Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1055
Kumar Bağımlılığı
Aileler Tedavi Sürecine Aktif Olarak Dahil Olmalı
Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi Psikiyatri Kliniği Sorumlusu Doç. Dr Merih Altıntaş ile kumar bağımlılığının esasları ve tedavideki güncel yaklaşımları konuştuk.
Kumar bağımlılığını nasıl tanımlarsınız? Bu bağımlılık türü nasıl gelişiyor?
Kumar, maddi kazanç elde etmek için oynanan şansa dayalı oyunlar şeklinde tanımlanabilir. Risk alma ve asıl amacın ödül kazanma olduğu bir durumdan bahsedebiliriz. Ortaya para konarak oynanan talih oyunu ya da oyunda daha fazla para kazanabilmek ihtimali için bir miktar parayı riske atma olarak da tanımlanabilir. Kumar oynama davranışı ilk başlarda birçok kişi için “eğlenmek” ve “sosyalleşmek” amacıyla yapılan zararsız bir davranış gibi algılansa da kişinin yatkınlığı ve koruyucu faktörlerin dengesine bağlı olarak bağımlılığa dönüşme ihtimali olan bir durumdur. Bir kişinin kumar bağımlısı olması için tek bir nedenden bahsedemeyiz.
Bu durum çok faktörlü ve farklı unsurların bir araya gelmesi ile ortaya çıkan bir tablodur. Bağımlılık kavramı biyopsikososyal model ile açıklanmaktadır; yani, genetik yatkınlık, sosyal öğrenme, kişinin yakın çevresi ve toplum da bu konuda etkili faktörlerdir.
Kimler kumar bağımlılığına daha yatkındır?
Kumar oynama bozukluğunun gelişmesini kolaylaştıran bazı faktörler vardır. Kişinin sosyoekonomik düzeyinin düşük olması, kumar oynayan ebeveynlerinin bulunması, aile, akran ve arkadaş çevresinin etkisi, kumar ile erken yaşlarda tanışması, altta yatan bir psikiyatrik veya psikolojik durumun bulunması, alkol ve madde kullanımının olması, tutarsız ebeveyn tutumları ve ailevi sorunlar etkili faktörlerdir. Kişinin yaşadığı yerde kumarın yasal olması, erişimin kolay olması, özendirici reklamlar da kumarla olan ilişkiyi kolaylaştıran ve sonrasında kişiyi problemli kumar oynamaya götürebilen nedenler olarak sayılabilir. Ergenlik dönemi, travmatik yaşantılar, erkek cinsiyet, yenilik arayışı ve dürtüsellik gibi bazı kişilik özellikleri de risk faktörleri arasında sayılmaktadır.
Kumar oynamanın dereceleri ya da farklı türleri var mıdır?
Kumar oynama eğlence için kumar oynamadan bağımlılığa kadar uzanan bir yelpazede tanımlanabilir. Milli piyangodan online bahislere kadar bu tip oyunların hepsi kumar başlığı altında değerlendirilir. Kumar oynamanın en sık görülen türü, sosyal kumar oynamadır. Kişinin sadece eğlenmek ve zaman geçirmek için oynadığı, kayıpların öngörülebilir olduğu ve kişinin kumar üzerindeki kontrolünü sağlayabildiği ölçüde oynanan kumar sosyal kumar oynama olarak adlandırılabilir. Kişi kumar oynamaya ayırdığı zamanı artırmış ise, amaç eğlenmek, zaman geçirmek olsa da kayıpların arttığı ve kumar üzerindeki kontrolün kaybedilmeye başlandığı düzeyde artık kişide problemli kumar oynama davranışının gelişmiş olduğundan bahsedebiliriz. Bu durumun da ötesine geçen kontrol kaybının olduğu, kayıpların öngörülemediği durumda artık kumar bağımlılığından söz etmeye başlarız; ve bazı kriterler bir araya geldiğinde de artık bir hastalık olarak tanımlarız.
Kumar bağımlılığı teşhisi koymak için kriterler neler?
Kumar oynama davranışı olan kişide kumar bağımlılığının geliştiğini söylemek için bazı kriterler bulunmaktadır. Kumar oynayan kişi giderek daha fazla kumar oynamaya başlar. Örneğin, haftada bir iki gün oynarken zaman içinde her gün oynamaya başladığı fark edilir. Kumar oynamaya ara verdiğinde veya bıraktığında ya da bir şekilde engellendiğinde huzursuz olmaya ve daha kolay kızmaya, öfkelenmeye başlar. Birçok kez kumar oynamayı bırakma girişimleri olmasına rağmen bunlarda başarısız olur ve oynamaya devam eder. Sık sık kumar ve ilişkili durumlar hakkında düşünmeye başlar. Günün büyük kısmını bu tip düşünceler ile geçirmeye başlamıştır. Sıkıntı duyduğunda, duygusal olarak zorlandığında veya bir duygu veya bir yaşam olayı ile başa çıkamadığında kumar oynamaya yönelir. Kumarın kaçınılmaz gerçeği olan kayıplar ortaya çıktığında kişi bu kayıpları yerine koymak için tekrar kumar oynamaya gider. Amaç kaybettiğini kumarda kazanarak yerine koymaktır; fakat bu durum aslında kişinin kayıplarını daha da artırmaktan başka bir işe yaramaz. Kişi içine düştüğü zor durumdan geçici olarak kurtulmak ve ne denli kaybı olduğunu gizlemek için yalan söylemeye başlar. Bu artık ailesi ve çevresi tarafından fark edilmeye de başlanmıştır. Kumarla ilişkili durumlar ve meydana getirdiği olumsuz sonuçlar nedeniyle kişinin eğitim hayatını, iş hayatını, sosyal konumunu tehlikeye atacak kadar riskli durumlara girdiği veya bu alanlarda kayıplar yaşamaya başladığı dikkat çeker. Kumar bağımlısı kişiler içine düştükleri umutsuz maddi sorunlardan kurtulmak için başta aileleri olmak üzere başkalarının kaynak sağlamasını beklerler ve onlara bel bağlarlar. Bu kriterlerin oluşması bizim kumar oynama bozukluğu yani kumar bağımlılığı tanısı koymamız için gereklidir.
Bu tür bağımlılarda nasıl tedavi yöntemleri uygulanıyor?
Kumar bağımlılığında psikoeğitim programlarının uygulanması, ayaktan veya yatarak tedavi, ilaç tedavileri, bireysel terapiler ve grup terapileri gibi bazı tedavi seçeneklerinden bahsedebiliriz. Depresyonun bu kişilerde çok sık görüldüğünü biliyoruz. Depresyonun varlığı, finansal durumların içinden çıkamama hali ve suçluluk duygusu gibi nedenlerle kumar bağımlılarında intihar riski yüksektir. Özellikle bu kişilerin yatarak tedavisi yapılmaktadır.
Danışanların hastalığı kabul edip size gelmeleri zor oluyor mu? Hangi raddede bunu kabulleniyorlar?
Bu kişiler sıklıkla problemli kumar oynamanın getirdiği olumsuz sonuçlarla karşılaştıklarında tedaviye başvururlar. Bunlar ailede maddi sıkıntılar nedeniyle yaşanan sorunlar, yalan söyleme ve sonrasında gelişen güven kaybı, adli sorunlar ve işi ile ilgili ortaya çıkan bazı problemler sonrasında ortaya çıkabilir. Kumar oynamanın getirdiği kayıplar ve sonrasında ortaya çıkan depresyon ve bazen de intihar düşüncesi veya girişimleri bu kişileri tedaviye getiren durumların başında gelmektedir. Kişilerin kumar bağımlılığının bir hastalık olduğunu kabul edip doğrudan tedaviye başvurmaları önceden çok karşılaştığımız bir durum değildi. Ancak son zamanlarda, toplumsal farkındalığın bir miktar daha artmış olması ve ruh sağlığı çalışanlarının bu konuda daha duyarlı olması gibi nedenlerle, doğrudan başvurular almaya başladık.
Kumar oynama bozukluğunun tedavisinde terapi yöntemleri ne kadar etkili oluyor?
Motivasyonel görüşme teknikleri, özellikle bilişsel davranışçı terapi (BDT), aile terapileri, grup terapileri gibi yöntemler kişilerin tedavi olmasında, kumar oynama davranışını durdurmasında ve iyilik halini sürdürmesinde etkili olmaktadır.
İlaç tedavisi de uygulanıyor mu?
Kumar bağımlılığı olan kişilerde bazı psikiyatrik hastalıkların sıklıkla eşlik ettiğini görebiliriz. Anksiyete bozukluğu, alkol ve madde kullanım bozuklukları, duygu durum bozuklukları, depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu eşlik eden hastalıkların başında gelmektedir. İlaç tedavileri sıklıkla altta yatan veya eşlik eden bu psikiyatrik durumların tedavisinde etkilidir. Bunun yanında istek yaşamayı azaltan bazı ilaçlar da kullanılabilmektedir.
Kumar bağımlısı bireylerin yakınları, aileleri nasıl davranmalı?
Bağımlılık tedavisinde temel ilkelerden birisi aileleri aktif olarak tedavi süreci içine dahil etmektir. Kumar bağımlılığında da aileler benzer şekilde tedavi planlaması ve uygulamalar sırasında bilgilendirilirler ve tedavinin önemli bir ayağını oluştururlar. Ailelerden tedavi konusunda kişiye destekleyici bir tutum sunmaları, tedavi ekibiyle iş birliği içinde olmaları ve davranışsal bazı yöntemleri uygulamaları beklenmektedir.
Konuyla ilgili eklemek istediğiniz noktalar var mı?
Bağımlılık bağımlılıktır. İster alkol madde bağımlılıkları, ister kumar bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılıklar olsun hepsi de kişinin bedensel ve ruhsal sağlığını, hayatını, geleceğini hak ettiğinden daha kötü yaşamasına ve kaybetmesine yol açacak sorunlar yaratmaktadır. Bu nedenle kumar oynama davranışının zaman içinde bir bağımlılığa dönüşebileceği ve gerekli önlemler alınmazsa toplumda da önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza daha sık çıkacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Doç. Dr Merih Altıntaş Kimdir?
19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde psikiyatri uzmanlık eğitimini tamamladı. Türkiye’de bağımlıkta ayakta tedavi ve rehabilitasyon modeli için ilk uygulamalar olan BADEM (Bağımlılık Ayakta Tedavi Danışma ve Eğitim Merkezi) ve DANTE (Danışma ve Tedavi Merkezi) projelerinde kurucu ve sorumlu olarak çalıştı. 2013 yılında Türkiye Psikiyatri Derneği Bilimsel Araştırma Ödülü’nü kazandı. 2018 yılında psikiyatri doçenti olmaya hak kazandı. 2019 yılında Dünya Sağlık Örgütü Kumar Çalıştayı’na katıldı. Doç. Dr. Altıntaş, Yeşilay TBM Kumar Modülü Proje Koordinatörü’dür. Kumar bağımlılığı olan hastalarda bireysel terapiler ve grup terapileri yapmaktadır.
ağımlılıkla ilgili farklı projelerde danışmanlık yürütmektedir. Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Eğitim Görevlisi ve AMATEM Sorumlusu olarak görev yapmıştır. Alkol ve madde kullanım bozuklukları, davranışsal bağımlılıklar, aile ve çift terapileri, EMDR terapisi ve sosyal psikiyatri ilgi alanlarıdır. İstanbul Korona Virüs Online Ruhsal Destek Programı (KORDEP) yürütücü komisyonunda yer almıştır. Türkiye Psikiyatri Derneği İstanbul Şube Başkanı’dır. Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi olan Doç. Dr. Altıntaş, 2020 yılında İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi Psikiyatri Kliniği’nin kurulmasında sorumlu olarak görev almış ve halen bu hastanede Psikiyatri Kliniği Sorumlusu olarak çalışmaktadır.