
Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, hatta..
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu alkol politikaları alanında yeni bir çalışmaya imza attı. Kurum uzmanlarından Sebahattin Kuş’un hazırladığı “Alkol Kontrolü Stratejileri” isimli çalışma Avrupa bölgesi ve uluslararası düzeyde alkol stratejileriyle ilgili önemli bilgiler veriyor.
Çalışmada Avrupa bölgesinde alkol kontrolü strateji belgelerinin tarihsel gelişimi tahlil ediliyor. DSÖ Avrupa Bölgesi, 1992’de ve daha sonra yine 2000 yılında alkol eylem planını onaylayan ilk bölge olmuştur. Bu açıdan Avrupa bölgesi alkol kontrolü uygulamalarında dünyada en iyi bölgesel uygulama örneği olma özelliği taşımaktadır. Türkiye’nin de içinde olduğu Avrupa DSÖ bölgesel yapılanmasının aldığı stratejik kararların Türkiye’nin alkol kontrol politikalarına münasebeti çalışmada ortaya konulmaktadır.
Çalışmada ayrıca Dünya Sağlık Örgütü’nün en son hazırladığı ve alkol politikaları alanında en geçerli uluslararası belge olma özelliği taşıyan 2010 DSÖ Strateji Belgesi de Türkçe tam metin halinde yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü 63’üncü Dünya Sağlık Asamblesi, 2010 yılında WHA63.13 kararını kabul ederek, alkolün zararlı kullanımını azaltmak amacıyla küresel stratejiyi onaylamıştı. Dünya Sağlık Örgütü ayrıca üye devletleri küresel stratejiyi uygun bir şekilde kabul edip uygulamaya da çağırmıştı bu süreçte. Söz konusu stratejik metin henüz bir sözleşmeye dönüşmemiştir ancak kapsamlı bir alkol kontrol çerçeve sözleşmesinin önümüzdeki yıllarda oluşturulmasında bu belgenin önemli bir işlevinin olacağı düşünülmektedir.
Alkol kullanımının sosyal ve ekonomik yönlerden yıkıcı etkileri her geçen gün artmakta ve gün yüzüne çıkmaktadır. Alkol; suç işleme, trafik kazaları, aile içi şiddet ya da devlet kaynaklarının tüketilmesi yoluyla içen kişiden çok diğer insanlara da zarar vermektedir. Alkole maruz kalma arttıkça, bozulan yaşam kalitesi üzerindeki etkisi de artmaktadır. Alkol sebebiyle azalan verimlilikten dolayı ekonomik etkililik zarar görmektedir. Başkasının alkol kullanmasından meydana gelen zararın, alkolden kaynaklı sosyal maliyetleri ikiye katlama ihtimali vardır. Bundan dolayı alkolün zararlı kullanımının harici etkisi ve maliyetleri, sigara içme (çevresel tütün dumanı) ile ilişkili olan zarardan ve yasadışı maddelerin verdiği zarardan da çok daha büyük olabilmektedir.
Alkol kontrolü stratejileri en geniş anlamda arzı kısıtlama tedbirleri (alkollü araç kullanma politikaları ve karşı tedbirleri, alkol pazarlama politikaları, alkol vergileri, satış noktası yoğunluğu ve satış gün ve saatleri üzerindeki sınırlamalar, asgari satın alma yaşı) ve talebi azaltma tedbirleri (sağlık hizmetlerinde ve işyerinde erken tespit ve kısa müdahaleler, tedavi ve rehabilitasyon programları) olarak tanımlanan, alkole bağlı zararların nasıl azaltılacağı hususunda çözüm önerileri ortaya koymayı hedeflemektedir.
Sebahattin Kuş’un hazırladığı “Alkol Kontrolü Stratejileri” isimli bu kitapta ülkemizin de içinde yer aldığı Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi ve küresel ölçekte Dünya Sağlık Örgütü Dünya Sağlık Asamblesi tarafından 1993 yılından başlamak üzere 2020 yılına kadar olan süreçte üye devletlere alkol kontrolünde yol gösterme amacı taşıyan alkol kontrolü stratejileri ele alınıyor. TAPDK bu çalışmadan önce yine alkol kontrol politikalarıyla ilgili 2011 yılında “Dünyada ve Türkiye’de Alkol Kontrolü Politikaları” başlıklı bir çalışma daha yayınlamıştı. Kitapta, dünyada ve ülkemizde uygulanan alkol kontrolüne ilişkin politikalar hakkında incelemeler yapılmış ve konuya ilişkin oldukça ayrıntılı bilgiler verilerek, ülkemizde alkol kontrolüne ilişkin yapılan mevzuat düzenlemelerinin uluslararası dayanakları ve örnek ülke uygulamaları ortaya konulmuştu.
TAPDK’nın öncülüğünde hazırlanan bu çalışma ülkemizde alkol kontrolüne ilişkin yapılacak düzenlemelerde ve uygulamalarda faaliyet gösteren ilgili kurumlar ve bu alanda yapılacak her tür çalışma için önemli bir kaynak olma misyonu taşımaktadır.