
Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, hatta..
Uzman Psikolojik Danışman ve Bağımlılık Danışmanı Simge Kırcan Erdoğan ile alkol bağımlılığının sebepleri ve tedavi yöntemleri üzerine söyleşi gerçekleştirdik. Simge Kırcan Erdoğan, klinik tedavi konusundaki deneyimlerini paylaşırken alkolün bedene ve çevremize verdiği zararları ayıklık üzerinden anlattı.
Uzman Psikolojik Danışman ve Bağımlılık Danışmanı olarak klinik deneyime sahipsiniz. Alkol bağımlılığını doğuran sebepler nelerdir? Önleyici tedbirlerden bahsedebilir misiniz?
Bağımlılığı ve alkol bağımlılığını tek bir sebebe bağlamamız doğru olmaz. Birçok etkeni bir arada gözlemleriz. Bağımlılık için risk oluşturabilecek durumların içinde kaotik aile ortamı, bağımlı ebeveynin varlığı, doğru olmayan yetiştirme yolları, ebeveyn ve çocuk arasındaki bağlanma zorlukları, ilgi eksikliği, sosyal baş etme becerilerinde zorluklar (örneğin hayır demekte zorluklar) ve yanlış akran ilişkileri gibi ailesel ve kişisel özellikler ile birlikte alkol kullanımının onaylanması gibi sosyal sebepler de sayılabilir.
Bazı psikoloji teorileri bağımlılığı çocukluk çağındaki aile ilişkileri, yaşadığı ortam, sevgi ve güven duygularının eksikliği, kaygıyı yatıştırma arzusu gibi kavramlarla açıklama eğilimindedir. Diğer yandan alkol bağımlılığı, öğrenme süreçleriyle de gelişebilir ve pekişebilir. Örneğin alkolün sinir sistemi üzerindeki etkileri alkol kullanımını pekiştirebilir. Bu sebeple başlarda istenilen etkiler elde edilse de pekiştirme devam ettikçe olumsuz sonuçlar da artmaya başlar. Bu sefer de olumsuz sonuçları bastırma aracı olarak alkol kullanımı devam edebilir. Bir kısır döngü ortaya çıkıyor diyebiliriz. Diğer yandan hatırlanan olumlu deneyimler de kişinin tekrar alkol kullanım isteği yaşamasına sebep olabilir. Sorunlarla etkili başa çıkma stratejilerinde bir uyumsuzluk da kişinin benzer durumlarda alkole yönelmesini etkileyebilir.
Ayrıca alkolün beyin yapısındaki ödül bölgesini harekete geçirdiğini de biliyoruz. Zamanla alkol bu bölgelere zarar verir ve artık doğal olarak bizi mutlu eden şeyler zamanla haz vermez olur. Kişi daha fazla haz alabilmek için daha çok alkol kullanmaya başlar. Alkol üzerindeki kontrol kaybedilir, olumsuz sonuçlara rağmen kullanım devam eder. Özetle, alkol bağımlılığını tek bir değişkenle açıklayamıyoruz; fiziksel, psikolojik, sosyal alanların bir bütünü olarak ele alıyoruz. Öte yandan araştırmalar gösteriyor ki güçlü aile bağları, ebeveynin uygun denetimi, aile içi kuralların net, açık ve uygulanabilir olması ve herkesin buna uyması, okul sistemi ile kurulan güçlü bağlar ve gerek alkol gerek uyuşturucular konusunda doğru bilgilendirme koruyucu faktörlerdir.
“UZMAN BİR EKİBİN KONUYU ELE ALMASI ÇOK ETKİLİDİR”
Klinik dendiğinde danışanlar için bir belirsizlik ve güvensizlik oluşabiliyor. Kapının ardını, klinik tedavisine başlandığında hangi adımlardan geçildiğini, rehber niteliğinde kısaca paylaşır mısınız?
Evet bazen yatarak tedavi denildiğinde kaygı hisseden danışanlarımız olabiliyor. İnsanlar bilmedikleri durumlar karşısında korku ve kaygı hissedebilir. Ancak danışanların bağımlılık şiddetini daha verimli değerlendirilmesi, alkol ya da maddeye bağlı şiddetli ruhsal etkileri ve fiziksel etkilerin üzerinde tıbbi kontrol sağlanması, şiddetli yoksunluk belirtilerinin giderilmesi, arındırma ya da yan etkilerin tedavisi için kişinin yatırılması uygun olabilir. Benzer şekilde kişi kaotik bir ortamda ise o ortamdan ve maddeden uzak durabilmesi ve ruhsal durum değerlendirilmesi için de yatarak tedavi uygun görülmektedir.
Ayrıca özellikle alkol bağımlılığının tedavisinde uzman bir ekibin konuyu ele alması çok etkilidir. Alkol yapısı gereği etkileri ve yoksunluğu bakımından güçlü bir maddedir. Kişinin hayati tehlikesi bile olabilir. Hem etkin ilaç tedavilerinin düzenlenmesi hem de psikoeğitim ve psikoterapinin düzenlenmesi için yatarak tedavi seçeneği önerilebilir. Kişinin yataklı servislerle ilgili kaygılarını kurumların ekipleri ile açıkça konuşmasını önerebilirim. Bazen dışarıdan konuya hâkim olmayan kişilerin yanlış bilgilendirmeleri ya da filmlerde ve sosyal medyada görülen kimi yanıltıcı sahneler sebebiyle yatarak tedavi istemeyen kişiler olabiliyor. Bu yüzden net bilgiyi yatacakları kurumun uzmanlarından almaları ve belirsizliği gidermeleri çok daha sağlıklı olur. Böylece vakit kaybı yaşanmamış olur. Ülkemizde devlete ait ya da özel kurumların farklı yataklı servisleri var, kurumların kurallarının birbirinden ayrışan ve birbirleriyle örtüşen tarafları var. Yatarak tedavi öncesi tedavi ekibi kuralları içeren bir sözleşmeyi danışana sunar. Bağımlılık servisleri kapalı servislerdir bu da öncelikle danışanların ve tedavi ortamının güvenliğini sağlamak içindir. Bazı kurallar danışanlara sert gelebilir ancak bu kurallar çok uzun deneyimler sonucunda oluşmuştur ve ana amaç herkesi korumaktır.
Yataklı servislerde ilaç tedavisinin yakından takibi ile birlikte çeşitli etkinlikler, bireysel ve grup terapileri, spor etkinlikleri ve sanat etkinlikleri uygulanabiliyor. Bu etkinliklerin hepsi ayık hayata alışma adımları olarak da değerlendirilebilir.
Yeşilay Danışmanlık Merkezi'nin (YEDAM) faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sadece danışanla değil ailesiyle de özel bir ilgi ve eğitim söz konusu. Bunun faydaları nedir?
YEDAM’da bütüncül bir yaklaşım sergileniyor. Uzman arkadaşlarımız hem danışanla hem aileleriyle psikoterapi ve psikoeğitim çalışmaları yürütmekte, ihtiyaç hâlinde danışanların ve ailelerin başka tedavi seçeneklerinde destek olmakta hatta eşlik edebilmektedir. Psikoterapi dışında sosyal hizmet uzmanı arkadaşlarımız da danışanlarımızla sosyal hayatları, iş hayatları ya da eğitim hayatları gibi konularda görüşmeler yapmakta, YEDAM bünyesinde atölyeler düzenlemekte ve yerel yönetimlerle de iş birliği yapmaktadır. Böylece tek bir açıdan değil her yönden destek sağlanmaktadır. Ayrıca iyileşme koçları ve danışmanları da danışanların tedavisinde çok önemli bir yer tutmaktadır. YEDAM bünyesinde bütün uzmanlar ve çalışanlar süpervizyon sürecinden de geçmektedir. Böyle bütüncül bir yaklaşım danışanla beraber ailenin hatta toplumun faydasınadır.
“AYIKLIĞIN İLK ADIMI ARINMADIR, ARINMA BİR BAŞLANGIÇTIR”
Alkol bağımlılığı üzerine çok konuşuluyor ancak karşı tarafta ne var? Ayıklık nedir?
Bu sorunun çok haklı ve önemli bir soru olduğunu düşünüyorum. Bağımlılık çok konuşulan bir konu ve madalyonun diğer tarafı da ayıklık. Öncelikle iyileşmenin ve ayıklığın aşamaları olduğunu unutmayalım. Ayıklığın ilk adımı arınmadır ama bu sadece ilk adımdır pek çok kişi arınmayı tedavi olarak düşünür ama arınma bir başlangıçtır. Daha sonra bedenin iyileştiği, ruhsal sorunların ele alındığı süreç başlar. Bu süreç yanlış tutum ve davranışların yerine sınır koymak, hayır demek, öfkeyi kontrol etmek, rahatlama ve gevşeme becerilerini geliştirmek, iletişim ve kurallara uyma becerisini geliştirmek, yeni ve ayık arkadaşlar edinmek, mesleki becerileri kazanmak gibi yeni davranış ve beceri kalıplarını öğrenme ve geliştirme sürecini içerir. Bunu topluma uyum, çalışma hayatının varlığı gibi sosyal entegrasyon süreçleri takip eder. Yani her gelişme bir anda olmaz zamanla üst üste koyarak adım adım gerçekleştirilir. Zorlanılan konularda daha çok çalışılır, gerilemelerde ek önlemler alınabilir. Bütün bu değişimleri kişi tek başına yapmak zorunda değildir destek her zaman oradadır.
Ayıklık ya da iyileşmek sadece alkolü bırakmak değildir. Ayıklık yaşam değişimini içerir. Örneğin alkol kullanan arkadaşlardan uzak kalmayı başarmak, düzenli ve sağlıklı yaşamak, sağlıklı beslenmek, düzenli uyumak, ruhsal sorunları çalışmak, boş zamanları etkin şekilde doldurmak, alkol isteğini tanımak ve istekle başa çıkma becerilerini geliştirmek, sabırlı olmayı öğrenmek, sorumluluk almak ve çalışmak gibi bütün hayatı etkileyen bir süreçtir. Bunların hepsi zor gibi görünse de unutmayalım ki danışanlarımız yalnız değil. Hepsini bir günde gerçekleşmeyeceğini, adım adım olacağını biliyoruz ve bu yüzden uzun süreli tedaviyi öneriyoruz. Uzun süredir tedavide kalan bazı danışanlarımız tarafından ayıklığın “yeniden doğmak, hayata dönmek, ikinci bir şans, yaşadığının farkında olmak, ayık bir zihinle kararlar almanın zevkli olması” gibi cümlelerle tanımladığını da eklemek isterim.
Tedaviye ara vermenin zararları nelerdir? Tekrar başlama ve yardım konusunda yönlendirmeniz nasıl olur?
Bağımlılık kronik bir hastalıktır. Tedaviyi erken bırakmak tedavi etkinliğini düşürür. Tedavide geçirilen süre uzadıkça başarı artmaktadır. Buradaki risk kişi tedaviyi erken bırakınca tedavi etkisiz gibi yorumlayabilir ve bir nüks yaşadıysa tekrar tedaviye başvurusu gecikebilir. Geciktikçe de alkolden göreceği zarar artmaktadır. Bu yüzden bir nüks olursa ya da kişi kendini riskte hissediyorsa vakit kaybetmeden tekrar tedavi sürecine geri dönmelidir. İçtiğini saklamak sorunu daha da büyütmektedir o yüzden aile ya da tedavi ekibi ile hemen iletişim sağlanmalı ve gereken müdahale en kısa sürede başlamalıdır. Bazen daha önceki içme süreçlerinde yaşamadığı sıkıntılar bu seferki süreçte ortaya çıkabilir, bunları önceden tahmin etmek zordur.
“Yeni bir başlangıç” için YEDAM'ın kapısını çalan kişilerin gelişimini anlatabilir misiniz?
Çok örnek var. Öncelikle tedaviye ulaşabilmek çok kıymetli. YEDAM çok kolay ulaşılabilir. Çalışan uzmanlarımız da bu alanda sürekli eğitimler almakta ve danışanlarımıza yardımcı olmakta. Öncelikle kişinin ihtiyaçları belirleniyor ve düzenli takiplerle bu ihtiyaçlara yönelik çalışmalar yapılıyor. Düzenli takip ile uzun süreli ayık kalan, çalışmaya başlayan, aile kuran pek çok örneğimiz var.