Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1049
Sağlıklı Yaşam
Evde Kalmak Virüsten Korudu, Obeziteyi Artırdı
COVID-19 öncesinde de ciddi bir problem olan obezite, salgınla mücadele için uygulanan karantina tedbirleri ile daha da yaygın bir sorun haline geldi. Evde geçirilen sürenin artması ve fiziksel aktivitenin azalması sonucu kilo alımında artış yaşandı. Araştırmalar, Türkiye’de pandemi sürecinde her 10 kişiden 6’sının ortalama 6,6 kilogram aldığını ortaya koyuyor.
İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde 31 Aralık 2019 günü görülen ve çok kısa sürede dünyaya yayılarak küresel bir kriz haline gelen COVID-19 salgını ve salgınla mücadele kapsamında alınan karantina önlemleri ile obezite, gerek ülkemizde gerekse dünyada artış gösterdi. Bilimsel araştırmalara göre evlerine kapanmak zorunda kalan çocuk, yetişkin ve yaşlıların yeme alışkanlıkları değişime uğradı; hareketsiz yaşam tarzına zorunlu bir geçiş yapıldı. Bu durum insanlarda can sıkıntısı, stres gibi duygusal problemlere de neden oldu. Pandemi dönemi boyunca insanın içinde bulunduğu ruhsal durum, artan stres, azalan fiziksel aktivite gibi nedenlerden dolayı yüksek miktarda rafine karbonhidrat, şeker ve yağ içeriği yüksek gıdaların tüketiminde artış gözlendi.
COVID-19’UN BESLENME ALIŞKANLIKLARINA ETKİSİ
Fiziksel mesafe ve sosyal izolasyon uygulamaları insanların yaşamlarını, özellikle de yeme alışkanlıklarını ve günlük fiziksel aktivitelerini etkiledi. Sosyal alandaki kısıtlamalar nedeniyle evde kalmak, dijital eğitim, evden çalışma, açık havada ve spor salonunda fiziksel aktivitenin sınırlandırılması, normal günlük aktivitelere katılımı kısıtladı. Uzun süre evde zaman geçirme durumu insanların taze gıdalara erişiminin sınırlı olması, standart yaşam koşullarına kıyasla tuz, şeker, trans yağ içeriği ve kalorisi daha yüksek uzun raf ömrüne sahip ve daha az besleyici gıdaları tüketmeye yönelmesi riskini de beraberinde getirdi. Bu süreçte kaygı, stres gibi psikolojik faktörler sonucu beslenme alışkanlıklarının ve gıda alışverişi alışkanlıklarının değişmesi, sağlıklı beslenme davranışlarından uzaklaşılması sonucu obezite görülme sıklığında artış gözlemlendi. Pandemi ile ilgili yapılan yayınların oluşturduğu stres, insanları “rahatlatıcı yiyecekler” olarak tanımlanan şeker içeriği yüksek gıdaları normalden daha fazla tüketmeye sürükledi. Önceki yıllarda yapılan araştırmalarda duygu durum değişikliğinin bireyleri daha fazla doymuş yağ, karbonhidrat ve protein tüketimi ve fazla enerji alımına ittiği belirlenmişti. Öte yandan alışveriş için ev dışına çıkmayı en aza indirgemek amaçlı yiyecek stoklama gibi davranışlar da ortaya çıktı. Salgın öncesi Türk toplumunda erkeklerin yüzde 23’ü, kadınların ise yalnızca yüzde 13’ü fiziksel olarak aktifken salgında bu oranlar daha da düştü. İnsanların hareket seviyelerini takip eden dört milyon kullanıcıya sahip bir mobil uygulamanın verilerine göre, pandeminin 2020 Mart ve Haziran ayları arasındaki döneminde bir kişinin attığı günlük adım sayısının bir önceki yıla kıyasla ciddi oranda düştüğü görüldü. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), azalan fiziksel hareketliliğe karşı sağlık risklerini ortadan kaldırmak için haftada 150 dakika orta yoğunlukta veya 75 dakika şiddetli fiziksel aktivite veya her ikisinin bir kombinasyonunu öneriyor.
COVID-19’UN OBEZİTE ÜZERİNE ETKİSİ
Obezite, şehirleşme, ekonomik gelişme ve yaşam biçimindeki değişiklikler nedeniyle, tüm dünyada zaman geçtikçe artış gösteren epidemik bir sağlık sorunu olarak kabul ediliyor. Son yıllarda birçok sanayileşmiş ve gelişmiş ülkede yaklaşık her iki bireyden birinin obez veya hafif şişman olduğu belirtiliyor. DSÖ, 2016 yılında 18 yaş ve üstü yetişkinlerin yüzde 39’unun (1,9 milyar) hafif şişman ve yüzde 13’ünün (650 milyon) şişman olduğunu bildiriyor. DSÖ ayrıca Türkiye’de obezitenin ciddi bir risk oluşturduğunu belirterek Avrupa ülkelerinde en yüksek obezite oranına sahip ülkenin Türkiye olduğunu da duyurdu. DSÖ verilerine göre ülkemizde her 100 kişiden 32’si obez. 2017 Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması sonuçları da Türkiye’deki obezite tehlikesini gözler önüne serdi. Araştırmaya göre, ülkemizde 19 yaş üzeri yetişkinlerde toplamda obezite oranı yüzde 34, kadınlarda yüzde 42 ve erkeklerde yüzde 26 olarak belirlendi.
ŞEKERLİ GIDALARIN TÜKETİMİ ARTTI
Farklı ülkelerde yapılan araştırmalar da nüfusun kilo aldığını gösteriyor. Brezilya'nın önde gelen üniversitelerinden olan UFMG (Minas Gerais Federal Üniversitesi) 10 kişiden dördünün kilo aldığını ortaya koydu. İtalya, Fransa, İngiltere ve İsrail de vatandaşlarının kilo aldığını belirten ülkeler arasında. İtalya’da pandemi döneminde değişen beslenme alışkanlıklarını tespit etmek için bin 932 katılımcıya online olarak yapılan anket sonucunda katılımcıların yüzde 52’lik kısmında normale kıyasla tüketilen besin miktarlarında artış olduğu, çikolata, dondurma, tatlı gibi rafine şeker bulunduran rahatlatıcı yiyecekler olarak tanımlanan gıdaların tüketiminin arttığı, yüzde 23’lük kısımda tuz içeriği yüksek gıdaların tüketiminin arttığı belirlendi.
İzolasyonun obezite üzerindeki etkisini saptamayı amaçlayan diğer bir anket çalışmasında, İtalya’da 18 yaş üzeri katılımcıların yüzde 22’sinin 5 ila 10 kilogram arasında kilo artışı yaşadığı, yeme davranışlarının değiştiği bildirilmiş, kilo alımlarının sebebi olarak sıkıntı ve stresin yemeye daha çok itmesi ve akşam öğünü sonrası atıştırma sayılarının artması neden gösterilmiştir.
Polonya’da COVID-19 sırasında diyetsel seçimleri belirlemeye yönelik yapılan çalışmada, meslek, eğitim durumu, yaş ve yaşam bölgelerine göre fark göstermeksizin katılımcıların yüzde 43’ünün daha fazla yemek yediği, yüzde 51’inin ana öğünler arasındaki atıştırma sıklıklarını, yüzde 62’sinin ise yemek pişirme sıklıklarını arttırdığı belirlendi. Ankete katılan bireylerin yüzde 62,3'ü karantinada daha sık yemek pişirdiklerini ifade ettiler. Çalışmada ayrıca karantina süresi boyunca beyan edilen maksimum ağırlık artışının 10 kilogram olduğu ortaya çıktı.
Çin’deki araştırmada ise katılımcıların pandemi sürecinde balık, baklagiller, bazı baharatlar, içecekler ve işlenmiş ürünler olarak bilinen yemeye hazır ürünlerin tüketiminin daha az olduğu saptanmıştır. Bu araştırmada ayrıca katılımcıların yüzde 50’den fazlasında tatlı tüketiminin arttığı belirlendi. Öte yandan Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) 13-30 yaş arasındaki sekiz bin genç ile yaptığı araştırma bu gençlerin yarısının pandemi sırasında spor yapmayı bıraktığını gösteriyor. Uzmanlar, obezitenin pandemiden önce de gençler arasında bir sorun olduğunu, koronavirüs ile bu durumun daha da ciddileşebileceğini vurguluyor. Yaşlılar üzerine araştırma yapan Tokyo'daki Tsukuba Üniversitesi, 65 yaş üzerindekilerin fiziksel aktivitesinin yüzde 28 azaldığını tespit etti. Bunun da ileride bedensel engellerin meydana gelmesine yol açabileceği kaydedildi.
KADINLAR DAHA OLUMSUZ ETKİLENDİ
Türkiye’de ilk yeni tip koronavirüs vakası 11 Mart 2020’de görüldü
ve hemen ardından sosyal izolasyon tedbirleri sıkı bir şekilde uygulanmaya başladı. 1 Haziran’a kadar devam eden kısıtlamaların “Yetişkinlerin diyet davranışları, fiziksel aktivite ve stres düzeyleri üzerine etkisini” belirlemek üzere Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde yapılan araştırmada COVID-19 pandemisinin obeziteyi artırıcı olumsuz etkileri ortaya kondu. Türkiye genelinde 18 yaş üstü 579 kişi ile yapılan araştırmaya göre kısıtlama uygulamalarında katılımcıların yüzde 49,8’inin 21-24 saat süre ile kapalı alanda vakit geçirdiği, yüzde 47,8’inin kilo aldığı, yüzde 32’sinin 4-6 saat ekran süresi olduğu, yüzde 51.8’inin günlük 8-10 saat uyku süresi olduğu ve yüzde 43,5’inin uyku süresinin arttığı belirlendi.
Araştırmada kısıtlamaların kadınlar üzerinde daha olumsuz etkilere neden olduğu ortaya çıktı. Kısıtlamalar süresince kadınların erkeklere göre kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirdiği belirlendi. Erkeklerin evde kalma süresi kadınlara göre daha az olmasına rağmen kadınlara oranla daha fazla kilo aldıkları belirlendi.
COVID-19 sürecinde beslenme alışkanlıklarında meydana gelen değişim incelendiğinde katılımcıların büyük bir kısmının sevdiği gıdaları daha fazla tüketme eğiliminde olduğu, yemekten sonra atıştırma sıklıklarının arttığı, cips, çerez, çikolata, tatlı ve unlu mamuller gibi yüksek düzeyde karbonhidrat ve yağ içeren gıdaların, çay ve kahve tüketiminin arttığı belirlendi. Bu süreçte katılımcıların, yüzde 69,7’sinin sevdiği gıdaları daha fazla tükettiği, yüzde 70,4’ünün yemeklerden sonra bir şey atıştırma sıklığının arttığı, yüzde 55,4’ünün cips, çerez gibi gıdaları daha sık tükettiği, yüzde 74,8’inin çay ve kahve tüketiminin arttığı, yüzde 65,1’inin çikolata ve tatlı gibi şekerli gıdaları daha fazla tükettiği, yüzde 68,9’unun un ve unlu mamul tüketiminin artırdğı ve yüzde 67,9’unun meyve tüketiminin arttığı belirlendi.
Çalışmada kısıtlamalar sırasında bireylerin büyük bir kısmının fiziksel aktiflik göstermediği, yalnızca çok küçük bir kısmının aktif olarak değerlendirilebilecek fiziksel aktivite düzeyine sahip olduğu bulundu. Buna göre yaşanan süreçte katılımcıların yüzde 54,1’inin, kadınların yüzde 56,3’ünün erkeklerin ise yüzde 48,1’inin inaktif olduğu belirlendi. Günlük olarak oturularak geçirilen sürenin kadınlarda ortalama 6,36, erkeklerde ortalama 6,87 saat olduğu ortaya çıktı.
TÜRKİYE’DE 10 KİŞİDEN 6’SI KİLO ALDI
Araştırma ve danışmanlık firması IPSOS'un Şubat 2021 sonunda yayınladığı “Koronavirüs Salgını ve Toplum” araştırmasının verileri de ülkemizde salgın döneminde kilo alımının arttığını doğrular nitelikte. Araştırmada bireylere salgın öncesi ve şu anki kiloları soruldu. Buna göre bireylerin yüzde 60’ının salgın başladığından bu yana kilo aldığı tespit edildi. Kilo verenlerin oranı yüzde 12 ile sınırlı kalırken, kilosunda bir değişiklik olmayanların oranı ise yüzde 28. Kadınlar arasında kilo alanların oranı yüzde 65’lik oranla erkeklere kıyasla (yüzde 54) daha yüksek çıktı. Bireylerin salgın öncesi ve mevcut kiloları karşılaştırıldığında ortalama kilolarının 3,3 kilogram daha fazla olduğu tespit edildi. Sadece kilo alan bireylerin ortalamada aldıkları kilo incelendiğinde ise ortalama 6,6 kilogram aldıkları ortaya çıktı. Araştırmada vatandaşların salgınla beraber daha sağlıklı beslenme eğilimine girdikleri ortaya çıktı. Öte yandan spor yapanların oranının salgın döneminde ciddi bir düşüş gösterdiği araştırmada açık bir şekilde belirtilmiş.
OBEZİTE AMELİYATLARINDA ARTIŞ
Türk Obezite Cerrahisi Vakfı Başkanı Prof. Dr. Oktay Banlı da pandemi döneminde obezitenin ciddi oranda arttığını söyledi. Prof. Dr. Banlı, “Pandemide obezitede ciddi bir artış oldu. Obezite zaten ciddi bir sorundu. Pandemi de bu ciddi sorunu daha da artırdı. İnsanlar böylece daha fazla kilolara ulaşmış oldu.” dedi. Pandeminin ilk üç dört aylık sürecinde obezite ameliyatlarının da durduğunu hatırlatan Prof. Dr. Banlı, “Haziran’dan sonra ise tekrar kontrollü bir şekilde obezite ameliyatlarına başladık. Ve o günden bugüne tüm tedbirleri alarak başarılı bir şekilde yapmaya devam ediyoruz. Fakat üç dört aylık ara bizde de oldu tabii. Ancak buna rağmen ülkemizde bu dönemde 20 binin üzerinde obezite ameliyatı yapıldı. 2019 yılında yine bu sayı 20 ila 25 bin arasındaydı. Yine eski rakamlara nazaran bu sene de yüksek sayıda obezite ameliyatı yapıldı. Pandemi bunu durduramadı. Çünkü obezite Türkiye’de de bütün dünyada da çok arttı. Doğal olarak ameliyat sayısı da buna paralel olarak artıyor.” açıklamasında bulundu.