Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1085
Teknoloji Bağımlılığı
Sosyal Medya Bağımlılığı Tedavisinde İzlenen Yollar
Sosyal medya kullanımı kişinin davranışlarını, ruh hâlini, sosyal ilişkilerini, okul ve iş yaşamını etkilediğinde bağımlılıktan söz etmek gerekiyor. YEDAM uzmanlarından Uzman Psikolog Tuğba Bozdemir sosyal medya bağımlılığının detaylarını ve tedavide izlenen yollar hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
Sosyal medya bağımlılığı nedir? Bağımlılığın altında yatan nedenler nelerdir? Bağımlı kişide ne tür psikolojik sorunlar görülür?
Dünyanın en büyük istatistik ve piyasa veri platformlarından biri olan Statista 2023 verilerine göre dünyada yaklaşık olarak 4,8 milyar sosyal medya kullanıcısı var. Sosyal medyada zaman geçirmek her zaman bağımlı olmak anlamına gelmez. Sosyal medya bağımlılığını açıklarken, aşırı kullanım ve bu kullanım sonucunda bireyin yaşamında görülen etkiden söz ediyoruz. İnsanların sanal ortamlarda sosyal ilişki kurma gibi çeşitli ihtiyaçlarını karşılamak için kullandığı ve önemli bir işleve sahip olduğu bilinen sosyal medya, kontrolsüz şekilde kullanıldığında bağımlılık sorunu oluşturabilir. Sosyal medya bağımlılığı, sosyal medya platformlarını aşırı olarak kullanma, sosyal medyada sürekli olarak çevrim içi kalma isteği duyma ve bu durumun kişinin yaşam alanlarını olumsuz yönde etkilemesi olarak tanımlanabilir.
Sosyal medya bağımlılığı yaşayan bireyde şu durumlar görülebilir:
-
Kişinin sosyal medyada geçirdiği sürenin giderek artış göstermesi
-
Zihninin sürekli sosyal medya kullanımıyla meşgul olması ve kullanıma yönelik güçlü bir istek duyması
-
Sosyal medya kullanımı kısıtlandığında kaygı, sinirlilik, huzursuzluk, mutsuzluk gibi yoksunluk belirtileri yaşaması
-
Sosyal medyanın yoğun olarak kullanıldığı durumlarda kullanıcının ruh hâli ve duygulanımında değişiklikler meydana gelmesi
-
Sosyal medya kullanımına bağlı olarak ilişkilerinde bozulma yaşaması
-
Sosyal medya kullanımı bazı zamanlarda kontrol altına alınsa bile bu durumun tekrarlanması.
Sosyal medyanın kullanım amaçları nasıl sınıflandırılabilir?
Sosyal medyanın kullanımında bazı temel kullanım amaçlarından söz edilebilir. Bu amaçlarda eğlenme, sosyal etkileşim kurma, kimlik oluşturma, kendini ifade etme, kullanım kolaylığı, duygu durumu yönetme, vakit geçirme, rahatlama, iletişim kurma, fikir ifade etme, bilgi paylaşma ve başkalarından haberdar olma yer almaktadır. Ayrıca yapılan araştırmalarda sosyal medya platformuna göre kullanım motivasyonlarının değişiklik gösterdiği bulunmuştur. Örneğin, Instagram kullanıcılarında yapılan bir çalışmada kullanım motivasyonları kendini ifade etme, kayıt tutma, sosyalleşme, eğlenme ve diğerlerini takip etme olarak yer alırken; Facebook kullanıcılarında ise ilişkilerini sürdürme, yeni insanlarla tanışma, tanınırlığını artırma, kendini ifade etme, zaman geçirme ve eğlenme amaçlı kullanım motivasyonları dikkat çekmektedir. Bu motivasyon kaynaklarının sebep olduğu sosyal medya kullanımında beğeni ve yorum gibi etkileşimler ile beyindeki ödül ve haz mekanizması aktive olacak ve kişi bu davranışını sürdürme eğiliminde olacaktır. Ayrıca akıllı telefon, tablet gibi sosyal medyaya ulaşım araçlarının kullanılmasının bağımlılığı artırdığı söylenebilir. Akıllı telefonlar yoluyla sosyal medyaya erişim kolaylığı, bireyin istediği yer ve zamanda paylaşım yapması, iletişimde kalması ve ücretsiz olması gibi etkenler bağımlılığı artırmaktadır.
SOSYAL MEDYA BAĞIMLILĞININ SONUÇLARI
Sosyal medya bağımlılığı bireylerde nasıl sonuçlar ortaya çıkarıyor?
Sosyal medya bağımlılığının bireylerin iyilik hâllerini olumsuz yönde etkilediğini söyleyebiliriz. Platformlarda aldıkları beğenilerin sayısı, öz değerlerinin bir göstergesi hâline gelir ve öz saygılarını büyük ölçüde etkiler. Birçok çalışma, günde iki saatten fazla sosyal medyada vakit geçiren genç yetişkinlerin daha yüksek oranda kaygı, depresyon ve uyku bozuklukları sergileme eğiliminde olduğunu vurgulamaktadır. Bu bulgulara ek olarak obsesif kompulsif bozukluk, somatizasyon semptomları, stres gibi birçok değişkenin sosyal medya bağımlılığıyla ilişkili olduğu gösterilmiştir. Ayrıca sosyal medyada idealize edilmiş görüntülere sıklıkla maruz kalmanın karşılaştırmaya sebep olduğu ve özellikle kadınlarda görünüşlerini değiştirme isteğini artırdığı bilinmektedir. Kişi, yaşamında sorunlarla ve duygularla başa çıkma sürecinde bir kaçış yolu olarak sosyal medyayı kullandığında sağlıklı başa çıkma yolları geliştiremeyecek ve sorunların sürmesine neden olacaktır. Ek olarak sürekli sosyal medya kullanımının bir sonucu olarak akademik başarıda düşüş, iş hayatında sorunlar yaşanması, benlik saygısında azalma, zorbalık, insanlarla kurulan ilişkilerde sorun yaşanması gibi psikososyal sorunlar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bağımlılık geliştikten sonra sosyal medya hesaplarına ulaşım gösteremediklerinde kişilerde huzursuzluk, sinirlilik gibi semptomlar görülebilir.
Sosyal medya bağımlılığından kurtulmanın yolları nelerdir? Tedavi süreci nasıl ilerlemektedir?
Sosyal medya bağımlılığından kurtulmanın ilk adımı bireyin sosyal medyada geçirdiği sürenin farkında olmasıdır. Bu noktada zaman çarpıtması kavramıyla karşılaşabiliriz. Zaman çarpıtması, gerçek ve algılanan zaman aralıkları arasındaki ayrışmadır. Sosyal medya kullanan birey, kullandığı süreyi gerçekte olduğundan daha kısa görmektedir. Bu nedenle sosyal medyada geçirdiği süreyi takip etmesi için telefonundaki ekran süresi kısıtlama bölümünden bir sınır belirleyebilir ve bu sınıra yaklaştığında uyarı alabilir. Ayrıca sosyal medya platformları kendi içlerinde ekran süre sınırı ayarlamaya olanak sağlar. Bunun yanında bu uygulamalarda birey, kullanımına ara vermek için hatırlatıcılar koyabilir, sakin mod ayarlayabilir ve uyku hatırlatıcısı belirleyebilir. Ayrıca uygulamalardan gelen bildirimleri kapatması da sosyal medyaya daha az girmesine yardımcı olabilir. Telefonu eline istemsizce alan kişi bu davranışı kırması için telefonu uzak bir yere koyabilir.
KULLANIMA NEDEN OLAN TETİKLEYİCİ FAKTÖRLER
Bunların yeterli olmadığı durumlarda ne yapılabilir?
Bunların yeterli olmadığı durumlarda uygulamaları kaldırmayı deneyebilir. Bireyin süre kısıtlaması için net ve somut hedefler koyması, kullandığı her sosyal medya platformu için bunları belirlemesi ve adım adım ilerlemesi sürecin etkili bir şekilde ilerlemesini sağlar. Sosyal medyadan uzakta geçirilecek sürecin planlanması da aynı derecede önemlidir. Bireyin keyif alabileceği alternatif aktiviteleri hayata geçirmesi, sosyal medyada sağladığı sosyalleşmeyi dış dünyada gerçekleştirmesi ve çevrim dışı arkadaşlıklar kurabilmesi sosyal medyadan uzakta kalmasına yardımcı olabilir. Kullanım isteğiyle başa çıkarken nefes ve gevşeme egzersizlerini uygulayabilir. Ayrıca sosyal medya kullanımına sebep olan duygu ve düşünceler gibi tetikleyicileri fark etmek ve bu tetikleyicilerle sağlıklı başa çıkma yolları bulmak bağımlılığın tekrarlamasını önleyecektir. Kişi kendi yöntemleriyle sosyal medya bağımlılığı ile başa çıkamadığında bir uzmandan destek almalıdır.
Günlük hayatta internetten bağımsız bir hayat sürdürmek mümkün değildir. Bu nedenle sosyal medya bağımlılığına müdahale ederken kullanılan yaklaşımların temelinde kullanımı tamamen bıraktırmak değil, kontrollü ve dengeli olarak kullanım sağlamak yer almalıdır. Sosyal medya bağımlılığının tedavisinde genel olarak Bilişsel Davranışçı Terapi ve Motivasyonel Görüşme tekniklerinin birlikte kullanımının yarar sağladığı bilinmektedir. Bu tedaviler dışında Gerçeklik Terapisi, Kabul ve Kararlılık Terapisi, farkındalık temelli terapiler ve grup terapisi de tedavide kullanılmaktadır. Bu süreçte ailenin de tedaviye katılmasının tedavinin seyrini olumlu etkilediği söylenebilir.
Yeşilay Danışmanlık Merkezlerinde uzman psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarıyla yapılan görüşmelerde sosyal medya bağımlılığı tedavisinde kişinin sosyal medya kullanımının ne düzeyde olduğu belirlendikten sonra; yaşamına olan etkileri, kullanımına yönelik getirebileceği kısıtlama yolları, yaşam düzeninin iyileştirilmesine yönelik rutinlerinin düzenlenmesi, gerçek ile sanalın bütünleştirilmesi, kullanımı artıran tetikleyicilerin ve başa çıkma yollarının belirlenmesi gibi çalışmalar yapılmaktadır.
Danışman ve bağımlı arasındaki iletişimin tedavi sürecindeki önemi nedir?
Danışman ve bağımlı arasında kurulan terapötik ilişkinin tedavi sürecinde önemli bir yeri olduğunu söyleyebiliriz. Danışman ve bağımlı arasında kurulan terapötik ilişki, güvene dayalı etik kurallara uyulan profesyonel bir ilişkidir. Bu ilişkide sağlanan güven duygusu, bağımlının tedavi sürecinde danışmanına kendini açabilmesine yardımcı olur. Koşulsuz bir kabul karşısında bağımlının sorunlarını açabilmesi tedavi süresince gerekli olan durumların konuşulabilmesine, böylece nerede problem yaşadığının belirlenmesine ve yeni çözüm yolları geliştirilebilmesine olanak sağlar. Ayrıca bu ilişkinin bağımlının tedaviye karşı motivasyonunun artırdığı söyleyebiliriz. Bağımlının, danışmanıyla sağlıklı bir iletişim ve ilişki kurabilmesi diğer ilişkilerinde de bunu geliştirmesine yardımcı olur. Özellikle sosyal medya kullanımında görüldüğü üzere bireyin, diğer insanlarla gerçek dünyada iletişim kurarken sorunlar yaşaması sanal arkadaşlıklar geliştirmesine neden olabilir. Sanal arkadaşlıklar kurması ve bu “sanal” arkadaşlarıyla iletişimde kalmak için sürekli çevrim içi olmak zorunda hissetmesi sosyal medya bağımlılığıyla sonuçlanabilir. Gerçek dünyada arkadaş edinmesi, ilişki kurması hem sosyal medya bağımlılığından koruyucu bir etkendir. Tedavi, bireye iyi gelen ve o kadar iyi gelmeyen tüm davranış örüntülerinin gözden geçirilmesi ve üzerinde konuşulabilmesi için zemin sunar. Danışman bu tedavi yolculuğunda bağımlıya eşlik eder.
“BİREY TEDAVİDE AİLE DESTEĞİNE İHTİYAÇ DUYAR”
Tedavi sürecinde sosyal çevre ve ailenin tutumu nasıl olmalıdır?
Tedavi sürecinde sosyal çevre ve ailenin desteğine ihtiyaç duyulur. Bağımlılıktan kurtulma süreci zorlayıcı olabilir ve bu süreçte bireyin yakınlarıyla kurduğu iletişim önemlidir. Ailenin baskıcı ve otoriter bir yaklaşımı benimsemesi gibi kuralları olmayan bir yaklaşımının uygulanması da tedavi sürecini olumsuz etkileyecektir. Bu süreçte karşılıklı güven içeren, iletişime açık, tutarlı ve dengeli bir yaklaşımı sürdürmek gerekir. Bağımlı birey, sorunlarını ve ihtiyaçlarını dile getirebildiği bir ortamda çekinmeden yardım isteyebilir. Özellikle genç sosyal medya kullanıcıları, platformlarda siber zorbalık gibi bazı durumlara karşı savunmasız kalabilirler. Kurulan olumlu iletişimle birlikte sorunlar konuşulabilir ve çözüm yolları bulunabilir. Ailelerin de sosyal medya platformları hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Böylece güvenli kullanım sağlanabilir. Ayrıca son dönemde platformlar 13-18 yaş arası bireylerin sosyal medya kullanımında hesaplar arası eşleşmelere olanak sağlar. Bu şekilde aileler çocukları için ekran süresi sınırı belirleyebilir ve güvenlikle ilgili önlemleri alabilir. Birlikte planlanan çevrim dışı aktiviteler ile bireyin sosyal medyadan uzak kalmasına yardımcı olunabilir. Böylece algılanan sosyal desteğin varlığı, tedavi seyrini olumlu etkiler.
TEDAVİDE YAŞANAN ZORLUKLAR
Sosyal medya bağımlılığının tedavisinde yaşanan zorluklar nelerdir?
Öncelikle kişinin sosyal medya kullanımının bağımlılık düzeyine geldiğini fark etmesi, tedaviye yönelik bir isteğe ve motivasyona sahip olması çok önemlidir. Tedavi süresince davranışları yoluyla buna yönelik adımlar atması beklenir ve hedefler belirlenir. Bireylerin bu noktada tedavide boş zamanların yapılandırılmasına yönelik hedeflerin gerçekleştirilmesi aşamasında zorlandığını görebiliyoruz. Sosyal medya platformlarına erişimin kolay olması kişiyi yeni aktiviteler gerçekleştirmekten alıkoyabiliyor. Bir tercih yaptığında kısa vadeli ödüllerin peşinden giden kişi bağımlılığını sürdürmüş oluyor. Aynı zamanda kişinin bu süreçte tetikleyicilerle de başa çıkması gerekir. Akıllı telefonlardan sosyal medya platformlarına ulaşılması kişinin her an ulaşılabilirliğini artırdığı için kişi aslında bir tetikleyiciyle yaşar. Telefonuna sürekli bildirimler gelir, dışarda insanların sosyal medya hesaplarına girdiğini görür. Uzak kalmak ister ancak sanal dünyada da var olmak ister. Bununla birlikte kısıtlamalarda zorlanabilir. Ancak uygun hedefler belirlemek, bu motivasyonu davranışlarla göstermek ve sürdürmek gerekir.
Sosyal medyayı kısıtlamak, farklı ilgi alanları bulmak vs. her türlü yöntemi deneyen fakat ilerleme kaydedemeyen kişiye alternatif tedavi yöntemi olarak ne uygulanır?
Böyle bir durumda ilk olarak bireyin kullandığı yöntemlerde ilerleme kaydedememesinin altında yatan sebeplere odaklanmak gerekir. Bu yöntemlerin uygulamasında yapılan hatalar varsa bunlar seans içinde ele alınabilir ve daha uygulanabilir şekilde planlamalar yapılabilir. Bu yöntemlerin de yararlı olmadığı noktada sosyal medya kullanımını sınırlandıramayan kişi için tamamen uzaklaşmak faydalı olabilir. Sosyal medyayı kullanan bireyin kullanımı sürdürürken azaltmaya çalışması, kendisini belirlenen sınırda tutmasına yönelik bir çaba göstermesini gerektirecektir. Sosyal medya platformlarını kullanmaya devam ederken, bildirimler gelirken yani oradaki aktif süreci devam ederken yaşamına ve tedaviye odaklanması dış uyarıcılarla kesintiye uğrayabilir. Bunu engellemek için tedavide sosyal medya kullanımını tamamen bırakmak durumu değerlendirilir. En az üç ay süreyle kişinin sosyal medyadan tamamen uzaklaşması amaçlanır. Bu süre boyunca kişinin yaşam düzeninin tekrar planlanması üzerinde durulur.
Bağımlılıktan kurtulan bir kişinin tekrar aynı süreci yaşamaması için ne tür önlemler alması gerekir?
Bireyin sosyal medya kullanımını sınırlandırması sürecin iyiye gittiğini gösterir ancak tek başına yeterli değildir. Bu durumun sürdürülmesi de aynı şekilde önem taşır. Bağımlılığın kişide bir süreç içinde gerçekleştiğini görüyoruz. Aynı şekilde kişinin iyileşmesi de bir değişim sürecini gerektirir. Kişi, yaşam biçimini değiştirmezse sadece sosyal medya kullanımına bir süre ara vermiş olur ve daha sonra bu durumun tekrarladığını görebiliriz. Boş zamanların yapılandırılması, kişinin gerçek hayatta keyif alabileceği aktivitelere katılması, arkadaşlık ilişkileri kurması, beslenme ve uyku düzeni gibi yaşam düzeninin sağlaması gerekir. Burada dengeli bir yaşamdan söz ediyoruz. Aynı zamanda kişinin yaşadığı olumsuz yaşam deneyimleri, duygu ve düşüncelerle baş edebilmek için sağlıklı baş etme yolları bulması ve bunları uygulaması gerekir. Kişinin sosyal medya kullanımının ve etkilerinin farkında olması da önemlidir. Gerekli gördüğü durumlarda tekrar tedaviye başvurabilir.
Kullanım motivasyonları düşünüldüğünde sosyal medyanın kullanımı insan olmanın doğası gereği anlaşılabilir bir yerdedir. Ancak sosyal medya her zaman daha da büyüyen bir yerdir.
Birey, hayatının ne kadarlık bir kısmında sosyal medyanın yer alacağını seçebilir.