Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1056
Teknoloji Bağımlılığı
Fizikselden Sanala Yeni Bir Şiddet Türü: Siber Zorbalık
Günümüzde elektronik ve bilgisayara dayalı iletişim ve bilgi paylaşımının artması ile insanların özellikle de çocuk ve gençlerin sosyal iletişimi, öğrenme yöntemleri ve eğlence biçimleri oldukça değişti. Yaşadığımız COVID-19 pandemisi sürecinde ülkemiz ve tüm dünyada yaşanan kapanma, karantina, okulların tatil edilmesi ve eğitimin internet platormları üzerinden gerçekleştirilmesi gibi faktörler internet üzerinden iletişim ve ekran karşısında geçirilen sürenin artmasında önemli bir etkiye neden oldu. E-posta, web siteleri, mesajlar, web kameralar, sohbet odaları, sosyal paylaşım siteleri gibi internet tabanlı iletişim araçları özellikle gençlerin sosyal hayatlarının önemli bir parçası haline geldi. Kullanıcıları tarafından bağımlılığa kadar varan davranış bozukluklarına neden olabilen bu yeni durum beraberinde maalesef pek çok olumsuzluğu da getirdi. Teknolojik yeniliklerin kötü amaçlı kullanımı neticesinde yaşanan siber zorbalık olayları çocuklar ve gençler için acı verici sonuçlara da neden olabiliyor.
Sanal ortamlarda kurulan iletişim ile birlikte eskiden fiziksel olan şiddet ve zorbalık bu ortamlara taşınmış oldu. Siber zorbalık diye adlandırılan bu yeni zorbalık çocuklar, aileler ve okullar için de yeni bir sorun oluşturuyor. Cep telefonları ve tablet bilgisayarlarla artık her yerde ve her zaman adeta “non- stop zorbalık” mümkün hale geldi. Öyle ki önceleri çocuğumuzun fiziksel olarak yanımızda olması onun güvende olduğu anlamına geliyordu; oysa bugün elindeki telefon veya tablet aracılığıyla zorbalığa veya şiddete maruz kalıp kalmadığından asla emin olamıyoruz.
Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak’a göre maruz kalınan siber zorbalık neticesinde kişide iştahsızlık, uykusuzluk gibi fiziksel belirtilerle birlikte, kişinin öz saygının yitirilmesi sonucu, kaygı ve depresyon problemleri yaşanabiliyor; hatta bu durum intihara teşebbüse kadar varabilen sonuçlara yol açabiliyor.
Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak; siber alemin en tehlikeli yönlerinden biri olan siber zorbalığı, siber zorbalığın nasıl yapıldığını, siber zorbalıkla nasıl başa çıkılacağını, kanuni olarak haklarımızın neler olduğunu anlattı.
Siber zorbalık nedir? Nasıl yapılır?
Siber zorbalık, bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak bir birey ya da gruba, özel ya da tüzel bir kişiliğe karşı yapılan teknik ya da ilişkisel tarzda zarar verme davranışlarının tümüdür. İki çeşit siber zorbalık bulunmaktadır: İlki olayın daha çok teknik yönünü içeren elektronik zorbalık (electronic bullying), diğeri ise olayın daha çok psikolojik yönünü içeren elektronik iletişim (e-iletişim) zorbalığıdır (ecommunication bullying).
Elektronik zorbalık kişilerin şifrelerini ele geçirmek, web sitelerini hacklemek, spam içeren ya da bulaşıcı mailler göndermek gibi teknik olayları içerir. Elektronik zorbalık, bireysel yapılabileceği gibi birçok kişi tarafından organize bir şekilde aynı anda da yapılabilir. DDos (DDoS Attacks) denilen bu tür saldırıların hedefi sistemi kullanılamaz hale getirmektir. Bu tür saldırılar kişilerin sahip olduğu web sitelerine yapılabildiği gibi büyük kurum ya da devletlere ait yazılım ya da sitelere de yapılmaktadır. Bu saldırılar donanım ve yazılımlara direkt olarak etkide bulunurken, dolaylı olarak kişilerin duygularına da etki etmektedir.
E-iletişim zorbalığı ise bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak kişileri sürekli rahatsız etme (cyber-stalking) , kişilerle alay etme, isim takma, dedikodu yayma, internet üzerinden kişiye hakaret etme ya da kişinin rızası olmadan fotoğraflarını yayınlama gibi ilişkisel saldırı davranışlarını içerir. Bu da direkt olarak duyguları etkilemektedir.
Siber zorbalık, akran tacizinin elektronik bir formudur. Öyle ki bu davranış formları hızla yaygınlaşan bir biçimde okulun sınırlarını aşmış çocukların evdeki odalarına kadar girmiştir.
Siber zorbalık, günümüzde en çok internet ortamında ve cep telefonlarının kullanımında görülmektedir. Cep telefonları ve kişisel bilgisayarlar, kötü niyetli kişilere diğer kişileri taciz etmek için pek çok avantajlar sunmaktadır. Elektronik zorbanın kimliğini kolaylıkla gizleyebilmesi ise en başta gelen avantajlardan biridir. Aynı zamanda bu teknolojik araçlar, düşük maliyet ve yaygın kullanım avantajına da sahiptirler.
SİBER ZORBALIK YÖNTEMLERİ
Siber zorbalar ne tür yöntemlere başvuruyor?
Çocuk ve gençler arasında görülen siber zorbalık davranışlarını genel hatlarıyla şu şekilde sıralamak mümkün: İnternet ya da cep telefonu üzerinden;
-
İsim takmak,
-
Alay etmek,
-
Tehdit etmek,
-
Arkadaşının sigara içtiği ya da kopya çektiği gibi başkalarıyla paylaşılmasını istemeyeceği gerçek bir davranışını ifşa etmek,
-
Bir kişiyle ilgili gerçek olmayan söylentiler yaymak,
-
Bir kişinin rızası olmadan resmini veya videosunu yayınlamak ve yaymak,
-
Bir kişiye ait e-posta hesabı ya da sosyal paylaşım sitesinin şifresini ele geçirip gizlice girerek, o kişinin hoşuma gitmeyecek şeyler yapmak,
-
Bir kişinin yerine e-posta hesabı ya da Facebook/Twitter hesabı açıp, o kişinin hoşuna gitmeyecek, saygınlığını zedeleyecek davranışlarda bulunmak,
-
Bir kişinin oyun şifrelerini ele geçirip, oyun içinde o kişinin hoşuna gitmeyecek değişiklikler yapmak,
-
Bir kişiyi İnternetteki bir ortamdan (oyun, sosyal paylaşım sitesi gibi) dışlamak
gibi yöntemlere başvurular.
RAHATSIZ OLUP MAĞDUR HİSSEDERSENİZ…
Siber zorbalığa maruz kaldığımızı nasıl anlarız? Siber zorbalığa maruz kalan kişi ne yapmalı?
İnternet ya da cep telefonu üzerinden aldığımız kendimizle ilgili bir mesaj ya da bir paylaşım bizi rahatsız ve mağdur ediyorsa ve bu durum tekrarlanıyorsa bu durum siber zorbalığa maruz kaldığımızı gösterir. Bu durumda bu paylaşımın bir kopyasını almak ve yargı yoluna başvurmak bir seçenektir. Eğer sadece kişisel bir mesajlaşma söz konusuysa mesajı gönderen kişiyi engellemek de yeterli olabilir.
İnternet erişiminden çıkmadan siber zorbalık nasıl durdurulur?
Virüslü ve spam maillere karşı çeşitli antivirüs yazılımları kullanmak teknik açıdan ilk tercih edilmesi gereken yoldur. Yine güvenli internet paketi kullanmakta da fayda var. Eğer kimliğini bilmediğimiz kişilerden istemediğimiz tarzda mesajlar alıyorsak bu kişileri bloke etmek ve engellemek diğer bir seçenektir. Eğer tanıdığımız ya da tanımadığımız/kimliğini bilmediğimiz bir kişi ortak platformlarda/sosyal medyada bizi rahatsız edecek, mağdur edecek davranışlarda bulunuyorsa bu paylaşımların bir kopyasını alıp savcılığa başvurmak en iyi yoldur.
“ÖZEL BİLGİLER VE FOTOĞRAFLAR PAYLAŞILMAMALI”
Kişisel verilerimizin internet ortamında manipüle edilmesini ya da küçük düşürmek için kullanılmasını nasıl önleriz?
Kişisel verilerimizi güvenliği sağlanmış siteler (bankacılık gibi ve resmi kurum siteleri gibi) dışında ortak platformlarda özellikle sosyal medyada paylaşmamamız gerekmektedir. Özellikle ortak WhatsApp gruplarında T.C. kimlik numarası, adres, banka bilgileri vb. içeren özel bilgileri paylaşmamakta fayda var. Yine kendimize ve aile bireylerine ait fotoğrafları sosyal medyada paylaşmamak önemlidir. Pek çok aile çocuğunun fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmaktadır. Bu durum, kötü niyetli insanların bu tür fotoğrafları kullanmasına kapı aralayabilir.
Siber zorbalık fiziksel, duygusal ve ruhsal açıdan ne tür zararlara neden olur?
Siber zorbalık sonucu, maruz kalınan davranışın türüne ve şiddetine göre, kişide iştahsızlık, uykusuzluk gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkartabileceği gibi; bu zorbalık türü kişinin öz saygısını ve başkalarının gözündeki saygınlığını yitirmesine de neden olabilir. Bireyin diğer insanlarla ve ailesiyle ilişkileri bozulabilir; okul başarısızlığı ve okulu terk görülebilir. Kişide kaygı ve depresyon gelişebilir; en kötüsü de intihara teşebbüs görülebilir.
SOSYAL MEDYA EN RİSKLİ PLATFORM
Siber zorbalık sosyal medya platformları, internet ve mobil uygulamalara göre ne tür farklılıklar gösterir?
Sosyal medya, siber zorbalığın hem görüntülü hem sesli hem de mesajlaşma yoluyla görülebileceği en riskli platformlardan biridir. E-posta üzerinden kimliği belirsiz mesajlar almak, tehdit mesajları almak, dolandırıcılığa maruz kalmak söz konusu olabilir. Günümüzde artık hem bilgisayar hem cep telefonu hem de tabletlerden internete bağlanılıp pek çok uygulamaya dahil olunduğu için risk hemen hemen hepsinde aynıdır.
Akran zorbalığı nedir? Siber zorbalık ile akran zorbalığını karşılaştırarak değerlendirir misiniz?
Akran zorbalığı yüz yüze gerçekleşir. Bir bireyin ya da bir grup kişinin, kendilerinden güçsüz bir kişi ya da gruba tekrarlayıcı tarzda yapmış oldukları zarar verici davranışlardır. Akran zorbalığında zorbayla mağdur arasında güç dengesizliği olması gerekir. Bu güç dengesizliği sadece fiziksel olmak zorunda değildir. Psikolojik, ekonomik ya da sosyal bir güç dengesizliği de olabilir. Akran zorbalığı, fiziksel olarak zarar verme şeklinde görülebileceği gibi, alay etme, isim takma, oyundan dışlama, küfür veya hakaret etme ya da arkasından dedikodusunu yapma ve iftira etme şeklinde de görülebilir. Siber zorbalık, yüz yüze değil internet ve telefon üzerinden gerçekleşir. Siber zorbalıkta bazı durumlarda güç dengesizliği olabileceği gibi, güç dengesizliği olmadan da gerçekleşebilir.
Siber zorbalık için ülkemizde ve dünyada ne tür yaptırımlar mevcut?
Bu konuda her ülkede farklı yasal düzenlemeler mevcuttur. Türkiye’de 5651 Sayılı Bilişim Suçları Kanunu ile internet üzerinden gerçekleştirilen suç davranışları ve bunların cezai müeyyideleri tanımlanmıştır. Bu konuda https://internet.btk.gov.tr/turkiye-de-internet-hukuku sitesinden ayrıntılı bilgi edinilebilir.
PROF. DR. OSMAN TOLGA ARICAK KİMDİR?
Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak 1993 yılında İstanbul Üniversitesinden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorasını Marmara Üniversitesinde tamamladı. 1994 yılında Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesinde çalışmaya başlayan Prof. Dr. Arıcak, 1999 yılında yardımcı doçent olarak oldu. 2006-2007 yılları arasında Indiana Üniversitesi eğitim psikolojisi bölümünde konuk araştırmacı, 2007-2008 yılları arasında ise Tulane Üniversitesi psikoloji bölümünde öğretim üyesi olarak çalıştı. 2010 yılında eğitim psikolojisi alanında doçent oldu. 2013-2014 akademik yılında Harvard Üniversitesi Berkman Center for Internet and Society Gençlik ve Medya Laboratuvarında araştırmacı olarak çalışan Prof. Dr. Arıcak, halen Hasan Kalyoncu Üniversitesi psikoloji bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Prof. Dr. Arıcak, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği, Amerikan Psikologlar Derneği, Uluslararası Okul Psikologları Derneği (ISPA) Üyesi ve Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi’dir.