
Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, hatta..
Ergenliğin depresyon dahil tüm psikiyatrik hastalıkların en sık görüldüğü dönem olduğunu belirten Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Ömer Kardaş, “Ebeveynlerin çocuklarını iyi tanıması ve değişimleri çabuk fark edebilmesi gerekli. Doğru rol model olmak önemli. Kurallı, sınırlı ama sevgi dolu bir çevrede yetişen çocuk, birçok olumsuz duruma dayanıklı hale gelir.” diyor.
Ergenlik, çocukluk ve yetişkinlik arasında kalan özel bir dönem. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Ömer Kardaş, diğer tüm dönemler için “gelişim”den söz edilirken, ergenlikte gelişim ve değişimin bir arada görüldüğünü söylüyor. “Ergenlik, tüm psikiyatrik hastalıkların en sık görüldüğü dönemdir. Depresyon da buna dahil edilebilir.” diyen Uz. Dr. Ömer Kardaş ile ergen ve gençlerde depresyon ve bağımlılık arasındaki ilişkiyi konuştuk.
Ergenliğin başlı başına hüzünlü bir dönem olduğunu belirten Uz. Dr. Ömer Kardaş bunun kaybedilen çocukluğun hüznü olduğunu söylüyor. “Ergenlik aynı zamanda ebeveynle çatışmaların yoğunlaştığı, akran gruplarının daha önemli olduğu bir dönem.” diyen Uz. Dr. Kardaş şöyle devam ediyor: “Bu çatışmalar hemen herkeste görülür. Bazen sakin bazen fırtınalı olan bu sürece ‘Kimlik çatışması’ denir. Ancak bazen bu çatışma derinleşir ve şiddeti büyür. Ergenlik ve gençlik döneminde depresyon gibi psikiyatrik bozuklukların gelişimi daha da kolaylaşır. Ergenlik döneminde depresyon ve bağımlılık arasında iki yönlü bir ilişki olduğundan söz edebiliriz. Her iki durum da birbirini etkiliyor. Tıpkı diğer ruhsal rahatsızlıklar gibi depresyon da madde kullanımını ve sonrasındaki bağımlılık riskini artırıyor. Benzer biçimde madde kullanımı da hem beyin gelişimini olumsuz yönde etkileyerek hem de olumsuz psikososyal sonuçlar nedeniyle depresyona yatkınlığı artırıyor.”
Uz. Dr. Ömer Kardaş, ruhsal bozuklukların son sınıflama sistemine göre, ergenlerde alkol-madde kullanım bozukluklarına en sık eşlik eden ruhsal hastalığın depresyon olduğunu vurguluyor. Her iki bozukluğun birlikteliğinin yüzde 24 ile yüzde 50 arasında değiştiğini dile getiren Uz. Dr. Kardaş; “Bu konuda yapılan bir çalışmada depresyonun, ergenlerde alkol bağımlılığını dört kat artırdığı gösterilmiş. Klinik pratiğimizde de madde kullanımı ile başvuran gençlerde depresyonu çok sık görüyoruz. Yapılan çalışmalar her iki bozukluğun birlikteliğinde tedavinin daha zor olduğunu göstermiş. Depresyon, ilk madde kullanım yaşını düşürmekte, daha ağır madde kullanımı ve tedavi direncinin daha fazla olması ile sonuçlanmaktadır. Bununla birlikte depresyona madde kullanımı eşlik ettiğinde, depresyonun şiddeti artmakta, kendine zarar verme davranışı görülebilmekte ve bu davranışların sıklığı ve şiddeti artmaktadır.” diyor.
Ergen ve gençlerde daha çok hangi bağımlılığın depresyon sebebi olabileceğiyle ilgili pek çok çalışma yapılsa da sonuçların çelişkili olduğunu vurgulayan Uz. Dr. Kardaş şunları söylüyor: “Bu nedenle burada özellikle bir madde ya da bağımlılık türünden söz edilmesi yerine bağımlılık ve depresyonun birlikteliğinin sık olduğunu bilmek gerekir. Ergenlerde internet bağımlılığı da dahil diğer tüm bağımlılık türlerinde depresyonun sıklığı fazladır.”
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Ömer Kardaş, ailelerin hangi durumlarda çocuklarının madde kullandığından ya da depresyonda olduklarından şüphelenmeleri gerektiği ile ilgili olarak şu bilgileri veriyor:
Okul başarısının ani düşmesi
Önceden olmayan; okula devamsızlık
Olumsuz akran çevresi
Duygu durumunda dalgalanmalar
Aile ile geçirilen sürenin azalması
Uyku ve uyanıklık döngüsünde değişiklikler
İştah düzensizlikleri
Aşırı sinirlilik, gerginlik
Öz bakımda azalma ya da abartı olması
Aşırı kilo kaybı
Ailenin ya da gencin özel eşyalarının sık sık kaybolması
Aşırı para harcama
Madde kullanımında kullanılabilecek bazı eşyaların bulunması
Uz. Dr. Kardaş, tüm bu durumların varlığında madde kullanımından şüphelenmek gerektiğini belirterek; “Bunlardan bazıları, normal ergenlik değişiminde de beklenen durumlardır. Burada, ailenin çocuğunu iyi tanıması ve değişimin aşırılığı önemli.” açıklamasında bulunuyor.
Uz. Dr. Ömer Kardaş, madde kullanımı olsun ya da olmasın depresyondan şüphelenmek için gerekli olan durumları ise şöyle sıralıyor:
Mutsuzluk
İçe kapanma
Öz bakımda azalma
Aşırı uyku ya da uykusuzluk
İştah değişiklikleri
Kendi zarar verme düşünceleri ve girişimleri
Yoğun sinirlilik
Enerjide azalma
Keyif alınan aktivitelerden uzaklaşma
İsteksizlik
Ebeveynlerin çocuklarını iyi tanımaları ve değişimleri çabuk fark edebilmeleri gerektiğini vurgulayan Uz. Dr. Ömer Kardaş, “Doğru rol model olmak oldukça önemli. Kurallı, sınırlı ama sevgi dolu bir çevrede yetişen bir çocuk birçok olumsuz duruma dayanıklı hale gelecektir.” diyor. Ebeveylerin çocuklarıyla konuşmaktan çekinmemesi gerektiğini dile getiren Kardaş, gençlere istedikleri zaman kendileriyle iletişim kurabileceklerine dair güvenin verilmesi gerektiğine işaret ediyor. Kardaş sözlerine şöyle devam ediyor: “Ergenlik dönemini iyi bilmek, gencin özel alanlarına saygı duymak gerekir. Aile bağlarını güçlendirmek, çatışma çözme yöntemlerini sorgulamak, gence uygun sorumluluklar vermek, kural koyma becerilerini bilmek oldukça önemlidir.”
Uz. Dr. Ömer Kardaş, madde kullanım bozuklukları ve depresyonun diğer psikiyatrik sorunlar gibi biyopsikososyal bozukluklar olduğunu söylüyor. Kardaş, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Hastalıkların biyolojik yönlerini unutmamak gerekir. Aileler kendilerini suçlu hissetmemeli. Bazı aileler her şeyi doğru yapar ama yine de çocuktaki psikiyatrik bozukluğu değiştiremez. Bazen de risk faktörlerinin yoğun olduğu bir çocuk veya ergende herhangi bir bozukluk görülmez. Ebeveynler ve gençler yardım almaktan çekinmemeli. Depresyon ve madde kullanımı tedavi edilebilir durumlardır. Uygun müdahalelerle gencin yaşamında önemli sorunlar yaşaması önlenebilir. Aileler, Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi’ne (ÇEMATEM) başvurabilir. Bulundukları yerde ÇEMATEM olmayabilir. Bu durumda da devlet hastanesi ya da üniversite hastanelerindeki çocuk ergen psikiyatristlerinden yardım alabilirler. Bununla birlikte YEDAM’lar (Yeşilay Danışmanlık Merkezi) 12 yaş ve üzerine ücretsiz psikososyal destek vermekte ve ülkemizde önemli bir açığı kapatmaktadır. Aileler ülke genelinde yaygınlaşan bu kurumlardan da destek alabilirler.”
Uz. Dr. Ömer Kardaş 1987 yılında Diyarbakır’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. 2011 yılında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. Aynı yıl girdiği Tıpta Uzmanlık sınavında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları bölümünü kazandı. 2016 yılında eğitimini tamamlayarak Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı oldu. Mecburi hizmetini İzmir ve Diyarbakır’da tamamladı. Yaklaşık iki yıl Diyarbakır Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezinin sorumlu hekimliğini yaptı. Halen Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında Dr. Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır. Uz. Dr. Kardaş, evli ve iki çocuk babasıdır.