Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1035
Sağlıklı Yaşam
Daha İyi Bir Yaşam İçin Sadeleşin
“Less is more” yani “Az çoktur.” Sadeleşmeyi, sadeliğin derinliğini ifade eden en güzel sözlerden biri. LudwigMies van der Rohe’nin minimalizmi anlatmak için kullandığı bu sözü zihnimizin bir kenarında tutup, minimalizmi yani sadeleşmeyi, bunu yaşam tarzı haline getiren ve bu konuda sosyal sorumluluk projelerinde öncülük eden, Türk İşi Minimalizm hesabının kurucusu Hale Acun Aydın’dan dinleyelim.
Sadeleşme hikayeniz nasıl başladı? Daha iyi bir yaşamın yavaşlayarak ve sadeleşerek geleceği fikri nasıl oluştu?
Hayatımın önceki dönemlerinde, tüketim konusunda çok bilinçli değildim. Evdeki bazı eşyaların fazlalığı beni sıksa da, çözümün ne olduğunu bilmiyor, belki de çok önemsemiyordum. Sadeleşme hikayem ise, bir gün bir blogda “declutter” yani “eşya kalabalığını azaltma” kelimesine rastlamamla başladı. Okur okumaz ilgimi çeken bu kelime, daha da araştırdıkça beni minimalizm kavramına götürdü. Okudukça içimde zaten benzer duyguların olduğunu ama okuduğum kaynakların bunu sistematik bir şekilde anlattıklarını anladım. Sonra hayatıma da uygulayınca, daha çok zamanın, alanın ve paranın bana kaldığını ve bunun beni özgürleştirdiği gibi faydalarını gördüm.
“ODAK DEĞİŞTİRMEK ZAMAN ALIYOR”
Tüketim odaklı bir dünyada fazlalıklardan kurtulmaya çalışmak kolay olmasa gerek. Sadeleşmeye çalışırken yaşadığınız zorluklar nelerdir?
Odağımı değiştirince, aslında dış dünyadan gelen etkenler de önemini yitirdi. Ben zaten konuya baştan farklı baktığım için reklamlar, en son çıkan şeyleri alma gibi ihtiyaçlar benim için geçersiz oldu. Ama tabii bu odak değiştirme zaman alıyor. O zamana kadar olan süreçte neden gerçekten sadeleşme istediğimi özümsemem gerekti. Bunu anlamadan yola çıkınca, yapılan faaliyetler biraz bahar temizliği düzeyinde kalıyor. Oysa sade bir yaşam sürmek bir yaşam biçimi. Bunlar bir yana, bir yandan da hayatta tek olmadığım gerçeği var, daha önceleri beraber yaşadığım annem ya da aile kurunca aile bireylerinin istekleri, fikirleri de tabii devreye giriyor. O zaman karşılıklı konuşmak, öncelikleri belirlemek önem kazanıyor.
Sadeleşmeye dair ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Asıl büyük sadeleşme adımlarımı kavramla tanışma üzerine atsam da bu bir süreç. Kimi zaman hayatın akışına kapılıp gittiğimizde, kendimize ve yaşam alanlarımıza bir check up yapmak gerekiyor. Bunu çok ciddi olarak ikinci çocuğumun doğumu sonrası yaşadım. O da benim ikinci büyük sadeleşme dönemim oldu. Büyük sadeleşmeden kastım evi oda oda, eşya kategorilerince elden geçirip, aile ihtiyaçlarını da dikkate alarak eşya azaltmak. O zamandan itibaren de ara ara kontroller yapıyorum. Çünkü bizler de değişiyoruz, bu da zevklerimizin ya da ihtiyaçlarımızın da değişmesi anlamına geliyor. Sadeleşme dediğimizde tabii sadece eşya azaltmayı da düşünmemek lazım. Tüketim konusunda bilinçlenmezsek o zaman eşya azaltmak dibi delik bir leğene su doldurmaya çalışmak gibi oluyor, bir kısır döngüye dönüşüyor. Bu yüzden tüketimimi gerçekten sorgulayarak, evde de ara ara kontroller yaparak ilerliyorum.
Daha iyi bir yaşam hedefi için yavaşlamaya ve sadeleşmeye nereden başlamalıyız?
Evimiz ya da gardrobumuz bir günde bu hale gelmedi, bu yüzden bir günde de değişmesini beklemek bence gerçek dışı oluyor. Büyük bir kavramı hayatımıza adapte ederken küçük ve emin adımlarla hareket etmek gerekiyor. Küçük başarılar bize daha büyükleri için cesaret veriyor. Bu nedenle en rahat yapacağınız değişikliği kendiniz seçmelisiniz diyorum. Ben ilk adımı atacak olsam çantamdan, evdeki tezgah, sehpa, masa gibi yüzeylerden başlardım. Onlarda ilerledikçe kıyafetlere geçerdim. Gardırop dolusu kıyafete sahip olup, her sabah ne giyeceğim diye düşünmek birçoğumuzun başına gelen bir şey. Ama aslında bunu yaşarken, bir yandan aslında neye sahibiz bilmiyoruz. Biraz detaylı bakarak, normalde giymediğimiz şeyleri denemeye çalışarak, kendimize neyi neden sevdiğimiz ya da sevmediğimizi sorarak başlayabiliriz.
SADELEŞMENİN SONUCU: ALAN, ZAMAN, PARA, İÇ HUZUR
Sadeleşme süreci sonunda elde ettiğiniz kazanımlar nelerdir?
En başta da dediğim gibi, minimalizm bize öncelikle daha az eşyayla yaşadığımız için alan sağlıyor. Daha az eşya daha az bakım, temizlik, özen isteyeceği için kesinlikle zaman da sağlıyor. Gardırobunu açıp ne giyeceğini bilmek, evin herhangi bir alanında aradığın şeyi kolayca bulabilmek de kesinlikle zamandan kazanmaya katkıda bulunuyor. Ve belki de en önemlisi, gerçekten neye ihtiyacımız olduğunu fark edip, buna göre daha bilinçle alışveriş yaptığımızda, paramız da cebimizde kalıyor. Bunların hepsi büyük birer zenginlik. Bir o kadar önemli olan da, iç huzur sağlaması. Benim de asıl çıkış noktam bu iç huzur oldu.
Bu süreçte aldığınız tepkiler nasıl?
Benim tanınma alanım Instagram olsa da, aslında Türk İşi Minimalizm olarak şu an web sitesi olarak hizmet veren ama 10 yıldır bu konuda yazdığım bir bloğum ve 2 senedir düzenli olarak video yüklediğim bir de Youtube kanalım var. O dönemde ilk videolardan biri etraftan gelen tepkilerdi. O gün konuşma sırasında fark ettim ki, çok fazla tepki almıyorum. Çünkü sayfam tanınmaya başlamadan önce, ailem ya da arkadaşlarım arasında bunu pek anlatmadım. Yani hayatınızda benimsediğiniz, hayatınızın normal bir parçasını nasıl ki durup dururken anlatmazsanız, benim için de minimalizm böyle olmuştu. O yüzden eşyalarım ya da alışveriş alışkanlıklarımla ilgili bir tepki olmadı. Ancak ilk yazmaya başladığım günlerde, çok yakın çevreme yazılarımı yolluyordum. O zaman yazılarımdan etkilenerek bunu denemek isteyenler oldu ki, beni çok mutlu etmişti. Şimdi de hayatlarını değiştirdiklerini anlatanların mesajlarını, maillerini aldığımda çok mutlu oluyorum.
“ÇABAMIN BİRİLERİNE ULAŞTIĞINI HİSSEDİYORUM”
Bireysel olarak başardığınız sadeleşme sürecini genele yaymayı da başarabildiğinizi düşünüyor musunuz? Aslında çok uzun zamandır bu konuda paylaşımlar yapıyorum ama insanlara daha çok ulaşabilmem zaman aldı tabii ki. Minimalizm herkesin tam olarak uygulayabileceği bir şey değil, buna ben de dahilim. Ama genel olarak tüketim anlamında, alışverişi tetikleyen şeyler anlamında farkındalık yaratmak çok önemli benim için. Ne kadar genele yayıldı bilemiyorum ama kesinlikle çabamın birilerine ulaştığını hissediyorum. Ben bu konuda çok Polyannacıyım sanırım. O meşhur deniz yıldızı hikayesindeki gibi bir kişiye bile ulaşsam, onun hayatında yarattığım fark önemli diye düşünüyorum.
“HEP BERABER #KAHVEMTERMOSTA DİYELİM”
Eklemek istediklerinizi alabilir miyiz? Benim için sade yaşamak, eşya azaltmakla kalmadı. Arkasından tüketimde bilinçlenmek de geldi. Buna paralel olarak çıkardığımız atık ya da harcadığımız enerji de ilgi alanıma girdi. Bu bağlamda, sıfır atık konusunda bilgilerimi paylaştım. Ama bir fark yaratmak istiyordum. Sonra bir gün aklıma bir fikir geldi. İnsanların gerekli gereksiz kullandığı karton bardaklar beni çok rahatsız ediyordu. Çünkü hem içlerindeki plastik kaplamadan dolayı geri dönüşmüyorlardı hem de zaten kimse onları geri dönüşüme atmakla da uğraşmıyordu. Ben de, bir çağrı yaptım ve dedim ki “Hadi hep beraber #kahvemtermosta diyelim. Kahve almaya termoslarımızla gidelim, karton bardak kullanmayalım, işletmeler de bu iyi niyetli hareketi görsün ve indirimle desteklesin.” Bir yılın sonunda Türkiye çapında 22 ilde 185 mekana ulaştık. İşin daha güzel yanı ise, bu hareketin bireysel anlamda da çok sahiplenilmesi. Ofislerinde, okullarında, karton bardak olan yerlerde, karton bardakları kaldırıp kupa, bardak kullananların sayısı arttı. Bu hareket çok güzel sahiplenildi. Hayatımda yaptığım en güzel projelerden biri olarak görüyorum bunu. Bu yazıyı okuyan herkesi de bu harekete destek vermeye davet ediyorum.
HALE ACUN AYDIN KİMDİR?
1983 İstanbul doğumlu olan Hale Acun Aydın, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler ve Bahçeşehir Üniversitesi MBA derecesinden sonra 10 yılı aşkın süre kurumsal firmalarda çeşitli pazarlama rollerinde yer aldı. Halen aile işine bu alanda destek olsa da, artık temel amacı minimalizm ve sıfır atık konularında farkındalık oluşturmak. Bu amaçla, farklı platformlarda çeşitli söyleşiler ve atölyeler yapıyor, okulları ziyaret ediyor.