Modern bir hastalık: Tüketime Bağımlılık - page 39

Şehirleşme, teknolojinin gelişmesi, hızlı bir yaşam, hızlı
tüketim günümüzde beslenme noktasında en önemli sağlık
sorunlarından birini karşımıza çıkardı: Obezite. Nedir obezi-
te? Kilolu olmak obezite midir? Aradaki fark nedir?
Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından "sağ-
lığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi" olarak
tanımlanmaktadır. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının
ortalama %15-20'sini, kadınlarda ise %25-30'unu yağ
dokusu oluşturur. Erkeklerde bu oranın %25, kadınlarda ise
%30'un üzerine çıkması durumu obezite olarak tanımlanır.
Beden Kitle İndeksi (BKİ), kilogram olarak vücut ağırlığının,
metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle
hesaplanır (kg/m2). Şişko olmak fazla kilolu olma değil,
obezite anlamına gelir ve halk dilinde alay ifadesi olarak
kullanılmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü ve bu kuruluş gibi sağlık otoriteleri
obezite hakkında birçok ülkede tehlike çanlarının çaldığını
belirtecek istatistiki bilgileri de içinde barındıran açıklama-
larda bulunmakta. Küresel bir sorun da olan bu rahatsızlık
hangi yaş aralığında kendini daha çok göstermektedir?
Buna yol açan sebepler nelerdir?
Türkiye’de de obezite sıklığı gelişmiş batılı ülkelerden
aşağı kalmamakta, özellikle kadınlarda %30 gibi belirgin
yüksek oranlara ulaşmaktadır. Toplam 24.788 kişinin
tarandığı Türkiye Diyabet, Obezite ve Hipertansiyon Epi-
demiyolojisi Araştırması (TURDEP) çalışmasının sonuç-
ları değerlendirildiğinde obezite sıklığı kadınlarda %30,
erkeklerde %13, genelde ise %22,3 düzeylerinde tespit
edilmiştir. Yaş dağılımına göre incelendiğinde sıklığın
30’lu yaşlarda arttığı, 45-65 yaşları arasında pik yaptığı
görülmüştür. Obezite sıklığı kentsel alanda %23,8 iken
kırsal alanda %19,6 olarak tespit edilmiştir. Ülke geneli
değerlendirildiğinde doğu bölgelerinde daha az obeziteye
rastlanmıştır. TURDEP-I çalışmasından 12 yıl sonra yapılan
TURDEP-II çalışmasında Türk erişkin toplumunda 1998’de
%22,3 olan obezite prevalansının %40 artarak 2010’da
%31,2’ye ulaştığı görülmüştür. Kadınlarda obezite preva-
lansı %44, erkeklerde ise %27 olarak saptanmış ve son 12
yılda sıklığın kadınlarda %34, erkeklerde ise %107 arttığı
bildirilmiştir. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması
(TBSA - 2010) sonuçlarına göre ise obezite sıklığı; 19 yaş
ve üzerinde bireylerde %30,3 iken bu oran erkeklerde %20
,5 ve kadınlarda %41 olarak bulunmuş ayrıca fazla kilolu
olma oranı ise %34,6 olarak tespit edilmiştir.
Günümüzde obezitenin en sık nedeni enerjisi yoğun gıdalara
kolay ulaşılması ve durağan yaşamdır. Alınan enerji harca-
nan enerjiden fazla olursa enerji fazlası yağ şeklinde depo-
lanır. Obeziteye dengesiz beslenme, aşırı yeme, karbonhid-
rat ve yağdan zengin beslenme, yetersiz fiziksel aktivite,
bazı endokrin hastalıklar ve bazı ilaçlar neden olmaktadır.
Esasen bu hastalığa karşı politika ve stratejilerinin be-
lirlenmesi amacıyla Türkiye Halk Sağlığı Kurumu altında
Obezite, Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Daire Başkanlığı
kurulmuş bulunmakta. Bu alanda kurum olarak ülke sağlık
politikasına destek ve katkı sağlamak amacıyla önleyici ve
bilinçlendirici ne tür çalışmalar yapmaktasınız?
Türkiye’de obezite sıklığı batılı ülkelerden aşağı kalmayan bir durumda. Bunun yanı sıra 40 milyon
diyabetli de mevcut ülkemizde. Reklam ve tüketim çılgınlığı aynı zamanda çağın getirisi “yavaş hareket,
hızlı yaşam” bizleri dengesiz beslenmeye de itmiş bulunmakta. Sanırım bizler için de tehlike çanları
çalmaya başlamış çoktan. Tehlike gelmeden önlem almak amacıyla Sağlık Bakanlığı bünyesinde Obezite,
Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Daire Başkanlığı kuruldu. Bu birim obezite, diyabet ve beslenme
üzerine araştırma ve çalışmalar yapmakta, politika ve stratejilerin oluşmasına katkı sağlamaktadır.
Bizler de Obezite, Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Daire Başkanlığı Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Sabahattin
Kocadağ ile obeziteyi, ülkemizin mevcut durumunu ve çalışmaları konuştuk.
yesilay.org.tr
37
YEŞiLAY
EKİM 2014
1...,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38 40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,...88
Powered by FlippingBook