Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1080
Alkol Bağımlılığı
Alkol Bağımlılığı Bireyi ve Toplumu Tehdit Ediyor
Fark edilmesi güç olan alkol kullanım bozukluğu, bireylerde pek çok hastalığa neden olurken alkolün olumsuz sonuçları sadece kullananları değil; onların eşlerini, çocuklarını, arkadaşlarını ve çevrelerindeki insanları da etkiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre alkolizm, çağımızın en büyük sağlık sorunlarından biri ve dünyada her 25 kişiden birinin ölüm nedeni alkol tüketimi.
Alkol bağımlılığı, her sosyoekonomik kesimden bireyi etkileyebilen ve ciddi sağlık sorunlarına yol açan bir hastalık. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), alkol bağımlılığını alkolün yinelenen bir biçimde veya sürekli kullanımından kaynaklanan bir kullanım bozukluğu olarak tanımlıyor. DSÖ, alkol bağımlısını “uzun süre ve alışılmışın dışında alkol alan, alkole bağlı ruhsal-bedensel-toplumsal sağlığı bozulan, buna karşın durumunu değerlendiremeyen; değerlendirse bile alkol alma isteğini durduramayan, tedaviye gereksinimi olan bir hasta” olarak tanımlıyor. Alkol bağımlılığı ruhsal sonuçları olduğu kadar fiziksel sonuçları da olan bir hastalık olarak biliniyor. Tek bir nedene bağlı olmamakla birlikte psikolojik, genetik ve davranışsal faktörlerin tümü alkol bağımlılığına neden olabiliyor. Beyinsel ve nörokimyasal değişikliklere neden olan alkol bağımlılığında kişi, eylemlerini kontrol etmekte zorluk yaşıyor. Alkol bağımlılığı çeşitli şekillerde kendini gösterebiliyor. Bağımlılığın şiddeti, bir kişinin ne sıklıkla ve ne kadar süredir alkol tükettiğine ve alkol miktarına göre değişebiliyor. Bazı alkol bağımlıları gün boyu alkol alırken, bazıları zaman zaman ayık kalabiliyor.
Alkol bağımlılığı belirli bir süreç sonucu gelişen bir hastalık ve bu nedenle fark edilmesi güç olabiliyor. Diğer uyuşturucu maddelerin aksine alkol, birçok kültürde kabul görüyor ve yaygın olarak bulunuyor. Alkol kullanmak bazı insanlar için hayatın doğal bir parçası iken, önceleri ara ara kullanılan alkolün miktarı ve sıklığı zaman ilerledikçe artmaya başlıyor. Kişi adım adım sosyal hayatını alkol alabilmeye uygun hâle getiriyor. Alkol kullanımı ya da alkolün elde edilmesi için harcanan zaman diğer faaliyetlere ayrılan zamanın önüne geçiyor. Alkol kullanımında risk düzeyini belirlemek için, kullanılan alkolün cinsi ve alkol miktarının bilinmesi önemli.
ERKEN UYARI İŞARETLERİ ÖNEMLİ
Alkol kullanımıyla birlikte kişide fiziksel ve ruhsal sorunlar oluşmaya başlıyor. Peki, alkol bağımlılığı nasıl anlaşılıyor? DSM-5 tanı ölçütlerine göre 12 aylık süre içerisinde aşağıdaki belirtilerden en az ikisine sahip olan ve klinik açıdan belirgin bir sıkıntı yaşayan veya işlevsellikte bozulmalar yaşayan kişilere psikiyatristler tarafından alkol kullanım bozukluğu tanısı konuluyor. Alkol bağımlılığının temel belirtileri arasında şunlar yer alıyor:
- Kullanımı kontrol etme kabiliyetinin bozulması,
- Alkol kullanmayı bırakmak ya da denetim altında tutmak için sürekli bir istek ya da sonuç vermeyen çabalar olması,
- Alkol kullanımına diğer etkinliklere göre daha fazla öncelik verilmesi,
- İşte, okulda ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlülüklerini yerine getirememe,
- Zararlarla veya olumsuz sonuçlarla karşılaşılmasına rağmen kullanıma devam edilmesiyle kendini gösteren güçlü bir alkol kullanma isteği,
- Alkolün gitgide eski etkisini kaybetmesi (tolerans geliştirilmesi),
- Çoğu kez, istendiğinden daha fazla ya da daha uzun süreli olarak alkol alınması,
- Alkolün etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici toplumsal ya da kişiler arası sorunlar olmasına karşın alkol kullanımını sürdürme,
- Yineleyici bir biçimde, tehlikeli olabilecek durumlarda alkol kullanma,
- Alkol kullanımının kesilmesi veya azaltılması sonrasında yoksunluk belirtilerinin görülmesi.
Bağımlılık zamanla kötüleşme eğiliminde olduğundan, erken uyarı işaretlerini görmek önem taşıyor. Alkol bağımlılığı erken dönemde teşhis ve tedavi edilirse, hastalığın olumsuz sonuçlarından kaçınılabiliyor.
YOKSUNLUK BELİRTİLERİ
Alkol bağımlılığı söz konusu olduğunda, alkolden uzak kalınan zamanlarda “yoksunluk belirtileri” denilen, kişiyi rahatsız eden belirtiler görülüyor. Bu, alkol kullanım bozukluğu ile ilgili sık karşılaşılan durumlardan birini oluşturuyor. Kişi bu belirtileri yok etmek ya da en aza indirmek için yeniden daha fazla miktarda alkol alıyor, alkol kullanmaya yönelik aşırı bir istek duyuyor. Bu döngü sonucunda bağımlılık gelişiyor ve kişinin mutlaka tıbbi yardım alması gerekiyor. Bireyde alkol yoksunluğu sürecinde şu belirtiler görülüyor:
- Isı artışı (hipertermi)
- Kalp ritminde değişiklikler (aritmi)
- Terlemede ve titremede artış
- Bulantı veya kusma
- Baş ağrısı
- Uykusuzluk
- Kaygı, huzursuzluk gibi duygular
- Bunaltı (iç sıkıntısı)
- Algı bozuklukları (halüsinasyonlar veya yanılsamalar)
- Sara nöbetleri
- Tansiyon yüksekliği (hipertansiyon)
- Dikkat bozukluğu
Belirtiler hafif şekilde seyredebileceği gibi ölüm riski taşıyan tablolara da dönüşebiliyor. Alkol yoksunluk belirtilerinin şiddet düzeyinin değerlendirilmesi ve risk taşıyan olası zararlardan korunmak için kişinin bırakma sürecinde bir uzman desteği alması büyük önem taşıyor.
ALKOLÜN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR
Alkol bağımlılığı, alkol kullanımına bağlı ortaya çıkan ve birçok fizyolojik, davranışsal ve bilişsel değişikliklerle seyreden kronik, tekrarlayıcı ve müdahale edilmediğinde ilerleyici bir hastalık ve dünya nüfusunun sağlığı konusunda önde gelen risk faktörlerinden birini oluşturuyor. Alkol kullanımı 200’den fazla hastalık ve yaralanmaya sebep olabiliyor. Bunlar:
- Yemek borusu, gırtlak, mide ve pankreas kanserleri
- Kalp ve kan dolaşımı hastalıkları
- Karaciğerde ağır hasarlar
- Diyabet komplikasyonları
- Cinsel işlev bozuklukları ve adet sorunları
- Bağışıklık sistemini zayıflaması
- Kas erimesi, ellerde ve bacaklarda karıncalanma, denge sorunları
- Baş ağrıları
- Uyku bozuklukları
ALKOL BAĞIMLILIĞININ PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Uzun vadeli alkol tüketimi ve buna bağlı alkol içme isteği fiziksel sonuçlara etkilere ek olarak çeşitli psikolojik sorunlara da yol açabiliyor:
- Duygusal dalgalanmalar, ruh hâlinde ani değişimler (öfke patlamaları, ağlama atakları gibi)
- Endişe, panik, korku
- Depresif belirtiler
- Kendini güvende hissetmeme
- Kendine zarar verme
- Beynin haz bölgesindeki tahribattan dolayı daha önceden keyif alınan aktivitelerden keyif alamama
- Dürtü kontrolünde güçlük, kendini frenleyememe
- Hafıza kaybı veya bozuklukları
- Doğru düşünme ve karar verme gibi beynin işlevlerin bozması
- Anlamada ve kavramada güçlük
Öte yandan alkolün olumsuz sonuçları yalnızca kullananları değil, onların eşlerini, çocuklarını, arkadaşlarını ve çevrelerindeki insanları da etkiliyor. Dolayısıyla alkol sağlık için zararlı olduğu kadar, açtığı toplumsal yaralar sebebiyle de bireyler ve aileleri için yıkıcı sonuçlar doğuruyor ve olumsuz etkileriyle toplumsal yaşamı tehdit ediyor.
ÇAĞIMIZIN EN BÜYÜK SORUNLARINDAN BİRİ
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre alkol bağımlılığı, çağımızın en büyük sağlık sorunlarından bir tanesi. İstatistikler, dünyada 76 milyon alkol bağımlısının bulunduğunu ve her 25 kişiden birinin ölüm nedeninin fazla alkol tüketiminden kaynaklandığını gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2018 yılı Küresel Alkol ve Sağlık Durum Raporu’na göre 2016 yılında; alkolün riskli kullanımına bağlı olarak dünya çapında üçmilyon ölümün gerçekleştiği ve bu ölüm oranının tüm ölümlerin yüzde 5.3'ünü temsil ettiği tahmin ediliyor. Raporda dünya genelindeki 69 yaş ve altındakiler arasındaki erken ölümlerin yüzde 7.2’sinin alkole bağlı olarak ortaya çıktığı öngörülüyor. 20-39 yaş arasındaki ölümlerin yüzde 13.5’inden (trafik kazası, intihar, şiddet, vb.) alkolün sorumlu olduğu düşünülüyor.
BIRAKMAK MÜMKÜN
Tüm zararlı etkilerine karşın alkol iyileşebilen bir beyin hastalığı. Bağımlılar alkolü bırakma sürecinde birçok zorlukla karşılaşabiliyorlar. Alkol psikoaktif bir madde olduğu için kötüye kullanımın veya bağımlılığın geliştiğini kabul etmek zaman alabiliyor. Alkol kullanan birçok birey sosyal kullanım düzeyinde kullanıma devam ederken bağımlılık gelişiyor. Alkol kullanan ve bırakmak isteyen, bu konudaki problemlerine çözüm arayan kişi ve yakınları Yeşilay Danışmanlık Merkezleri (YEDAM), hastanelere bağlı alkol ve madde bağımlılığı tedavi merkezleri (AMATEM) ile psikiyatri kliniklerine başvurarak destek alabilirler.
TEDAVİ SÜRECİNDE İZLENEN YOLLAR
Alkol bağımlılığında tedavi, hastanın ihtiyaçlarına göre belirleniyor. Hiç alkol kullanımı olmaması hedeflenirken, eşlik eden diğer ruhsal bozuklukların tanısı ve tedavisi için bu konu önem teşkil ediyor. Tedaviden sonra uzun süreli izleme gerekiyor çünkü kişi uzun süre hastanede kalsa bile daha sonra izlenmezse tekrar alkol almaya başlayabiliyor. Düzenli aralıklarla psikolojik danışma almak veya yardım gruplarına katılmak tekrar başlama riskini azaltıyor. Tekrar alkol kullanımına başlama (kayma) süreci ilk altı ayda sıklıkla görülebiliyor. Bağımlılık aynı zamanda bir aile hastalığı olduğundan aile bireylerinin de tedavi sürecine olumlu etki edecek doğru iletişim becerilerini öğrenmeleri ve bağımlılığı iyi tanımaları önem taşıyor. Bağımlı bireyin tedavi sürecine olumlu katkı sağlamaktadır. Alkol bağımlılığı ile ilgili destek almaya hazır olmayan birey, destek almak için zorlanmamalı. Kişinin bağımlılık ve iyileşme ile ilgili bilgilendirilmesi yapılmalı, iyileşme sürecini kendisinin talep etmesi beklenmeli ve sorumluluk kişiye bırakılmalıdır.