Yeşilay Dergisi-Ağustos-955.Sayı-Aile İçi İletişim - page 15

13
cuğunu sorumluluktan kurtaran anne ve babalar
kendi yaşamını biçimlendirmekte zorlanan sürek-
li başkalarının yönetiminde olmaya yönelik birey-
ler yetiştirirler. Bu tür tutumlar sonucunda yetiş-
miş bireyler yaşamlarında yer alan olaylardan da
sürekli başkalarını sorumlu tutarlar.
5.Zorluklarla mücadele ederek onların üstesinden gel-
meyi öğrenme:
Çocuğa her şey hazır verilmemeli-
dir. Sorumluluk duygusunun gelişimi ile ilgili an-
latılanlar zorluklarla mücadele etme ile ilgilidir.
Çocuğun içinde bulunduğu gelişimsel dönem göz
önünde bulundurularak çocuk kendi sorunları ile
baş başa bırakılabilmelidir. Bu yaklaşım çocukla-
rın sorunlarla mücadele ederek, uğraşmasına ola-
nak vermek, kendisine güvenli, sorun çözme be-
cerileri gelişmiş bireyler olarak yetişmeleri için ge-
reklidir. Karşılaştığı her zorluğa aşırı yardım eden
ana babaların çocukları sürekli başkalarına muh-
taç, kendilerine güvensiz olur. Böyle kişiler yetenek
becerilerini keşfedemezler.
6.Mutluluk ve kendisini gerçekleştirme ortamı:
Aile
ortamı bir mutluluk ortamıdır. Şimdiye kadar an-
latılan gereksinimlerin karşılanması mutlu olmayı
getirir. Evde değerli olduğu duygusunu tadan birey
mutlu olur ve yaptığı şeylerden doyum alır, ken-
dini gerçekleştirme olanağı bulur. Aksi durumda
kendisini çocuğuna ya da eşine adayan anne ken-
di gelişimini askıya aldığında ya da bıraktığın-
da yoksunluk yaşayarak ya da kendisini, gençliği-
ni feda ettiğini düşünerek mutsuzlaşacaktır. Ev-
deki bireylerden birinin bu konudaki mutsuzluğu
diğer bireyleri de etkileyecek ve aile mutluluğunu
engelleyecektir. Oysa kendini adayan bireyin ken-
dini adama amacı büyük olasılıkla ailesini daha
mutlu etmektir.
7.Sağlıklı manevi yaşamın temellerini oluşturma or-
tamı:
Katı din kuralları altında yetiştirilmiş çocuk
sürekli yargılanacağı, cezalandırılacağı korkusunu
yaşar. Kendi yaşantı ve deneyimlerini zenginleşti-
recek iç ve dış dünyasını araştırıp keşfedeceği ye-
rine körü körüne itaati, kendi düşünce ve duygu-
larından utanmayı öğrenir. Sağlıklı manevi yaşam
ailenin çocuğuna verebileceği en önemli süreçtir.
Sağlıklı bir manevi temeli olan insanlar kendisi ile
barışık, insan ilişkileri olumlu ve kuvvetli saygılı
bireyler olarak yetişirler.
Aile İçi İletişim
Ebeveyn-çocuk ilişkisi nasıl olmalıdır?
Her aile sağlıklı ve başarılı çocuklar yetiştir-
mek ister. Sağlıklı çocuklar yetiştirme bilinci ge-
lişen teknolojiyle olumlu yönde gelişirken ne ya-
zık ki başarı beklentisi giderek artmakta çocuk
adeta erken büyümek, yaşından büyük sorumlu-
luklar almak durumunda kalmaktadır. Çocukla-
rına mümkün olduğunca iyi bir gelecek sağlama-
ya çalışan anne-baba onları iyi okullarda okut-
mak için varını yoğunu ortaya koyar, tüm özveri-
sini çocuğuna verir. Ancak çocuğun sağlıklı bir ki-
şiliği nasıl geliştireceği üzerinde fazlaca düşünül-
meyen bir konudur. Aslında hayatta her şey ba-
şarı değildir. Önemli olan çocuğun içinde bulun-
duğu dönemi sağlıklı yaşayabilmesi ve sağlık-
lı bir kimlik oluşturabilmesidir. Çocuğun yaşadığı
dönemlerin özellikleri dolayısıyla ihtiyaçları bir-
birinden oldukça farklıdır. Çocukluk dönemin-
de anne-babayla uykuya dalmak isteyen çocuk er-
genlik döneminde böyle bir isteği talep etmeye-
cektir. Yine anne-babasıyla gezen çocuk ergenlik-
te değil anne-babasıyla gezmek arkadaşlarıyla bir-
likte iken ebeveynleriyle karşılaşmayı dahi iste-
meyecektir.
Ergenlik dönemi başlı başına bir değişim ge-
lişim sürecidir ve bu dönemde ergenin fiziksel
özelliklerinin yanında giyim-kuşam, yeme alış-
kanlıkları, arkadaş tercihleri, ders çalışma alış-
kanlıklarında da farklılıklar gözlenebilir. Dola-
yısıyla çocukla iletişimde çocuğun yaşı, cinsiyeti
ve kişilik özellikleri oldukça önem taşımaktadır.
Çocukluk döneminde olası tehlikelere karşı açık
tavır koyabilen ebeveynler ergenlik dönemiyle
birlikte çocuğu üzerindeki denetimi uzaktan ya-
pabilmelidir. Arkadaş seçiminde kontrollü ama
1...,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14 16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,...68
Powered by FlippingBook