Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1090
Kumar Bağımlılığı
Doç. Dr. Merih Altıntaş: “Sanal Kumar Bağımlılığı Kendini Gizleyebilen Bir Hastalıktır”
Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Merih Altıntaş sanal kumar bağımlılığına dair aydınlatıcı bilgiler verdi. Artan sanal kumar bağımlılığı ile ilgili olarak toplumsal farkındalığın oluşturulmasının önemli ve her zamankinden daha gerekli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Merih Altıntaş ile sanal kumar bağımlılığına dair tüm detayları konuştuk.
DSÖ kumar bağımlılığını davranışsal bağımlılıklar kapsamında sınıflandırıyor. Buna göre kumar oynama bozukluğu nedir?
Dünya Sağlık Örgütü kumar bağımlılığına son yıllarda oldukça fazla değinmekte ve bunun bir halk sağlığı sorunu olarak hızla yaygınlaştığına dikkat çekmektedir. Kumar, daha fazla değerde bir şeyi elde etmek amacıyla başka bir şeyi riske atma davranışıdır; bu para ya da değeri olan başka bir nesne olabilir. Burada risk alma, sonucun kontrol edilemiyor olması yanında belirsiz olması da önemlidir. Başlangıçta eğlence, zaman geçirme, sosyalleşme gibi amaçlar için oynanan bir oyun gibi başlar, ancak zamanla zararsız bir eğlencenin ötesine geçer ve kontrol edilemez bir hâl alır. Kumar oynama davranışı tekrar ediyor, günden güne oynanan miktar ve süre artıyor, kayıplar öngörülemiyor ve kişinin hayatının birçok alanını etkiliyorsa kumar oynama bozukluğu oluştuğunu söyleyebiliriz. Bu durumda kumar bağımlılığının yani bir hastalığın varlığından bahsederiz.
Kumar bağımlılığı, alkol ve madde bağımlılığına benzer mi?
Bağımlılıkları kısaca madde ve ilişkili bozukluklar ve davranışsal bağımlılıklar olarak sınıflandırmaktayız. Kumar bağımlılığı tanımını yapabildiğimiz ilk davranışsal bağımlılık olması nedeniyle de önemlidir. Aslında oluşum mekanizması olarak tütün, alkol ve madde bağımlılıklarından hiç farklı değildir. Her biri aslında beyinde aynı bölgelere zarar vermektedir. Bir davranış nasıl bağımlılık yaratır, yani dışardan alınan somut bir şey olmadan nasıl beyne zarar verebilir gibi sorular akla gelebiliyor. İşte burada kumar sırasında beyinde salgılanan bazı nörokimyasal maddelerin diğer madde kullanımlarında salgılananlar ile aynı olduğundan; aynı işlevle, beynin aynı bölgelerinde bulunan hücrelere ve fonksiyonlarına zarar verdiğinden bahsediyoruz.
Son yıllarda artan internet kullanımı ile ortaya çıkan çevrim içi (sanal) kumar oynama bozukluğu hakkında neler söylersiniz? Sanal kumar oynama alışkanlığı nasıl başlıyor?
Daha önceki dönemlerde masa oyunları, at yarışı, bayiden spor bahisleri ya da fiziksel olarak kumarhanelerde oynama gibi kumar tipleriyle daha çok karşılaşıyorduk. Ancak internetin hayatımızın önemli bir parçası olduğu son yıllarda, kumar tipleri de değişti. Bugün kumar oynayan birçok kişinin sanal bahis siteleri aracılığıyla oynadıklarına şahit oluyoruz. Önceden diğer kumar tiplerini deneyimlemiş olan kişiler zamanla çevrim içi bahis tipine dönebiliyordu ancak son zamanlarda ilk başlangıcın da çevrim içi şekilde olduğunu gözlemlemekteyiz.
Kumara başlamak, bazen eğlence ve zaman geçirme amacıyla bazen de sorunlardan, baş edilemeyen duygulardan bir kaçış aracı gibi görülmesi nedeniyle olabiliyor. İlk başlarda işe yarıyor gibi görünse de devam edildiğinde kişi kontrolü kaybediyor ve artık kumar problemin kendisi olmaya başlıyor.
Erişim kolaylığı ile sanal kumar bağımlığı riski arasındaki ilişkiden bahseder misiniz? Özellikle gençler bu durumdan nasıl etkileniyor?
Günümüzde cep telefonları, laptoplar, akıllı saatler gibi internete çok kolay erişim sağlayan araçlar bir yandan hayatı kolaylaştırıyorlar, ancak bir yandan da kumar oynama davranışının kontrolü açısından risk teşkil ediyorlar. Çevrim içi erişim sağlayan her türlü araç kumar için bir risk alanı oluşturabilir. Bir toplumda kumarın herhangi bir tipi yaygınsa, ulaşım kolaysa, kültürel faktörler açısından da kabul görüyorsa o bölgede o tip kumara daha sık rastlanır. Bu hem dünyada hem de ülkemizde benzer durumdadır. Örneğin fiziksel kumarhanelerin yasal olduğu bölgelerde kumarhane oyunlarına ulaşım daha kolaydır ve bu tercih edilebilir. Oysa sanal kumar bölge ve zaman farkı gözetmeksizin, her şartta ulaşımın kolay olduğu bir kumar türüdür. Bazen insanların iş yerinde, hatta okulda, yani sorumluluklarını yerine getirmeleri gereken yerlerde bile çevrim içi kumar oynadıklarını gözlemlemekteyiz. Bu konuda aileler çocuklarının, özellikle ergen yaş grubunun, internette geçirdikleri süre ve internet içeriği hakkında bilgi sahibi olmalılar. Oyun gibi başlayan bu aktivitelerin zamanla kumara doğru evrilebildiği akılda tutulmalıdır. Çevrim içi bahis sitelerinde yaş sınırına dikkat edilmemekte, her yaştan kişinin siteye girişi için olanak sağlanmakta ve sahte bir profil ile dahi oynanabilmektedir. Ayrıca çevrim içi para harcamak daha kolaydır ve kişi bir anda çok yüklü paralar kaybedebilir. Bu durum gençler için büyük risk teşkil etmektedir.
Sanal kumarda kişinin sonuca çabucak ulaştığı ifade ediliyor. Bu bakımdan sanal kumar daha mı tehlikeli?
Sanal kumarın eski ve geleneksel kumar tiplerine göre daha riskli ve daha tehlikeli olduğunu özellikle belirtmek gerekir. Daha hızlı oynanan, sonucun ortaya çıkması için uzun süre beklenmeyen bir kumar türüdür. Hatta canlı bahis adı altında oynanan tiplerinde oyun oynanmakta iken bile bahis yapılabilmektedir. Sanal bahiste nörokimyasal maddelerin hızla salınımı ve yıkımı gerçekleştiği için heyecanı daha fazla artırmakta, ancak beyinde hasara yol açan bazı mekanizmaları tetiklediği için de hızla bağımlılık gelişimine neden olmaktadır. Yani sanal bahis önceki kumar türlerinde bağımlılık oluşması için gerekli olan süreden daha kısa bir sürede bağımlılık oluşumuna neden olmaktadır.
Pandemi ile beraber sanal kumar sitelerine olan ilginin artmış olduğunu biliyoruz. Fiziksel olarak ulaşım sağlanamayan kumar türlerine kişiler sanal ortamlarda ulaştılar. Tabii bu arada kumar endüstrisi de kişileri bu alana çekmek için her türlü alternatifi ve konforu sundu. Evden, koltuğundan hiç kalkmadan çevrim içi olarak kameralar aracılığıyla fiziksel kumarhanelere ulaşımı dahi sağladılar. Kumar tarihsel değişimi içinde belirli bir yol almıştı ancak sanal hâle geçtikten sonra bu hızın katlarca arttığını ve tehlikenin daha büyük boyutlara ulaştığını söyleyebilirim.
Sanal kumar bağımlılığının belirtileri nelerdir?
Kişi kumar üzerindeki kontrolünü kaybetmiş ve artık kayıplar öngörülemez bir hâle gelmişse bu davranışın bir hastalık hâline geldiğinden bahsedebiliriz. Kişi başlangıçta aldığı keyfi alabilmek için daha fazla miktarlarda para ile oynamaya başlamıştır ya da haftanın belirli günlerinde oynarken artık her gün oynuyordur. Kumar bağımlılığı geliştiğinde kişi artık keyif almasa da yoksunluk hissettiği için oynamak ister. Kumara ulaşamadığında kendini sıkıntılı, huzursuz hisseder. Kumar oynamayı, bahis yapmayı bırakmak ister, birçok defa bırakma girişimleri olur ancak sonra tekrar oynar, bırakır, tekrar başlar. Planladığından daha fazla sürede ve miktarda oynamaya başlamıştır. Şu kadar miktarda oynayıp bırakacağım diye başlasa da bırakamaz ve oynamaya devam eder. Kumarın kendi hayatına, ailesine, çevresine verdiği zararları görmesine, bilmesine rağmen bahis yapmaya devam eder. Karşı koymakta zorlandığı bir arzu hisseder. Kumar artık hayatının önemli bir parçası olmuştur, zihni hep onunla meşguldür. Kumar oynamak ya da kumar için para temin etmek nerdeyse tüm zamanını alır. Yalan söylemeye başlaması bağımlılığın oluştuğunu gösteren önemli kriterlerden biridir. Kumar oynadığını, aldığı borçları, kumarla ilgili yaşadığı sorunları saklamak için yalan söylemektedir. Kumardan kaybettiklerini geri almak için tekrar kumar oynamaya gider, yani peşinden koşar. Borçlarını ancak bu yolla kapatacağını düşünür. İçine düşmüş olduğu maddi ve bazen de manevi sorunların çözümü için ailesine bel bağlar. Onların maddi yardımını bekler. Hayatının birçok alanında zarar görmeye başlamıştır. Aile ilişkileri, işi, sosyal hayatı ve sağlığı etkilenmiştir, ancak kişi tüm bunlara rağmen kumar oynamaya devam eder. Tüm bunlar varsa burada artık bağımlılığın oluştuğundan söz edebiliriz.
Sanal kumar bağımlısı olan bireylere yaklaşım nasıl olmalı? Kumar bağımlılığı tedavisi nasıl yapılır?
Kumar ve özellikle sanal kumar bağımlılığı kendini gizleyebilen bir hastalıktır. Kişiler bu sorunu paylaşmaktan çekindikleri için içlerine kapanabilirler. Ancak depresif bir ruh hâli ortaya çıktığında çevresinin dikkatini çekebilir. Kumar sorunu olduğunu düşündüğümüz bir yakınımıza yaklaşırken öncelikle empatik olmak, eleştiriden kaçınmak ve sakin davranmak, görüşmedeki asıl amacın ona yardım etmek olduğu mesajını vermek önemlidir. İçinden çıkamadığı bir durumda kalan kişiler için bu girişim bile çok rahatlatıcı olabilir. Kişiye yapılacak en önemli yardım ona para vermek, onun yerine borçlarını kapatmak değil, bir uzmandan bu konuda destek alması için yönlendirmek ve eşlik etmektir.
Sanal kumar nasıl bırakılabilir ve nerelerden destek alınabilir?
Sanal kumar bağımlılığı tedavi edilebilen bir davranışsal bağımlılıktır, yani bir beyin hastalığıdır. Alkol ve madde bağımlılıklarından nedensellik ve süreç açısından farklı değildir. Tedavide istek yaşama, dürtüsellik gibi yakınmaları kontrol altına alan ilaçlar kullanıldığı gibi kumara eşlik edebilen örneğin depresyon, anksiyete, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi ek psikiyatrik hastalıkların tedavisi de yapılır. Motivasyonel görüşmeler, kısa müdahale teknikleri, bireysel terapiler, grup terapileri ve aile terapileri uygulanmaktadır. Kişiler tedavi için hastanelerin psikiyatri kliniklerine, (AMATEM) Alkol ve Madde Tedavi Merkezlerine ve (YEDAM) Yeşilay Danışmanlık Merkezlerine başvurabilirler.
Kumar bağımlılığının sosyal ve yaşamı ile aile ilişkilerine olumsuz etkilerinden bahseder misiniz?
Kumar bağımlılığı sadece bireyin kendisini değil, aileyi, yakın çevresini ve toplumu etkileyen bir hastalıktır. Kumar nedeniyle kişilerin aile ilişkileri, işleri, sosyal hayatları olumsuz etkilenir. Para kaybetmeye başlayan kişi bunu yerine koymak için zaman içinde yalan söylemeye başlar. Aile durumdan haberdar olduğunda genellikle borçlar oluşmuş, belli miktarlarda maddi kayıplar meydana gelmiştir. Kişinin yakın çevresi bu dönemlerde özellikle hastalık hakkında bilgi sahibi değilse bu maddi kaybı kapatmaya çalışır. Aile çevreye karşı mahcup olmamak, kişiyi yasal ve sosyal sorunlardan korumak amacıyla borçlarını kapatma yolunu seçmektedir. Oysa tedavide bunun kişiye yarar sağlamadığı hatta zarar verdiği aileye anlatılır. Kişi kumar oynadıkça olumsuz sonuçlar kendini gösterir ve tüm hayatı âdeta sarsılır, bazen hukuki sorunlar ile karşı karşıya kalır. Durum içinden çıkılmaz bir hâl almaya başlayabilir. Özellikle bu dönemlerde parasını, çevresinin güvenini, hatta ailesini, işini kaybedebilmektedir. Sonrasında gelen depresif ruh hâli kaçınılmazdır. Kişi bu durumda ne yapacağını ve nasıl yapacağını bilemez bir hâlde hissedebilir. Aile tedavinin her aşamasında aktif olarak rol almalıdır. Görüşmelerde aile bireylerinden birinin eşlik ediyor olması beklenir. Kişinin para ile sanal ortamda ya da elden temasını istemediğimiz için finans yönetimini uygun bir aile üyesine veririz. Tedavi kumar oynayan kişi, aile ve bir uzmanın oluşturduğu üçgen içinde çerçevelenerek yapılır.
Şuna özellikle vurgu yapmak isterim ki, kumar bir eğlence gibi başlasa da devam edildiğinde bağımlılığa giden süreçte yol alır. Özellikle günümüzde klasik kumar tiplerinden daha farklı, daha riskli ve tehlikeli olan sanal kumarın yaygınlaşması nedeniyle; kişilerin, ailelerin ve toplumun kumar ve süreç hakkında bilgi sahibi olması, koruma ve önleme stratejilerinin yaygınlaşarak toplumsal farkındalığın oluşturulması önemli ve her zamankinden daha gereklidir.