Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1090
Kumar Bağımlılığı
Gittikçe Artan Endişe: Ergenlikte Sanal Kumar
Dijital dünya birçok işimizi kolaylaştırsa ve bilgiye erişim yolunu kısaltsa da bir diğer yönüyle tehlikelerle dolu. Dijital dünyada özellikle ergenlik çağındaki gençler için birçok tuzak ve bağımlılık tehlikesi söz konusu. Çevrim içi oyunlar, bahis siteleri ve sosyal medya platformlarında yer alan kumar öğeleri, ergenlerin ve yetişkin gençlerin bu tür bağımlılıklar geliştirmelerine yol açabiliyor. Bu gibi davranışsal sorunların özellikle son yıllarda büyük artış göstermesi hem ebeveynleri hem de toplumu endişelendiriyor. Kaygı verici bu durumu, nedenlerini ve doğru yaklaşım yollarını sorduğumuz Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Muhammed Tayyib Kadak, “Özellikle loot box yani ganimet kutuları gibi mikro ödeme sistemlerinin yer aldığı video oyunları, kumar benzeri davranışları teşvik ediyor” diyerek bunu birçok etmenin tetiklediğinin altını çiziyor: “En başta internetin kolay erişimi ve gerekli tedbirlerin yeterli derecede alınamamış olması, gençlerin kumar oynamalarını kolaylaştıran en önemli faktör. Malum olduğu üzere pandemi sırasında çevrim içi etkinliklerde artış oldu. Pandemi süresince dijital platformlarda geçirilen sürelerin uzaması ve fiziksel kumar alanlarına erişimin azalması, gençlerin çevrim içi kumar sitelerine yönelmesine neden oldu.”
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kadak, çevrim içi kumarda erişimin kolay olması kadar anonim yapılabilmesinin de riskli davranışları teşvik ettiğini belirtiyor. Diğer etmeni ise, çevrim içi kumar platformlarının kullanıcıları çekmek için oyunlaştırma tekniklerini kullanması olarak açıklıyor ve bir örnek veriyor: “Örneğin başarı rozetleri, sanal ödüller ve puan sistemleri, oyuncuların daha fazla oynamasını tetikleyen unsurlar arasında yer alıyor. Gençler arasındaki maddi kazanç sağlama arzusu, onları riskli kumar davranışlarına itebilir. Aynı zamanda sosyal medya ve arkadaş çevrelerinin bu davranışları normalleştirmesi de önemli bir etken olarak öne çıkıyor. Bunlara ek olarak ergenlik döneminde görülen stres, kaygı ve depresyon gibi ruhsal sorunlar da kumar bağımlılığına zemin hazırlayabilir. Kumar, gençler için kaçış sağlayan bir aktivite olabilir ve anlık ödüller bu kaçışı pekiştirici bir rol oynayabilir.”
BELİRTİLER NELER?
Peki, sanal kumar bağımlılığına eşlik eden başka sorunlar var mı? Doç. Dr. Kadak’ın bu sorumuza yanıtı şöyle: “Sanal kumar bağımlılığına eşlik eden ruhsal sorunlar, kumar bağımlılığının hem sonucu hem de tetikleyici faktörü olarak önemli rol oynar. Kumar bağımlılığı, ergenler ve genç yetişkinler üzerinde ciddi psikolojik ve duygusal etkilere neden olabilir. Bu bağımlılığa sıklıkla eşlik eden depresyon, dürtü kontrol bozuklukları, madde kullanım bozuklukları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi psikopatolojilerin yanında; ekonomik sorunlar, sosyal ilişkilerin bozulması ve yalnızlık gibi durumlar da yol açabilir.”
Ergenlik, çocukların çocukluktan çıkıp birey olmaya geçiş yaparken farklı ve alışılmadık davranışlar sergileyebildikleri dönemi ifade ediyor. Bu süreçte sanal kumar bağımlılığı olan çocuğu diğerlerinden ayırmak zor olabiliyor. Huy değişikliği, tepkisellik, zıt gitme gibi durumlar çoğunlukla ergenlikte de görüldüğünden en yakınındaki ebeveynin bile çocuğunun sanal bir bağımlılık geliştirdiğini anlaması zor olabiliyor. Bu konuda yapılması gereken en önemli davranış çocuğu iyi izlemek ve belirtileri iyi ayırt etmektir. Doç. Dr. Kadak “Sanal kumar bağımlılığı aslında davranışsal bir bağımlılıktır” diyerek sanal kumar bağımlılığının etkilerini ve belirtilerini şöyle aktarıyor: “Tıpkı madde bağımlılığındaki gibi beyinde olumsuz etkilenmeler gözlenir. Bu nedenle bağımlılıklarda kontrolün kaybedilmesi, tolerans gelişmesi, yoksunluk gibi belirtiler görülür. Çabuk öfkelenme, bekleyememe, dürtüsellik, dikkat ve konsantrasyon sorunları gözlenebilir. Günlük yaşamda yapılması gereken görevlerin aksatılması, örneğin öğrenci için devamsızlık, ödevlerini erteleme; yetişkin için aile ve iş hayatındaki işlerini aksatma şeklinde gözlenebilir. Bunun yanı sıra ikili ilişkilerde tutarsızlıklar, doğru olmayan ifadeler kullanarak sanal kumar oynama davranışını saklama çabası da görülebilir.”
Her bağımlılıkta olduğu gibi sanal kumar bağımlılığında da ona yol açan çeşitli risk faktörleri var. Peki, gençleri bu risklerden nasıl koruyabiliriz? Sanal kumar bağımlılığına yol açan bireysel, çevresel ve sosyal faktörler olduğunu söyleyen Doç. Dr. Muhammed Tayyib Kadak, bu yaşlardaki kişilerin dürtülerini kontrol etmekte zorlanabildiğine ve riskli davranışlara yatkın olduğuna dikkat çekiyor. Doç. Dr. Muhammed Tayyib Kadak, “Depresyon, kaygı bozuklukları ve düşük benlik saygısı gibi duygusal sorunlar ve stresli durumlar ile başa çıkmada zorlanan gençler, kumar oynamaya daha meyilli olabilir” diyor ve “Erken yaşta kumar ve diğer durumlarla karşılaşılması da önemlidir. Ailede bağımlı bireylerin olması, bireysel ve sosyal bir etmen olabilir” uyarısında bulunuyor. Çevresel ve sosyal etmenlerin ise, erişimin kolay olması, çevrim içi kumarın yaygınlaşması, arkadaş çevrelerinden etkilenme, sosyal kabul görme beklentisi, sosyal medya ve çevrim içi oyunlarda yer alan kumar benzeri mekanizmalar olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kadak, “Gençleri bu risklerden koruyabilmek için ergenlik döneminde onlara farkındalık ve dijital okuryazarlık eğitimleri verilmelidir. Bunun yanında çocukların cep telefonu, tablet gibi internete erişim sağlayan araçlarla vakit geçirmelerinin erken çocukluk döneminden itibaren denetlenmesi gerekir. Aile içinde iletişimin sağlıklı olmasının yanında ailenin iyi rol model olması da önemlidir. Çevrim içi kumar sitelerine erişimin yasal olarak düzenlenmesi ve denetlenmesi de önemli bir önleme tedbiridir” diyerek risk faktörlerini ve önlemleri açıklıyor.
PROAKTİF YAKLAŞIMIN ÖNEMİ
Ailelerin ve öğretmenlerin, çocukların ve gençlerin sanal kumar ile etkileşimlerini kontrol edebilmeleri ve bağımlılık belirtilerini fark edebilmeleri için hem bilinçli hem de proaktif bir yaklaşım sergilemelerinin önemli olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Muhammed Tayyib Kadak, “Sanal kumar, gizli ve sinsi bir şekilde gelişebildiği için ebeveynler ve eğitimciler, çeşitli sinyallere dikkat etmeli ve gerekli adımları atarak gençleri korumalıdır. Ailelerin ekran süresini takip etmeleri, aile kontrol yazılımları gibi denetimleri bilip uygulamaları, çocuklarının oynadıkları oyun ve uygulamaları incelemeleri küçük yaşlardan itibaren gereklidir” diyor. Çocukların internet, telefon gibi araçlarla uzun süre vakit geçirmeleri, internete erişemeyince sinirlenmeleri, akademik ilgi ve başarılarında azalma görülmesi ve uyku sorunları yaşamaları gibi belirtilere dikkat edilmesi konusunda aileleri uyaran Doç. Dr. Kadak, doğru ebeveyn yaklaşımı için nasıl bir yol izleneceğini ise şöyle aktarıyor: “Ebeveynler, çocuklarını internet üzerinden oynanan sanal kumardan korumak için çeşitli stratejiler ve önlemler geliştirebilirler. Bu önlemler; internet, sanal kumar ile ilgili bilgi sahibi olma, internet erişimi kontrolü, duygusal destek, alternatif aktiviteler sunma ve rol model olma gibi alanları kapsar. Ebeveynler anlayışlı olmalı, çocuklarının dertlerini dinleyebilmeli, internette geçirdikleri vakti azaltabilmek için onlara yönelik eğlenceli ve motive edici etkinlikler planlamalıdırlar. Bunun yanında ailenin iyi bir rol model olabilmesi için hem kendilerinin bağımlılıklardan uzak durması hem de sağlıklı bir yaşam sürme gayreti içinde olmaları gerekir. Aileler bu konuda tutarlı ve olumlu davranışlar sergilemelidirler.”
TEDAVİ YOLLARI
Bağımlılığa yatkın olan kişilerin farklı bağımlılıklara geçiş riskinin olup olmadığı sorusu ilk akla gelenlerden. Peki, sanal kumar bağımlılığı da farklı bağımlılıkları tetikler mi, farklı bağımlılık türlerine geçişi kolaylaştırır mı? Doç. Dr. Muhammed Tayyib Kadak bu sorumuzu şöyle yanıtlıyor: “Tüm bağımlılıklarda diğer bağımlılık türlerine geçiş ya da birkaçının bir arada görülme riski yüksektir. Araştırmalar, davranışsal bağımlılıkların (örneğin kumar bağımlılığı) bireylerin nörobiyolojik yapısında benzer değişikliklere ve bu durumun da diğer bağımlılıklara (alkol, uyuşturucu, internet bağımlılığı gibi) yönelime yol açabileceğini göstermektedir.”
Bağımlı olma ve diğer bağımlılık türlerine geçme riski en çok da ebeveynleri ürkütüyor. Peki, sanal kumar bağımlılığın tedavisi var mı? “Bireysel olarak bilişsel davranışçı terapiler, eşlik eden ruhsal durumlar için ilaç tedavileri, yaşam tarzı değişiklikleri uygulanabilir” diyen Doç. Dr. Kadak, “Aile ve grup terapisi uygulamaları da kullanılan diğer yöntemleri oluşturuyor” diyor.
TEKNOLOJİNİN ÇİFT YÖNLÜ ETKİSİ
Yazımızın başında teknolojinin hızlı gelişmesinin her ne kadar hayatlarımızı kolaylaştırsa da diğer yandan bazı riskleri barındırdığına değinmiştik. Peki, sanal kumarın diğer dijital bağımlılıklardan farkı var mı? Bu fark gençlerde daha derin bir bağımlılığa yol açabilir mi? Doç. Dr. Muhammed Tayyib Kadak bu sorumuzu şöyle yanıtlıyor: “Sanal kumarın diğer dijital bağımlılıklardan en temel farkı, doğrudan maddi kazanç veya kayıplara dayalı olması. Kumar, gençleri finansal risk alma davranışına yönlendirir. Oyun bağımlılığı, sosyal medya bağımlılığı gibi diğer davranışsal bağımlılıklar genellikle sosyal onay, puan toplama ya da görev tamamlama gibi sanal ödüllere dayalıdır; ancak sanal kumar, bu ödül yapısına gerçek para ekleyerek gençlerin risk algısını ve motivasyonlarını köklü şekilde değiştirir. Sanal kumar, özellikle anlık ödül sistemi ile diğer dijital bağımlılıklardan ayrılır. Gençler bu hızlı ödül döngüsünden etkilenerek ‘şansın hemen dönebileceğine’ inanabilirler. Oyun bağımlılığı gibi diğer davranışsal bağımlılıklar ise uzun vadeli hedeflere dayalıdır ve kazanımlar ya da ödüller bir süre çaba harcamayı gerektirir. Bir diğer önemli durum ise sanal kumar ‘kayıpların peşinden gitme’ (chasing losses) davranışını içerir. Kumar oynayan gençler, bir kayıp yaşadıklarında bu kaybı telafi etmek için daha fazla kumar oynama eğilimi gösterirler. Bu davranış, finansal kayıpların büyümesine ve kumar oynama süresinin uzamasına neden olabilir.” Gençlerin gelişimsel olarak riskli kararlar almaya daha yatkın olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kadak, sanal kumarın bu eğilimi tetikleyebileceğinin altını çiziyor ve ekliyor: “Kumar oynayan gençlerin kazanç ve kayıpları arasındaki dengesizliği yanlış değerlendirmeleri yaygındır. Örneğin, bir kayıp yaşandığında bunun geçici olduğuna ve bir sonraki elin kazandıracağına dair irrasyonel bir inanç geliştirebilirler. Bu bilişsel çarpıtmalar, gençleri daha derin kumar döngülerine sokabilir.”
Dijital platformların gençlerin kumar bağımlılığı geliştirmesine zemin hazırlayan bir bağlam sunduğuna değinen Doç. Dr. Kadak, bu platformların kumar oynama davranışının gelişmesi için elverişli bir çevre oluşturduğunu söylüyor. Doç. Dr. Kadak, “Özellikle sanal âlemin çekiciliği, anonim olarak var olabilmek, gizlilik, çabuk doyuma ulaşabilmek, hayatın ‘katı-sert’ gerçeklerinden uzak kalmak algısı gibi durumlar bireylere konforlu alan açar” diyor ve ekliyor: “Her daim erişime sahip olma hâli de bağımlılığı pekiştirir, zamanla bağımlılığı güçlendiren bir araç hâline gelir. Bu yüzden teknoloji çift yönlü etkili bir duruma neden olur.”