Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  55 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 55 / 84 Next Page
Page Background

MAYIS 2019 55

kelimenin arasını bulmak için

milyon tane kelime yetmez.

Bağımlılıklar ile ilgili gençlere

vereceğiniz mesaj nedir?

(Gülerek) Ben de halen çok

genç değil miyim? Hepimiz

bağımlıyız ve hepimiz

alışkanlıkları olan varlıklarız.

Mesela siz akşamları pijamanızı

giymeden uyuyor musunuz?

Hayır. Ben oradan yırttığımı

zannediyorum. Hâlbuki

İrfan Ağabeyim, “Senin

bu dünya konfor ilişkisiyle

olan problemini fark edince

ağlıyorum.” diyor. Bana acıdığını

söylüyor. Ben de ona göbeği

olduğu için acıyorum. İrfan

Ağabey ile konforun getirileri ve

giderleriyle ilgili atışmalarımız

oluyor. Aslında hepimiz

bağımlıyız. Çok yönlü açılardan

bağımlıyız. Sadece ne kadar

yaşayacağımızı bilmediğimiz

bu hayatta bağımlılıklardan bizi

en steril şekilde kurtarabilecek

üretim, emek alanına kendimizi

itmenin fırsatını kollamalıyız.

“BAĞIMLILIK EŞİTTİR

ALIŞKANLIK'TIR”

Ebru gibi sanatların

bağımlılık tedavilerindeki,

bağımlının hayata yeniden

kazandırılmasındaki etkisi nedir?

Valla ben bağımlılık ve alışkanlık

kelimelerini birbirlerine

benzetiyorum. Yani birine haram,

diğerine mekruh derecesinde

bakıyoruz. Mesela sizin hunharca

film izleme alışkanlığınız var

desek bana göre bu vücuduna

hunharca zarar veren bir kola

tüketicisinden farklı değildir.

Birisi beyninizi, sizi zamandan

müsrifleştirir, birisi sizin

midenizin bazı rahatsızlıklar

geçirmesine sebep olur. Hakikaten

beyninizdeki rahatsızlıklar da

bir saatten sonra kola içmeseniz

de midenize rahatsızlık verebilir.

Yani alışkanlıklar ile bağımlılıklar

arasında kesin bir duvar yoktur.

Bunların çok ciddi birbirlerini

baştan sona etkileyen, birbirleriyle

akışları, gri tonları olan ilintiler

olduğunu söyleyebiliriz. Bu iki

siz beğenmeyin veya yaptığınız

güzel olmadığı bir gerçek olsun,

hakikaten sadece sizin o emek

sürecinizdir sonunda rahatlama

veya huzurla ulaştığımız

kelime, ama sürecin kendisi

kirpiklerinizden ter damlayacak

kadar sizi strese sokmaya

değerdir, layıktır.

Günümüz dünyasında ebru

sanatının yeri ve önemini nasıl

konumlandırabiliriz?

Henüz ebru bunların hiçbirine

konumlanmaya değer değildir,

çünkü az önceki soruda

bahsettiğimiz o kirpiklerinizden

ter damlayacak kadar işin

ciddiye alınmış hali, henüz

görünmemektedir. Sadece birisi

size 15 gün durmadan aynı laleyi

yaptığıyla övünebilir. 15 yıl, 45 yıl,

bütün ömür. Bu onu hiçbir zaman

bahsettiğiniz sahaya taşmaya layık

bir kavram yapmaz. O zaman terzi

de 1000 yıldır yaptığı ayakkabıyı

getirip Contemporary’ye koysun

dersiniz. Bu nedenle henüz ebrunun

öyle bir potansiyeli ilgilisi tarafından

oluşturulamadı ama değil ebru,

sokakta gördüğünüz taşları bile

doğru dizmekle siz o potansiyele

ulaşabilirsiniz. Yeter ki bu konuyla

ilişki kuracak bireylerin emek ve

sanat-sanatçı kelimelerini yanlış

anlamamaları mümkün olsun,

çünkü siz o laleleri yaptığınızda

da kendinizi ebru sanatçısı olarak

tanımlayabilirsiniz. İsterseniz

taş sanatçısı deyin kendinize.

Eğer var olan bir duvarı sadece

örmenin keyfiyetine düşmüşseniz

Contemporary’de veya Louvre

Müzesi’nde neden göremediğinize

şaşırmayın. Ebru gerçekten kağıttan

çok daha heyecanlı bir şey. Bunu

bir performans sanatı olarak ya da

video sanatı olarak almalı, çünkü

sürecin kendisi çok esrarengiz.

Ebrunun çerçevelenme lütfundan

daha fazlası var. Onun önceki

sürecinin ya bir kayıtta ya da bir

sahnede, galeride veya müzede

performans olarak gösterilmesi

daha önemlidir. O konumlara öyle

ulaşabileceğini umuyorum.

"Temelde siz parmak izinizi

arayan bir varlıksınız. Tıpkı

uygulamalarınızda yalnız

kalırken kendinizi daha

fazla tanımanız gibi."

Ebru gerçekten kağıttan çok daha heyecanlı bir

şey. Bunu bir performans sanatı olarak ya da

video sanatı olarak almalı, çünkü sürecin kendisi

çok esrarengiz.