Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1042
Sağlıklı Yaşam
Ekolojik Yaşam Arayışları
İnsan, doğadan kopup şehirle bütünleştikçe ve zamanla şehrin bir parçası haline geldikçe kendi tabiatından da koptu... Zamanla bu durum olumsuz sonuçlarını birçok yönden hissettirince, doğal yaşama dönüş yapan ekolojik hareketler ve eko-köyler ortaya çıktı. Dünyadan ve Türkiye’den bazı ekolojik yaşam arayışlarını sizin için derledik…
Dünyanın varoluş tarihine baktığımızda çok değil, 200 yıl önce dünya nüfusunun sadece yüzde 3’ü şehirlerde yaşıyordu. Bugün ise bu oran yüzde 50’yi aşmış durumda… İnsan demek artık neredeyse şehir demek. Günümüzde milyonları geçen kalabalıklar halinde yaşayan insanoğlu, tarih boyunca herkesin birbirini tanıdığı, doğayla iç içe küçük topluluklar halinde yaşadı oysa ki. Sanayi devrimi, kuantum fiziği, atom çağı, teknoloji çağı, şehirleşme, doğayla mücadele, tarım devrimi, ulaşımın yaygınlaşması, bilişim teknolojileri, iletişim çılgınlığı gibi her defasında dünyayı giderek daha küçülten aşamalardan geçen gezegen ahalisinin bir yandan gelişmenin hızı ve nimetleriyle başı dönerken, öte yandan doğadan ve doğal hayattan bu kadar uzaklaştığı bir devir görülmedi. Durum böyle olunca, insan, kendi tabiatının çağrısına da geç de olsa uydu. Doğaya dönüş hareketleri, doğal olanla iç içe yaşama özlemiyle birlikte hızlandı. Bugün Türkiye’de ve dünyada eko-köyler, doğal yaşam toplulukları gözümüze çarpıyor. Dünyadaki ekolojik hareketleri özetleyen, ülkemizdeki bazı girişimleri de kapsayan bir derleme hazırladık…
SADE HAYAT AKIMI - TÜRKİYE
Hareketin tohumları doğal ve geleneksel metotlarla alternatif şifacılık yapan Özbek hekim Aidin Salih’in 90’lı yıllarda Türkiye’ye gelmesiyle atıldı. Salih’in Tıbb-ı Nebevi’den esinlenen, oruç ve açlık tedavileri ile sadece doğal, organik, temiz ve helal, kimyasal ve sentetiklerden tamamen arındırılmış sağlıklı yaşam ve beslenme yöntemlerine dayanan yaşam tarzını benimseyenler 2007 yılında bir araya gelerek Sade Hayat Derneğini kurdular. Sade Hayatçılar tüketim ve sanayi toplumunun kimyasallar, sentetikler, GDO’lu ve hormonlu bitkiler, tarım ilaçları, hazır gıdalar, ilaçlar, endüstriyel ve yapay ürünler, bağımlılık yapan maddelerle dolu yaşam tarzından uzak yaşayarak insan fıtratına uygun, sakin, sade, doğal bir yaşam tarzını benimsiyorlar. Günümüzde hâkim olan teknolojik ve sosyal gelişmeleri büyük ölçüde fıtrata aykırı, ölçüsüz bulan Sade Hayatçılar daha uyumlu ve fıtrî yaşamın formülünü bunlardan uzak durmakta bulmuşlar. Doğaya ve insana zararlı uygulama, ürün, düşünce ve yaşam tarzlarını mümkün olduğunca hayatlarından uzak tutup beden ve ruh sağlıkları için ihtiyaç duydukları her şeyi katışıksız ve doğal şekilde yapılmış olanlardan sağlıyorlar. Bu anlayışın temelinde İslami bir yaşam tarzı ve özellikle helal gibi kavramlar anahtar rol oynasa da Sade Hayatçıların bu doğal ve sağlıklı yaşam biçiminden her anlayıştan insanın yararlanması mümkün.
ÜÇ ŞEHİR, ÜÇ BAŞARILI PROJE - TÜRKİYE
Türkiye’de ekolojik köy uygulamalarının sayısı son yıllarda gittikçe artıyor. Bunlar sürdürülebilir ekolojik tarım ve yaşam tarzı için uğraş veren, çiftlik ve eko-köylerden oluşuyor. Erzincan’daki Latif Yalçıner Çiftliği bunlardan biri. Apçağa ile Kemaliye köyü arasındaki çiftlikte 100 farklı bitki yetiştiriliyor. Bunlar kurutularak yöreye özgü zetirin adlı baharat üretiliyor. Çiftlik aynı zamanda misafir de ağırlıyor. Şanlıurfa’daki Birecik Doğa Evi’nde ise erik, domates, biber, patlıcan, acur gibi sebze ve meyveler yetiştiriyor. Kelaynaklar, çöl varanları ve çizgili sırtlanlar gibi nadir türlere ev sahipliği yapan bölge, aynı zamanda yerli yabancı pek çok doğa gözlemcisini misafir ediyor. Permakültür esaslarına dayanan, örnek sürdürülebilir bir yerleşim kurmak ve bu süreçte kazanılan deneyimleri paylaşmayı hedefleyen Marmariç Ekolojik Çiftliği ise, Ege Bölgesi’nde İzmir’in Bayındır ilçesinin Dernekli köyüne bağlı 20 sene önce terk edilmiş Mersinli mevkiinde kurulmuş. Mimar ve sivil toplum kuruluşlarında emek vermiş olan ev sahipleri, yerlerinde kiraz, elma, üzüm, zeytin, sebze, ceviz, badem yetiştirmekle birlikte üzümden pekmez, zeytinden zeytinyağı ve sabun yapıyor. Bir eğitim merkezi olarak konumlandırılmış çiftlikte, alternatif enerji tipleri ve ekolojik tarım yöntemleri uygulanıyor.
HEM ŞİFA HEM RUHSAL ARAYIŞ - Findhorn/İSKOÇYA
Sentetik ve aşırı teknolojik yaşamdan kaçarak doğal olana yönelen ve kendilerine yepyeni doğayla uyumlu bir yaşam alanı ve toplum oluşturanların ilk örneklerinden biri İskoçya’daki Findhorn ekolojik köyü. 1962’de Peter-Eileen Caddy çifti ve Dorothy Maclean öncülüğünde kurulan bu köyü yaşam alanı olarak seçen 400 kişiden oluşan topluluğun amacı salt doğal yaşamla sınırlı değil. Ekolojik yaşamı holistik (bütüncül) bir mantık içerisinde anlayan topluluğun manevi bir boyutu da var. Kuzey İskoçya’daki Findhorn Körfezi etrafında kurdukları doğayla uyumlu köylerinde yaşayan bu uluslararası topluluk, sadece organik bitkiler yetiştirip, kimyasallardan ya da teknolojik yaşamın olumsuzluklarından sakınmanın ötesinde bir anlayış güdüyor. Köyde yaşayanların ve geçici olarak ziyarete gelenlerin, halen hayatta bulunan Eileen Caddy’nin rehberliğinde bir eğitime tabii tutulduğu Findhorn ekolojik köyü aynı zamanda farklı topluluklardan birey ve organizasyonların iş birliği içinde çalıştığı ve yaşadığı holistik ve spiritüel bir eğitim merkezi. Ancak bu topluluk bünyesindeki bireylere hiçbir inanç ya da doktrini dayatmıyor: “Din, dil, ırk, renk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin herkesi kabul ediyoruz.” diyorlar. 50 yılı aşkın süredir dünyanın dört bir yanından çeşitli arayışlarla gelen misafirleri büyük bir çeşitlilik içinde ağırlayan topluluğun çalışma ve eğitimleri Findhorn’un şu üç anahtar kavramına dayanıyor: Kendi iç sesini dinlemek, doğayla uyum içinde var olmak ve eylemli sevgi.
HER ŞEY BİR KÜÇÜK EVLE BAŞLADI… - Finca Bellavista/KOSTA RİKA
Bugün 50 kişinin ev sahibi olduğu Kosta Rika’daki Finca Bellavista’da 10 ağaç köşk ve ev turizm amaçlı kiralanıyor. Dış dünyadan hayli uzak, yalıtılmış vahşi bir bölgede yer alan bu doğal hayat köyünde ayrıca bir kilise, bir okul, bir otobüs durağı, bir futbol alanı ve sakinlerin etkileşim içinde kalmasına yönelik ortak alanlar bulunuyor. İçinden iki ırmak geçen arazisinde, doğal havuzlar, küçük şelaleler, patikalar, zengin bir bitki örtüsü içinde köy sakinleri zemindeki bahçelerde ortak olarak sebze yetiştirebiliyor. ABD’li çift Matt ve Erica Hogan, 2006 yılında Kosta Rika’yı gezdiklerinde muhteşem doğasına hayran kalıp küçük bir ev almaya karar verdiler. Pasifik kıyıları boyunca uzanan dağlık bir bölgede tropikal orman alanından çıkarılarak tarım alanına dönüştürülmesi düşünülen 240 hektarlık bir ağaçlık alanı görünce evden vazgeçip burayı aldılar. Amaçları ağaçları kesmek değil, tersine kurtarmaktı. Bu tropik doğa şaheserini tıraşlanmaktan kurtarmakla kalmadılar, eşine az rastlanır bir düşünceyle ağaçlar üzerine ahşap ancak oldukça konforlu kulübeler inşa ederek ağaç evlerden oluşan ve ağaçlar arasında asma yollarla işleyen bir doğal yaşam köyüne dönüştürdüler. Sakinlerinin asma yollardan birbirlerini ziyaret ettiği Finca Bellavista, 2007 yılında bu şekilde doğmuş oldu. Hogan çifti burayı parsellere ayırıp ağaçlar üzerinde 25 ahşap yapı inşa ettirerek doğal ortamda yaşamak isteyenlere satmaya başladılar. Bugün Finca Bellavista, yılda 5 bin kişinin ziyaret ettiği bir doğal tatil merkezine de dönüştü.
SOSYAL VE EKONOMİK DAYANIŞMA - Auroville/HİNDİSTAN
Doğal yaşam alanında araştırma yapanlar için okul vazifesi gören birçok programın uygulandığı Hindistan’daki Auroville’de doğal mimariden alternatif tıbba, botanikten organik tarıma, doğal gıdalardan çevreci uygulamalara kadar pek çok konuda uygulamalı çalışmalar yürütülüyor. Sadelik ve doğallıkla birlikte spiritüel arayışlar içindeki Auroville topluluğunun sosyal ve ekonomik hayatı dayanışmayı da beraberinde getiriyor. Bireysel kazançların toplandığı ortak havuzla topluluğun fertleri arasındaki gelir eşitsizlikleri dengelenmeye çalışılıyor. Evrensel gelir dünyada daha yeni tartışılırken kentin sakinleri asgari bir gelir sisteminden istifade edebiliyor. Hindistan’ın Güney’inde kurulan Auroville dünya üzerinde ekolojik köy olarak tanınan yapı ve hareketler içinde özel bir yere sahip. Çünkü burası öncelikle insanlığın bir arada yaşama idealini gerçekleştirmeyi hedefleyen ütopik ancak temelinde Doğu ve Budizm bilgeliği yatan mistik eğilimli bir hareketin merkezi. Bunun yanında rüzgar ve güneş enerjisi üreten, yağmur sularını toplayan, kullanılmış suları geri dönüştüren, yapılarında toprağı kullanan, doğal tarım uygulayan, doğayla uyum içinde yaşanabileceğini de gösteren yöntemleriyle pek çok doğal yaşam hareketine ilham veren bir topluluk. Sri Aurobindo adlı Hintli bir mistik bilgenin talebesi olan Mira Alfassa adlı bir ruhani önderin vizyonu ile 1968’de 124 ülkeden insanın taşıdığı topraklarla temelleri atılan Auroville günümüzde üç bine yakın insanın yaşadığı bir ekolojik kent. Sürdürülebilir enerji alanında ödüller de alan Auroville oldukça geniş bir tohum bankasına da sahip.
GELECEK İÇİN ÇALIŞIYORLAR - Damanhur/İTALYA
2005 yılında BM Dünya Forumu tarafından “Sürdürülebilir Toplum Modeli” olarak tanınan Damanhur topluluğu, insan, hayvan ve bitkilerin bilinçli, duyarlı bir şekilde uyum içinde yaşayabileceğini göstermeye çalışıyor. Varlığı bütüncül olarak gören bir anlayışı benimseyen topluluk bitkilerini ve hayvanlarını organik olarak yetiştiriyor ve doğal tedavi yöntemlerine önem veriyor; ancak bilim, teknoloji ve modern tıbbı da tamamen dışlamıyor. Teknolojiyi canlıların sağlığı ve doğanın korunması adına bir müttefik olarak kullanmaya çalışıyor. İtalya’da Piemonte’nin kuzeyinde Alplerin eşiğindeki Valchiusella Vadisi’ni 15 kilometreye boyunca çevreleyen bir alanda kurulu Damanhur ekolojik kenti, farklı diller konuşan 600 kişilik oldukça faal bir topluluğu barındırıyor. Esasen Damanhur’da yaşayanlar kendilerini bir federasyon olarak nitelendiriyor. Farklı çevreci ve spritüel toplulukların iş birliği ve iş bölümü içerisinde birleşiminden oluşan bu federasyon bir anayasaya da sahip… Kendi kültürünü, sanatını, müziğini oluşturmuş, kendi okullarını kurmuş, bilim ve teknoloji açısından kendine özgü yöntemler de geliştirmiş bir topluluk. 1975’te dayanışma, paylaşım, sevgi, saygı ve çevreci bir anlayışı mistisizm ile harmanlayan Falco Tarassaco öncülüğünde kurulan bu federasyonun zamanla gelişerek sürdürülebilir hayat tarzları ve doğayla uyum konusunda bir tür laboratuvar görevi gördüğünü söylemek mümkün. Ancak her ne kadar ekolojik olsa da son derece yüksek teknolojiye de ev sahipliği yapıyor. Damanhur’un sayıları 600’ü bulan üyeleri çekirdek adı verilen 30 küçük topluluk olarak örgütlenmiş durumda. Bu grupların her biri tohum ekonomisi, biyolojik et üretimi, eğitim, şifacılık, alternatif tıp, tarım ya da güneş enerjisi gibi özel alanlarda uzmanlaşmış. Topluluk aynı zamanda kendi moleküler biyoloji laboratuvarına da sahip…