Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1077
Teknoloji Bağımlılığı
Çocuklarda Ekran Bağımlılığı
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kemal Sayar ve Klinik Psikolog Sezin Benli’nin “Çocuklarda Ekran Bağımlılığı” adlı yazısı birçok ebeveyni endişelendiren ekran bağımlılığının detaylarına iniyor ve dijital ebeveynlik konusunu farklı açılardan ele alıyor.
Zamanında anne ve babalarımız bizi sokaktan toplamakta zorlanırken şimdilerde bizler çocuklarımızı ekran başından almakta zorlanıyoruz. Video oyunları, tabletler, telefonlar, sosyal medya… Etrafımız ekranlarla sarıldı. Ekranlar bazen sıkıntıdan kaçmamızı sağlıyor bazen de dikkatimizi çalıyor. Teknolojinin giderek küçülerek evimizin/cebimizin içine girebilecek boyutlara gelmesinin üstüne özellikle şehirdeki çocukların giderek evlerin içinde daha fazla vakit geçirmeleri çocukların ekranlara maruz kalma sürelerini çok artırdı. Nispeten daha yeni olan bu bağımlılık türü doğal olarak pek çok ebeveyni endişelendiriyor.
TEKNOLOJİNİN SAĞLIKSIZ KULLANIMI
“Ekran bağımlılığı” olarak literatüre geçen bir tanımımız yok ama ekran bağımlılığından ötürü hayat kaliteleri düşen insanları hepimiz tanıyoruz. Teknolojinin “sağlıksız kullanımı” diye tanımlayabileceğimiz bu durum, kişinin ekran başında geçirdiği belirli bir süre ile tanımlanmıyor. Teknoloji hayatımıza eklemekten çok hayatımızdan çalmaya başladığında teknolojinin sorunlu kullanımı ortaya çıkıyor. Bu “ekran hastalığından” çocuklar kadar bazı yetişkinler de muzdarip olsa da çocuklukta beyin gelişimi ve sosyal gelişim gibi aşılması gereken pek çok basamak olduğu için çocuklarımız için ayrıca bir tehlike unsuru oluşturuyor.
Özellikle küçük çocuk sahibi ebeveynler bazen sadece yemeklerini huzur içinde yiyebilmeye ya da arkadaşlarıyla rahat rahat sohbet etmeye hasret kalıyor. Özellikle restoranlar gibi halka açık yerlerde çocukların “uslu” durmalarını sağlamanın en kolay yolu ellerine telefon ya da tablet vermek gibi görünüyor. Hatta izledikleri öğretici çizgi filmlerin ya da oyunların zekalarının artırdığını bile düşünebiliyoruz. Ancak pek çok bilimsel çalışma bunun tam tersini gösteriyor. Çocukların eline ekranları vermek ne kadar işimizi kolaylaştırsa da bundan mümkün olduğunca kaçınmak gerekiyor.
NE ZAMAN “BAĞIMLILIK”?
“X saatten fazla ekrana bakan çocuklar bağımlıdır” demek çok zor. Bu çocuğun yaşına, gelişimsel durumuna, hayatına göre çok farklılık gösterebilir. Bazı çocuklar diğerlerinden daha çok ya da daha az etkilenir. Çocuğun ekranlarla geçirdiği süre hayatının diğer alanlarını ne ölçüde olumsuz etkilediği en önemli kriterimiz olmalıdır. Bir örnek vermek gerekirse, bir çocuk günde üç saati bilgisayarın başında geçiriyor ama bir yandan okul başarısını düşürmüyor, arkadaşlık ilişkilerini sürdürüyor, ailesiyle kaliteli zaman geçiriyor, fiziksel ve duygusal açıdan sağlığını kaybetmiyor olabilir. Bu noktada, bu çocuk için sorunlu teknoloji kullanımına dair güçlü bir işaret yoktur. Öte yandan, başka bir çocuk günde bir saat bilgisayar oynayabilir ama ders başarısı düşüktür, ailesi ve arkadaşlarıyla vakit geçirmek istemez, giderek içine kapanır. Bu çocuk ilk çocuğa göre çok daha az bir süre ekran başında kalmış olmasına rağmen hayatı daha olumsuz yönde etkilenir. Yani çocuğun ekran başında geçirdiği belirli sürelerden çok, çocuğun ekranlar uğruna feda ettiği şeyler ve iyi götürmeyi sürdürebildiği şeyler dikkate alınarak bir değerlendirme yapmak gerekir.
Sorunlu kullanımın diğer işaretleri de çocuğun ya da gencin oyunda ya da internette geçirdiği süre hakkında yalan söylemesi, arkadaş çevresinden ve ailesinden giderek uzaklaşması, başka şeyler yaparken bile oyunu düşünmesi, oyuna geri dönmek için bir şeyleri çabuk yapmaya çalışması ve oyunlar için aşırı para harcamaya meyilli olmasıdır. Ayrıca, internette ya da oyun oynarken ekran karşısında daha fazla zaman geçirebilmek için yemek yemek, uyumak gibi fiziksel ihtiyaçlarını ertelemek de sorunlu kullanım tablosunun belirgin özellikleridir. Fiziksel ihtiyaçların ertelenmesi çocuklarda uyku sorunlarına, aşırı yorgunluğa, yeme alışkanlıklarının değişmesine neden olabilir. Bu gibi durumlarda ve hatta bu gibi durumları önlemek için ebeveynlerin çocuklara teknoloji ile ilgili belirli sınırlamalar getirmeleri gerekir.
SAĞLIKSIZ TEKNOLOJİ KULLANIMA İŞARET EDEBİLECEK BELİRTİLER
-
Okul başarısının düşmesi.
-
Aile ve arkadaş ilişkilerinin zayıflaması.
-
Kendini daha iyi hissetmek için teknolojiyi bir araç olarak kullanmak.
-
Ekranlarda vakit geçirmediği sürelerde kendini huzursuz, üzgün ya da öfkeli hissetmek.
-
Dijital dünyada (örneğin oyunlarda) fazla para harcamak.
-
Dijital dünyada zaman geçirmek için fiziksel ihtiyaçlarını ertelemek.
-
Ekran başında geçirilen zamanın sağlık sorunlarına yol açmaya başlaması.
-
Yaşına uygun duygusal, sosyal fiziksel gelişimin sekteye uğraması.
HANGİ ÇOCUKLAR SAĞLIKSIZ KULLANIMA DAHA YATKIN?
Ekranlar pek çok farklı aktivite yapabilmemiz ve pek çok farklı psikolojik ihtiyacı karşılayabilmemiz için araç görevi görüyor. Alışveriş yapmak, sosyal medya üzerinden sosyalleşmek, video oyunları oynayarak eğlenmek bunlardan yalnızca bazıları. Bu yüzden, çocukların teknolojiyi kullanarak nasıl bir ihtiyacını karşıladığını anlamak çok önemlidir. Örneğin, sosyal becerilerini yetersiz bulan, yüz yüze ilişki kurmakta güçlük yaşayan, fiziksel görünüşünden hoşnut olmayan ergenler kendilerini sanal dünyada daha rahat hissedebiliyorlar. Kendilerini daha farklı tanıtabiliyor, mevcut sosyal çevrelerinden uzaklaşabiliyor, insanlara kendilerini ne kadar açıp açamayacaklarına kendileri karar verebiliyorlar. Bu tip bir durumda ergenin internet bağımlılığının altından yatan öz güven eksikliğine ya da sosyal destek eksikliğine odaklanmak gerekir.
Çocuk günlük hayatında ailesi ve arkadaşlarıyla anlamlı ilişkiler kuramıyorsa, etrafında sorunlarını paylaşabileceği kişiler bulamıyorsa, yani çevresinden yeterince sosyal destek alamıyorsa bilgisayar ve internete yönelebilir. Benzer bir şekilde, ailesi ile çatışmalar yaşayan, huzursuz bir aile ortamı olan, arkadaşları tarafından dışlanan gençler, daha iyi hissedebilecekleri ve stres atabilecekleri dijital dünyaya kaçabilirler. Nasıl ki insanlar zaman zaman problemleriyle baş etmek için farklı bağımlılıklara yönelebiliyorlar, çocuklar da sanal dünyayı zor duygularından uzaklaşmaya çalışmak için kullanabiliyorlar. Çocukların ve gençlerin ekranlarda neden bu kadar vakit geçirdiğini anlamak çözümün en önemli parçalarından biri.
DİJİTAL ÇAĞDA EBEVEYNLİK
Bazen çocuklar teknolojiyle ilgili bizden daha fazla şey biliyor olabilirler ama bizim ebeveyn olarak onları koruma ve rehberlik etme sorumluluğumuz dijital dünyada da devam ediyor. Nasıl çocuğumuz ilk defa sokağa kendi çıkmaya başladığında kendilerini nasıl koruyabileceklerini öğretiyoruz, aynı şekilde sanal dünyada da bazı uyarılarla onlara kendilerini korumayı öğretmemiz gerekiyor. “İnternet üzerinde telefonun, adresin gibi özel bilgilerini paylaşma”, “tanımadığın insanlara fotoğraf gönderme”, “internette insanlar kendilerini gerçekten oldukları gibi tanıtmayabilirler” gibi riskli durumları çocuklarımız internette zaman geçirmeye başladıkça onlarla konuşmamız gerekiyor. En önemlisi de rahatsız edici bir şey yaşanırsa gelip bize anlatabilecekleri bir iletişimimizin olması gerekiyor. Güvendiği, sorular sorabileceği ve yardım alabileceğini hissettiği ebeveynlere sahip olmak bir çocuk için en büyük koruyucu faktör.
Birçok araştırma bilgisayar ve oyun konsolları gibi aletlerin çocukların odalarında bulunmasının daha fazla gözetimsiz zaman geçirmeye yol açtığını gösteriyor. Bu tip cihazların ebeveynlerin de vakit geçirdiği odalarda olmaları ebeveynlerin koruma işlevlerini kolaylaştırıyor. İnternet filtreleri, çeşitli sosyal medya platformlarının “çocuk dostu” uygulamalarını kullanmak gibi alınabilecek önlemler de var. Küçük yaşlardan beri çocuğumuza gerekli internet ve medya okuryazarlığı eğitimi verdiğimizde ergenliğe gelindiğinde de süreç çok daha rahat geçiyor. İlk sosyal medya hesaplarını açmadan önce belirli kurallar üzerine anlaşmak çok önemli. Özellikle ilk birkaç sene paylaşımlarını takip etmek, internette geçirdiği sürede neler yaptığı, kimlerle konuştuğu hakkında sohbet etmek gibi yöntemler çocuklarımızı koruyabilmemiz için çok önemli.
NELER YAPABİLİRİZ?
-
Çocuğunuza internette kendisini nasıl koruyabileceğini öğretin ve olası tehlikeler hakkında konuşun.
-
Çocukların internette karşılaştıkları zararlı ya da zararsız tüm içerikleri doğru bir şekilde değerlendirebilmeleri için onlara sorgulama ve eleştirel düşünme yeteneklerini kazandırın.
-
Çocuğunuzun meraklarını teşvik edin. İlham alabileceği, yeni şeyler keşfedebileceği, öğrenme odaklı ortamlara girmesine yardımcı olun. Özellikle de performanstan ziyade çaba ve kararlılığa önem verin.
-
Çocuğu kendi ilgi alanlarına ve psikososyal gelişim aşamalarına uygun aktivitelere yönlendirin.
-
Küçük çocukları yaratıcı oyuna yönlendirin. Yaratıcı oyun için evde ya da dışarı çıkarken (örneğin resim kalemleri gibi) yeterli malzeme bulundurun.
-
Zaman zaman onların oyununa dahil olmayı teklif edin. Sizinle zaman geçirmek ve birlikte oyun oynamak gelişimleri için çok önemli olduğu gibi aranızdaki ilişkinin güçlenmesini de sağlar.
-
Çocuklar yasaklar, cezalar ve uyarılardan çok çevresine bakarak öğrenirler. Teknoloji ile ilişkinizde rol model olun.
-
Teknoloji kullanımı ile ilgili yazılı bir sözleşme yapın ve imzalayın. Çocuğunuzun ihtiyaçlarını ve taleplerini dinleyerek ortak kurallar belirleyin ve çocuğun sözleşmeye uymadığı takdirde nasıl bir sonucun yaşanacağını sözleşmenin içerisinde belirtin.
-
Teknoloji ile ilgili koyduğunuz kurallar konusunda istikrarlı olun. Bir ebeveyn kural koyuyor ama diğeri kuralları esnetiyorsa çocuğun o kuralı takip etmesi zorlaşır. Aynı şekilde, kural bazen geçerli oluyor bazen olmuyorsa kural özelliğini kaybeder.
-
Aile bağlarınızı güçlendirmek için zaman ayırın. Çocuklarımızla ilişkilerimiz ne kadar güçlü olursa çıkabilecek tüm problemleri mümkün olduğunca yumuşak geçirebilme ve çözebilme olasılığımız da o kadar artıyor.