Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1080
Alkol Bağımlılığı
Alkol Bağımlılığına Uluslararası Yaklaşımlar
Bağımlılıklarla mücadele alanında ulusal ve uluslararası düzeyde 103 yılı aşkın süredir öncü rol oynayan Yeşilay, bu yıl 2’ncisini düzenlediği Uluslararası Alkol Bağımlılığı Kongresi ile alkol bağımlığını tüm yönleriyle ele alan uluslararası bir etkinliğe imza attı. Dünyanın farklı ülkelerinden isimlerin iştirak ettiği kongrede konuşmacı olarak yer alan Dr. George F. Kobb ve Prof. Charles D. Parry alkol bağımlılığı konusundaki görüşlerini bir araya getirdik.
Yeşilay tarafından 28-29 Kasım 2023 tarihleri gerçekleştirilen Uluslararası Alkol Bağımlılığı Kongresi, dünyanın farklı ülkelerinden alkol bağımlılığı konusunda uzmanlaşmış isimleri bir araya getirdi. Bu yıl 2’ncisi yapılan kongre uluslararası kamuoyunun alkol bağımlılığı ile mücadele kapsamında alkol kullanımının zararlarına yönelik bilimsel gelişmeleri paylaşmasına olanak sağlarken, bilimsel ve kanıta dayalı yeni ve etkin yaklaşımların oluşmasına imkân veriyor. Dünyanın farklı ülkelerinden alkol bağımlılığı alanında çok sayıda araştırmacı, uzman, kurum ve kuruluş temsilcisini bir araya getiren kongrede alkol bağımlılığı ile mücadelede güncel uygulamalar ve araştırma yöntemleri ele alındı. Ayrıca alkol bağımlılığı ile ilgili önleme, müdahale ve savunuculuk faaliyetleriyle birlikte, yeni riskler ve tehlikelerin değerlendirildiği kongrede; alkol bağımlılığı tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin etkinliği ve alkolsüz yaşamın sağlığa faydaları üzerinde duruldu. Alkol bağımlılığı ile mücadelede kazanılan yeni bakış açıları ve deneyimlerle farklı ülke yaklaşımlarının değerlendirildiği kongrede alkol bağımlılığı ile mücadelede yenilikçi politika, eylem planı ve müdahale programı önerileri de masaya yatırıldı.
Alkol bağımlılığıyla mücadele alanında ulusal ve küresel gelişmeleri ele alan kongrenin konuşmacılarından olan Amerika’daki Alkolün Kötüye Kullanımı ve Alkolizm Ulusal Enstitüsü (NIAAA) Direktörü Dr. George F. Kobb ve Güney Afrika Stellenbosch Üniversitesinden Alkol, Tütün ve diğer Uyuşturucu Maddeler Araştırma Birimi Direktörü Prof. Charles D. Parry’nin alkol bağımlılığı konusundaki yaklaşımlarını bir araya getirdik.
Dr. George F. Kobb alkol kullanım bozukluğuna ilişkin “Kişi, DSM-5’in (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı - The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) 11 maddelik ölçütlerinden iki veya daha fazlasını karşılıyorsa, alkol kullanım bozukluğu ölçütlerini karşılıyor demektir.” diyor. Dr. George F. Kobb sözlerini şöyle sürdürüyor: “Alkol kullanım bozukluğu artık bir spektrum bozukluğu olarak kabul edilmektedir ve hafif, orta ve şiddetli arasında değişkenlik gösterebilmektedir. Ölçütlerden bazıları şunlardır: amaçlanandan daha fazla alkol alma, kişiler arası sosyal işlevsellikte bozulma, tolerans, yoksunluk, fiziksel olarak tehlikeli durumlarda alkol alma, alkolün neden olduğu tekrarlayan fiziksel veya psikolojik sorunlar, aşerme.”
ALKOL VE ŞİDDET İLİŞKİSİ
Alkol ve şiddet arasındaki ilişki birçok araştırmada ele alınan konular arasında yer alıyor. Alkol ile şiddet arasındaki ilişkiyi ve alkolün şiddeti nasıl tetiklediği hakkındaki sorumuzu yanıtlayan
Prof. Charles D. Parry alkol kullanımının çeşitli mekanizmalar aracılığıyla şiddet ile derinlemesine bağlantılı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Başlıca bağlantılardan biri, alkolün çekingenliği azaltarak bireyleri ayıkken kaçınabilecekleri davranışlara yönelten kimyasal etkisidir. Ayrıca, alkole bağlı şiddet, alkollü olduklarında hedef olma riski artan mağdurlara kadar uzanmaktadır. Bu savunmasızlık, onların davranışlarından kaynaklanabilir; böylece şiddete daha yatkın hâle getirebilir veya kaçma ya da kendilerini savunma becerilerini engelleyebilir.” Prof. Perry ayrıca, insanların alkol tükettiği ortamların da şiddete katkıda bulunabileceğini belirtiyor ve ekliyor “Çünkü kalabalık mekânlar şiddet olaylarına daha elverişlidir.” Perry ayrıca bazı durumlarda bireylerin, alkolü geleneksel yollarla elde edememeleri durumunda, bunu elde etme arzusuyla soygun gibi şiddet eylemlerine başvurabileceklerini de belirtiyor. Dr. George F. Kobb ise alkol ve şiddet arasındaki ilişki konusunda şunları söylüyor: “Alkol zehirlenmesi birincil davranışsal etki mekanizması olarak disinhibisyon (serebral korteksin icra ettiği kontrolün azalması ya da kontrolün kaybolması durumu) üretir, böylece normalde inhibisyonlar tarafından kontrol edilen davranışlar açığa çıkar. Benzer şekilde duygular da hızlı iniş çıkışlarla değişken hâle gelir. Bu tür disinhibisyon ve duygusal değişkenlik doza bağlıdır ve şiddetin artmasına neden olabilir.” diyor. Dr. George F. Kobb ayrıca alkolün cinsel saldırıların önemli bir kısmına yol açtığını da sözlerine ekliyor.
ALKOL BAĞIMLILIĞI GENETİK MİDİR?
Alkol bağımlığının genetik olup olmadığı konusunda sorularımızı yanıtlayan Dr. George F. Kobb şunları söylüyor: “Alkol kullanım bozukluğu, yaklaşık yüzde 50-60 oranında kalıtsaldır; ancak bu kalıtsallık mutlak değildir ve aynı zamanda bireyin geçmişi (öyküsü), stres ve travmaya maruz kalmasının yanı sıra çocuklukta kötü muamele veya ebeveyn alkol kullanım bozukluğu gibi sağlığın sosyal belirleyicileri de dahil olmak üzere bireyin içinde büyüdüğü çevreden büyük ölçüde etkilenir. Herkes, herhangi bir aşamada bağımlılık döngüsüne girerek alkol kullanım bozukluğu geliştirebilir ve kişi alkol tüketmeye ne kadar erken maruz kalırsa yaşamının ilerleyen dönemlerinde alkol kullanım bozukluğu geliştirme olasılığı o kadar yüksek olur. Genetik açıdan bakıldığında, önemli bir saptama, yüksek miktarda alkolü tolere edebilen (alkole karşı düşük duyarlılığa sahip) bireylerin, yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde alkol kullanım bozukluğu geliştirme olasılığı daha yüksek olan bireyler olduğunu göstermektedir. Bu genetik bir endofenotip (hastalığı bir bütün olarak ele almaktansa semptomlara ayırıp her bir semptomun genetik altyapısının incelenmesi durumu) gibi görünmektedir.” Dr. George F. Kobb ayrıca çocukluk çağı travması, ailede alkol kullanım bozukluğu öyküsü, doğal tolerans endofenotipi ve düşük alkol duyarlılığı gibi unsurların risk oluşturduğuna dikkat çekiyor.
“GÜVENLİ BİR ALKOL TÜKETİM MİKTARI YOK”
Bağımlı olmayan belli düzeyde alkol kullanan bireyler de alkolün zararları karşısında risk altında. Alkolün, bağımlılık yapmayan, güvenli bir kullanım miktarı olmadığını ifade eden Prof. Charles D. Parry şunları söylüyor: “Alkol tüketimi herhangi bir bağımlılığı olmayan bireyler için de zarar riski oluşturur. Az miktarda tüketim dahi meme kanseri gibi hastalıkların görülme riskini artırır. Alkol tüketim miktarı arttıkça potansiyel zarar da artar. Temelde, hiç kimse için güvenli bir alkol tüketim miktarı bulunmamaktadır.”
GÜNCEL TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
Dr. George F. Kobb “Alkol bağımlısı bireyin tedavisinin başarılı olunmasında ana etmen nedir?” sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Artık iyileşmeyi iki faktör olarak ele alıyoruz: DSM-5 alkol kullanım bozukluğundan kurtulma ve aşırı alkol alınan günlerin olmaması (erkekler için günde beş veya daha fazla standart alkol; kadınlar için günde dört veya daha fazla standart alkol). Başarılı bir tedavi genellikle motivasyonel görüşme ve bilişsel davranışçı terapi gibi davranışsal tedavileri disulfiram, naltrekson ve akamprosat gibi Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onaylı ilaçlarla birleştiriyor. Aile, iş yeri yardımı ve 12 adımlı programlara katılım da dahil olmak üzere alkol kötüye kullanımı olmayan ve alkolden bağımsız bir yaşam tarzına yeniden entegrasyonu içeren bir toplum güçlendirme yaklaşımı da iyileşmenin sürdürülmesine yardımcı oluyor.”
ALKOL KULLANIMI ÖNLEMEK İÇİN ALINAN ÖNLEMLER
Alkol kullanımına karşı devletlerin aldığı önlemler konusunda bilgi veren Prof. Charles D. Parry ise şunları söylüyor: “ Devletler, alkol kullanımı ve zararlı etkileri ile mücadele etmek için çeşitli stratejiler uygular; bu stratejiler genellikle Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği 'iyi önlemler' ve 'en iyi önlemler'e odaklanır. Etkili önlemler arasında, alkol fiyatlarını artırmak için özel tüketim vergileri (ÖTV) veya asgari birim fiyatlandırma gibi önlemler almak, satış saatlerini düzenleyerek ve yaş sınırları belirleyerek erişimi kısıtlamak, alkol pazarlamasını engellemek (dijital platformlar dahil), alkollü araç kullanımına karşı tedbirler almak ve alkol kullanım bozuklukları için tedavi sağlamak yer alır. Ayrıca, satış noktası sıklığını sınırlamak, alkol ambalajlarının etiketlenmesini zorunlu hâle getirmek ve boyut sınırlamaları getirmek ilave önlemler arasında yer alır. Genellikle daha az etkili olarak kabul edilen önlemler arasında ise eğitim ve farkındalık programları yer alır.”