
Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
Hobiler, spor ve kültür sanat aktiviteleri günlük yaşam becerimize neler katar? Yaşamımıza ne tür kolaylıklar ve pratiklikler kazandırır? Psikolojik Danışman Derya Eryiğit hobilerin düşünme becerisi, disiplin ve zaman yönetimi konularındaki katkılarını anlattı.
Günlük rutinimiz içinde ilgilendiğimiz hobiler bize yaşam becerisi anlamında neler katar?
Günlük yaşantımızın büyük bir kısmı hayatta kalabilme kaygısı ile işgal edilmiş gibidir. Pek çok etkinliğimizi ve aktivitemizi aslında hayatta kalabilmemizi sağlayacak unsurları (yeme, içme, barınma, güvenlik gibi) kazanmak amacı ile gerçekleştiririz. Tabii hayatta kalma mücadelesi aslında beraberinde kaygıyı da getirmekte ve biz hayatta kalma adına ortaya çıkan ve ironik bir şekilde aslında hayatta kalışımızı olumsuz etkileyecek bu durum ile baş etme durumunda kalabilmekteyiz. Hayatımıza bize iyi gelen, hayatta kalma kaygısından bağımsız olarak hayatımıza dahil olmuş bir etkinlik bizi kaygıdan uzaklaştırma potansiyeline sahip olacaktır. Kaygıdan uzaklaşmış bir şekilde gerçekleştirdiğimiz bu etkinlik esnasında farkında olmadan bizi hayatta tutabilecek pek çok becerinin de pratiğini yapabilmekteyiz. Bu bana oyuna dair bir kuramı hatırlatıyor. Bu kuram oyunu açıklarken onun aslında yaşamın bir simülasyonu olduğunu savunmaktadır. Yani birey oyun oynarken aslında gerçek yaşamda karşılaşacağı durumlara kendisini hazırlamaktadır. İlgilendiğimiz hobiler bizlerin ruhsal iyi oluşunu desteklemekte, günlük hayatta ihtiyacımız olan becerileri gizli bir şekilde tekrar ederek bizleri hayata hazırlama gücüne sahip olabilmektedir. Bu nedenle hobiler yaşam becerilerinin kazanılmasında önemli bir yere sahiptir.
Çocukluk ve gençlik yıllarında herhangi bir hobi, bir sanat dalı ya da sporla uğraşanların, uğraşmayanlara göre psikolojik olarak avantajları nelerdir?
Yakın bir arkadaşım dört yaşından itibaren profesyonel olarak buz pateni yapıyor. Ona baktığımda üç boyutlu düşünme becerisine, bedensel disiplinine, zaman yönetimi becerilerine hayranlık duyuyorum. Küçük yaştan itibaren spor yapması sebebi ile bedeni hastalıklara ve yorgunluğa karşı oldukça dayanıklı. Bu becerilerin oluşmasında tek etken spor mudur kesin bir şey diyemem ama bildiğim şey şu ki, spor ya da başka bir hobi ile uğraşmak yalnızca yaratıcılığı geliştirmiyor çocuklarda bir disiplin kazanımını da sağlıyor. Mesela bir müsabakada dereceye giremeyen sporcunun, “Burada bunları iyi yapamadım buradan puan kırdılar o zaman şunu daha iyi yapmalıyım bu becerilerimi geliştirmeliyim, yani aslında kendimi geliştirmeye devam etmeliyim.” algısına sahip olduğunu görürüz. Keza benzer şekilde sanatla uğraşan çocuklarda da başarıya ulaşmak için çalışmak ve disipline duyulan ihtiyaç farkındalığı daha yüksek olabilmektedir.
Beyin, karşılaştığı uyaranları her daim değerIendiren ve farklı alanlara depolayan bir organdır. Gelen her bir uyaran ile beyin daha önce var olan uyaranları yeniden şekillendirir ve organize eder. Ne kadar farklı uyaran gelirse o kadar sıklıkla bilgileri kullanıma uygun şekilde düzenleyecektir. Sanat ve spor ise bu düzenlemeye bir disiplin getirmesi ile gelen bu farklı uyaranların daha düzenli ve aktif olarak kullanılabilir şekilde düzenlenmesini sağlar. Bu nedenle, çok boyutlu düşünebilme becerisi, problem çözme becerisi, bedensel ve zihinsel disiplin gibi çocukluk döneminde kazanılması beklenen becerilerin kazanılmasında spor ve sanatın oldukça büyük bir yeri vardır.
Yaşamın hangi alanında karşılaşacağımız zorluklar için hangi uğraşıları önerirsiniz? Neden?
Sanırım bedene dair etkinliklerle başlayacağım. Bir spor dalı olabilir, yürüyüş yapmak, dans etmek aklınıza gelebilecek her türlü fiziksel aktivitenin bedenin güçlenmesi ve içsel dengeye kavuşması için kullanılması olarak söze başlayabilirim. Bir diğer unsur ise ruhsal iyi oluşumuza iyi gelen etkinlikler yapmak. Ben burada şu veya bu diyerek direkt söylemektense aslında kişinin kendi iç sesini dinlemesi ve önce kendini keşfetmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Benim için yemek yapmak bana iyi gelen ve beni yatıştıran bir aktivite çünkü pek çok duyu organımı bir şeyi oluşturmak için kullanıyorum. Fakat başka biri için bu ev işi ya da işi çağrıştıracağı için benzer etkiyi sağlamayabilir. Bu konuda benim söyleyeceğim şey yapmadığınız ama hep merak ettiğiniz neler var? Bunları keşfetmek ister misiniz? Neleri yaparken zaman su gibi akıp gidiyor? Bu etkinlikleri belirlemek ve kendinize öz şefkat olarak bu etkinlilere hayatınızda yer vermek zorluklar karşısında daha güçlü olmanızı sağlayacaktır. Pandemi sürecinde herkes evde kalmak durumunda kaldı ve sürekli evde neler yapabiliriz şeklinde pek çok video, sosyal medya yayını ya da televizyon programı yapıldı.
Bu yayınlarda gözlemlediğim şey hepsinin bir yerden sonra aynı döngüye girdikleri oldu. Yani kişinin kendisine iyi geleni keşfetmesinden ziyade kişiye bir liste şeklinde verilmiş aktivitelerdi. Fakat hepimiz aynı sosyal çevrede değiliz, evlerimizin kalabalıklığı, büyüklüğü ya da imkânlarımız aynı değil. Evinde üç kardeşi ile interneti paylaşan bir çocuğa internetten online dil öğren tavsiyesi ne kadar anlamlı olabilir ki. Bu nedenle ben kişinin kendi özüne dönmesi ve kendisine iyi gelen şeyi keşfetmesi ve bu keşiften asla vazgeçmemesi söyleminin savunucusuyum. Yani bir şeyi bulduktan sonra sadece onu yapmak değil, daha neleri yapabilir olduğumuza dair keşifte olmak belki de zorluklar karşısında bizi güçlendiren en önemli silah olacaktır.
Sanatın, sanatla ilgilenmenin ya da uğraşmanın hem ruh sağlımız açısından hem de bize hayatta kolaylıklar sağlaması açısından önemi nedir?
Sanat yaratıcılığın eş anlamlısı gibi benim için. Her bir sanatçı benim gözümde bir mucit gibi adeta. Bir sanat eserine baktığım zaman “Bunu nasıl düşünmüş nasıl böyle ifade edebilmiş…” şaşkınlığı ile baş başa kalıyorum. Bu nedenle sanat bambaşka bir yerde duruyor benim için. Bütün bunların yanında sanat aslında bizim kendi iç dünyamızla baş başa kaldığımız ve kelimelere dökemediğimiz ama ifade etme ihtiyacı ile yanıp tutuştuğumuz tarafımızı ifade ettiğimiz iletişim kanalımız. Sanat aslında yalnızca bulunduğumuz ortamı güzelleştirmek amaçlı değil aynı zamanda kendimizi ifade etmek ve farklı düşünebilme becerimiz geliştirmek bağlamında da önemlidir. Ben sanatın sorunlar karşısında farklı çözümler üretebilmede de oldukça etkili olduğunu düşünüyorum. Ben bunu biraz da olaylara çok kapsamlı bakabilme becerisi olarak tanımlıyorum. Farklı perspektifleri görmek farklı yönlerini görmek gibi biraz da. Bu becerinin kazanılması çözüme ulaştırmayacak bir yolda ısrarcı olmayı değil, farklı yolları da görebilme becerisini beraberinde getiriyor. Bu nedenle kısa bir şekilde söyleyecek olursam, kendini ifade etme ve farklı çözüm önerileri üretebilme becerileri kazandırması ile sanat, ruhsal iyi oluşa ulaşmak anlamında etkili bir yöntemdir diyebilirim.
Çocuklarda ve gençlerde öz güven, dikkat eksikliği, öğrenme sorunları ve benzeri eksikliklerde hangi uğraşlar fayda sağlar?
Bu soruda ilk aklıma gelen cevap spor oldu. Tabii ki daha pek çok etkinlik buna dahil edilebilir fakat ben sporu özellikle bu konuda her daim özel bir yere koymaya meyilli oldum. Spor yapmak, sanırım bedensel ve ruhsal olumlu etkilerinin yanı sıra, odaklanma, problem çözme becerileri kazanma, üç boyutlu düşünebilme, bedenini tanıma ve disiplin kazanma gibi pek çok olumlu beceriyi bir arada barındırıyor oluşu ile benim nezdimde diğer etkinliklere kıyasla birkaç puan fazla alıyor. Bireyin tek başına bir şeyleri gerçekleştirebiliyor oluşu, birey ve takım olarak var olabildiğini görmesi, stratejik düşünerek plan yapması, kazanmaya dair hızlı ve yerinde kararlar alabilmesi ve hareketlerinin sonuçlarını tahmin edebilmesi ile spor bahsi geçen konularda oldukça olumlu sonuçlar verecek bir özelliğe sahip. Bunu daha da genelleyecek olursak fiziksel aktivite diyebiliriz. Daha genel bir şemsiyeden baktığımızda, çocuğun yapabilirliğini destekleyen ve ona yapabilir olduğu alanları gösteren ve onu belirli bir kalıba oturtmadan güçlü yönlerini kullanarak daha güçlü hale getirecek her türlü etkinlik diyebiliriz. Çocuğun kelimelerle arası iyiyse fakat bedensel aktivitelerde akranlarına kıyasla biraz daha zayıfsa bir doğa yürüyüşünde karşılaştıklarını bir şiir ile anlatmasını istemek ona “Bedensel olarak seni güçlendirmek zorundayız.” mesajından ziyade “Sevdiğin etkinliğin yanında biraz da bunu yapalım ne dersin? “demek gibi olacaktır. İki mesajı birbirinden ayıran en önemli nokta ise, ilkinde “yapamazlık” vurgulanırken ikincisinde “yapabilirlik” vurgulanmaktadır.
Orta yaş ve üzeri insanlara günlük hayat rutinlerini kırmak için hangi uğraşları önerirsiniz? Sebepleriyle anlatır mısınız?
Bunu yanıtlamak biraz zor sanırım. Belirli bir yaştan sonra insanlara değişiklik fikri biraz farklı gelebiliyor. Özellikle bedensel gücün düşmesi, yaşama dair kaygıların artması ile kişiler çoğunlukla yeni uğraşları hayata geçirme konusunda daha az istekli ve daha çok bahaneli olabiliyorlar. Fakat geri çekilip baktığımızda telefonda anlamsız pek çok uygulamada harcadığımız zamanı toplarsak bir hobi, bir beceri edinmek için yeterince vaktimiz olacağını görebiliriz. Rahatlama ve dinlenme adı altında aslında hiç dinlenemediğimiz etkinlikler yerine hep yapmak istediğimiz ama fırsat ya da imkân bulamadığımız etkinlikleri belirlemek bunun ilk adımı olabilir. Kendimize çocukluktan bu yana yapmak istediğim neler var sorusunu sormak bile yeni alışkanlıkların kazanılmasına zemin hazırlayacaktır. Günümüzde pek çok ücretsiz ya da cüzi miktarda bir ücret karşılığında beceri kazanılabilecek kurslar ve eğitimler yakın semtimizde ya da çevrimiçi ortamlarda sağlanabiliyor. Bunu rutin haline getirmek ise en önemli etkenin vazgeçmeme konusundaki ısrarımız olacağını söylemek mümkündür. Özellikle belirli bir yaştan sonra değişim ürkütücü gelebilir. Fakat bu durumlarda da değişimin aslında hep hayatımızda olduğunu hatırlamak rahatlatıcı olabilir. Her gün aynı yemeği yemiyoruz, aynı kıyafeti giymiyoruz. Bir günümüzü diğerinden ayıran farklılıklar her daim mevcut. Bunun farkındalığı ile değişikliği görmek ve kabul etmek daha kolay olacaktır.
Zamanı doğru kullanmayı öğrenmek açısından hobilerin faydası nedir?
Hobiler, belirli bir emek ve zaman harcadığımız etkinlikler olarak hayatımızda yer alırlar. Her ne kadar hobiler eğlence ile ilişkilendirilmiş olsa da bir hobiyi gerçekleştirmek için ona emek ve zaman harcamanız gerektiği göz ardı edilemez. Yani siz eğer bir hobi edinmek istiyorsanız bunun için rutininiz içinde buna bir zaman ayırmanız, bu ayıracağınız zaman esnasında yalnızca bu etkinliğe odaklanabilmek için diğer işlerinizi düzenli ve zamanında yapmanız gerekecektir. Bu bağlamda baktığımızda hayatımıza katacağımız bir hobi yalnızca bize iyi gelen bir etkinliğin hayatımıza dahil oluşu değil, aynı zamanda günlük hayatımızda daha düzenli ve hedef odaklı olmamızı sağlayacaktır. Yemeğini bitirmeden tatlı yiyemeyecek olan bir çocuk misali hobimize vakit ayırmak için günlük hayatımızdaki diğer etkinliklere ayıracağımız zamanı organize etmemiz gerekecektir. Bu bağlamda bir hobi edinmek zaman yönetimi becerilerinin gelişmesinde oldukça etkilidir. Bunun yanında hobi ile zihnimizin çok farklı bir bölgesini çalıştırıyor olacağımız için detayları düşünme ve planlama becerilerimizin de hobilerimiz aracılığı ile gelişebileceğini düşünebiliriz. Bu kazanım, eskiye göre çok kısa gelecek bir zaman aralığına birden çok etkinlik ve aktiviteyi sağdırabilecek beceriyi kazanmamızı da sağlayacaktır.
Spor, fiziksel faydası açısından da ayrı bir yerde duruyor… Peki zihinsel olarak sağladığı fayda nedir?
Spor yapan birey bedensel olarak bir disiplin kazandığı gibi zihinsel olarak da stratejik düşünme becerileri, kaygı ve stresle baş etme, becerilerinde daha iyi olabileceği yönlerini keşfetme gibi pek çok özelliği de kazanacaktır. Özellikle spor dallarında müsabakalara katılmak başarılı olmak için motive olmayı, beden ve zihnin birlikte çalışması ile üç boyutlu düşünme becerilerini ve kendi bedensel limitlerini, yapabildiklerini ve yapamadıklarını öğrenmeyi beraberinde getirmektedir. Bedeni tanımak, bedeninin becerilerini ve sınırlılıklarını keşfetmek ona nazik olmayı da beraberinde getirir. Spor ile birlikte birey, bedeninin ona sunduğu hizmetleri fark edecek ve bu sayede bedenine daha iyi davranacak alışkanlıklar geliştirecektir. Ayrıca fiziksel hareketin beyinde seratonin artışı ile ruhsal iyi oluşu desteklediği bilinen bilimsel bir gerçekliktir. Stresle ve kaygı ile baş etme becerilerinin sporcularda daha baskın olmasının bir nedeninin de beden ve zihin arasındaki uyumun kazanılması ile ilgili olduğunu söylemek mümkündür.
Derya ERYİĞİT, lisans eğitimini Selçuk üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünde 2008 yılında, yüksek lisans eğitimini ise 2012 yılında Cleveland State University Counselor Education bölümünde tamamlamıştır. 2013 yılından bu yana Marmara Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık anabilim dalında Araştırma Görevlisi olarak çalışmaktadır. Yine Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim Dalında “Genel Sanrısal İnanışların Oluşmasında Ailenin Etkisi” başlıklı tezi ile doktora eğitimini tamamlamıştır. 2015 tarihinde doktora tez çalışması için bir dönem University of Muenster’de ziyaretçi araştırmacı olarak bulunan Eryiğit, pek çok ulusal ve uluslararası projede araştırmacı olarak çalışmıştır.