Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1054
Alkol Bağımlılığı
Alkol Kontrol Politikaları Toplumları Koruyor
Dünya genelinde alkol tüketimine ilişkin mevcut durumu nasıl açıklarsınız?
Son on yıl içerisinde güvenilir bilimsel araştırma yöntemleri kullanılarak yapılan çalışmalar, alkol tüketiminin önceden bilinenden daha fazla sayıda kanserle ilişkisini ortaya koymuştur. Ayrıca, miktarı ne olursa olsun alkol tüketiminin faydalı olduğuna dair argümanların geçerli olmadığı da açıkça görülmüştür.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya genelinde 15 yaş üstü nüfusun neredeyse yarısının hiç alkol kullanmadığını rapor etmektedir. Alkol; altı DSÖ bölgesi arasından üç bölgede (Amerika, Avrupa ve Batı Pasifik) nüfusun yarısından fazlası tarafından tüketilmektedir ve bu bölgelerde alkol kullanımı sıklıkla 15 yaşından önce başlamaktadır. Son birkaç yılda kişi başına düşen alkol tüketiminin DSÖ Batı Pasifik ve Güney Doğu Asya bölgelerinde artarken Avrupa bölgesinde azaldığı görülmektedir. Son dönemlerde yapılan çalışmalar alkol tüketimine atfedilen küresel hastalık yükünün tüketim miktarıyla doğru orantılı olarak arttığını göstermektedir.
Alkol tüketen kişi sayısı az olan, alkol kontrol politikaları bulunmayan ve/veya uygulamada başarısız olan ülkeler, alkol endüstrisi tarafından büyüyen birer pazar olarak hedef alınabilmektedir. Alkol endüstrisinin Afrika ülkelerindeki ticari faaliyetlerinin arttığı rapor edilmekte olup, buna bağlı olarak alkole bağlı hastalık yükünün de artması beklenmektedir. Ayrıca, refah arttıkça alkol tüketiminin de arttığı bilinmekte olup, ekonomileri hızlı büyüyen ülkelerde alkole bağlı hastalık yükünün giderek artacağı öngörülmektedir.
Pandemi döneminin alkol tüketimine etkisi ne oldu?
Pandeminin alkol tüketimine etkisi kısıtlamaların uygulandığı dönemlere göre değişiklik göstermekle birlikte, Türkiye de dahil pek çok ülkede tüketimin eve kaydığı ve eve sipariş verme alışkanlığının arttığı, büyük miktarlarda satın alınarak depolama yapıldığı ve evde alkol yapımının arttığı rapor edilmektedir. Ayrıca, alkol endüstrisinin kurumsal sosyal sorumluluk faaliyeti adı altında pandemiyi reklam fırsatı olarak kullandığı bilinmektedir.
ALKOL EYLEM PLANI HAZIRLIK AŞAMASINDA
Toplum sağlığını alkole bağlı sorunlardan korumak için küresel düzeyde neler yapılmaktadır? Gelecek döneme ilişkin planlar nelerdir?
2022-2030 yılları arasında yürürlükte olması planlanan alkol eylem planı DSÖ tarafından hazırlanma aşamasındadır ve bu dönemde hükümetlerden ve sivil toplumdan görüşler alınmaktadır. Küresel Alkol Politikaları Birliği (GAPA) bu süreçte özellikle endüstrinin etkisinden korunma konusu başta olmak üzere taslak eylem planının iyileştirilmesi için savunuculuk faaliyetleri yürütmekte ve sivil toplum kuruluşlarını savunuculuk faaliyetlerinde desteklemektedir. Tütünde olduğu gibi alkolde de bir çerçeve sözleşmesi oluşturulması da GAPA tarafından desteklenmektedir. 2022 başında onaylanması beklenen eylem planının önümüzdeki yıllarda küresel alkol kontrolünün başarısı açısından önemi yadsınamaz.
Toplumların alkolün zararlı etkilerine karşı korunması açısından diğer önemli bir konu bireylerin alkol tüketimlerine ilişkin verilerin toplanmasıdır. Elde edilen tüketim verilerinin alkol kontrol politikalarında dikkate alınması gerekmektedir. Kişi başı ortalama alkol tüketimine odaklanan 3.5.2 sayılı Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) göstergesi, tüketimin izlenmesini şart koşmaktadır.
Alkol tüketmeyen kişi sayısı fazla olan ve bireysel tüketim seviyesine ilişkin verilerin bulunmadığı ülkelerde bu gösterge ile ilgili sorunlar yaşanmaktadır. Kişi başı ortalama alkol tüketimi miktarı hesaplanırken ülkede tüketilen toplam alkol miktarının nüfusa bölünmesi ile yapılan hesaplamalar, başta kadınlar olmak üzere alkol tüketmeyen büyük bir grubu da hesaplamalara dahil ettiğinden kişi başı alkol miktarı düşük görünmekte, dolayısıyla elde edilen veriler yanıltıcı olmaktadır. Alkolün, alkol tüketmeyen büyük bir kitlenin bulunduğu ülkelerde bir risk faktörü olarak ele alınmamasının sebeplerinden biri budur.
Diğer bir sebep de alkol tüketiminin dini ve politik çağrışımları sebebiyle kişisel tüketim bilgilerinin hassas olmasıdır. Türkiye örneğinde olduğu gibi; alkol tüketmeyen kişilerin yaygın olduğu kültürlerde, alkol tüketmeyen kişi sayısının korunmasına ilişkin politikalar “Alkol tüketmeyen kişi sayısının azalması, kişi başına düşen tüketimin artmasına sebep olur.” düşüncesi üzerinden ele alınmaktadır ve son yıllarda bu yaklaşım giderek önem kazanmıştır.
ÜLKELER VE KURUMLAR ARASI İŞ BİRLİĞİ ŞART
Ülkemizde ve diğer ülkelerde alkole ulaşılabilirliği ve tüketimini azaltmak için ne tür kanuni düzenlemeler yapılıyor?
DSÖ’nün 2018 yılında başlatmış olduğu SAFER girişimi; alkole ulaşımın azaltılması, alkollü araç kullanımının engellenmesi, kullananların zarar görmemeleri için taramalarla erken dönemde sorunlarının çözümü, alkol reklamları, promosyonları ve sponsorluğunun engellenmesi ile vergi ve fiyatlandırma düzenlemelerini önermektedir. Ülkemizde alkol kontrol politikaları bütün bu önerilen düzenlemeleri içermekle birlikte, uygulamada aksaklıkların düzenli tespitinin de yapılması elzemdir. Ayrıca, sınır ötesi pazarlama konusu ülkelerin tek başlarına çözebilecekleri bir sorun olmadığından, ülkeler ve kurumlar arası iş birliklerine gereksinim vardır.
Alkol tüketiminin kontrol altına alınmasında sivil toplumun rolü nedir?
Sivil toplumun, kanıta dayalı alkol kontrol politikalarının uygulanması için karar vericilere baskı yapmak ve toplumları güçlendirerek olumlu değişikliklerin yapılmasına imkân tanımak üzere iki önemli görevi bulunmaktadır. Kanıta dayalı politikaların savunulması için hem sorunların hem de çözümlerin varlığına bilimsel destek bulunması gerekmektedir. Alkol kullanımı ile ilgili literatür genellikle Batı kökenli olduğundan yerel sorunları ve çözümleri tanımlayan verilerin elde edilmesi için yerel akademik kurumlarla iş birliği yapılması gerekmektedir.
“YEŞİLAY’IN BİR MESAJI VAR”
Yeşilay’ın alkol alanındaki çalışmaları hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Yeşilay, bir asır önce alkol kullanımının yaygın olmadığı bir toplumda kullanımın yaygınlaşmasını önlemek üzere kurulmuştur. Kurum geçmişten bu yana “Alkol kullanımında güvenli miktar yok” anlayışı ile çalışmaktadır ve günümüzde bilimsel veriler de bu yaklaşımı desteklemektedir. Dolayısıyla Yeşilay’ın alkol tüketimi konusunda kanıta dayalı ve uluslararası ortamlarda savunuculuğunu yapacağı bir mesajı vardır.
Türkiye ve benzer alkol kullanım kültürüne sahip olan ülkelerde alkol tüketim verilerinin toplanması, alkol araştırmalarının yapılması ve alkol endüstrisinin faaliyetlerinin izlenmesi gibi konularda zorluklar yaşanması kaçınılmazdır. Bu tür ülkeler, söz konusu zorlukların üstesinden gelmek için, deneyimlerini paylaşarak ve birbirlerinden ders alarak iş birliği yapmalıdır. Yeşilay, bu tür iş birliklerini yürütecek ve girişimlere öncülük edecek bir konuma ve ağa sahiptir.
SAĞLIK OKURYAZARLIĞI
Alkole bağlı sorunların önlenmesinde ve azaltılmasında uygulanan eğitim stratejileri nelerdir?
Günümüzde bilgiye ulaşım kolay olduğundan, sağlık eğitiminin bilgi artırma amaçlı olmaktan çok, sağlık okuryazarlığını geliştirmeyi ve davranış değişikliği oluşturmayı hedeflemesi önemsenmektedir. Planlanan eğitimlerde, alkol alanında sağlık ve sosyal okuryazarlığın hangi bilgileri içermesi gerektiği ve yaşa ve kitleye uygun davranış değişikliği yaklaşımlarının hangileri olduğu belirlenirse sonuç alınması mümkün olacaktır. Alkole erken yaşta başlanmanın önlenmesi amacıyla yapılacak eğitimlerin, özellikle ebeveynleri de hedef kitle olarak ele alması gerekmektedir.
DOÇ. DR. PERİHAN TORUN KİMDİR?
Doç. Dr. Perihan Torun, pratisyen hekim olarak bir süre çalıştıktan sonra Halk Sağlığı alanında uzmanlık eğitimini tamamladı. Daha sonra İngiltere’de Epidemiyoloji alanında yüksek lisans eğitimini yaptı. İngiltere Ulusal Sağlık Sisteminde (NHS) Halk Sağlığı hizmetlerinin planlanmasında ve Manchester Üniversitesinde Avrupa Komisyonu destekli bir araştırma projesinde çalıştı. Liverpool ve Sheffield Üniversitelerinde yüksek lisans seviyesinde uzaktan eğitim dersleri kurdu ve yürüttü; lisansüstü yüksek öğrenim eğiticisi Fellowship programını tamamladı. Türkiye’ye dönüşünde Bezmialem Vakıf Üniversitesinde göç ve alkol tüketimi alanlarında politika odaklı araştırmalar yürüttükten sonra bir süre Türkiye Yeşilay Cemiyeti Bilimsel Çalışmalar ve Savunuculuk Müdürlüğü görevini üstlendi. Halen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Uluslararası Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı başkanlığını yürütmektedir. Doç. Dr. Perihan Torun, Küresel Alkol Politika Birliği (Global Alcohol Policy Alliance) Yönetim Kurulu Üyesi ve Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi’dir.