Teknoloji Bağımlılığı

GENÇLİKVE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU: E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır

Türkiye’nin ilk E-spor Zirvesi’ne katılan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, e-sporun olası risklerine değinerek bilinçli bir şekilde icra edilmediği takdirde kaybettirdikleri olduğuna dikkat çekti. Gençlerin e-sporun dezavantajlarından korunması gerektiğini vurgulayan Kasapoğlu, e-sporun en büyük riskinin dijital bağımlılık olduğunu belirtti.

Ekim ayında düzenlenen Türkiye’nin ilk E-Spor Zirvesi’ne katılan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, elektronik spor ve gençlerin elektronik sporun dezavantajlarından korunması ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Teknolojinin küresel rekabette öncelikli bir etken olduğunu belirten Bakan Kasapoğlu konuşmasında, "Yazılım, robotik kodlama, yapay zeka ve dijital icatlar ile girişimler, bugünün dünyasını şekillendiren etkenler olarak öne çıkıyor. Endüstri 4.0'ın bile artık geride kaldığını, gündemin yavaş yavaş Endüstri 5.0'a doğru hızla ilerlediğini görüyoruz." dedi. Türkiye'nin e-sporda kısa zamanda önemli mesafe kat ettiğini dile getiren Bakan Kasapoğlu konu ile ilgili olarak, “E-Spor; yazılımı, donanımı, markalaşmayı ve oyun geliştirme aktivelerini de içinde barından, büyüklüğü milyar dolarlarla ifade edilen dijital oyun sektörünün bir bileşenidir. Bu aktivitenin, Türkiye'nin dijital oyun pazarına da pozitif etkisi bir hayli fazla. Kullanan değil üreten ülke olmak durumundayız. Gençlerimizin üretimini, projelerini desteklemeye hazırız. Proje desteklerini önemsiyoruz." açıklamasında bulundu.

GENÇLERİMİZİ KORUMAK MECBURİYETİNDEYİZ

Gençlerin e-sporun dezavantajlarından korunması gerektiğini vurgulayan Kasapoğlu, "Bu aktivitenin, oyunculara mental anlamda kazandırdıkları ve bilinçli bir şekilde icra edilmediği takdirde kaybettirdikleri var. Bizler, bütün aktivitelerde olduğu gibi, bu konuda da stratejik adımlar atmak ve olası tehlikelere karşı gençlerimizi korumak mecburiyetindeyiz." şeklinde konuştu. E-spor sektöründe pedagogların da bilişimciler kadar önemli olduğunu vurgulayan Kasapoğlu, "Dijital oyun yarışlarının yaşandığı alana 'e-spor' mu demeliyiz, yoksa 'e-oyun' mu demeliyiz? Önce bunda uzlaşılması ve bu doğrultuda strateji üretilmesi gerekiyor. Öte yandan hareket bilimciler ile pedagogların en az yazılımcılar, bilgi işlemciler ve pazarlamacılar kadar bu sektörde söz ve irade sahibi olmaları sağlanmalıdır." açıklamasında bulundu.

BAKAN KASAPOĞLU, DİJİTAL BAĞIMLILIK RİSKİNE DİKKAT ÇEKTİ

Dijital bağımlılığın, e-sporun en önemli riski olduğuna dikkat çeken Bakan Kasapoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oyun satışlarında yaş kategorizasyonu ivedilikle hayata geçirilmeli, bu alandaki kurallar ve denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır. Ailelerde, dijital oyunla, e-sporla ilgilenen çocuklarıyla alakalı farkındalık artırıcı çalışmalar yapılmalıdır. Bütün bu attığımız adımlar, dijital bağımlılığa karşı pozisyon almamız anlamını taşımaktadır. Nasıl ki futbol, basketbol, güreş gibi fiziksel aktivitenin ön plana çıktığı alanlarda sakatlanma riski varsa ve bu riski minimuma indirmek için çalışmalar yapıyorsak, e-sporun da en büyük riski, dijital bağımlılıktır. Dijital bağımlılıkla beraber gençlerimizi her anlamda tehdit eden, bağımlılığın her türlüsüyle son derece ciddi bir mücadele içerisinde olduğumuzun altını çizmek isterim. Yine bazı dijital oyunlarda islamofobi, kültür ve medeniyetimize yönelik saldırılar, gençlerimizi fikren ve ruhen zehirleyebilecek içeriklerle karşı karşıya kalıyoruz. Gençlerimizin, bu tarz konularda uyanık olmalarını bekliyoruz."

GENÇLER FİZİKSEL SPORU İHMAL ETMEMELİ

Kasapoğlu, gençlerin e-sporun yanında fiziksel sporlarla da uğraşmaları gerektiğini kaydederek, "Zamanımızın bir kısmını fiziksel spor aktivitelerine de ayırmalıyız. Tüm tesislerimizi halkımızın rahat kullanımı için 24 saat erişime açtık. Havuzlarımızdan kortlarımıza kadar davet ediyoruz." açıklamasında bulundu. Türkiye'nin son 18 yılda spor alanında önemli gelişimler yaşadığını söyleyen Bakan Kasapoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Sporun birleştirici, rehabilite edici, pek çok unsuru bir araya getiren yönü malum. Sporla ilgili gelişim, değişim, dönüşüm söz konusu. Ülkemiz son 18 yılda spor anlamında, spor ülkesi olma noktasında büyük aşamalar kat etti. Bununla da dünyada bir model olan ülke. Son 18 yılda gerçekleştirilen spor yatırımları ve tesisleşmeyle, dünyanın en modern, en kaliteli statlarına sahibiz. 37 stadımız, binlerce tesisimiz var. Öyle bir çalışma gerçekleştirildi ki her okula, her mahalleye spor tesisi kazandırma konusunda mesafeler kat ettik. Bu vesileyle sporun içinden gelen Cumhurbaşkanımızın sporu ve sporcuyu kucaklayan tavrı bizim için önemliydi. Sporu birkaç branştan ibaret saymıyoruz. Sporun, herkesin ilgisine ve yeteneğine göre mutlaka hayatın bir parçası olması gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizdeki tesisleşmenin, modern haliyle spor turizmi açısından da önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyoruz. Spor turizmini bu yılki kalkınma planının bir parçası haline getirdik. Pek çok branşta spor yapan ve önemli bir destinasyon olan ülke konumuna geleceğiz. Gençler bizim en önemli gücümüz. 20 milyon gencimiz kendini en iyi şekilde geliştirmeli, yetiştirmeli."

E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır
Teknoloji Bağımlılığı

GENÇLİKVE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU: E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır

Aralık2019
DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR

Aralık2019
E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?
Teknoloji Bağımlılığı

E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?

Aralık2019
DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?
Teknoloji Bağımlılığı

DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?

Aralık2019
E-spor bağımlılık riskin artıracak
Teknoloji Bağımlılığı

PROF. DR. TOLGA ARICAK: E-spor bağımlılık riskin artıracak

Aralık2019
Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
Teknoloji Bağımlılığı

YEŞİLAYGENEL BAŞKANI PROF. DR. MÜCAHİTÖZTÜRK: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

Aralık2019
AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK
Tütün Bağımlılığı

AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK

Kasım2019
ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE
Tütün Bağımlılığı

ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE

Kasım2019
E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

Kasım2019
E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI

Kasım2019
E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor
Tütün Bağımlılığı

DOÇ. DR. TOKER ERGÜDER: E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor

Kasım2019
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR

YazarMürsel ÇAVUŞ

Dünya Sağlık Örgütü tarafından düzenlenen 6. Dünya Sağlık Örgütü Davranışsal Bağımlılıkların Halk Sağlığına Etkisi toplantısı 8-10 Kasım tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de yapıldı. Toplantının beş gündem maddesinden en çok öne çıkanlar e-spor ve DSÖ oyun bağımlılığı tanılama sistemi oldu.

Yaklaşık 25 ülkeden 40 civarında özel davetlinin katıldığı toplantıya Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Arıcak da davetliydi. Toplantılara psikiyatristler, klinik ve bağımlılık psikologları, akademisyenler, araştırmacılar ve Sağlık Bakanlığı bürokratları katılıyor. Oturumlara davet edilenler arasında gözlemciler de bulunuyor. Fas ve Mısır’dan bu yıl ilk kez katılım gerçekleşti. Prof. Dr. Arıcak’ın gözlemlerine göre, Dünya Sağlık Örgütü Davranışsal Bağımlılıkların Halk Sağlığına Etkisi toplantısının bu yıl beş ana gündem maddesi vardı. Birincisi, hükümetlerin oyun davranışlarını yaşlara göre takip etmesi, küçük yaşlardaki çocuklar için önlemler almasıydı. İzleme sistemi hakkında Güney Kore temsilcisi bir sunum yaptı. Bu izleme sisteminde oyunların oynanma oranları, problemli kullanım oranları, ekonomik yönleri (oyunların satışı, ücretleri, vergilendirilmesi), ulusal politikalar, eğitim, önleme ve müdahale gibi konulara değinildi. Bu izleme sistemi daha çok Güney Kore gibi Uzak Doğu ülkelerinde gündeme geliyor ancak insan hakları, kişisel haklar gerekçesiyle Avrupa ülkeleri ve ABD’de böyle bir yaklaşım henüz gözlenmiyor. Japonya oyun bağımlısı gençleri ve çocukları doğa ile iç içe olabilecekleri doğa kamplarına gönderiyor. Güney Kore ise oyun bağımlılığını hastanelerde tedavi etmeye çalışıyor.

E-SPOR RİSKİ İÇİN ÜLKELER NASIL ÇÖZÜMLER GELİŞTİRİYOR?

Prof. Dr. Arıcak’ın aktarımlarına göre, toplantının ikinci gündem maddesi e-spor oldu. E-spor ile ilgili üç sunum yapıldı. Hong Kong’taki Sağlık Bakanlığı bürokratı Dr. Thomas Chung, e-spor’un farklı ülkeler tarafından ne kadar desteklendiğini ve yaygınlığını istatistiki verilerle aktardı. Japonya’dan psikiyatrist Takanobu Matsuzaki e-spor ve Japonya’daki uygulamaları anlattı. Prof. Dr. Arıcak toplantıyla ilgili olarak, “Bu sunumda ilk kez 1985 yılında video oyunları ile ilgili bir yarışma düzenlendiğini gördük. İlk defa devlet eliyle bunun oynanmasının Çin, Güney Kore ve Japonya’da gerçekleştiğini görüyoruz, diğer ülkelerde de sonrasında yaygınlaşmış. Üçüncü sunum ise Macaristan Budapeşte’deki ELTE Eötvös Loránd Üniversitesi Psikoloji Fakültesi Dekanı Zsolt Demetrovics’in dünyada bu konuda yazılmış makalelere dair inceleme sunumuydu. Kaç makale yazılmış, bunların kaçı görüş beyan ediyor, kaçı ampirik bilgi içeriyor üzerine bir araştırma yapmış. Birçoğunun sadece derleme makaleler olduğu, genellikle e-sporun ekonomik yönü ile ilgili çalışmalar olduğundan bahsettiğini görüyoruz.” diyor. Prof. Dr. Arıcak’ın aktardığına göre, Nottingham Trent Üniversitesi’nden Mark Griffiths ise e-spor bağımlılığına oyun bağımlılığı değil iş bağımlılığı olarak bakıyor: “İşkolik nasıl para kazanır ve sürekli çalışmak isterse, e-spor’a böyle bir bakış var ama çoğu kişi onunla aynı fikirde değil. Bunun ileride ciddi sağlık sorunu yaratacağını düşünüyor. Ayrıca e-sporun kumar sektörü tarafından destekleneceği de -çünkü işin içine bahis siteleri giriyor- düşünülüyor. Burada dikkat çeken husus, her e-spor oynayan kişi oyun bağımlısı olacak demek değil, bu riski artıran bir faktör olarak ele alınıyor.” Prof. Dr. Arıcak, DSÖ’nün e-spor’un zararlarının farkında olduğunu ancak resmi olarak “Oyun bağımlılığına yol açar, zararlıdır.” gibi bir görüş belirtmediğinin ve böyle bir görüş belirtmek için erken olduğunun altını çiziyor. Araştırmacıların da kendisinin de bu fikri paylaştığını ifade ediyor. Toplantının üçüncü gündem maddesi ise yeni tanılama sistemi olan ICD-11’in doğruluğu, kullanışlılığı, ekonomikliği ile ilgili klinik gözlemler olmuş. Prof. Dr. Arıcak bu gündem maddesiyle ilgili olarak, “Farklı ülkelerden klinisyenler DSM-5 ve ICD-11’in oyun bağımlılığını tanılamada nasıl çalıştığını, benzerlik ve farklılıklarını gösteren bulgularını paylaştılar. Özellikle ICD-11’in DSM-5’e göre tanılamada daha hassas ve seçici bir rol oynadığı görüldü.” diyor.

ICD-11 İÇİN KILAVUZ HAZIRLANMALI MI?

Abu Dabi’de gerçekleşen 6. Dünya Sağlık Örgütü Davranışsal Bağımlılıkların Halk Sağlığına Etkisi toplantısının dördüncü gündem maddesi, DSÖ oyun bağımlılığı tanılama sistemi için kılavuz hazırlamalı mı konusunu gündeme taşımış. Prof. Dr. Arıcak, “Uzmanların tamamı böyle bir kılavuz hazırlanmasının faydalı olacağı konusunda görüş birliğine vardı. Bu konuda özellikle tanılamada yaş kriterinin belirlenmesi ayrıca dikkat çeken bir husustu.” diyor. Toplantının beşinci gündem maddesi ise tüm dünya ülkelerinin oyun bağımlılığını tanılama konusunda ortak kullanabileceği bir tarama ve tanılama ölçeğinin geliştirilmesi çalışmasının sunumu oldu. Prof. Dr. Arıcak, bu madde ile ilgili olarak “Bununla ilgili odak grup çalışmaları yapıldı. Geliştirilecek ölçek nasıl olmalı ve içinde hangi maddeler yer almalı başlıkları açıldı. Türkiye olarak biz de bu ölçeğin geçerlilik ve güvenilirlik çalışmalarına katılacağız. Türkiye’de üniversitelerde geliştirilen, değişik yüksek lisans tezlerinde kullanılan pek çok ölçeğin ICD-11 kriterlerini karşılamadığı ortaya çıktı. Bazı ülkelerde kullanılan ölçekler daha fazla kriteri karşılarken bazı ülkeler bizim gibi daha az kriteri karşılıyor.” açıklamasında bulundu. Özetle, Abu Dabi’deki 6. Dünya Sağlık Örgütü Davranışsal Bağımlılıkların Halk Sağlığına Etkisi toplantısında öne çıkan başlıklar ağırlıklı olarak e-spor ve DSÖ oyun bağımlılığı tanılama sistemi oldu.

E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır
Teknoloji Bağımlılığı

GENÇLİKVE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU: E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır

Aralık2019
DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR

Aralık2019
E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?
Teknoloji Bağımlılığı

E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?

Aralık2019
DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?
Teknoloji Bağımlılığı

DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?

Aralık2019
E-spor bağımlılık riskin artıracak
Teknoloji Bağımlılığı

PROF. DR. TOLGA ARICAK: E-spor bağımlılık riskin artıracak

Aralık2019
Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
Teknoloji Bağımlılığı

YEŞİLAYGENEL BAŞKANI PROF. DR. MÜCAHİTÖZTÜRK: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

Aralık2019
AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK
Tütün Bağımlılığı

AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK

Kasım2019
ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE
Tütün Bağımlılığı

ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE

Kasım2019
E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

Kasım2019
E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI

Kasım2019
E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor
Tütün Bağımlılığı

DOÇ. DR. TOKER ERGÜDER: E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor

Kasım2019
Teknoloji Bağımlılığı

E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?

YazarTuba MARAŞOĞLU

Spor ve aktif bir yaşam kuşkusuz ki fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişim açısından çok değerli. Ancak günümüzde, gelişen teknolojiyle birlikte spor anlayışı da değişmeye başladı. Son yıllarda, alışık olduğumuz branşlardan farklı olarak, gündemimizde elektronik spor var. Ancak elektronik spor klasik sporun aksine, hareketlilik gerektirmiyor; hatta obeziteye neden olabileceği düşünülüyor. Dr. Şeyma Arslan, obezite ve elektronik spor ilişkisiyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

Spor, “kişisel veya toplu yarışlar biçiminde yapılan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü” olarak tarif edilirken, elektronik sporun bir spor dalı olarak adlandırılması sizce doğru mudur? Bedensel hareket olmadan spor olur mu? Elektronik spor, bilgisayar, mobil platformlar üzerinden, çevrim içi veya çevrim dışı, bireysel veya takım olarak oynanan, rekabetçi çok oyunculu bir alan olarak tanımlanmaktadır. Futbol, basketbol ve tenis gibi sporlardan farklı olarak, elektronik spor çoklu dijital platformlarda, internet aracılığıyla dünyanın herhangi bir yerindeki sporcuların oyuna dahil olmasıyla meydana gelmektedir. Elektronik sporu bir spor dalı, bir oyun veya zeka sporu olarak tanımlayan ülkeler vardır. Elektronik spor İngiltere’de satranç gibi bir oyun; Güney Kore, Çin, Rusya, Macaristan ve Danimarka gibi bazı ülkelerde ise resmi bir spor olarak tanımlanırken; Amerika Birleşik Devletleri’nde ise elektronik spor oyuncuları resmi atlet olarak kabul edilmektedir. 45’ten fazla ülkede elektronik spor federasyonu kurulmuştur. Elektronik sporun 400 milyondan fazla izleyicisi bulunmaktadır. Bu sayı bir önceki yıla göre %13,5 artış göstermiştir. Elektronik spordan elde edilen gelir bir önceki yıla göre %38,2 artarak 900 milyon doları aşmıştır. Elektronik spor ülkemizde de etkisini artırmaktadır. Türkiye’nin bilinen ilk elektronik spor takımı 2003 yılında, Türkiye e-Spor Federasyonu ise 2018 yılında kurulmuştur. Bazı geleneksel spor kulüplerinin ve üniversitelerin elektronik spor kulüpleri bulunmaktadır. Tüm bu gelişmelere rağmen elektronik sporun, bir spor dalı olup olmadığı konusunda anlaşma yoktur. Elektronik sporun fiziksel ve zihinsel çaba gerektiren, zihinsel ve fiziksel yetenekleri geliştiren bir spor dalı olduğu iddia edilmektedir. Strateji, taktik, takım motivasyonu gibi beceri isteyen yönler içerdiği ve elektronik sporcuların fiziksel yetenek olarak klavye ve mouse kullanarak dakikada 400 hareket yapabildiği belirtilmektedir. Elektronik sporcular reflekslerini, bilişsel fonksiyonlarını ve el-göz koordinasyonlarını iyi bir şekilde kullanabilmektedir. Buna karşılık, elektronik sporun oyun olduğu görüşünü savunanlar, sporun sadece fiziksel ve zihinsel çaba olarak tanımlanmasının eksik olduğunu düşünmektedir. Bu görüşe göre, sporcunun fiziksel açıdan uygun olması ve fiziksel aktivite durumu bütün spor aktivitelerinde mühim bir unsurdur. Elektronik sporda vücut kontrolü ve becerilerinin kullanılmadığı, elektronik sporun insan gelişimine katkı sağlamadığı savunulmaktadır
“RUHSAL SORUNLARANEDEN OLUYOR”

Elektronik spor çocukların ruh ve beden sağlığını nasıl etkiliyor?

Bazı çalışmalarda elektronik sporun dikkati, öğrenmeyi, motor becerileri ve bilişsel strateji geliştirme yeteneği ve el-göz zihin koordinasyonunu artırdığı, yabancı dil öğrenimine katkı sağladığı, hızlı karar verebilme, iş birliğine teşvik etme, takım halinde çalışabilme, motivasyon sağlama gibi olumlu etkileri olduğundan bahsedilmektedir. Elektronik sporun olumsuz etkileri, ekran başında çok fazla vakit geçirilmesinin sonucu olarak meydana gelmektedir. Bu olumsuz sonuçların başında internet ve kumar bağımlılığına benzer semptomlar yer almaktadır. Henüz, Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından yayınlanan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı DSM-5’teki tanılar arasında yer almasa da bu duruma, internette oyun oynama bozukluğu (İOOB) tanımlaması önerilmektedir. Günümüzde, internet bağımlılığı ya da oyun bağımlılığı olarak kullanılan bu kavramın, ayrı bir bozukluk olduğunu kanıtlayacak araştırmalara ihtiyaç duyulduğu vurgulanmaktadır. İOOB, oyun oynama üzerinde artan kontrol kaybı, tolerans ve içe çekilmeyi içeren bir dizi bilişsel ve davranışsal belirtiler ile gözlenen aşırı ve sürekli şekilde internette oyun oynama örüntüsü olarak tanımlanabilir. Bu durum, internet bağımlılığından farklı olarak, daha çok genç erkek grupta görülmektedir ve sadece oyun oynama ile ilişkilidir. Elektronik sporun diğer ruhsal etkileri ise, şiddet oyunu oynayanlarda artan saldırgan davranışlar, yalnızlık hissi, asosyalleşme, aile içi iletişimin azalmasıdır. Bunların yanında depresyon, anksiyete, dikkat bozukluğu gibi ruhsal bozukluklara da neden olabilmektedir. Ayrıca elektronik spor oyunlarının sedanter yani hareketsiz oturarak oynanan oyunlardan oluşuyor olması obezite, karpal tünel sendromu gibi bedensel sorunları beraberinde getirebilmektedir.
“ALINAN KALORİ, HARCANAN ENERJİDEN FAZLA”

Aileler, uzun süreli ekran karşısında oturarak yapılan elektronik sporun neden olduğu obeziteye nasıl engel olabilirler?

Çocukluk çağı obezitesi, tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz için de önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2016 yılında, dünyada tahmini 41 milyon obez ve fazla kilolu çocuk bulunmaktadır. Türkiye Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırması’na (COSI TUR-2016) göre, 2016 yılı itibariyle ilkokul ikinci sınıf çocuklarında yapılan çalışmada, fazla kilolu olma oranı %14,6; obez olma oranı ise %9,9’dur. Bu verilere göre, COSI TUR- 2013 çalışmasına kıyasla fazla kilolu olma oranı ve obezitede artış gözlenmiştir. Çocukluk çağı obezitelerinin nedenleri incelendiğinde ise, çok büyük bir yüzdesinin ekzojen obezite olduğu gözlenmiştir. Ekzojen obezite; alınan kalorinin, harcanan enerjiden fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Düşük fiziksel aktivite, yağdan ve şekerden zengin besinlerle beslenme bu durumun temel sebebidir. Obezite önlenebilir ölümlerin sigaradan sonraki nedeni olup, tip 2 diyabet, kalp damar hastalıkları, serebrovasküler hastalıklar, çeşitli kanserler, polikistik over sendromu, infertilite başta olmak üzere birçok sistemik hastalıklara yol açabilmektedir. Obez çocukların birçoğunun erişkinlik hayatlarında da obez olarak devam ettiğini düşünürsek, obez çocuklar aynı zamanda yukarıda bahsedilen hastalıklar açısından da risk altında demektir. Bu nedenle, çocukluk çağı obezitelerinin önlemesi kritik önem arz etmektedir. Obezite ile ekran karşısında geçirilen süre ilişkisini inceleyen bir araştırmada, her bir saatlik sürenin erişkinlikte obez olma riskini %7 oranında artırdığı gösterilmiştir. Ekrana maruz kalma sürelerinin azaltıldığı randomize kontrollü çalışmalarda ise, beden kitle indeksinde azalma meydana gelmiştir. Yine birçok çalışmada elektronik spor oyunu oynama süresi arttıkça, obezite oranlarının arttığı görülmüştür. Obezite ile mücadele kapsamında ekran maruziyetinin etkilerini önlemede, ailelere yönelik bir takım tavsiyeler bulunmaktadır. Bu tavsiyeleri şöyle sayabiliriz: İlk 2 yaşta televizyon, tablet, cep telefonu, bilgisayar seyrettirilmemesi; 2 yaşından sonra ekran maruziyetinin günde 2 saati aşmaması, televizyon ve ekran karşısında yemek yenmemesi ve çocukların odasında televizyon, cep telefonu ve tablet bulundurulmaması gerekir. Ayrıca, her yaş grubunda ekran başında geçirilen süre, kontrol altında tutulmalıdır. Elektronik spor ve obezite ilişkisini inceleyen çalışmalar da, ekran başında geçiren sürenin kontrol edilmesine vurgu yapmaktadır. Burada dikkat çeken, elektronik sporla oynanan sedanter oyunların düşük fiziksel aktiviteye neden olmasının yanında, ekran başında yüksek kalorili besinlerin alımındaki artıştır. Bu iki nedenle eş zamanlı mücadele eden Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde, “exergames” denilen fiziksel aktivite ile birlikte oynanan alternatif elektronik spor oyunları, fiziksel aktiviteye yardımcı oyunlar ve sağlıklı beslenme alışkanlığı edinmeye yönelik geri bildirim veren mobil uygulamalar ve oyunlar gündemdedir. Sedanter oyunlardan farklı olarak exergames gibi aktif video oyunlarında hareket sensörü zemini, kızılötesi sensörleri veya kameralar kullanılmakta ve bu oyunlar fiziksel olarak aktif olarak oynanmaktadır. Yapılan bir meta analizde, exergaming enerji tüketiminde güçlü bir korelasyon olup, enerji tüketiminde dinlenme seviyesine göre %300’lük bir artış oluşturduğu, bir başka çalışmada kalp hızında ve fiziksel aktivite düzeyinde artışa neden olduğu bildirilmiştir. Ancak halen çoğu elektronik spor oyunları sedanter oyunlardan oluşmaktadır. Elektronik sporun hızla yaygınlaşıp popüler hale geldiği günümüzde, aileler tarafından oyunların kontrolsüz yasaklanması uzun vadede soruna çözüm getirmemektedir. Bu nedenle, bebeklikten itibaren ekran maruziyetini kontrol altına almak birincil koruma olmalıdır. Elektronik spor oyunları ile uzun süre vakit geçiren çocukların durumunu incelerken uygulanması gereken yöntem, bu durumun nedenlerini ayrıntılı incelemek ve bu nedenlere yönelik çözümler üretmek, gerekli durumlarda profesyonel destek almak şeklinde olmalıdır.
“FAYDA-ZARARDENGESİ GÖZETİLMELİ”

İnternet çağına doğmuş olan, sporu bile elektronik ortamda yapan bu nesli sizce nasıl bir gelecek bekliyor?

Ülkemiz mobil cihaz, bilgisayar ve oyun konsolu kullanımında ve kullanmaya başlama yaşı konusunda dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. Ayrıca, bilgisayar başında vakit geçirme konusunda da ilk sırada yer almaktadır. Elektronik spor, bu çerçevede düşünülünce bilgisayar oyunu oynamak, boşa vakit geçirmek, hareketsiz ve asosyal yaşam, oyun bağımlılığı gibi birçok riskleri içermektedir. Ancak elektronik spor bir spor dalı olarak değerlendirildiğinde, diğer spor dalları gibi sportif bir yaşam, vakit geçirmek, sosyalleşmek, amatör veya profesyonel sporcu olmak gibi nedenleri içinde barındırır. Sadece elektronik spor değil, teknolojinin her alanında faydalı ve zararlı alanlar bulunmaktadır. Ancak doğru anlamak, fayda-zarar dengesini iyi değerlendirmek, küresel değişimi ve bu kuşağın çocuklarının talepleri doğrultusunda bu alanlara doğru yaklaşımları geliştirmek gerekmektedir. Çocuklarının taleplerini doğru yorumlayıp, onları doğru yönlendirebilme adına ailelerin doğru bilgilendirilmesi çok önemlidir.

Elektronik spor turnuvalarının artması çocukların aktif bedensel spor yapmalarına engel midir?

Obezite ile mücadelede okul öncesi dönemde çocukların günde 2 saati aktif oyun oynayarak geçirmeleri önerilirken, okul çağı çocuklarının günde 60 dakika terleyecek düzeyde fiziksel aktivitede bulunmaları tavsiye edilmektedir. Yapılan bir araştırmada, elektronik sporcuların günde ortalama olarak 3-4 saat video oyun oynadıkları, turnuvaya katılacak olan sporcuların ise günde 10 saatten daha fazla video oyun oynadıkları saptanmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir çalışmada ise, 8-18 yaş grubundaki çocukların günde ortalama 1 saat 13 dakika video oyunları ile vakit geçirdikleri görülmüştür. Çocukların fiziksel aktivite yapabileceği vakitte sedanter oyun oynamayı tercih edebilmeleri, bedensel sporla ilgilenmenin önünde engel olabilmektedir.
“E-SPOR BİR KAÇIŞ ARACI”

İnternet kullanımı ve kilo alımı arasındaki ilişkiyi incelemek üzere yapılan çalışmalarda, çocukların aile içi ilişkilerin kopuk olmasından dolayı ailelerinden görmedikleri ilgiyi sanal ortamda aradıkları görülmüş. Elektronik sporun bu kadar yaygın olmasının nedenlerinden biri de bu tespit olabilir mi?

Elektronik sporun hızla yaygınlaşmasının birçok nedeni vardır. Bu nedenlerin başında, teknolojinin hızla ilerlemesi, internetin yaygınlaşması, internet kafelerin ve rekabetçi oyunların ortaya çıkması geliyor. Artık elektronik spor sadece oyun alanı olmaktan çıkıp, profesyonel turnuvaların düzenlendiği, gelir elde edilen ve kariyer planlanan profesyonel bir alana dönüşmüştür. Bu kapsamda bakıldığı zaman elektronik sporla ilgilenen, takip eden amatör kesimin yanında profesyonel bir kesimde yer almaktadır. Ancak yine de, kişilerin hangi motivasyonla oyunları oynadıkları oldukça karmaşık bir konudur ve içinde bulundukları sosyo ekonomik ve kültürel etkenlerle etkileşim halindedir. Yapılan birçok çalışmada rekabet, akran baskısı, beceri geliştirme, dikkat dağıtma ve sosyal etkileşim etmenlerinin oyun oynama ile harcanan zaman miktarı üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu ortaya konmuştur. Ülkemizde yapılan sınırlı sayıdaki araştırmada, elektronik sporla ilgilenenlerinin çoğunluğunun amatör düzeyde olduğunu görüyoruz. Elektronik sporla ilgilenenlerin motivasyonlarının başında eğlence, oyun sevgisi ve oyun arzusu yer almaktadır. Özellikle, ilgi görmeyen, aile içerisinde sağlıklı ve güvenli bir ortam bulamayan veya aile içi çatışma yaşayan, sosyal kayıp yaşamış, az arkadaşı olan, akrabalarıyla samimi ilişkileri olmayan, okulda başarısız olan çocuklar interneti kaçış aracı olarak görebilmektedir. İnternet bağımlılığı gibi elektronik sporla ilgilenenlerin birçoğu, elektronik sporu gerçeklerden kaçma aracı olarak görmektedir. Problemli elektronik spor alışkanlıklarının, internet bağımlılığı ile benzer olması nedeniyle, oyun bağımlılığının dolaylı nedenleri olarak düşünülmesi gerekir.

Elektronik sporun çocuk gelişimine olumsuz etkilerini azaltmak adına yetkililere önerileriniz neler?

Elektronik spor, iyi yönetilmesi gereken bir süreç olarak değerlendirilmelidir. Bunu yaparken olumlu ve olumsuz yönleri göz önünde bulundurulmalıdır. Olumsuz etkilerinin başında obezite ve oyun, internet bağımlılığı, internette oyun oynama bozukluğu yer almaktadır. Bu sorunlar ile mücadele için uygulanacak politikalar ve alınması gereken önlemler belirlenmelidir. Alınabilecek önlemlerde toplumsal temelli yaklaşımların benimsenmesi, bu önlemlere göre hem bireysel olarak çocuklara, hem ailelere hem de toplumsal düzeydeki müdahaleler için politika üreticilere görev tanımlanması, olumsuz etkilerle etkin mücadelenin yapı taşlarını oluşturmaktadır. Elektronik sporla ilgilenenlerin ve ailelerin elektronik spor, internet, oyun bağımlılıkları ve obezite ile ilişkisi konularında doğru bilgi ve yaklaşımları edinmesine destek olunmalı, fiziksel aktivitenin artırılması ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının edinilmesini sağlayacak alternatif mobil, bilgisayar uygulamalarının elektronik spor kapsamında teşvik edilmesi değerlendirilmelidir.

AİLELERE ÖNERİLER

  • İlk 2 yaşta; televizyon, tablet, cep telefonu, bilgisayar seyrettirilmemeli.
  • 2 yaşından sonra; ekran karşısında geçirilen süre 2 saati aşmamalı. Odasında televizyon, cep telefonu ve tablet bulundurulmamalı.
  • Her yaş grubu için; ekran başında geçirilen süre kontrol altında tutulmalı.

DR. ŞEYMA ARSLAN KİMDİR?

2012 yılında İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun olmuştur. Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde acil hekimliği yapmıştır. Dr. Arslan, İstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı'nda asistan doktor olarak görev yapmakta ve İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü'nde sağlık ekonomisi yüksek lisans eğitimine devam etmektedir.

E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır
Teknoloji Bağımlılığı

GENÇLİKVE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU: E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır

Aralık2019
DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR

Aralık2019
E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?
Teknoloji Bağımlılığı

E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?

Aralık2019
DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?
Teknoloji Bağımlılığı

DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?

Aralık2019
E-spor bağımlılık riskin artıracak
Teknoloji Bağımlılığı

PROF. DR. TOLGA ARICAK: E-spor bağımlılık riskin artıracak

Aralık2019
Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
Teknoloji Bağımlılığı

YEŞİLAYGENEL BAŞKANI PROF. DR. MÜCAHİTÖZTÜRK: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

Aralık2019
AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK
Tütün Bağımlılığı

AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK

Kasım2019
ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE
Tütün Bağımlılığı

ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE

Kasım2019
E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

Kasım2019
E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI

Kasım2019
E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor
Tütün Bağımlılığı

DOÇ. DR. TOKER ERGÜDER: E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor

Kasım2019
Teknoloji Bağımlılığı

DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?

YazarBurçin ŞENEL

Tüm dünyayı etkisi altına alan e-sporun önlenemez yükselişi devam ediyor. 2018’de dünyadaki pazarı 1 milyar dolara ulaşan e-spor, bugün 380 milyon izleyiciye sahip. Özellikle 13-26 yaş grubunun ilgilendiği bu dijital “spor”a bağımlılık derecesinde tutkun olanların sayısı Türkiye’de de ne yazık ki az değil. Peki global şirketlerin yatırımlarıyla güçlenmeye devam eden ve bağımlılık açısından ciddi riskler taşıyan e-spor bugünlere nasıl geldi?

Organize video oyunu yarışmalarına verilen isim olan e-spor, strateji, dövüş gibi türlerdeki oyunlarla dünyayı sarsan organizasyonların yapılmasına neden oldu. Bireysel ya da takım olarak yarışma imkânı bulunan organizasyonda League of Legends Dünya Şampiyonası, The International, Intel Extreme, Evolution Championship Series gibi turnuvalar düzenleniyor. Siberatlet adı verilen e-spor oyuncuları arasından en başarılı olan takım ya da birey turnuvanın kazananı olup büyük ödülü alıyor.

E-SPOR’UN GELİŞİMİ

Amerikalı fizikçi William Higinbotham, 1958 yılında ilk video oyununu bulduğunda oyun çılgınlığının fitilini ateşlediğinin farkında değildi. Elbette o dönem e-spor kavramı henüz ortada yoktu. Bu kavramın ortaya çıkışına kadar oyun sektörü gelişmeye devam etti. Bilinen en eski video oyunu 19 Ekim 1972 tarihinde Stanford Üniversitesi’nde düzenlendi. Spacewar oyunu için yapılan organizasyonda kazanana bir müzik dergisine bir yıllık abonelik ödülü verildi. Bu turnuvanın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra bizim de çocukluk yıllarımıza denk gelen Atari furyası başladı. Küçük kasetler içinde bulunan oyunlar o dönem herkesin evinde yoktu; 10 arkadaştan birinde varsa büyük şanstı. Ancak dünyada işler daha hızlı ilerliyordu ve o yıllarda dünyanın ilk oyun turnuvası düzenlendi. 1980 yılında Atari tarafından düzenlenen Space Invaders Turnuvası’na 10 bine yakın insan katıldı. Bu turnuva ile video oyun sektörünün öncüleri tarafından e-sporun temeli atıldı. Aynı yıl Walter Day, Twin Galaxies adlı yüksek skor kayıt tutma organizasyonunu kurdu. Kuruluş video oyunlarının kayıtlarını tutmaya başladı ve North American Video Game Challenge Turnuvası’na (Kuzey Amerika Video Oyunu Mücadeleleri) sponsor oldu. Gerçek e-spor mücadeleleri ise 90’lı yılların başında internet ağının gelişmesiyle birlikte video oyunlarının yükselişiyle başladı. İlk e-spor etkinliği 1997 yılında düzenlenen ve 2 bin kişinin katıldığı Quake Turnuvası olarak kayıtlara geçti. Ardından StarCraft: Brood War ile strateji oyunları e-spora dahil oldu. 2000’li yıllara gelindiğinde, yeni teknolojik gelişmeler e-sporda kendini göstermeye başladı ve Kore E-Spor Birliği kuruldu. 2005 yılında birçok firma büyüyen bu pazara kayıtsız kalamadı ve yatırım yapmaya başladı. Yatırımlarla birlikte e-spor kavramı da değişti ve dünyaca ünlü oyunlar milyon dolarlık ödüllerle insanları cezbetmeyi başardı. Oyun bağımlılığı kavramının çokça tartışıldığı o dönemlerde “oyun bağımlılığı” kavramının bir anda bir “spor” türüne dönüşüvermesini şirketlerin dudak uçuklatan yatırım miktarlarına bağlamak zor değildi.

TÜRKİYE’DE NE DURUMDA?

Ülkemizde e-spor futboldan sonra en çok seyirci çeken ikinci organizasyon ve diğer ülkelerde olduğu gibi hızla büyüyor. 2003 yılında Türkiye’nin ilk e-spor takımı olarak kabul edilen Dark Passage kadrosuyla sahaya çıktı ve dünyaca bilinen oyunlar için kadro oluşturdular. Şu an ise en çok bilinen Türk e-spor takımları Space Soldiers, Supermassive, Dark Passage, HWA Gaming ve Crew olarak sıralanabilir. Türkiye’nin üç büyük spor kulübü Beşiktaş Esports, 1907 Fenerbaçe Espor ve Galatasaray Esports 2015 yılında League of Legends oyununda takımlarına destek vermeye başladılar. Bahçeşehir Üniversitesi’nin oluşturduğu League of Legends da BAU Super Massive ismiyle oyunlara katılmaya başladı. Bu süreçte kurumsallaşma yolunda adımlar atılarak 2011 yılında Türkiye Dijital Oyunlar Federasyonu kuruldu ancak ömrü çok uzun olmadı ve 2013 yılında federasyon kapatıldı. 2018 yılına gelindiğinde, Türkiye Elektronik Sporlar Federasyonu (TESFED) faaliyetlerine başladı. İki yıldır faaliyet gösteren federasyon e-sporun Türkiye’deki gelişimini artırmak için çalışmalar yapıyor. TESFED’in 2019 verilerine göre, Türkiye’de şu an 29’u kadın toplam 546 lisanslı e-sporcu bulunuyor. Tescilli kulüp sayısı ise 55. Kulüp 2019-2020 sezonunda e-süper lig üzerine çalışıyor. Türkiye’nin e-sporda adını duyurduğu en önemli turnuva 2016 yılında düzenlenen Counter Strike Turnuvası’ydı. Türkiye Milli Takımı bu turnuvada dünya şampiyonu oldu.

DÜNYADA E-SPOR ZAMAN ÇİZELGESİ

  • Fizikçi William Higinbotham, 1958'de ilk video oyununu buldu.
  • En eski video oyunu 19 Ekim 1972 tarihinde Stanford Üniversitesi'nde düzenlendi.
  • 1980'de Atari tarafından düzenlenen Space Invaders Turnuvası ile e-sporun temeli atıldı.
  • 90'lı yılların başında internet ağının gelişmesiyle birlikte video oyunlarının yükselişi başladı.
  • İlk e-spor etkinliği 1997'deki Quake Turnuvası ile gerçekleşti.
  • 2003 yılında Türkiye'nin ilk ve e-spor takımı kadrosuyla sahaya çıktı.
  • 2005 yılında birçok firma büyüyen bu pazara yatırım yapmaya başladı. Dünyaca bilinen oyunlar milyon dolarlık ödüllerle insanları cezbetmeyi başardı.
  • 2016 yılında Türkiye'nin e-sporda adını duyurduğu en önemli turnuva olan Counter Strike Turnuvası yapıldı. Türkiye, 2016 yılında düzenlenen turnuvada dünya şampiyonu oldu.
  • 2018 yılına gelindiğinde, Türkiye Elektronik Sporlar Federasyonu (TESFED) faaliyetleri başladı.

YATIRIMLAR E-SPORU GÜÇLENDİRİYOR

Oyun turnuvalarının milyonluk ödüllere ulaşmasının ve bir “spor” dalı olarak kabul eden kitlenin büyük oranda artmasının en büyük nedeni, dünya markalarının milyon dolarlık yatırımlarla bu organizasyonları desteklemesi olarak kabul edilebilir. Şirketlerin bu alana yatırım yapması yeni bir gelişme değil, 20 yıl öncesine dayanıyor. Ancak son zamanlardaki kadar dev yatırımlar değildi. Ulusal ya da uluslararası turnuvalarda milyonluk ödüller koyan firmalar bu çılgınlığı daha da artırmayı başardılar. Çünkü bir takım ya da bireysel bir oyuncu bir turnuvadan 400 bin dolara kadar ödül kazanabiliyor. Bu dudak uçuklatan rakam özellikle genç kitleyi ne yazık ki fazlasıyla cezbediyor. Dünya genelinde 2017 yılındaki müsabakalarda 111 milyon dolar ödül dağıtan organizasyonlar yatırım almaya devam ettikçe katılım daha da artacak gibi görünüyor. Dünyada bu alana yatırım yapan dev markalar bulunuyor. Dünyaca ünlü oyuncu ve sporcu isimleri arasında Mark Cuban, Ashton Kutcher, Magic Johnson, Shaquille O’neal, Rick Fox yer alıyor. Ayrıca Türkiye’de ve dünyada bazı üniversiteler öğrencilerine e-spor bursu vererek turnuvalara katılmasında destek oluyorlar. Dünyada e-spora en çok ilgi gösteren ülkeler Asya ülkeleri. Öyle ki Güney Kore’deki birçok gencin hayali e-spor oyuncusu olmak. Bu nedenle haftada 85 saatin üzerinde oyun oynayarak turnuvalara hazrlanıyorlar. Türkiye’de ise ağırlıkla 13-26 yaş arası gençler bu etkinliklere dahil oluyor. Bu yaş grubuna sadece oyuncular değil oyun tutkunları da dahil. Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda gerçekleştirilen LOL’un Türkiye finaline 12 bin seyirci katıldı, 1,5 milyondan fazla kişi de canlı görüntü akış platformundan izledi. Çin’de gerçekleştirilen dünya finalinde ise 50 binden fazla seyirci stadyumu doldurdu; 70 milyonu aşan izleyici ise canlı görüntü akış platformundan takip etti.

E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır
Teknoloji Bağımlılığı

GENÇLİKVE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU: E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır

Aralık2019
DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR

Aralık2019
E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?
Teknoloji Bağımlılığı

E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?

Aralık2019
DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?
Teknoloji Bağımlılığı

DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?

Aralık2019
E-spor bağımlılık riskin artıracak
Teknoloji Bağımlılığı

PROF. DR. TOLGA ARICAK: E-spor bağımlılık riskin artıracak

Aralık2019
Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
Teknoloji Bağımlılığı

YEŞİLAYGENEL BAŞKANI PROF. DR. MÜCAHİTÖZTÜRK: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

Aralık2019
AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK
Tütün Bağımlılığı

AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK

Kasım2019
ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE
Tütün Bağımlılığı

ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE

Kasım2019
E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

Kasım2019
E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI

Kasım2019
E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor
Tütün Bağımlılığı

DOÇ. DR. TOKER ERGÜDER: E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor

Kasım2019
Teknoloji Bağımlılığı

PROF. DR. TOLGA ARICAK: E-spor bağımlılık riskin artıracak

Yazarİnci NEŞELİ ÖZOĞLU

Türkiye’de 30 milyon genç bilgisayar oyunu oynuyor. Bunların 7-8 milyonu ise e-sporcu. Son dönemlerde hızla yaygınlaşan e-sporun gençler için barındırdığı riskin olumlu yanlarına göre olumsuz yanlarının daha fazla olduğunu dile getiren Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Arıcak, “Kişi nasıl sigarayı ağzına koyduğunda bağımlı olma riski taşıyorsa, e-spor oynamaya başladığında da bağımlılık riski taşıyor demektir. E-spor bağımlılık riskini artıracak.” diyor.

Elektronik spor (e-spor) son dönemlerde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de oldukça popüler hale geldi. Dev şirketler, büyük spor kulüpleri e-spora yatırım yapıyor. Tıpkı futbolda olduğu gibi takımlar kuruluyor, ligler oluşturuluyor ve transferler gerçekleştiriliyor. E-sporu spor olarak kabul eden de var etmeyen de. Spor olduğunu savunan camia, bunu sporun tanımı, kuralları, federasyonu, takımların var olması gibi standartlara bağlıyor. Bir grup araştırmacı ve akademisyen ise e-sporu spor olarak kabul etmiyor. Sporda fiziksel aktivite olması gerektiğini söylüyor. Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tolga Arıcak da, e-sporun özellikle fiziksel yönüne baktığını belirterek, “Bu aktivite kişinin sadece zihinsel değil aynı zamanda bedensel faaliyetlerini ne kadar içeriyor? Buna da bakmak gerek. E-spor, fiziksel aktivite içermemesi nedeniyle spor değildir, demiyorum ama içinde belirli riskleri barındıran bir aktivite.” diyor. Prof. Dr. Arıcak ile teknoloji bağımlılığı ve e-spor ilişkisini konuştuk.

VÜCUDUN BÜYÜK KISMI HAREKETSİZ

Prof. Dr. Tolga Arıcak, e-spor yapan gençlerin günün önemli bir kısmını bilgisayar başında, oyun oynayarak geçirdiğini belirtiyor. Prof. Dr. Arıcak şunları söylüyor: “Oturdukları yerden ellerini, kollarını ve başlarını hareket ettiriyorlar ama bunun haricinde vücudun büyük kısmı hareketsiz durumda. Tabii bunun getirdiği kilo alma, obezite gibi riskler var. Ayrıca sürekli mouse tutulduğundan ellerde ve bileklerde sinir sıkışması görülebiliyor. Göz bozuklukları, göz kuruluğunun yanı sıra boyun düzleşmesi ve boyun fıtığı gibi sağlık problemleriyle karşılaşılabiliyor. İnsanlar tüm bu sorunlar yaşanmasın, vücudu sağlıklı olsun diye de spor yapıyor çoğu zaman. Aslında bu kısmı ile e-spor kelimesindeki spor kısmının yanıltıcı olduğunu söyleyebiliriz. E-spor bazı spor bilimciler tarafından spor olarak tanımlansa da felsefesi ve sonuçları itibarıyla sporun sağladığı faydayı yaratmıyor. İsminin spor olması başka bir şey, fiziksel aktiviteli sporların sağladığı olumlu sonuçları yaratması başka bir şey. Vücut sağlığı açısından olumlu sonuçlar değil riskler barındırıyor.”

E-SPOR, DSÖ KRİTERLERİNE GÖRE İNTERNET VE OYUN BAĞIMLILIĞINA GİDEN YOLU KOLAYLAŞTIRIYOR

Prof. Dr. Arıcak, e-sporun bilinen internet oyun bağımlılığının zararlarını içerip içermediğiyle ilgili şunları söylüyor: “Öncelikle, bir kişiye oyun bağımlısı diyebilmemiz için Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği üç kriteri karşılaması gerekiyor. Bunlardan ilki; kişinin hayatında öncelikli hal alması. Ailesinden, okulundan, işinden kısacası her şeyden önce gelmesi. İkincisi ise, kişide kontrol kaybı gelişmesi. Kişi artık durdurmak istese de oyun oynamayı durduramıyor, tıpkı sigara ve alkol bağımlılığı gibi; ‘Tamam, ben oynamayacağım, okuluma gideceğim.’ diye karar alıyor ama ertesi gün kalkıyor, tekrar oynamaya devam ediyor. Oyun bağımlılığının üçüncü koşulu ise fiziksel, ekonomik, sosyal, psikolojik tüm olumsuz sonuçlarına rağmen oynamaya devam etmek. Bu üç kriter karşılanıyorsa biz artık o kişiye ‘oyun bağımlısı’ diyoruz. E-sporda da bu üç kriteri karşılayan özellikler tanımlanmaya başlanmışsa, bağımlılığın yarattığı zararlara paralel sıkıntılar beklenmesi kaçınılmaz.”

SADECE 2 BİNİ LİSANSLI OYUNCU

Türkiye’de 7-8 milyon e-sporcu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tolga Arıcak, bunun sadece 2 bininin lisanslı olduğunu söylüyor. Lisanslı sporcu olmanın çok basit olduğunun altını çizen Prof. Dr. Arıcak, “T.C. kimlik numarası beyanı, sağlık raporu, doldurulmuş tescil fişi, 2 adet vesikalık fotoğrafa sahip olmak yeterli. Bu evraklarla, internet üzerinden Gençlik ve Spor Bakanlığı'na başvuruda bulunuyorsunuz. Bunlara bakılıyor ve bakanlık size lisans veriyor. Ve siz ‘Artık e-sporcuyum.’ diyorsunuz. İlle de bir takımda, kulüpte olmanız gerekmiyor, bireysel de olabiliyor. Düşünün; 15 yaşındaki oğlunuz/ kızınız ‘Ben e-sporcu olacağım.’ diyerek bu lisansı çıkartıyor, oturup gününün 8-9 saatini internet başında oyun oynayarak geçiriyor, okula bile gitmiyor. Bu arada, Milli Eğitim Bakanlığı ile protokol de imzalandı, e-sporun okullarda ders olarak okutulması için. Maalesef şu anda çok ciddi bir risk altında gençlerimiz. Devlet eliyle gençler bir anlamda özendiriliyor, yönlendiriliyor.” diyor.

TOPLUMUN YÜZDE 36’SI OYUN OYNUYOR

Bakanlıkların, işin Türkiye’yi temsil ve uluslararası camiada tanınma yönüyle e-spora destek verdiğine vurgu yapan Prof. Dr. Arıcak şöyle devam ediyor: “Amaç; uluslararası camiada var olmak. E-sporun artık ligleri, şampiyonlar ligi var. Gençler ciddi para kazanıyor. Şampiyonlar liginde oynayan bir oyuncu ayda minimum 15-20 bin lira kazanıyor. 50 bin lira kazanan da var. Bu, aileleri özendirebiliyor. Türkiye’de 30 milyon genç bilgisayar oyunu oynuyor ki bu da nüfusun yüzde 36’sı demek. 7-8 milyon olan e-sporcu sayısının hızla artacağını tahmin ediyoruz. Bu çocuklar gerçek anlamda ‘E-sporcu olmak istiyorum.’ dediklerinde, günlerinin 8-9 saatini bilgisayar başında geçirmek zorundalar. Bağımlı olmasalar bile başarılı olmak için bunu yapacaklar. Okula gitmeyecekler ve ders başarıları, akademik başarıları düşecek. Birçoğu ergenlik döneminde. Yani tam gelişim çağındayken çocuğunuzun 8-9 saat koltukta oturduğunu düşünün. Bunun neresinin sağlıklı olduğunu savunabilirsiniz? Bu yüzden de e-sporun devlet eliyle de özendiriliyor olması çok üzücü.”

OYUN BAĞIMLILIĞINA GÖTÜRÜYOR

E-sporun aslında gölgelenmiş ve maskeli bir biçimde bazı gençleri internet oyun bağımlılığına götürdüğüne vurgu yapan Prof. Dr. Tolga Arıcak, “Hepsini değil. Böyle bir iddiada bulunursak yanlış olur. Çünkü bağımlılık bir hastalık ve biz 30 milyon genç içinden, e-spor nedeniyle risk taşıyanların bağımlı olma ihtimalini artırmış olacağız. E-spor bağımlılık riskini artıracak. ‘Her e-spor oynayan kişi bağımlı olacak.’ diye bir şey söz konusu değil. Biz e-sporun herkeste bağımlılık yapacağını iddia etmiyoruz. Her alkol, sigara içen de bağımlı değil. Ama, “Ben sigara içmeye başlasam da bağımlı olmam.” diyemezsiniz. Kimseye de şunu söylemezsiniz; “Sigara iç, bağımlı olmazsın.” Aynı şey e-spor için de geçerli. “E-spor oyna, bağımlı olmazsın.” diyemeyiz. Kişi nasıl sigarayı ağzına koyduğunda bağımlı olma riski taşıyorsa, e-spor oynamaya başladığında da bağımlı olma riski taşıyor demektir.” diyor.

E-SPOR ŞİDDET İÇERİYOR

E-sporun dijital oyunlardan çok büyük bir farkı olmadığını dile getiren Prof. Dr. Arıcak, dijital oyunların aslında e-sporda kullanılan oyunlar olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Arıcak şöyle devam ediyor: “Mesela LoL, CS:Go, Zula… Bunlar aslında çocukların evde oynadığı bilgisayar oyunları. Bu oyunların ligi oluşmuş durumda. Büyük kısmı da şiddet içeriyor. İşin hareketsiz kalma gibi fiziksel yönü bir tarafa, diğer riski de şu; çocuğunuz günde minimum 8-9 saat şiddet içerikli bir oyun oynuyor. Sürekli öldürüyor, parçalıyor ve bu bir video oyunu! Bir bilgisayar oyununun e-spor oyunu olabilmesi için en önemli koşul şu; adil olmalı, yani herkes aynı koşullar altında yarışabilmeli. Bazen parayla bir şey satın alarak oyunda avantajlı bir duruma geçebiliyorsunuz. E-spor oyunlarında bu yok. Yani siz kendi paranızla değil sadece becerinizle, hızınızla, stratejinizle avantajlı duruma geçebiliyorsunuz. Oyunda herkes eşit yarışıyor.”

1 MİLYON KİŞİ AYNI ANDA İZLİYOR

E-spora en çok genç kesimin ilgi gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Arıcak, oyun oynamaya başlama yaşının ise 9-10 olduğunu söylüyor. E-sporcu olmak için 13-30 yaş arasında olunması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Arıcak şöyle diyor: “Profesyonel ligde ise 17 yaşından itibaren oynanabiliyor. Hatta yurt dışında 15 yaşındaki bir genç de lisanslı e-sporcu olabiliyor. Youtube’da e-spor karşılaşmaları canlı olarak, büyük bir ilgiyle izleniyor. Fenerbahçe-Beşiktaş’ın oynadığı e-spor oyununu aynı anda 60 bin kişi seyredebiliyor. Ama yurt dışında ya da büyük liglerde oynanan oyunları aynı anda 1 milyon kişi izliyor. Ve dünya şampiyonasında ödül 20 milyon doları buluyor.”

PAZAR, 1 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE

Bilgisayar oyunu oynama bağımlılığının, kumar bağımlılığına giden yolda kolaylaştırıcı bir etkiye sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tolga Arıcak, “Normal bilgisayar oyunlarında parayla malzeme alınabiliyor. Çocuk bilgisayar oyunlarına para yatırmaya başladıkça online şans getiren oyunlara da para yatırma risk ve olasılığı artıyor.” diyor. E-sporun ülke ekonomisine katkı da sağladığını dile getiren Arıcak şöyle devam ediyor: “Gençlerin oynadığı bilgisayar oyunlarının Türkiye’deki yıllık pazarı 500 milyon dolar. E-spor işin içine girdiğinde dünya genelinde 1 milyar doların üstünde bir pazar söz konusu. Dünyada ligde 20 milyon dolar ödül alabiliyorsunuz. Bu ödülü Türk takımının kazanması halinde bu para Türkiye’ye gelecek. Artı Türk oyuncu yurt dışındaki bir takıma transfer olursa onlar için ödenen bonservis ücretleri var. Giderek büyüyen bir pazar. Tüm bunların ötesindeki değer ise ülkenin tanınırlığı ve bilinirliğinin artması. İki ay önce İngiltere’nin iki takımı İstanbul’da oyun oynadı. Bir sürü insan geldi, İstanbul da Türkiye de tanındı. Dünya şampiyonasında bir Türk takımı oynadığında 1 milyon izleyicinin Türkiye ve İstanbul ismini görmesi ülkemize bir reklam değeri katacaktır. Tanıtım, turizm amacıyla da kullanılabilecek ve dolaylı olarak ekonomiye katkı sağlayabilecek bir katma değeri var bu tür oyunların.”

RİSKLERİ OLUMLU YANLARA GÖRE DAHA FAZLA

Prof. Dr. Tolga Arıcak, eğitim psikolojisi uzmanı olarak e-spora olumlu ve olumsuz yanlarıyla baktığında, gençler için oluşturduğu, barındırdığı riskin, olumlu yanlarına göre daha fazla olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Arıcak, “Devlet eliyle de bunun özendirilmesinin, teşvik edilmesinin bu riskleri artıracağını düşünüyorum. Ciddi bir genç nüfusumuz var ve e-sporun bağımlılık yapma riski çok yüksek. Bu riskler göz önüne alınarak çalışmalar yapılmalı. E-spor özendirilmemeli, ders olarak okutulmamalı. Zararlı olduğunu düşündüğümüz, en azından şüpheli olan bir şeyi okullara sokup ders olarak okutursak, milyonlarca genç öğrencimizi riske atmış oluruz. ‘Tamam; e-spor dünyada popüler, biz de yapalım.’ denecek bir şey değil. Bakanlık bu konuda ön ayak olmamalı. Böyle bir şey yapılmasını istiyorsa da; lisanslı futbolcu olma koşullarını zorlaştırmalı. Bununla ilgili ön eleme ve denetimler yapılmalı. Nasıl ki her futbolcu, basketbolcu birinci ligde profesyonel olamazsa, aynı şekilde e-sporda da olamamalı. Gençlere boşu boşuna umut verip insanların psikolojik anlamda telef olmasına yol açılmamalı. Bunun faturasını ülke olarak yine biz ödeyeceğiz. İnsan kaynağımızı heba edip riskli bir yola sokmuş olacağız.” diyor.

LİSANS ALMA ŞARTLARI AĞIRLAŞTIRILMALI

Prof. Dr. Tolga Arıcak sözlerini şöyle tamamlıyor: “Örneğin; Gençlik ve Spor Bakanlığı diyecek ki; “Biz her yıl 50 kişilik e-spor takımı oluşturacağız ve bunun için belirli kriterler koyacağız. Öncelikle liseden mezun olunmalı, bu da 18 yaşı işaret eder. Mevcut durumda 13 yaşında lisans alınabiliyor. Ayrıca e-spor okullarda olmamalı. Akademik olarak belli bir başarı aranmalı. Çünkü bu oyunlar akademik başarıyı da düşürüyor. O zaman genç diyecek ki; ‘Ben okulda da başarılı olmak zorundayım.’ ‘E-sporcu olmak istiyorsan okula gitme, otur evde oyun oyna.’ durumu olmamalı. Çocuklar, Atatürk’ün; ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.’ sözündeki gibi olmalı. Temel Türkçe, Matematik becerileri yoksa e-sporcu olmamalı. Çocukları okuldan uzaklaşmaya özendirmeyelim. Bu tür önlemler alındığı takdirde tabii ki Türkiye’de de e-spor yerini alsın. Ama 7-8 milyon genci bu yola sokup, ‘Bunlar içinden 50-100 tanesini alacağız, kalanlar ne olursa olsun’ denirse, maddimanevi yıkım olur. Akademik yönden gelişmemiş, işsiz gençler boşlukta kalıp ‘Biz ne olacağız? Ne yapacağız?’ demesinler. Bu o gençlerin bağımlı olma riskini de artırır.”

E-SPORUN ARTILARI

  • Ülke ekonomisine katkı sağlıyor.
  • Ülke tanıtımına katkı sağlıyor.
  • Kişilere para kazandırıyor.

E-SPORUN EKSİLERİ

  • Teknoloji, oyun ve kumar bağımlılığını tetikliyor.
  • Kişilerin akademik başarısını düşürüyor.
  • Göz hastalıklarına, duruş bozukluklarına neden oluyor.
  • Hareketsiz yaşama yönlendiriyor.
  • Gençleri şiddete yönlendiriyor.
  • Zihinsel gelişimi olumsuz etkiliyor, duygu durum bozukluklarına neden oluyor.

PROF. DR. TOLGA ARICAK KİMDİR?

Prof. Dr. Tolga Arıcak 1993 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorasını Marmara Üniversitesi’nde tamamladı. 1994-1999 yılları arasında Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler programında araştırma görevlisi olan Arıcak, 1999 yılında aynı programda yardımcı doçent olarak çalışmaya başladı. 2006-2007 yılları arasında Indiana Üniversitesi Bloomington Psikolojik Danışma ve Eğitim Psikolojisi Bölümü’nde konuk araştırmacı, 2007-2008 yılları arasında ise Tulane Üniversitesi New Orleans Psikoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Amerika Birleşik Devletleri’nde lisans ve lisansüstü düzeyde iki dönem halinde dersler verdi. 2008 yılında tekrar Trakya Üniversitesi’ne dönen Arıcak, 2010 yılında Eğitim Psikolojisi alanında doçent oldu. 2013-2014 akademik yılında Harvard Üniversitesi Berkman Center for Internet and Society Gençlik ve Medya Laboratuvarı’nda araştırmacı olarak çalışan Arıcak, halen Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.

E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır
Teknoloji Bağımlılığı

GENÇLİKVE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU: E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır

Aralık2019
DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR

Aralık2019
E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?
Teknoloji Bağımlılığı

E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?

Aralık2019
DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?
Teknoloji Bağımlılığı

DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?

Aralık2019
E-spor bağımlılık riskin artıracak
Teknoloji Bağımlılığı

PROF. DR. TOLGA ARICAK: E-spor bağımlılık riskin artıracak

Aralık2019
Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
Teknoloji Bağımlılığı

YEŞİLAYGENEL BAŞKANI PROF. DR. MÜCAHİTÖZTÜRK: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

Aralık2019
AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK
Tütün Bağımlılığı

AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK

Kasım2019
ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE
Tütün Bağımlılığı

ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE

Kasım2019
E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

Kasım2019
E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI

Kasım2019
E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor
Tütün Bağımlılığı

DOÇ. DR. TOKER ERGÜDER: E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor

Kasım2019
Teknoloji Bağımlılığı

YEŞİLAYGENEL BAŞKANI PROF. DR. MÜCAHİTÖZTÜRK: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

YazarMürsel ÇAVUŞ

Dijital oyunların spor olarak isimlendirilmesinin ortaya çıkabilecek zararların göz ardı edilmesine neden olacağını vurgulayan Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, e-spor adı altında yapılan faaliyetlerin en önemli risklerinden bir tanesinin de bahis adı altındaki kumar tehlikesi olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Mücahit Öztürk, e-spor’a nasıl yaklaşılması gerektiğini ve Yeşilay’ın bu konudaki duruşunu paylaştı.

Dünya Sağlık Örgütü’nün de gündeme aldığı e-sporun gittikçe yaygınlaşan bir kavram olduğunu ve çocukların ve gençlerin gündemini çokça meşgul ettiğini görüyoruz. Yeşilay olarak e-spora yaklaşımınız nedir? E spor, aslında kelime olarak tartışılması gereken bir kavramdır. Spor kelimesinin tarihsel gelişimine ve sürecine baktığımızda, sporun temel amacının, insanın bedensel ve zihinsel sağlığını artırmak için gerek bireysel gerekse grup olarak yapılan bedensel aktiviteler olduğunu görüyoruz. İnsan kendini korumak için spor yapmış; kaçmış, kovalamış, tırmanmış, daha sonra bunlar hayatının parçası olmuş. İşin içine eğlence de katılmış; rekabet duygusu, yarışmak gibi. Bireysel başlayan yarışlardan sonra takım oyunları oluşmuş. Hayatın merkezindeki eylemlerden biri. Spor dediğinizde hangi dal olursa olsun aklımıza gelen ilk şey beden sağlığıdır. Daha sonra da zihinsel sağlık ya da ruh sağlığı gelir. Yani bedenin sağlıklı bir şekilde hareket edebilmesi anlamına gelir. E-spor olarak adlandırılan dijital oyunlarda klavye var, masada oturuyorsunuz ve ekran üzerinden sanal bir faaliyette bulunuyorsunuz. Muhtemelen kapalı, karanlık bir mekânda sandalyeden kalkmıyorsunuz. Bütün bu çerçevede beden sağlığı lehine herhangi bir şey olmadığı gibi bilgi gelişime zarar veren ve hastalıklara sebep olan çok sayıda faktör var. Dolayısıyla bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda dijital oyunlara spor adının verilmesinin temel bir yanlış olduğunu düşünüyoruz. Yeşilay olarak temel duruşumuz bu. Özellikle çocuklar, gençler ve anne babalar için dijital oyunların spor olarak isimlendirilmesi yapılan faaliyetle alakalı ortaya çıkabilecek zararların ciddi anlamda göz ardı edilmesine, zararları önleme anlamında da ihmallerin ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Bu nedenle dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var.

Bu durumda, “E-spor dediğimiz şey dijital oyunlardır ve dijital oyunların ortaya çıkarabileceği bütün riskleri içerir.” diyebilir miyiz?

Diyebiliriz ancak eksik olur. Çünkü e-spor olarak adlandırılan yapı ve organizasyonlarda bireysel kullanımın yanı sıra seyir ve bahis yani kumar odaklı bir ekonomi ve endüstri var. Dolayısıyla e-sporda çocuklarımız ve gençlerimiz sadece dijital oyunları oynamıyorlar aynı zamanda çok uzun saatlerini seyretme ile geçiriyor ve oyunlar üzerinden bahislere girerek erken yaşlarda kumara bulaşıyorlar. Yani iş sadece oyun oynama ile kalmıyor çok yönlü ve ciddi zararların ortaya çıkması söz konusu oluyor.

O halde dijital oyunlara tamamen karşı mı duruyorsunuz?

Bir şeye tamamen karşı olmaktan ziyade burada temel bir duruşumuzun olması gerekiyor. Eğer biz dijital oyunlara spor gözüyle bakarsak o zaman sporun istifade ettiği tüm alanlardan ve mecralardan onların da istifade etmesi gerekir. Oysa dijital oyunları oyun kategorisinde ele alırsanız ya da zihinsel gelişim açısından ele alırsanız -ki bu da tartışmalıdır- o zaman farklı bir kategori olur. Bizim ayırt etmemiz gereken nokta şu; insanların eğlence amaçlı hayatlarının merkezine koymadıkları, yaşam kalitelerini bozmayan, günlük hayat aktivitelerini engellemeyen internet oyunu oynamasına itirazımız yok. Bu noktada dijital oyunlar neden tehlikeli? Neden bir briç ya da satranç gibi değil? Burada risk doğduğu için itirazımız var. Bütün dijital oyunların bir süresi yok. Bitmiyor. Hayatınızı ona göre şekillendirmek zorunda kalıyorsunuz. İşin içerisinde ekonomik güç ve para kazanma da girince hayatınızın merkezine koyuyorsunuz. Bu işi profesyonel yapanlar olabilir fakat sorun çocuklara ve gençlere verdiğiniz mesajda. Gençler ve çocuklar koşarak, terleyerek, efor sarf ederek spor yapacaklarına sürekli masada oturarak sadece parmaklarını kullanarak dijital oyun oynamayı tercih ederlerse bir nesli kaybederiz. Hareketsiz, beden sağlığı yerinde olmayan, zihinsel süreçleri de asla sağlıklı gelişmeyen, sadece bir yere odaklanmış bir nesil gelişir. Burada büyük bir tehlike var.

E-spora çocuklar neden ilgi duyuyor?

Çocukların ve gençlerin bilgisayar oyunlarından hoşlanması kadar doğal bir süreç yok. Gerçek hayattaki oyunların içerisinde olabilecek zorlanma ve riskler dijital oyunlarda yok, ulaşılabilirliği fazla ve kolay, çocuk ve gençler arasında popüler, oyun endüstrisinin oluşturmaya ve oyunları/ oyuncuları cazip kılmaya çalıştığı bir pazarlama sistemi mevcut, buna bağlı yine endüstrinin oluşturmaya çalıştığı cazip görünen bir kültür var, gerçek olması zor da olsa çocuk ve gençlerin bunu çok net kestiremeyecekleri vaatleri var vs. Öte yandan da gerçek hayatta oyun oynama imkanları ve mekanları her geçen gün daralan, dersler ve ödevler arasında sıkışıp kalan, akranlarıyla okul dışında sosyalleşme imkanlarını günden güne kaybeden çocuklarımız ve gençlerimiz doğaldır ki dijital oyunlara ilgi gösterirler.

E-spor çocukların psikolojisini ve gelişimini nasıl etkiliyor?

Öncelikli olarak bizi bekleyen tehlike bütün dijital oyunlarda, buna e-spor da deseler, oyun bağımlılığı riski var. Dünya Sağlık Örgütü oyun bağımlılığını hastalık olarak tanımladı. Oyun oynamada kendini kontrol gücünün ciddi anlamda azalması/zarar görmesi, oyun oynamanın diğer ilgilerin ve günlük faaliyetlerin önüne geçmesi, oyun oynamaya yönelik diğer faaliyetlere kıyasla artan bir öncelik verilmesi ve olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına rağmen devam etmesi kriterleri oluştuysa artık masum bir oyun oynama davranışından değil oyun bağımlılığından bahsetmek zorundayız. Ve neticede doğal sürecinde yapması gereken zorunlulukları, dersleri, akademik hayatı, sporu, sosyal ilişkileri yok eden bir bağımlılık süreciyle karşı karşıya kalıyoruz. Asıl risk burada. Kontrol edilmeyen masum bir oyun davranışı bir süre sonra oyun bağımlılığına dönebilir. Bu gerçekten kişinin yaşam kalitesini etkileyen ve günlük işlevselliğini bozan bir hastalık haline gelir.

Çocuklarımızı ve gençlerimizi bu noktada nasıl korumamız gerekir?

Çocukların bilgisayar ve internetle tanışmalarını asla engelleyemeyiz. Bu çağımızın bir gerçeği; ama kırmızı çizgilerimiz var. Bunlar basit ve uygulanamaz değil. Çocuklarımızı 2-3 yaşa kadar ekranla karşılaştırmamalıyız. Ellerine başka malzemeler vermeliyiz. Onlarla biz oynamalıyız. Ekranla tanıştıklarında ise ebeveynler olarak bunu kontrol altında tutuyoruz. Sınır koyuyoruz. Çok basit iki kırmızı çizgiden bahsediyorum. Birincisi çocuğun oynadığı oyunu kontrol etmek. Nasıl bir oyun oynuyor? Bu oyundan zarar görür mü? Psikolojik ve davranışsal olarak kötü örnekler var mıdır? İkincisi ise süreyi doğru ayarlamak. “Canım oyun oynamak istiyor, saatlerce oyun oynayabilirim.” diyemez çocuk. İçeriği ebeveynlerce belirlenir ve mesela günde yarım saat oynayabilir. Bu süre yaşa göre artırılabilir. Asla telefonla veya bilgisayarla sınırsız oynamamalı. Bunu korumak için de devreye gerçek spor giriyor. Çünkü çocukların yetenekleri farklı olabilir. Top ile oyunları iyi değilse suda iyidir. Suda iyi değilse koşmada, tırmanmada iyidir. Spor faaliyetleri tarih içinde büyük bir yelpazeye sahip olmuş. Bunların hepsi bedensel hareket içeren sağlıklı aktiviteler.

Ekran karşısında zaman geçirme konusunda çocuğun yaşına göre değerlendirdiğinizde uygun süreler nelerdir?

İlkokul sonuna kadar ilk dört yıldaki süre anne-baba tarafından kontrol edilebilir bir süredir. Yarım saat veya kırk dakika olabilir. Daha sonraki süreçte süre, birçok faktöre göre değişebilir. Bunlardan biri çocuğun akademik hayatı ve buradaki performansıdır. Ödevini yapmayan, kendi sorumluluğunu yerine getirmeyen çocuğa bilgisayar vermek mümkün değildir. Ya da belki bağımlılığa aday, bilgisayardan koparamadığımız çocuk grubu var. Onlara ebeveynler “Yalnızca hafta sonu izin verdiğimiz zamanlarda oynayabilirsin.” diyebilir. Bir gün içerisinde kişi 3-4 saat bedensel ve zihinsel süreçlerine katkı sağlamayacak bir şeyle uğraşıp bir yere çakılı kalıyorsa buna itiraz etmemiz gerekir. Bunu iyi yönetmek de ebeveyn için çocuğa alternatif bulmakla alakalıdır. Spor önemli bir alternatiftir. Çocuklar sanatsal faaliyetlere yönlendirilebilir. En önemlisi de çocuğu çocukla buluşturmaktır. Siz bunu yaparsanız onlar zaten kendi dünyalarını kurarlar. Ancak siz oraya bilgisayarı koyuyorsanız o dünya orada var zaten.

Dijital oyunlar çocukların derslerini nasıl etkiliyor? Size göre bu gelecekteki iş ve meslek hayatını nasıl şekillendirir?

Bütün online oyunlar çocukların ders performansını düşürür. Ders mi, oyun mu dediğinizde önemli bir kısmı oyunu tercih eder. İlk ve ortaokul dönemindeki çocuklarda ekrana aşırı bakmak dikkat ve konsantrasyonlarında problemler oluşturuyor. Çünkü ekrandaki eğlenceyi derslerde ve kitaplarda göremiyorlar. O zaman keyif aldığı alanlara odaklanan, keyif almadığı alanlardan kaçan ve dikkati dağılan bir grupla karşı karşıya kalıyoruz. Bu da akademik olarak ciddi problem yaratıyor. Bu tür çocuklarda yakın bir akademik takip yapmamız, akademik hayatlarındaki desteği vermemiz çok önemli. Temelde eksiklik olursa sonra onları kapatmak zor olabiliyor.

E-spor kendi içindeki bağımlılığın yanı sıra, bahis alanı olarak da kumar bağımlılığı riski taşıyor. Bunların olası zararlarından söz edebilir misiniz?

E-spor adı altında yapılan faaliyetlerin takibindeki en önemli sebeplerden bir tanesi de bahis adı altındaki kumar ayağının olmasıdır. Konuyla ilgili yapılan araştırmalar da dijital oyunlar ile dijital kumar arasında açık ve net ilişki olduğunu gösteriyor. Bu ilişkiyi oluşturan ve etrafında kümelenen bir endüstri var. Aslında bütün bağımlılıklarda karşımızda duran en büyük unsur bu endüstriler. Tütünde de alkolde de maddede de kumarda da bu işten para kazananlar bu işi legal hale getirmeye çalışıyor. Kampanyalar yaparak insanları kendi taraflarına çekmeye çalışıyorlar. Bağımlılıkların her türü ruhen ve bedenen insana zarar veriyor. Biz de bu yüzden onların karşısında durmaya çalışıyoruz.

E-spor konusunda ailelere önerileriniz nelerdir?

Birincisi, internet bilinçli kullanılmalı. Aileler bu konuda doğru bilgiye ulaşmalılar ve çocuklarını sıkı takip etmeliler. Daha önce söylediğim kırmızı çizgileri uygulamalılar. Çocukların sporla tanışmaları çok önemli. Sporun beden, zihin ve ruh sağlığı açısından ciddi faydaları var. Bağımlılıklardan koruyucu yanlarını net olarak biliyoruz. Çocukların sadece okula giden, ders çalışan bireyler değil; sosyal hayatlarında etkin, iyi ilişkiler kurabilen, sosyal becerileri olabilen, bir spor ya da sanatsal bir uğraşla beden ve ruh sağlığına katkı sağlayan bireyler olmaları gerekiyor.

E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır
Teknoloji Bağımlılığı

GENÇLİKVE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU: E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır

Aralık2019
DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR

Aralık2019
E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?
Teknoloji Bağımlılığı

E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?

Aralık2019
DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?
Teknoloji Bağımlılığı

DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?

Aralık2019
E-spor bağımlılık riskin artıracak
Teknoloji Bağımlılığı

PROF. DR. TOLGA ARICAK: E-spor bağımlılık riskin artıracak

Aralık2019
Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
Teknoloji Bağımlılığı

YEŞİLAYGENEL BAŞKANI PROF. DR. MÜCAHİTÖZTÜRK: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

Aralık2019
AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK
Tütün Bağımlılığı

AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK

Kasım2019
ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE
Tütün Bağımlılığı

ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE

Kasım2019
E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

Kasım2019
E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI

Kasım2019
E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor
Tütün Bağımlılığı

DOÇ. DR. TOKER ERGÜDER: E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor

Kasım2019
Tütün Bağımlılığı

AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK

YazarMürsel ÇAVUŞ

E-sigara Çin'de 2003 yılında patentinin alınmasıyla hayatımıza girdi ve 2012'den sonra sigara endüstrisinin kazancı haline geldi. Dünya Sağlık Örgütü, e-sigaranın zararlarıyla ilgili ülkeleri uyarıyor ve pazarlamasına bir dizi sınırlandırma getirmeleri çağrısında bulunuyor.

Elektronik sigara Çin'de Lik Hon adlı kişinin patent almasıyla hayatımıza girdi ve 2004 yılında ilk olarak yine bu ülkede satışa sunuldu. 2006 yılında ABD ve ABD pazarlarına giren e-sigara, bazı ülkede "tedavi amaçlı ürün" bazı ülkelerde ise "tütün ürünü" olarak düzenlendi. ABD'de Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'ne (FDA) yapılan başvurularda e-sigara Tütün Kontrol Yasası kapsamına alındı. ABD'de tütün yasasına göre tütün ürünü "tütünden meydana gelmiş ya da tütünden türetilmiş ürünler" olarak tanımlıyor. Elektronik sigaralardan içinde nikotin bulundurmayanlar ise Sağlık ve Beşeri Hizmetler Sekreterliği'nin uyarısıyla FDA tarafından düzenleme altına alınmıştı. Elektronik sigara belli yaşın altındakilere satılmayacak, eğer içinde nikotin varsa elektronik sigara nikotin değerine ilişkin uyarılar taşımakta zorunlu tutulacaktı. Çok geçmeden bu ürünü tütün endüstrisi keşfetti ve 2012 yılında tütün endüstrisi alanında faaliyet gösteren kurumlar e-sigara şirketlerini satın almaya başladı. Böylece e-sigara, sigara endüstrinin kazanç aracına dönüştü.

E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır
Teknoloji Bağımlılığı

GENÇLİKVE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU: E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır

Aralık2019
DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR

Aralık2019
E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?
Teknoloji Bağımlılığı

E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?

Aralık2019
DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?
Teknoloji Bağımlılığı

DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?

Aralık2019
E-spor bağımlılık riskin artıracak
Teknoloji Bağımlılığı

PROF. DR. TOLGA ARICAK: E-spor bağımlılık riskin artıracak

Aralık2019
Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
Teknoloji Bağımlılığı

YEŞİLAYGENEL BAŞKANI PROF. DR. MÜCAHİTÖZTÜRK: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

Aralık2019
AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK
Tütün Bağımlılığı

AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK

Kasım2019
ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE
Tütün Bağımlılığı

ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE

Kasım2019
E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

Kasım2019
E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI

Kasım2019
E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor
Tütün Bağımlılığı

DOÇ. DR. TOKER ERGÜDER: E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor

Kasım2019
Tütün Bağımlılığı

ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE

YazarTuba MARAŞOĞLU

Bugünlerde Amerika Birleşik Devletleri’nde öldürücü bir akciğer hastalığı salgınının nedeni olarak gündemde olan elektronik sigara kullanımı, özellikle de gençlerde artarak devam ediyor. Bu salgının dünya geneline yayılmasından endişe ediliyorken, elektronik sigara ile mücadele konusunda neler yapılıyor, yasal düzenlemeler nelerdir, birlikte inceleyelim.

Yapılan araştırmalarda, elektronik sigara kullanma nedenleri arasında, sigarayı bırakmaya yardımcı olması gerekçesi yer almıyor. Buna rağmen, elektronik sigara pazarı hızla büyüyünce elektronik sigara üreten ve pazarlayan yüzlerce şirketin ortaya çıktığını ve büyük sigara şirketlerinin elektronik sigarayı, sigarayı bırakmaya yardımcı olarak gösterdiklerine şahit oluyoruz. Ancak, elektronik sigara, sigarayı bırakmada işe yaramadığı gibi çok ciddi sağlık sorunlarına da yol açıyor. Diğer taraftan, elektronik sigara Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa Birliği ülkelerinde çok yakın geçmişte, yasal düzenlemelere konu edilmeye başladı. ABD’de 2007-2008 yıllarında elektronik sigaraların ithalatı için Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’ne (FDA) yapılan başvurularda, tedavi amaçlı ürün olarak sınıflandırılan elektronik sigaralardan içinde nikotin bulunduranlar, FDA tarafından yayımlanan Tütün Kontrol Yasası’nda tütün ürünleri kapsamında değerlendiriliyor. Çünkü söz konusu yasada, tütün ürünü, tütünden meydana gelmiş ya da tütünden türetilmiş ürünler olarak tanımlanıyor. Elektronik sigaralardan içinde nikotin bulundurmayanlar ise, Sağlık ve Beşeri Hizmetler Sekreterliği’nin uyarısı ile FDA tarafından düzenleme altına alınmış durumda.

E-SİGARAYLA MÜCADELEDE CİDDİ ADIMLAR ATILIYOR

Mevcut düzenlemelere bakıldığında, ABD’de elektronik sigaralar belli yaşın altındakilere satılamıyor. Elektronik sigaraların, içinde bulunan nikotin değerine ilişkin uyarıları taşıma zorunluluğunun olmasının yanı sıra, gençlerin giremeyeceği işletmeler hariç olmak üzere, otomatik makinelerde satılması da yasak. FDA, önümüzdeki dönemde düzenlemelerine dayanak oluşturmak için elektronik sigaraların aromalarının yasaklanması, reklam ve sponsorluk yasağına konu olması, çocukların erişememesine yönelik önlemler alınması ve sağlığa zararı yönünde uyarılar barındırması başlıklarını tartışmaya açtı. Avrupa Birliği’nde elektronik sigaralar ilk olarak, 2014 yılında oluşturulan Tütün Ürünleri Yönetmeliği’nde düzenleme konusu yapıldı. Yönetmelikte, elektronik sigaraların tütün mamulü oluşu net bir şekilde belirtildiği için önemlidir. Bu ürünlerde bulunması gereken tüketiciyi aydınlatıcı nitelikteki bilgiler, düzenlemelerin çoğunluğunu oluşturuyor. Yönetmelik, elektronik sigaraların barındırabileceği maksimum nikotin seviyesini belirlerken, çocukların erişememesi yönünde önlemleri ve emniyet belirteçli ambalajları da yasal zorunluluk olarak belirtiyor. Aynı yönetmelikte, elektronik sigaraların sağlığa zararlı olduğu yönündeki uyarıların bulunması ve nikotin kartuşunda içindekiler listesinin olması zorunluluklarına yer veriliyor. Ancak, Amerika Birleşik Devletleri’nde elektronik sigaradan kaynaklı akciğer salgının boyutunun çok ciddi olması ve başka ülkelere de sıçrama ihtimali, elektronik sigaranın tümüyle yasaklanması gerekliliğini ortaya koyuyor.

ELEKTRONİK SİGARA TANITIMLARINA KISITLAMA

Elektronik sigaraların üzerinde promosyon ibaresi bulunması ile sınır ötesi ticarette reklam ve promosyonu yasaklanıyor. 2014’te Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) devletlere, bu ürünler konusunda daha sıkı düzenlemeler yapma çağrısında bulundu. DSÖ devletlere yaptığı düzenleme çağrısında; genç, sigara içicisi olmayan bireylere, e-sigara tanıtımının engellenmesi, e-sigaranın kullanıcı olanlar ve olmayanlar için potansiyel sağlık risklerinin en aza indirgenmesi, e-sigaralarla ilgili kanıtlanmamış sağlık iddialarının, ticari amaçla kullanımının yasaklanması, mevcut tütün kontrol çabalarının, tütün endüstrisinin ticari ve diğer çıkarlarına karşı korunması, hükümet tarafından e-sigara reklamlarının sigara içmeyen genç kişileri hedef almasını engellemek için, e-sigara reklamcılığı, tanıtımı ve sponsorluğunun kısıtlanması konularına dikkat çekti. DSÖ ayrıca, e-sigaraların kamuya açık alanlarda ve işyerlerinde kullanılmamasına yönelik yasal adımların atılması, çocuk ve ergenlere daha fazla cazip gelebilmesi nedeniyle meyve, şeker ve alkollü içecek aromalı e-sigaraların yasaklanması, sigara bırakma amacıyla e-sigara kullananlara, e-sigara yerine daha önceden onaylanmış tedavilerin önerilmesini tavsiye etti.

TÜRKİYE'DE YASAL DÜZENLEMELER MEVCUT

Türkiye’de tütün ürünlerine ilişkin en kapsamlı düzenlemeler, 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun ile 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun başlıkları altında toplanıyor. Bu iki kanunun ortak özelliği, tütün ürünlerinin sınırlayıcı sayıda sayılmaması ve tütün ihtiva eden tüm ürünleri kapsamına alması. Dolayısıyla, Türkiye’de tütün ürünlerine ilişkin küçüklere satılma yasağı, reklam ve promosyon yasağı, mekansal sınırlamalar ve tütün ürünlerinin ticaretine ilişkin bütün kısıtlamalar elektronik sigara için de geçerli oluyor. Özetle, elektronik sigara tütün ürünü sayıldığı için, e-sigara tütün ürünleri reklam yasağı kapsamında olup, 4207 Sayılı Kanun gereği internet gibi elektronik ortamlarda satılıp, kargo ile taşınamıyor. Ayrıca, 2008 yılında Sağlık Bakanlığı’nın aldığı bir kararla, içerdiği yüksek nikotin miktarları nedeniyle e-sigara kartuşları ilaç, e-sigara cihazları tıbbi cihaz gibi değerlendiriliyor. Bu nedenle, serbest ticarete konu olamıyor. Tüm bu tedbirlere rağmen, internet veya diğer kaçak yollarla satış sonucu Türkiye’de de e-sigara kullanımı olduğunu biliyoruz fakat yapılan düzenlemeler ve bunların uygulanması sayesinde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gibi bir e-sigara salgını yaşanmaması da yüreklere su serpiyor. Türkiye, bu konuda dünya için başarılı bir örnek niteliğinde.

E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır
Teknoloji Bağımlılığı

GENÇLİKVE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU: E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır

Aralık2019
DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR

Aralık2019
E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?
Teknoloji Bağımlılığı

E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?

Aralık2019
DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?
Teknoloji Bağımlılığı

DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?

Aralık2019
E-spor bağımlılık riskin artıracak
Teknoloji Bağımlılığı

PROF. DR. TOLGA ARICAK: E-spor bağımlılık riskin artıracak

Aralık2019
Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
Teknoloji Bağımlılığı

YEŞİLAYGENEL BAŞKANI PROF. DR. MÜCAHİTÖZTÜRK: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

Aralık2019
AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK
Tütün Bağımlılığı

AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK

Kasım2019
ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE
Tütün Bağımlılığı

ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE

Kasım2019
E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

Kasım2019
E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI

Kasım2019
E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor
Tütün Bağımlılığı

DOÇ. DR. TOKER ERGÜDER: E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor

Kasım2019
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

YazarBurçin ŞENEL

Haberlerde elektronik sigarayla ilgili “gizemli” ölümler üzerine yüzlerce bilgi dolaşıyor. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen bu haberler, sigaranın ölümcül sonuçlarını tekrar gündeme getirdi. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’nden yapılan açıklamaya göre açıklanamayan akciğer hastalığına yakalananların sayısı 80 bini geçerken, 15 eyalette 18 kişi hayatını kaybetti.

ABD elektronik sigara kullanım oranının çok yüksek olduğu ülkelerden biri. 2011 yılında yüzde 1,5 olan kullanım oranı 2017 yılında yüzde 12’ye 2018’de ise yüzde 21’e yükseldi. Bu oranlardaki en çarpıcı gerçek ise en çok gençlerin kullanması, öyle ki ülkede sigara kullanan yetişkinlerin oranından daha fazla bir orana ulaşmış durumda. Cihazların, nikotin içeren ürünlerin yanısıra esrarın (mariuhana) etkili maddeleri olan tetrahidrokannabinol (THC) ve kannabidiolün (CBD) ile bunları konsantre olarak içeren kenevir yağının (butanehashoil) kullanılmasıyla zararı ve bağımlılığı artırıyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar bu maddelerin kısa süreli kullanımında dahi damar duvarlarına ve solunum yollarına ciddi zararlar verdiğini ortaya koyuyor. Ülkede son zamanlarda öldürücü bir akciğer hastalığı teşhisiyle hastaneye başvuranlarda artış görüldü. İlk kez geçtiğimiz ağustos ayında topluma duyurulan vakada hastalığın bulaşıcı olmadığı tespit edildi. Yapılan araştırmalar sonrasında hastaların hepsinin tek bir ortak yönü vardı, o da e-sigara kullanmaları. Öksürük, şiddetli nefes darlığı, göğüs ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi şikâyetlerle hastaneye başvuranların çoğu ne yazık ki onlu ve yirmili yaşlardaki gençler. Vaka sayısının her geçen gün artması ülkede büyük tedirginlik yaratmaya başladı. 20 Ağustos’ta 15 eyalette 149 olan sayı 30 Ağustos’ta 49 eyalette 215 hastaya ulaştı. Şu an 33 ölüme ve 1479 hastaya ulaşmış durumda ve sayı her geçen gün artmaya devam ediyor. Wisconsin ve Illinois’teki hasta vakalarını inceleyen bilim insanları ilk vakanın geldiği günü 21 Nisan 2019 olarak saptadı. Tüm bu semptomların son doksan gün içinde e-sigara kullananlarda görüldüğü ve hastaların yüzde 37’sinin esrarın etkin maddesi THC’yi, 17’si ise nikotin içeren cihazlar kullandıkları belirlendi. Beş kişinin ise pnomoni denen zatürreye yakalandığı ortaya çıktı. Tüm bunlardaki ortak madde E vitamini asetat ve uzmanlar bu noktaya odaklanıyor. Pil patlamaları, içindeki sıvının içilmesi veya nikotin dozunun artırılması kaynaklı oluşan hastalıklar, yaralanmalar ve en kötüsü ölüm vakalarındaki artış ülkede tedirginlik yaratmaya devam ediyor.

ÖLÜMCÜL VAKALARDA ARTIŞ

3 YIL BOYUNCAELEKTRONİK SİGARA İÇEN 18 YAŞINDAKİ GENÇ KIZ KOMAYA GİRDİ Utah’ta yaşayan Maddie Nelson, hastaneye başvurduğunda üç yıldır elektronik sigara kullanıyordu. Şiddetli böbrek ve sırt ağrıları nedeniyle kısa süre içinde komaya giren kızın akciğerlerinde çok ciddi hasar olduğu tespit edildi. Bilincini tamamen kaybettikten sonra doktorların yoğun çabaları sayesinde hayata geri döndürülen genç kızın akciğerlerinde gliserin parçalarına denk gelindi. Doktorları nadir bir akciğer hastalığı olan akut eozinofilik pnömoni geçirdiğini ve röntgenlerde Nelson'ın ciğerlerinde çok ciddi hasarlar olduğunu söylediler. Nelson'ın ciğerlerinde elektronik sigara likitlerinde bulunan gliserinin neden olduğu yağ parçacıklarının tespit edildiğini ve bugüne dek gördükleri en kötü akciğer olduğunu açıkladılar.

E-SİGARA KULLANAN BİR GENCİN CİĞERLERİ YAŞLANDI

18 yaşındaki sporcu Hergenreder sigaranın sağlığa zararlarının farkında olarak elektronik sigara kullanmaya başladı. Sigara kadar zararlı olmadığını düşünen genç, göğüs darlığı ve öksürük şikayetleriyle hastaneye başvurduktan sonra doktorların söyledikleri karşısında şaşkına döndü. Doktorların açıklamalarına göre Hergenreder’in ciğerleri 18 yaşındaki bir bireyin ciğerlerine değil 70 yaşındaki yaşlı bir kişinin ciğerlerine benziyordu. Bu yaşta bir kişinin ciğerlerinin bu kadar kötü olmasının nedenini elektronik sigaraya bağlayan doktorlar Hergenreder’i tedavi altına aldı.

E-SİGARA DENERKEN FENALAŞTI

24 Ağustos’ta Illinois eyaletinde bir kişi ağır solunum şikâyeti nedeniyle hastaneye başvurdu. Doktorlarının tanımlanamayan bir akciğer hastalığı açıklaması yaptıkları hasta tedavi altına alındı. Yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayan hastanın ölüm nedeninin e-sigara olduğu açıklandı. Ayrıca Oregon’da bir elektronik sigara mağazasında e-sigara deneyen bir kişinin fenalaşarak hastaneye kaldırıldığı raporlandı.

PATLAYAN CİHAZLAR ÖLÜM NEDENİ

Ne yazık ki e-sigarayla ilgili ölüm haberleri sadece içmekle ilgili değil. Cihazın patlaması nedeniyle hayatını kaybeden onlarca kişi var. 38 yaşındaki Tallmadge D’Elia 2018 yılında cihazın patlaması sonucu fırlayan parçanın kafasına isabet etmesi sonrası hayatını kaybetti. Yine araç sürdüğü sırada elektronik sigarası alev alan 24 yaşındaki Will Hawksworth kıyafetlerinin alev alması sonucu göğüs ve karın bölgesinde üçüncü dereceden yanıklar oluştu. Texas’ta yaşayan 25 yaşındaki bir kişi kurşun etkisi yapan cihaz parçası nedeniyle şahdamarının kesilmesi sonucu hayatını kaybetti.

ÖĞRENCİLER NEDEN E-SİGARA KULLANIYOR?

•%63.5 yoğun buhar elde etmek
•%38.7 tat verici özelliği daha iyi yaşamak
•%27.7 dumanın boğaz dokusuna temasını artırmak

ABD’DE OKULLARDA JUUL KULLANIMI!

ABD’de 2018’de yapılan bir araştırmaya göre, toplamda 3,6 milyon ortaokul ve lise öğrencisi son 30 günde elektronik sigara kullanmıştır.
•Öğrencilerin %36,2’si okulda Juul bulundurmaktadır.
•Öğrencilerin %63.8’i okulda Jull bulaundurmamaktadır.
•Öğrencilerin34.8’i Juul kolay saklandığı için okulda bulundururken %3.8’i okulda kullanmamaktadır.

ABD’DE ELEKTRONİK SİGARA ORANINDA ARTIŞ

ABD’de 2017’de yapılan araştırmaya göre yetişkinlerin %2,7’sinin elektronik sigara kullanıcısı olduğu ortaya çıktı.
2011: % 1,5
2017: % 12
2018: % 21

İNGİLTERE’DE ELEKTRONİK SİGARA KULLANIMI!

İngiltere’de 2018 yılında gerçekleştirilen araştırmaya göre son iki yılda elektronik sigara kullananların sayısı yüzde 70, 11-15 yaş arasında sigara denemiş çocukların sayısı ise %22 artmıştır. Ayrıca sigara içenlerin %53’ü e-sigarayı geleneksel tütün ürünlerinden daha az zararlı bulmaktadır.
2010: % 3
2012: % 7
2013: % 11
2014: % 18

ALINAN ÖNLEMLERLE E-SİGARA SATIŞINA BÜYÜK DARBE

Artan ölümlerle ilgili ülkede âdeta olağanüstü hal ilan edildi ve satış, tanıtım, dağıtım ve tüketim alanlarında bir dizi kararlar alındı. Dünyaca bilinen elektronik sigara markası Juul’un CEO’su Kevin Burns ölüm vakaları sonrasında ani bir kararla istifa etti. New York, Michigan ve Massachussets gibi eyaletlerde ise elektronik sigara kullanımından kaynaklanan akciğer hastalığı vakaları sonrasında valilik kararıyla e-sigara satışı geçici süreliğine durduruldu. Massachussets’te halk sağlığını korumak amacıyla 4 ay yasaklanan e-sigara yüzünden eyalette 61 kişi akciğer problemleri nedeniyle hastaneye başvurmuştu. Massachussets Valisi Charlie Baker düzenlediği basın toplantısında, "Elektronik sigara ve elektronik sigara ürünlerinin kullanımıyla bağlantılı ciddi akciğer rahatsızlıkları nedeniyle eyalette resmi olarak bir halk sağlığı acil durumu ilan ediyorum," dedi. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, 19 Eylül'de yaptığı açıklamada 38 eyalet ve bir idari bölgede elektronik sigara kullanımından kaynaklandığı tahmin edilen hastalığa yakalananların sayısının 530'u bulduğunu duyurmuştu. New York eyalet yönetimi de 16 Eylül'de bazı elektronik sigara ürünlerinin satışını süresiz yasaklama kararı almıştı. Ayrıca, New Jersey Eyalet Senatosu Başkanı StephenM. Sweeney, eyalette elektronik sigara satışlarının tamamen yasaklanmasını öngören bir yasa tasarısını meclise sunmuştu. Tasarı yasalaşırsa New Jersey, ABD'de elektronik sigara satışlarını tamamen yasaklayan ilk eyalet olacak. Eyalet yönetimi tarafından alınan önlemlerin firmalar üzerinde de çok etkili sonuç verdiği görülüyor. Bölgenin en büyük eczane zinciri Walgereens de endişe verici ölüm haberleri ardından Kroger ile birlikte e-sigara satışını durduracağını açıkladı. Yine Amerikalı reklam ajansı WanreMedya e-sigara reklamlarını sonlandırdıklarını açıkladı. Reklam yelpazesini güncellediğini aktaran ajans bundan sonra kategorisinde e-sigaranın yer almayacağını belirtti.

E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır
Teknoloji Bağımlılığı

GENÇLİKVE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU: E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır

Aralık2019
DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR

Aralık2019
E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?
Teknoloji Bağımlılığı

E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?

Aralık2019
DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?
Teknoloji Bağımlılığı

DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?

Aralık2019
E-spor bağımlılık riskin artıracak
Teknoloji Bağımlılığı

PROF. DR. TOLGA ARICAK: E-spor bağımlılık riskin artıracak

Aralık2019
Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
Teknoloji Bağımlılığı

YEŞİLAYGENEL BAŞKANI PROF. DR. MÜCAHİTÖZTÜRK: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

Aralık2019
AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK
Tütün Bağımlılığı

AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK

Kasım2019
ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE
Tütün Bağımlılığı

ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE

Kasım2019
E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

Kasım2019
E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI

Kasım2019
E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor
Tütün Bağımlılığı

DOÇ. DR. TOKER ERGÜDER: E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor

Kasım2019
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI

Yazarİnci NEŞELİ OZOĞLU

E-sigara kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Sigaraya alternatif olarak pazarlanmaya çalışılan e-sigaranın içeriğindeki bazı kimyasallar en az sigaradakiler kadar zararlı. E-sigara, nikotin nedeniyle damar sertliğine yol açarak ve kriz oluşumunu kolaylaştırarak kalp hastalığı riskini yükseltiyor. Uzmanlar, e-sigarayı ilaç firmalarının değil sigara firmalarının ürettiğini belirterek, "E-sigarayla birlikte nikotin bağımlılığı yeniden arttı. E-sigara nikotin bağımlılığını ortadan kaldırmadığı gibi bağımlılık yapıcı bir ürün." diyor.

Sigara, insan hayatının en büyük tehditlerinden biri. Öyle ki her yıl milyonlarca kişi, sigaranın sebep olduğu kanser, damar tıkanıklığı, kalp ve akciğer hastalıkları gibi sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybediyor. İnsan sağlığını sigara kadar tehdit eden bir diğer zararlı alışkanlık ise son yıllarda hızla yaygınlaşan elektronik sigara (e-sigara). Tütün endüstrisinin bir ürünü olan e-sigara, görünüşü, hareketi ve dumanı ile sigarayı taklit etmek üzere tasarlanan bir cihaz. Uzmanlar, geleneksel sigaraya alternatif olarak pazarlanmaya çalışılan e-sigaranın, içeriğindeki bazı kimyasalların en az sigaranın içindekiler kadar zararlı olduğunu söylüyor. Elektronik sigaranın, nikotin bağımlılığı oluşturan ve var olan bağımlılığı sürdüren daha yeni bir ürün olduğunu vurgulayan uzmanlar, e-sigara ve sağlığımıza zararları hakkında bilgi verdi.

ELEKTRONİK SİGARA NEDİR?

Son yıllarda giderek yaygınlaşan e-sigara, görünüşü, hareketi ve dumanı ile sigarayı taklit etmek üzere tasarlanmış bir ürün. Genellikle nikotin, aroma maddeleri ve diğer kimyasalların aerosolünü çekmesini sağlarken, solunabilir nikotin buharı salıyor. Dumanın kokusu ile yoğunluğu isteğe bağlı olarak ayarlanabiliyor. E-sigara solüsyonlarında üretici firmaya ya da isteğe göre ayarlı miktarlarda nikotin, aroma, tütün ürünü ve kanserojen madde bulunabiliyor. E-sigara ile her nefeste 0-36 mg/mL arasında nikotin alınıyor. Böylece 30 puf çekildiğinde bir sigaradan alınan miktar kadar nikotin alınıyor. Bu nedenle e-sigara, sigaraya göre daha fazla nikotin alınmasına neden oluyor. E-sigaranın kartuşunun içindeki sıvıda ayrıca propilen glikol, etanol, nitrozamin, tütün çiçeği, nane, kahve, çikolata, meyve aromaları gibi tat ve koku içeren farklı kimyasallar bulunabiliyor. E-sigara likitleri günümüzde 7000 aroma seçeneği ile müşterileri cezbetmek için büyük pazarlama stratejisi uyguluyor. Günümüzde e-sigaralarda saptanan kimyasal maddelerin çoğu sigara içinde bulunan ve kansere neden olduğu saptananlarla aynı. E-sigara, Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı'nca önerilmeyen, zararlı olarak bildirilen bir ürün. ‘Nikotine and Tobacco Research' dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre; Amerika'da hiç sigara içmemiş çocukların e-sigara kullanımı 2011'de 79 bin iken 2013'te 263 bine ulaşarak iki yıl içinde üç kat artmış.

7000'DEN FAZLA ZARARLI MADDE İÇERİYOR

Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı ve Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Erol Sezer, sigara dumanının, tütün ve katkı maddelerinin yanması sonucu 7000'den fazla maddeyi içerdiğini söylüyor. Sezer, e-sigara sıvısı buharının ise başta nikotin, propilen glikol, bitkisel gliserin, tat ve koku veren katkı maddeleri, tütüne özgü nitrozaminler ve asetol olmak üzere pek çok tahriş edici ve kanser yapıcı özelliği bulunan madde içerdiğini dile getiriyor. E-sigara sıvısında tat koku verici ve pekiştirici etkiyi güçlendirici maddelerin yaygın biçimde kullanıldığını vurgulayan Sezer, "En sık kullanılan maddeler diasetil (DA) ve asetilpropionil (AP). Diasetil, kakao, kahve, karamel, tereyağı, alkollü içecekler gibi gıda ürünlerinde de bulunuyor. Sindirim sistemi yoluyla alındığında zararsız kabul edilmesine karşın, solunarak akciğerden alındığında solunum fonksiyonlarını bozucu bir etkiye sahip. Bu maddenin, solunabilen toz ve parçacıklarının üretim aşamasında solunması durumunda tıkayıcı akciğer hastalığına yol açtığı görülüyor" diyor.

PATLAMIŞ MISIR HASTALIĞINA YOL AÇIYOR

Prof. Dr. Recep Erol Sezer, diasetil'in akciğerlerin küçük hava yollarında, bronşiyollerde daralma ve tıkanmalarla seyreden, geriye dönüşsüz bir akciğer hastalığı olan patlamış mısır akciğeri hastalığına yol açtığını söylüyor. Sezer, yeni bir çalışma ile ilgili şu bilgileri veriyor: "E-sigara buharı akciğer hava keseciklerini koruyan makrofajların işlevlerini bozuyor ve onlara zarar veriyor. Fare çalışmaları ile e-sigara dumanının, kalp, akciğer ve mesane hücrelerinde DNA hasarı yaptığı ve akciğer hücrelerinde DNA tamir genlerine zarar verdiği görülüyor. Kültürle çoğaltılmış insan akciğer ve mesanesinde de aynı DNA hasarları görüldü. Tütüne özgü nitrozaminler, kanser yapıcı maddeler olarak biliniyor. E-sigara, nikotin nedeniyle, damar sertliğine yol açarak ve kriz oluşumunu kolaylaştırarak kalp hastalığı riskini yükseltiyor. Yakın dönem araştırmaları, nikotinli ve nikotinsiz e-sigaraların damarları döşeyen ve damar sağlığı ve işlevlerinde ana rol oynayan endotel tabakasına zarar verdiğini gösteriyor."

BAĞIMLILIKYAPICI ETKİSİ YÜKSEK

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Erkan Ceylan, e-sigara ile her nefeste 0-36 mg/ml arasında nikotin alınırken, 30 puf çekildiğinde bir sigaradan alınan miktar kadar nikotine maruz kalındığını belirtiyor. E-sigaranın, toksik ve kullanıcıya yüksek oranda nikotin vermek üzere planlanmış bir ürün olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ceylan şöyle devam ediyor: "E-sigaradaki nikotinin şekli ve dozunun bağımlılık yapıcı etkisi çok yüksek. Nikotin, adrenalin, sonrasında beyinde dopamin salınmasına neden oluyor. Sonuç olarak beyindeki ödül sisteminin aktive edilmesi ile zevk alınmasını sağlıyor. Bu kişiler e-sigaraya bağlı sağlık problemi yaşasalar da yüksek riskleri önemsemiyor ve kullanmaya devam ediyor. E-sigara bir ilaç değil. E-sigarayı ilaç firmaları ya da sağlık sektörü değil bizzat sigara firmaları üretip pazarlıyor. Bu firmaların amacı, daha fazla satmak ve yeni müşteriler bulmak. Bu da, daha fazla insanı bağımlı yapmaktan geçiyor. E-sigara ile birlikte nikotin bağımlılığı yeniden arttı. Artık hiç sigara içmemiş gençler, daha güvenli olduğuna inanarak e-sigaraya başlıyor ve daha sonra sigaraya geçiyor. E-sigara nikotin bağımlılığını ortadan kaldırmadığı gibi bağımlılık yapıcı bir ürün."

GENÇLİK YILLARI BEYİN GELİŞİMİ İÇİN KRİTİK

E-sigaranın pazarlanmaya başlamasıyla birlikte zehirlenmelerin arttığına vurgu yapan Prof. Dr. Erkan Ceylan, "E-sigara, içerdiği propilen glikol ile akciğer üzerinde önemli tahriş edici özelliğe sahip. Sigaraya oranla çok daha küçük partiküller üreten e-sigaranın akciğere ulaşma ve tahrip gücü daha fazla. Nikotinin öldürücü dozu 10-60 mg. Bazı e-sigaralar 100 mg/mL nikotin içeriyor. 2010-2014 arasında zehirlenme olguları yüzde 0.3'ten yüzde 41'e yükseldi" diyor. Gençlik yıllarının beyin gelişimi için kritik bir dönem olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ceylan şöyle devam ediyor: "E-sigara kullanan gençler, uzun süreli etkiler için risk altında. E-sigara kullanımı sadece nikotin bağımlılığına yol açmakla kalmıyor aynı zamanda kokain ve metamfetamin gibi madde bağımlılığına da yatkın hale getirebiliyor. Nikotin, dikkat ve öğrenmeyi kontrol eden beyin devrelerinin gelişimini etkiliyor. Duygu durum bozuklukları ve dürtü kontrolüyle ilgili kalıcı problemler oluştururken kendine veya başkalarına zarar verebilecek bir dürtüyle savaşamaz hale geliyorlar. Sigara kullanımını artırma potansiyeli nedeniyle e-sigara kullanımının yaygınlaşması engellenmeli."

KISIRLIĞA NEDEN OLABİLİR

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Ulun Uluğ da, elektronik sigarayla sigaranın zararları arasında fark olmadığına dikkat çekerken, sigara kullanımının birçok sağlık sorununun yanı sıra üreme sağlığını da olumsuz etkilediğini dile getiriyor. Sigara içen kadınlarda infertilite (kısırlık) görülme oranının, içmeyenlere göre 10 kat fazla olduğuna dikkat çeken Uluğ, sigaranın kadınlarda yumurtalık fonksiyonlarında azalma, menopoza daha erken yaşta girme, düşük ve erken doğum riskinde artışa neden olduğunu belirtiyor. Uluğ, sigara içen kadınlarda sigara içmeyenlere göre doğurganlığın düşük, hamile kalma süresinin 3-12 ay daha uzun olduğunu belirtiyor. Uluğ, "Sigara, rahim ve yumurtalık kanserine neden olduğu gibi çocuk düşürme, sakat ve eksik doğum, erken menopoz gibi tehlikeler oluşturarak kısırlığa neden olabiliyor. Hamileliği sırasında sigara içen kadınların bebeklerinde eksik kilolu doğmanın yanı sıra zeka eksikliği de görülebiliyor" diyor.

DOĞAL YOLLARLA HAMİLE KALMAK ZORLAŞIYOR

Prof. Dr. Ulun Uluğ, sigarayla vücuda alınan nikotinin, yumurtalıklarda bulunan hücreleri olumsuz etkileyerek yumurtanın genetik anomalilere gereğinden fazla eğilimli olmasına sebep olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Uluğ sözlerini şöyle sürdürüyor: "Sigara kullanımı, doğal yollarla hamile kalmayı zorlaştırıyor ve düşüğe neden oluyor. Yapılan çalışmalarda, sigara içen kadınların yumurtalık kapasitesinde içmeyenlere göre önemli bir düşüş tespit edildiği görülüyor. Ayrıca idrar kesesinde mesane kanserine neden olabiliyor. Sigara kullanımı, erkeklerde de üreme fonksiyonlarının olumsuz yönde etkilenmesine neden oluyor."

HAMİLELİKTE İÇİLİRSE BEBEĞİN BÜYÜMESİNİ ENGELLER

Prof. Dr. Ulun Uluğ, hamilelikte sigara kullanımının pek çok sıkıntıyı da beraberinde getirdiğini söylüyor. Uluğ sözlerini şöyle tamamlıyor: "Hamilelikte içilen sigara, bebeğin büyümesini engeller, vücudun zararlı bakterilere karşı direncini düşürür. Düşük yapma veya erken doğuma sebebiyet verir, bebeğin fiziksel ve zihinsel gelişimini engeller. Hamilelikte içilen sigara, bebeğin akciğer kapasitesinin gelişmesini engelleyerek solunum yolu hastalıklarına neden olur. Hamilelikte sigara içen kadınların çocuklarının geç algılama sorunu yaşadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Sigara kullanımı ayrıca plasentanın aşağıya rahim ağzına yakın ya da rahim ağzının tamamını örtecek şekilde yerleşmesi anlamına gelen plasenta previa riskini artırır. Ayrıca kemiklerden kalsiyum mobilize edildiğinden kemik kaybı artar, B12 vitamininin bağırsaktaki sentezi azalır."

E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır
Teknoloji Bağımlılığı

GENÇLİKVE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU: E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır

Aralık2019
DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR

Aralık2019
E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?
Teknoloji Bağımlılığı

E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?

Aralık2019
DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?
Teknoloji Bağımlılığı

DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?

Aralık2019
E-spor bağımlılık riskin artıracak
Teknoloji Bağımlılığı

PROF. DR. TOLGA ARICAK: E-spor bağımlılık riskin artıracak

Aralık2019
Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
Teknoloji Bağımlılığı

YEŞİLAYGENEL BAŞKANI PROF. DR. MÜCAHİTÖZTÜRK: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

Aralık2019
AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK
Tütün Bağımlılığı

AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK

Kasım2019
ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE
Tütün Bağımlılığı

ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE

Kasım2019
E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

Kasım2019
E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI

Kasım2019
E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor
Tütün Bağımlılığı

DOÇ. DR. TOKER ERGÜDER: E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor

Kasım2019
Tütün Bağımlılığı

DOÇ. DR. TOKER ERGÜDER: E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor

YazarBurçin ŞENEL

Sigarayı bırakmak amacıyla kullanılan e-sigaralar ülkemizde yayılmaya başladı. Tütün endüstrisinin özellikle çocukları hedef alarak tütün kullanımına teşvik etmesi de cabası. Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi’nde Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Program Direktörü, bakanlıklara ve STK’lara tütün kullanımıyla mücadelede teknik destek veren Prof. Dr. Toker Ergüder e-sigaranın ve özellikle ENİS (Elektronik Nikotin İletim Sistemleri)’in zararlarını anlattı.

İçildiğinde dışarıya yapay bir sigara dumanı yayan bir aletle sokaklarda gezen kitle, son zamanlarda hepimizin dikkatini çekmiştir. E-sigara olarak sözlüklere girmiş bu alet, tütün endüstrisinin piyasaya sürdüğü yeni sayılabilecek bir ürün. Sigara bırakmaya yardımcı olduğu gerekçesiyle e-sigara gibi yeni pazarlara açılan sektörde, insanlar arasında kullanımının yaygınlaşması için her türlü pazarlama faaliyetlerinde bulunuluyor. Prof. Dr. Toker Ergüder ile “e-sigara” gerçeğini konuştuk.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben tıp doktoru, halk sağlığı uzmanıyım. Şu anda Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi’nde Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Program Direktörü olarak çalışıyorum. Aynı zamanda Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nda öğretim üyesiyim. Türkiye’deki bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi, kontrolü, yönetimi ve tütün kullanımı ile mücadele konusunda Sağlık Bakanlığı’na, STK’lara ve diğer ilgili kuruluşlara teknik destek sağlıyorum. Yeşilay Bilim Kurulu üyesiyim. 2008-2012 yılları arasında Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisinde Tütün Kullanımı ile Mücadele Programı sorumlusuydum. Aynı zamanda Türkiye’den Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi’ndeki ve diğer bölgelerdeki değişik ülkelere tütün kullanımı ile mücadele konusunda teknik destek sağlıyorum. Uzun yıllar Sağlık Bakanlığı’nda çalıştım. Madde Bağımlılığı Şube Müdürlüğü yaptım ve daha sonra 2006 yılında sadece tütünle mücadeleyle ilgilenmek için Tütün Kontrol Şube Müdürlüğü’nü ve Daire Başkanlığı’nı kurdum ve ondan sonra Dünya Sağlık Örgütü’ne geçtim. 2008’de meclisten geçen Dumansız Hava Sahası Kanunu’na teknik destek verdim. Ulusal Tütün Kontrol Programı’nın hazırlanmasına katkıda bulundum.

Elektronik sigara hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Elektronik sigara (electronic nicotine delivery systems-ENDS) genellikle propylene glycol ve/veya glyserin (nikotin taşıyıcıları) içerisinde çözülmüş ve çoğunlukla meyve aroması içeren nikotin sıvısını (e-liquid) ısıtarak buharlaştırılması ile meydana gelir. Tüm elektronik sigaralar yüksek derecede bağımlılık yapıcı madde olan nikotin içerir. Elektronik sigaralar en yaygın kullanılanıdır, ancak e-shishas, e-pipes, e-cigars gibi diğer ürünler de vardır. Elektronik Nikotin İletim Sistemleri (ENİS), en yaygın kullanılan elektronik sigara türüdür. ENİS, kullanıcı tarafından solunan bir aerosol üretmek üzere sıklıkla aromalı bir nikotin içeren sıvıyı ısıtan elektronik tütün olmayan nikotin dağıtım sistemleridir. Geleneksel sigaralar, tütünleri yüksek sıcaklıklarda yakarken, o nispeten düşük sıcaklıklarda çalışır ve yanma tütününden ziyade nikotini ısıtır. Sigarayı bırakmak amacıyla kullanılabileceğini gösteren herhangi bir kanıt var mı? Mevcut bilimsel veriler ENİS’in sigara bırakmada etkili olduğu konusunda yetersiz ve belirsizdir, bu da güvenilir çıkarımlar yapmayı zorlaştırmaktadır. Bir popülasyona potansiyel sigara bıraktırma ürünü olarak önerilen ENİS'in rolünü araştırmak için bir dizi incelemeler yapıldı. Yapılan araştırmalarda Ulusal Bilimler Akademisi'nin 2018'de ENİS hakkındaki verileriyle, Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi/ Taraflar Konferansı 7/11 belgesini içeren inceleme sonucuyla tutarlı olduğu görüldü. İnsanların tütünü bırakmalarına yardımcı olduğu bilinen, denenmiş ve test edilmiş nikotin ve nikotin dışı farmakoterapilerin aksine, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sigarayı bırakma konusunda yardımcı olduğunu desteklememektedir.

Elektronik sigara kullanımı her geçen gün artıyor. Pasif sigara içicisine, özellikle de çocuklara daha az zararlı olduğunu destekleyen bir araştırma var mı?

ENİS, çeşitli önemli patolojik değişikliklere neden olabilecek toksik maddeler içeren aerosoller (buhar) üretir. Bu da sigara içmeyenler, küçükler, ergenler, üreme çağındaki kadınlar ve hamileler için risk demektir. Üçüncü kişiler için de risk oluşturabilir ve kati surette iç mekânlarda kullanılmamalıdır. Bu riski ölçmeye yönelik yeterli kanıt yoktur ve ENİS'in toksik emisyonlarına maruz kalmanın uzun vadeli etkileri bilinmemektedir.

Elektronik veya ısıtılmış sigaraların, geleneksel sigaradan daha az zararlı olduğunu söylemek mümkün mü?

ENİS aerosollerinde toksik maddeler ve kirletici maddeler bulunmaktadır, ancak genellikle geleneksel sigaralardan daha düşük seviyelerdedir. Sağlığı tehdit edecek çok çeşitli özelliklere sahip maddeler içerdiğinden güvenilirliğini genelleştirmek zordur. Şüphesiz zararlıdır ve güvenli değildir.

ENİS, normal sigaralarda bulunmayan hangi zararlı maddeleri içerir?

Artan kanıtlar e-sıvılardaki bileşenlerin potansiyel toksisiteler gösterdiğini öne sürse de çalışmalar nikotinin, çözücülerin veya lezzet maddelerinin sorumlu olup olmadığına göre farklılık göstermektedir; bu yüzden, bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Katkısız ENİS/ENOİS tipik kullanımıyla ortaya çıkan toksik maddelerin sayısı ve seviyesi, ortalama olarak sigara dumanından daha düşüktür ve glisoksal gibi ENİS'e özgü birkaç yeni toksik madde barındırır. Bununla birlikte, toksik maddelerin seviyeleri markalar arasında büyük ölçüde değişebilir ve bazen tütün dumanına göre daha yüksek seviyelere ulaşabilir. Bu, muhtemelen, açık sistem cihazlarında artan uygulama sıcaklıkları ile e-sıvı bileşenlerin artan termal ayrışmasından kaynaklanmaktadır. Kurşun, krom, nikel ve formaldehit dahil çok sayıda metal, normal deneysel kullanım koşullarında, geleneksel sigaraya eşit veya daha büyük konsantrasyonlarda ENİS/ ENİOS aerosol'ünde bulunmuştur.

Sigarayı bırakma yollarından biri olarak e-sigara kullanımını öneren doktorlar var mı?

Günümüzde Dünya Sağlık Örgütü sigara bırakmak isteyenlere ENİS'i önermemekte ve bu kişilerin nikotin ve nikotin olmayan ikame tıbbi tedavileri gibi mevcut kanıtlanmış bırakma yöntemlerini kullanması gerektiğini aktarmaktadır.

Tütün endüstrisinin hedef kitlesi kimler? Çocuklar, gençler ve hiç sigara içmemiş insanlar mı?

Yeni ve ortaya çıkan nikotin ve tütün ürünleri, daha önce hiç tütün ürünü kullanmayan kişiler tarafından çokça tercih edilmektedir. Bu nedenle bu ürünler, özellikle çocuklar ve ergenler arasında bağımlılık riski yüksek olan nikotin kullanıcıları pazarını genişletmede önemli bir rol oynamaktadır. ENİS, lezzet maddeleri ve tanıtım stratejileri kullanılarak gençlere karşı yoğun bir şekilde pazarlanmaktadır. Nikotinin gelişmekte olan beyin üzerindeki zararlı etkilerinin yanı sıra, bağımlılık yaratır ve insanları, özellikle de gençleri, daha zararlı nikotin veya tütün tüketmeye yöneltir. Ayrıca, genç insanlara hitap eden lezzet maddeleri ve marka stratejileri kullanarak, ENİS üretimi ve pazarlamasına dahil olan endüstriler, halk sağlığı çalışmalarına katkıda bulunmak kisvesi altında tüketici tabanlarını genişletmeye yönelik taktikler kullanmaktadır. ENİS'e ile ilişkili spesifik risk seviyesinin henüz kesin olarak tahmin edilememesine rağmen, ENİS şüphesiz zararlıdır ve kesinlikle düzenlenmelidir ve en önemlisi çocuklardan uzak tutulmalıdır.

E-sigaralar kitlesel bağımlılığa neden olabilir mi?

Herhangi bir şekilde nikotin içeren ürünlerin, ENİS dahil, gençler ve hamile kadınlar arasında kullanılması kesinlikle güvenli değildir. Nikotin son derece bağımlılık yapan bir maddedir ve bu ürünler nikotin kullanıcılarının pazarını genişletmede önemli bir rol oynamaktadır. Ek olarak, çoğu kullanıcı "e-sigara" aracılığıyla yasadışı maddeler solur ve bu da Isıtılmış Tütün Ürünleri gibi ürünlere bağımlılığı artırabilir. Elektronik sigara üreten şirketler normal sigara üreten şirketlerden farklı mıdır? Tütün endüstrisi ve ilgili endüstriler uygulanan katı tütün kontrol yasalarını aşma girişiminde e-sigara ENİS gibi alternatif ürünleri, en yaygın ve ısıtılmış tütün ürünleri (HTP'ler) olarak “düşük riskli ürünler” sıfatıyla tanıtmakta ve agresif şekilde pazarlamaktadır. Endüstri ayrıca, Philip Morris International tarafından 12 yıl boyunca bir milyar dolarlık fonla "Dumansız Dünya Vakfı" adında bir truva atını küresel forma sokmuştur. Dünya Sağlık Örgütü, tütün endüstrisinin zararlı ve bağımlılık yapıcı ürünleri kullanmaya yönelten uygulamalarına ve bir nesli kandırmayı amaçlayan yollara karşı dikkatli olmayı öneriyor. ENİS, 30'dan fazla ülkede yasaklanmış ve yaklaşık 80 ülkede düzenleme yoluna gidilmiştir. Sağlığımızı ve gelecek nesillerimizin sağlığını korumak için savaşmaya devam etmeliyiz.

Elektronik sigaralarda kullanılan maddeler kontrol ediliyor mu?

İdeal olarak, ulusal merciler e-sigaradaki maddeleri, örneğin nikotin sınırlarını, e-sıvı içeriğini veya aroma kısıtlamalarını kontrol etmelidir. Ancak, bu durum bir sorun teşkil eder çünkü birçok ülkede e-sigaralar veya “vaping” (dumanlı) ürünler için içeriğini, karışık paketlemeyi, tedarik zincirlerini ve potansiyel olarak yasadışı maddeleri içeren dinamik bir pazar vardır. Kullanıcılar, e-sigara veya e-sıvı çözeltilerinde ne olduğunu bilmeyebilir. Ürünlerin ve maddelerin çoğu üreticiler ya da kullanıcılar tarafından değiştirilebilir. Mağazalardan, çevrimiçi perakendecilerden, gayri resmi kaynaklardan (örneğin arkadaşlar, aile üyeleri) veya “sokaktan” temin edilebilirler. Ürün gruplarının çeşitliliği zaman içinde ve farklı coğrafi ve/veya demografik pazarlara göre gelişmiştir. DSÖ, ulusal kanunlarına ve halk sağlığı hedeflerine uygun olarak ENİS’in/ ENİOS'in imalatı, ithalatı, dağıtımı, sunumu, satışı ve kullanımını yasaklamayı veya kısıtlamayı düşünebileceğini kapsamlı bir düzenleme seçeneği listesini ülkelere sunmuştur.

Diğer ülkelerdeki uygulamalar (ABD, Avrupa ülkeleri, Avrupa Birliği, Uzak Doğu) nasıl?

ENİS yaklaşık 100 ülkede vardır ve 30'dan fazla ülkede yasaklanmıştır. Ülkeler, ürünlerin sınıflandırılma şekline bağlı olarak ENİS'e yönelik bir dizi düzenleyici yaklaşım benimsemektedir. Mevcut durumda, bu ürünlere yönelik düzenleyici hükümler, ülkeden ülkeye farklılık göstermekte ve uyumlaştırılmış bir yaklaşım bulunmamaktadır. FCTC / COP6 kararı ile bildirilen DSÖ rehberi, insan sağlığını en üst düzeyde koruma amacını göz önünde bulundurarak, tütün ürünleri, tıbbi ürünler, tüketici ürünleri ya da uygun görülen diğer kategoriler de dahil olmak üzere ENİS'i (yasaklanmadığı ülkelerde) düzenleme amacıyla ülkelere yönelik tavsiyeler içermektedir. Hali hazırda ülkeler bu ürünleri ENİS, Tüketici Ürünleri, Tütün Ürünleri, Zehirler, Eczacılık Ürünleri, Tütünle İlgili Ürünler, tıbbi ürünler ve tütün taklit eden ve düzenlenme şeklini içeren ürünler dahil olmak üzere sekiz kategoriden birinde sınıflandırmaktadır. Elektronik sigara konusunda ülkeler 3 ayrı uygulama örneği göstermektedir. Birincisi elektronik ve ısıtılmış sigaraların satışını yasaklayan ülkeler. İkincisi elektronik ve ısıtılmış sigaralar ile ilgili yasal düzenleme yapan ülkeler. Örneğin, kapalı alan ve reklam yasakları, vergilendirme, çocuk ve gençlere satış yasağı. Üçüncüsü elektronik ve ısıtılmış sigaraların üretimini, satışını ve ithalatını yasaklayan ülkeler. Şimdiye kadar 33 ülke elektronik sigaraların satışını yasaklamış durumdadır. Bu ülkeler: Arjantin, Bahreyn, Brezilya, Brunei Sultanlığı, Kamboçya, Kore Demokratik Halkları, Etiyopya, Gambiya, Hindistan, İran, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Mauritius, Meksika, Nepal, Umman, Panama, Katar, Suudi Arabistan, Singapur, Sri Lanka, Surinam, İsviçre, Suriye Arap Cumhuriyeti, Tayland, Timor Leste, Türkmenistan, Uganda, Birleşik Arap Emirlikleri, Uruguay, Venezuela, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’dir. 72 ülkede elektronik sigaraların kullanımı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Bu ülkeler: Arjantin, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Barbados, Belçika, Bulgaristan, Kanada, Şili, Kongo, Kosta Rika, Hırvatistan, Kıbrıs, Çekya, Danimarka, Ekvador, El Salvador, Estonya, Fiji, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Almanya, Yunanistan, Guyana, Honduras, Macaristan, İzlanda, İrlanda, İtalya, Jamaika, Kenya, Kuveyt, Lao Demokratik Halk Cumhuriyeti, Letonya, Lübnan, Litvanya, Lüksemburg, Malezya, Maldivler, Malta, Monako, Nepal, Hollanda, Yeni Zelanda, Norveç, Palau, Panama, Papua Yeni Gine, Paraguay, Filipinler, Polonya, Portekiz, Kore Cumhuriyeti, Moldova Cumhuriyeti, Romanya, San Marino, Senegal, Sırbistan, Slovakya, Slovenya, İspanya, İsveç, Tacikistan, Tuvalu, Ukrayna, İngiltere, Birleşik Devletler Amerika, Uruguay, Özbekistan’dır. Arjantin, Kuveyt, Lübnan, Nepal, Panama, Uruguay ve Türkiye elektronik sigaraların satışını, üretimini ve ithalatını yasaklamıştır. Panama, Singapur, Suudi Arabistan ve Türkiye ayrıca ısıtılmış sigaraların da satışını, üretimini ve ithalatını yasaklamıştır veya izin vermemektedir.

E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır
Teknoloji Bağımlılığı

GENÇLİKVE SPOR BAKANI MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU: E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır

Aralık2019
DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR
Teknoloji Bağımlılığı

DSÖ’NÜN GÜNDEMİNDE E-SPOR VE OYUN BAĞIMLILIĞI VAR

Aralık2019
E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?
Teknoloji Bağımlılığı

E-SPOR OBEZİTEYE NEDEN OLUYOR?

Aralık2019
DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?
Teknoloji Bağımlılığı

DİJİTAL OYUN NASIL E-SPOR OLDU?

Aralık2019
E-spor bağımlılık riskin artıracak
Teknoloji Bağımlılığı

PROF. DR. TOLGA ARICAK: E-spor bağımlılık riskin artıracak

Aralık2019
Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
Teknoloji Bağımlılığı

YEŞİLAYGENEL BAŞKANI PROF. DR. MÜCAHİTÖZTÜRK: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var

Aralık2019
AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK
Tütün Bağımlılığı

AMAÇLARI DAHA FAZLA İNSANI BAĞIMLI YAPMAK

Kasım2019
ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE
Tütün Bağımlılığı

ELEKTRONİK SİGARA İLE YASAL MÜCADELE

Kasım2019
E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

Kasım2019
E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI
Tütün Bağımlılığı

E-SİGARA DA SİGARA KADAR ZARARLI

Kasım2019
E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor
Tütün Bağımlılığı

DOÇ. DR. TOKER ERGÜDER: E-sigara, en az sigara kadar bağımlılık yapıyor

Kasım2019