunlarla mücadele amaçlı
bir kanun 2009 yılında yürürlüğe konuldu. Yazılı ve
görsel medyada çok sıklıkla karşımıza çıkan ve tiner-
ciler adı verilen bu tip madde kullanıcıları ve ona bağlı
suçların sayısı bu kanundan sonra ciddi bir biçimde
azalmıştır. Çok yaygın bir şekilde yıllarca toplumu
huzursuz tinercilerin işlemiş olduğu gasp, soygun ve
cinayet gibi suçlar kanundan sonra azalmış durumda-
dır. Özetle bu konuda yapılan yasal düzenlemenin çok
önemli faydalarını görmüş durumdayız.
Tütün bağımlılığı ve yasal düzenlemeler konusunda
dahil olduğunuz, öncülük ettiğiniz çalışmalar hakkında
bilgi verebilir misiniz?
Uyuşturucu maddelerden sonra mücadele edilmesi
gereken en önemli alan da tütündür. Elbette ki 1996
yılında çıkarılan 4207 sayılı yasa önemli adımlar ve
önemli aşamalar sağlamıştır. Ancak kanunun bugünkü
ihtiyaçlara cevap veremeyeceği de açıktı. Bunun için
2003 yılından itibaren 2008 yılına kadar beş yıl süreyle
üzerinde çalıştığımız 5727 sayılı yasayı 2008 yılının
Ocak ayında çıkardık ve 19 Temmuz 2009’dan itibaren
tüm Türkiye’de kapalı alanlarda tütün kullanımı yasak-
landı. Bu uygulamadan halkımız çok büyük bir fayda
gördü. Kanunun uygulamasında, halkımız sahip çıktığı
için başarılı olduk. Özellikle bilinmesinde fayda var; acil
akciğer hastalıklarına bağlı hastaneye müracaatlar
%22 oranında, kalp krizi ve onun gibi acil hastalıklardan
dolayı müracaatlar %33 oranında, çocuk astım ve acil
çocuk akciğer hastalıklarının müracaatı %25 civarında
azaldı. Tabii bunun yanında maddi kazanımlarını da ilave
etmeye gerek bile görmüyorum. Çünkü insanların can
sağlığının karşısında kazanılan maddiyatı düşünmek
hiç doğru değildir. Bir kişinin, bir insanın canının sağ
olması, sağlıklı olması karşısında dünyada başka hiçbir
şeyin önemi yoktur, hiçbir şey bunu karşılayamaz.
Bağımlılık endüstrisi sizlerin de bildiği üzere bilhassa
çocuk ve gençlerimizi hedef almaktadır. Tümönleyici
tedbirleri ve çıkarılan yasaları göz önüne alarak endüst-
rinin hedeflerini yavaş yavaş kırdığımızı söyleyebilir
miyiz? Eskisi gibi bu sektör korkutuyor mu bizleri?
Tabii bu sektörün direncini kırdık mı? Epeyce kırdık
diyebilirim. Özellikle tütün sektörü bakımından bunu
rahatlıkla söyleyebilirim. Uçucu maddelerle ilgili bunu
söyleyebilirim. Ancak açıklıkla itiraf etmeliyim ki uyuş-
turucu maddelerle ilgili bunu söylemeyi çok arzu eder-
dim, maalesef söyleyemiyorum. Uyuşturucu satışı ile
ilgili açıklıkla ilave etmem gerekir ki, bu eksikliği gördük.
Bu eksiklikle ilgili bir yasal düzenleme de hazırladık.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunduğumuz bu yasa
teklifimiz görüşülmeyi beklemektedir. İnanıyorum ve
ümit ediyorum ki en kısa zaman da bu yasalaşır ve
alınan tedbirler eklenmek suretiyle gençlerimizi ve
çocuklarımızı çok daha iyi koruruz. Bizi hiçbir sektör
korkutmaz, korkutamaz, dolayısıyla biz doğru bildiği-
mizi yapmaya devam edeceğiz.
TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi’nin de kurulma-
sına öncülük ettiniz ve başkanlığını yaptınız. Bu komite
çocuk haklarını ile ilgili yapılan çalışmaları kurumsal
bir yapıya kavuşturmak için atılmış en güzel adımlar-
dan biri. Çocukların sağlığını ve geleceğini korumak
amacıyla bağımlılıklar alanındaki çalışmalarınıza bu
komitenin ne gibi katkıları oldu?
Evet, kendi şahsi girişimlerimle doğru, zamanın TBMM
Başkanı Köksal Toptan Bey’e yapmış olduğummüra-
caatla, her partiden birer ikişer üyeyi almak suretiyle
bölgeleri ve komisyon görevlerini, kişilerin meslekle-
rini de dikkate alarak sekiz kişiden oluşan bir ‘Çocuk
Hekimlik hayatımın bir parçası olduğuna inandığım
siyasi hayatımda, sağlık, sosyal politikalar ve çocuklar
için politika üretmek daima önceliğimi almıştır.
yesilay.org.tr
YESiLAY
Mart
2014
23
1...,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24 26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,...80
Powered by FlippingBook