
Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, hatta..
Tütün endüstrisi özellikle çocuk ve gençleri yeni ürünleriyle buluşturmak için her türlü yöntemi kullanıyor. “Dumansız Dünya” adıyla kurdukları vakıfla elektronik sigarayı meşrulaştırmak için her yıl milyarlarca dolar harcamaktan çekinmeyen tütün endüstrisinin sinsi yüzünü ve bunlarla mücadele yöntemlerini Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Toker Ergüder ile konuştuk.
Türkiye’de ve birçok ülkede sigara bağımlılığını azaltmak ve tütün endüstrinin tehlikeli girişimlerini önlemek için büyük bir mücadele sürüyor. Araştırmalar maalesef özellikle son yıllarda elektronik sigara kullanımının büyük bir artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Yeşilay Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Toker Ergüder kârlarına kâr katmak için her yıl milyarlarca dolar harcayan tütün endüstrisinin sinsi planlarını ve bunlarla mücadelede izlenebilecek yolları anlattı.
TÜTÜN ENDÜSTRİSİNİN SİNSİ TAKTİKLERİ
“Tütün ile mücadele, tütün endüstrisi ile mücadeledir.” sözünüzü detaylandırabilir misiniz? Dünyanın en acımasız ve aldatıcı endüstrisi olan tütün endüstrisinin taktikleri ve stratejileri neler?
Tütünle mücadele ve tütün kontrolü; insanların sigarayı bırakmaları ve sigara içmemeleri demek. Ancak bunu basit bir davranışsal bağımlılık olarak göremeyiz. Sonuçta insanların bağımlılıklarını ve davranışlarını ne yazık ki sadece tütünde değil şekerde ve içeceklerde de endüstri yönlendiriyor. Endüstri yaptıkları reklamlarla daha çok kişiyi bağımlı hale getirmeye çalışıyor. 1964 yılından bu yana sigarının tüm zararlarını biliyoruz. Yapılan tüm çalışmalarda halen sigara içenlerin yüzde 80’inin sigaraya 18 yaşından önce başladığı ortaya çıkıyor.
Tütün bağımlılığının arkasında çok büyük bir tütün endüstrisi var ve ne yazık ki bu endüstri, yıllardır çocuk ve gençleri çok küçük yaşlarda bağımlı hale getirmeye çalışıyor. Sigara şirketlerinin bunun için taktikleri var. Bunu bu firmaların üst düzey bir yöneticisi dile getirdi. Sigara şirketleri “dünyadaki herkese ergenlik çağına geldiğinde mutlaka bir nefes de olsa sigarayı tattırma”yı hedefliyor. O yüzden ben hep şunu söylüyorum: “Bizim mücadelemiz sigara içenlerle değil. Onların hepsi çocukluk ve ergenlik çağlarında sigara şirketleri tarafından aldatılmış, bir şekilde bağımlı hale getirilmiş insanlar. Biz bu insanları sigarayı bırakma konusunda bilgilendirir, onlarda olumlu bir davranış oluşturur ve sonuçta sigarayı bırakmalarına yardımcı olabiliriz. Bizim asıl mücadelemiz tütün kontrolü dediğimiz tütün endüstrisi ile mücadeledir. 2023’ten itibaren pek çok Avrupa ülkesinde tütün üretimi, satışı ve sigara içilmesi kökten yasaklanıyor. Bu nedenle günün birinde tütün endüstrisi diye bir endüstri olmayacak. Büyük bir ihtimalle şu an dünya üzerinde tütün ekilen alanlar gelecekte yerini alternatif ürünlere bırakacak ve buralarda başka ürünler yetişir hale gelecek. Bu nedenle bu yıl 31 Mayıs Dünya Sigarasız Günü’nün de teması ‘Tütüne değil gıdaya ihtiyacımız var’ oldu.”
“ÜLKEMİZDE TÜTÜN KULLANIMINDA YÜZDE 14’E VARAN BİRİ DÜŞÜŞ SAĞLANDI”
Ülkemiz tütün endüstrisine karşı mücadele veren, bu amaçla çeşitli düzenlemeleri hayata geçiren örnek bir duruş sergiliyor. Ülkemizde tütün endüstrisi ile mücadele noktasında yapılanlar neler? Türk hükûmeti endüstrinin kirli taktiklerine nasıl cevap veriyor?
Aslında Türkiye bu konuda iyi örneklendirilebilir. Türkiye’de tütünle mücadele hakkındaki ilk kanun 1996 yılında çıktı ve bu tarihten sonra sigara reklamları yasaklandı. Daha sonra ben T.C. Sağlık Bakanlığında Tütünle Mücadele Şube Müdürü iken 2002-2003 yıllarında Türkiye’nin ilk Ulusal Tütün Kontrol Programı’nı yazdık. 2004 yılında Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü’nün Tütün Kontrol Çerçeve Sözleşmesi’ni imzaladı. Daha sonra da 1996 yılında çıkan kanun revize edilerek 2008 yılında Türkiye dumansız hale getirildi ve kapalı alanlarda sigara içmek yasaklandı.
Ülkemizde medya kampanyaları, reklam yasakları, halkın bilgilendirilmesi ve dumansız hava sahası uygulamasının etkin bir şekilde uygulanmasıyla ve bence bunlardan da daha önemlisi 2009 yılından itibaren sigara fiyatlarının enflasyon rakamlarının üzerinde artırılmasıyla 2008-2012 yılları arasında tütün kullanımında yüzde 14’e varan biri düşüş sağlandı. Bu tüm dünyaya örnek olmuş bir düşüştü ama ne yazık ki bu politikalar 2012 yılından sonra gevşetilince; sürekle aynı ton ve şiddette uygulanmayınca; özellikle gençler ve kadınlarda sigara tüketiminde önemli artışlar oldu. Tütün endüstrisi uyumuyor tabii ki… Bir dönem kuzu postuna bürünüp sessizliğe büründüler ama uygun ortamı yakaladıklarında ürünlerini satmak için büyük kampanyalar başlattılar.
TAVİZSİZ UYGULANAN POLİTİKALAR BAŞARIYI GETİRİYOR
Dünyada tütün ile mücadelede nasıl uygulamalar söz konusu, bu anlamda izlenen yollar neler?
Dünyada tütünle mücadele eden ülkeler altı temel politikayı çok iyi uyguluyor. Bunlardan birincisi, sigara fiyatlarının çok pahalı olması. Pahalı olduğu için insanlar sigaraya rahatlıkla erişemiyor. Dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde bir paket sigaranın fiyatı beş litre benzin fiyatına eş değerdir. Bizim paramızla şu andaki benzin fiyatları ile kıyaslanırsa bu rakam 120 TL civarındadır. Bu orandan daha pahalı olan ülkeler de var. Mesela şu anda İrlanda ve İngiltere’de sigara fiyatı 14 Euro’ya kadar çıkıyor. TL bazında yaklaşık 250 lira gibi bir rakam. Ayrıca Türkiye’den farklı olarak sigara fiyatları arasındaki farklar da çok az. Mesela ülkemizde 30 TL’ye de sigara var 20 TL’ye de… Neredeyse üçte biri oranında fiyat farkı var. Dünya üzerinde bu uygulama yok. En pahalı sigara bizim paramızla 250 TL ise en ucuzu da 240 TL. Böylece sigaralara zam yapılınca insanlar ucuz sigaralara yönelemiyor.
İkinci olarak, tütünle mücadelede başarılı olmuş ülkelerin pek çoğunda sigaralar düz ve standart paket olarak satılıyor. Ülkemizde ise sigara paketleri düz olarak satılıyor. Standart paket uygulaması yok. Sigara firmaları bunu iyi bildikleri için özellikle kadınlara yönelik ince(slim) sigaraları piyasaya daha çok sürüyor.
Üçüncü uygulama, dumansız hava sahası. Şu anda dünyada 70’e yakın ülkede dumansız hava sahası uygulanıyor ve bu konuda hiç taviz vermiyorlar. En soğuk iklime sahip ülkelerde bile insanlar sigara içmek istediğinde dışarı çıkıp titreyerek sigara içmek durumundalar.
Dördüncüsü, tütün reklam yasaklarının çok iyi uygulanması… Pek çok ülkede sigara paketleri kapalı dolapların arkasına konulup satılıyor. Buralardaki gençler sigarayı görmedikleri ortamlarda büyüyorlar. Bizde ise maalesef durum tam tersi. Sigara satılan dolapların yakınında çocuklara çikolata ve sakız satılan reyonlar bulunuyor.
Beşincisi, medya ve iletişim kampanyaları ile halkın bilgilendirilmesi. Tütünle mücadelede bu da çok önemli. Sürekli olarak insanları eğitecek medya kampanyaları yapılması gerekiyor.
Son olarak ise tütün kullanımının çocuklar, gençler ve yetişkinlerde çok iyi takip edilmesi gerekli. Sigara kullanımında bir artış gözleniyorsa buna yönelik önlemlerin alınması lazım.
1,3 MİLYAR İNSAN SİGARA BAĞIMLISI
Kaç tür nikotin ve tütün ürünü var?
Dünyada değişik ülkelerde çok değişik tütün kullanımları var. Türkiye’de en yaygın kullanım sigara ve tütünün kağıda sarılarak içilmesi. Bunun dışında bazı ülkelerde tütün çiğnenirken bazı ülkelerde tütün yapraklara sarılıyor. Pipo ve puro var ayrıca. Ve son zamanlarda elektronik, ısıtılmış sigaralar ortaya çıktı. Dünya genelinde yaklaşık 1,3 miyar kişi sigara içiyor. Bunların neredeyse yüzde 95’i sigara içenler. Yüzde 3-4’lük bir oranı da son yıllarda nargile, elektronik sigara ve ısıtılmış sigara kullananlar oluşturuyor.
ELEKTRONİK SİGARA TÜRKİYE’DE YASAK
Türkiye elektronik sigara ile mücadelede hangi noktada yer alıyor? Elektronik sigara ile ilgili Türkiye’deki düzenlemeler neler?
Elektronik sigaralar Türkiye’de en başından beri yasak. Bunların serbest hale gelmesine Türkiye hiçbir zaman izin vermedi. Ayrıca elektronik sigaranın Türkiye’de üretimi de yasak. Son olarak 2012 yılında çıkarılan bir kanunla elektronik sigaraların yurt dışından getirilmesi yasaklandı. Bu konuda değişik uygulamalar yapan ülkeler var. Mesela bazı ülkeler elektronik sigarayı sigara bırakma tedavilerinde kullanıyor. Yeşilay olarak 30 Mayıs’ta düzenlediğiniz “Yeni Geliştirilen Tütün ve Nikotin Ürünleri ile Tütün Kontrolü” konulu sempozyuma Amerika’dan katılan Prof. Dr. Standon Glantz bu uygulamanın bir “çılgınlık” olduğunu söyledi. Bu konu hakkında ben de aynı düşünceyi savunuyorum.
Öte yandan elektronik sigara konusunda dünyadan yeni çalışmalar da geliyor. Avustralya ve İngiltere’de yeni çalışmalar var. Bu araştırmalara göre elektronik sigaraları serbest hale getiren ülkelerde çocuk ve gençlerde inanılmaz bir elektronik sigara kullanım salgını başladı. Özellikle elektronik sigaralar yağlı maddeler olduğu için (bunların içinde yağ var) akciğere kaçtığında zatürreye neden oluyor. Biz buna yağlı zatürre diyoruz, elektronik sigara zatürresi. Bu yağlı zatürre çocuk ve gençlerin ölümüne neden oldu.
Bundan şunu anlıyorum ki biz Türkiye olarak en başından beri iyi ki bu ürünleri Türkiye’ye sokmadık. Bunlar Türkiye’ye girerse bütün çocuk ve gençler alışveriş merkezlerinden, büfelerden, okul kenarlarından bu elektronik ve ısıtılmış sigaraları alıp nikotin bağımlısı olacaklar. Daha sonraki aşamada ise gerçek sigaralara geçiş yapacaklar.
“DUMANSIZ DÜNYA” GİRİŞİMİ
Tütün endüstrisi elektronik ve ısıtılmış sigaraların yasal hale gelmesi için nasıl girişimlerde bulunuyor?
Elektronik sigaralarla ilgili çok tehlikeli girişimler var. Özellikle bu konuda çalışmalar yapmak için Dumansız Dünya isimli bir vakıf kurdular. Bu vakfı Philip Morris isimli sigara şirketi kurdu. Bunlar 12 yıldır elektronik sigarayı ülkelerde tanıtıp serbest hale gelmesi için çalışmalar yürütüyorlar, her yıl 80 milyar dolar yatırım yapıyorlar.
“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN TÜTÜNLE MÜCADELEDE TAVİZ VERMİYOR”
Bu anlamda strateji geliştiren şirketlerden Philip Morris’in “Dumansız Dünya” projesi neleri içeriyor? Türkiye’nin bu oluşuma, vakfa karşı aldığı önlemler neler?
Bunlar farklı ülkelerde, biraz önce de belirttiğim gibi, farklı vakıflara para verip araştırmalar yaptırıyorlar ve sonuçta elektronik sigaranın iyi bir şey olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Sonuçta burada tartıştığımız konu hangi ürünün daha az zararlı olduğu değil. Zaten dünyada piyasada serbest olarak satılan sigaradan daha az zararlı bir ürün yok. Buradaki temel sıkıntımız elektronik sigaralar serbest olduğunda çocuk ve gençleri tütün endüstrisi ve elektronik sigaradan nasıl koruyacağımız.
Türkiye’de benim bildiğim en az üç kez bu ürünleri piyasaya sokmak için girişimde bulundular. Biz hem Yeşilay olarak hem Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) olarak bir karşı duruş sergiledik ve Türkiye’ye girmelerini engelledik. Ama bu şirketler her düzeyde pek çok kişiye ulaşarak yine bu ürünleri Türkiye’ye sokmaya çalışıyorlar. Bunların en tehlikelisi de Dumansız Dünya Vakfı.
Bu vakıf Türkiye’de, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı TOBB Üniversitesinin Ekonomi Politikaları Vakfı ile bir çalışma yaptı. Bu çalışmaya biz çok sert tepki gösterdik ve çalışmayı yayımlayamadılar.
Ayrıca Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da bu konuda çok kararlı bir tutum sergiliyor. Cumhurbaşkanımız, 2018 yılında Yeşilay’ın Halk Sağlığı Kongresi’nde çok güzel bir açıklama yaptı. Bu şirketlerin bir tilki misali kendisine ulaşmaya çalıştığını ifade eden Cumhurbaşkanımız, kendisinin Türkiye’de elektronik sigaralara izin vermeyeceğini söyledi. Bu bakımdan çok şanslıyız.
Dumansız Dünya Vakfı, İstanbul’da halk sağlığı ve göğüs hastalıkları doktorlarını davet ederek elektronik sigaraları tanıtmak için bir toplandı düzenlemeye çalıştı. Şimdiki İçişleri Bakanımız, dönemin İstanbul Valisi Sayın Ali Yerlikaya bu toplantıya izin vermedi. Bu tavrı dolayısıyla kendisi DSÖ’den bir teşekkür mektubu aldı.
Dediğim gibi tütün endüstrisinin bu saldırıları durmayacak çünkü burada bir pazar var. Bu pazara girip ürünlerini çocuklara ve gençlere satmak ve kârların kâr katmak istiyorlar.
“ÇOCUKLAR SİGARAYI GÖRMEDEN BÜYÜMELİ”
Sizce çocukları ve gençleri tütün ve yeni nesil tütün ürünlerinden koruma noktasında neler yapmalıyız? Bu anlamda kimlere nasıl görevler düşüyor?
Ben hep şunu söylüyorum; çocukları mümkün olduğu kadar sigarayı ve sigara içildiğini görmeden büyütmemiz lazım. Eğer bunu başarabilirsek çocuk ve gençler bağımlı olmayacaktır. Bunun için Türkiye’de reklam yasaklarını ve dumansız hava sahasını çok iyi uygulamamız gerekiyor. Çocukları mümkün olduğu kadar tütünsüz ve dumansız hava sahasında büyütmemiz lazım. Çocuklar anne ve babalarıyla beraber bir yerlere gittiklerinde insanların sigara içtiğini görüyorlar. Diğer ülkelerde uygulandığı gibi sigaralar kapalı dolapların ardına koyulmalı. Ayrıca eğitim çalışmalarının yapılması da çok önemli. Yeşilay, Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Programı kapsamında okullarda rehber öğretmenlere beraber çok güzel bir çalışma yürütüyor. Öte yandan dünyada çocuklara tek tek sigara satanlara hapis cezası uygulayan tek ülke Türkiye’dir. Ama buna rağmen tobacco shop denilen dükkânlarda çocuklara tek dal sigara satılıyor. Ayrıca okul çevrelerinde çok iyi denetim yapılması şart.
PROF. DR. TOKER ERGÜDER KİMDİR?
1965 yılında Elazığ’da doğdu. 1989 yılında Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. 1992-1997 yılları arasında Elazığ İl Sağlık Müdürlüğü’nde Şube Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdür Yardımcılığı yaptı. 1997-2000 yılları arasında T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü’nde Aile Hekimliği Birim Sorumlusu ve Sağlık Reformları ve Sağlık Bilgi Sistemleri Koordinatör Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 2000-2007 yılları arasında T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ruh Sağlığı Daire Başkanlığında Madde Bağımlığı Şube Müdürlüğü görevini yürüttü. 2007 yılında Tütün ve Alkol Kullanımı ile Mücadele Daire Başkanlığı’nı kurdu. T.C. Sağlık Bakanlığı görevi sırasında 2000-2003 yılları arasında ülkemizi İsviçre Cenevre’de gerçekleştirilen Dünya Sağlık Örgütü Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi görüşmelerinde ve alt bölge gruplarında temsil etti. 2003-2007 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, 5727 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un hazırlanması ve görüşmeleri sırasında Komisyon ve alt komisyonlarda uzman olarak görev yaptı. Türkiye’nin ilk Ulusal Tütün Kontrol Programı ve Eylem Planı’nı 2007 yılında yayımladı. 2014-2016 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Enstitüsünde öğretim elemanı olarak görev yaptı. 2017 yılında Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana bilim Dalı’na profesör olarak atandı. 2007-2012 yılları arasında Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi’nde tütün kullanımı ile mücadele uzmanı olarak görev yaptı. 2013-2015 yılları arasında Küresel Trafik Güvenliği Projesi’nde uzman olarak görev yapan Prof. Dr. Toker Ergüder, 2015 yılından bu yana Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Ofisi’nde, Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Sağlığın Geliştirilmesi Program Sorumlusu olarak görev yapmaktadır. Başta tütün kontrolü olmak üzere Türkiye Yeşilay Cemiyeti ile birlikte çok sayıda ulusal ve uluslararası projede ve eğitim programında yer alan Prof. Dr. Ergüder, 2015 yılında Yeşilay'ın "En"leri Zümrüdüanka Ödülleri’nde En Yeşilaycı Akademisyen Ödülü”nü aldı. 2016 yılında Suriyeli Göçmenlere yönelik yürüttüğü programlardan ötürü Dünya Sağlık Örgütü Director-General’s Reward of Excelence Ödülü’nü almaya hak kazanan Prof. Dr. Ergüder, 2018 yılında Birleşmiş Milletler Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Görev Gücü Ödülü’nü alarak BM Türkiye görev gücünde aktif olarak görev yaptı. Prof. Dr. Toker Ergüder Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi’dir.