Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1088
Yaşam
Okullarda İlk Ders Zili Çalıyor
İlk ders zilinin çalmasına sayılı günler kala heyecan, stres, korku, telaş ve mutluluk gibi birçok duygu harekete geçiyor. Özellikle bu yıl ilk kez okula başlayacak olan minikler ve aileleri için duygusal anlamda rehber olabilecek birçok konuya odaklandık.
Şu günlerde tüm ebeveynlerin ortak sohbet konusu “okullar açılıyor” başlığı altında toplanıyor. Kimi ebeveyn ilk kez okul heyecanı yaşadığı için diğerlerine oranla daha stresli ve süreçle nasıl başa çıkacağını bilemiyorken, kimileri daha tecrübeli ama onlar da farklı noktalarda endişe duyabiliyorlar. Hiç şüphe yok ki, çocuğu bu yıl ilk kez okula başlayacak olan anne-babaların telaşı ve gerginliği daha fazla. Çünkü bu ilk, hem çocuk hem de ebeveyn açısından bir dönüm noktası olma özelliği taşıyor. İşin fiziksel hazırlık kısmını bir yana bırakırsak, okul kaygısı, okul fobisi, yeni bir ortama alışma, çocuktan ayrılamama ya da tam tersi çocuğun ailesinden ayrılamaması gibi birçok psikolojik sorun ve bunlarla nasıl başa çıkılacağını kestirememe endişesi var. Hem çocuk hem de ebeveyn açısından bu önemli başlangıcı ve sorunlarla nasıl baş edebileceğinizle ilgili çözüm önerilerini bir araya getirdik.
Anaokulu tecrübesi olan ebeveynlerin diğerlerine oranla biraz daha şanslı olduğu düşünülse de ilkokul, hem çocuk hem de ebeveyn için artık “Oyun bitti, gerçeklere dönelim” anlamını taşıyor. Çünkü ilkokul dönemi, uzun hayat ve eğitim yolculuğunun ilk adımı ve çocuğun karakterinin, seçimlerinin ve çevresinin şekillenmeye başladığı önemli bir basamağı ifade ediyor. Bu geçiş sürecinde yaşanabilecek endişeleri hafifletmek için önerilere ihtiyaç duyuyor olabilirsiniz. İşinizi kolaylaştıracak bazı unsurları bir araya getirdik.
SAĞLIKLI BİR BAŞLANGIÇ İÇİN ÖNCEDEN HAZIRLIK
Aile ortamından, oyun gruplarından ya da anaokulundan sonra ilkokul, çocuğunuzu ürkütebilir. Alıştığı ve kendisini rahat hissettiği çevreden kopuyor hissetmesi stres yaratabilir ve bu stres hırçınlık olarak ortaya çıkabilir. Neyse ki ders zilinin çalmasına henüz vakit var. Öncesinde hem kendinizi hem de çocuğunuzu bu büyük güne hazırlamak için zamanı en iyi şekilde değerlendirebilirsiniz.
Ebeveynden ayrılma, yeni bir arkadaş çevresine girme her çocukta olmasa da bazılarında kaygıya ve hırçınlığa sebep olabilir. Bazı çocuklar yeni arkadaş edinmekte zorlanabilir. Okul öncesinde, öğretmenle iş birliği yapıp çocuğunuzun sıkıntılarını dile getirebilirsiniz.
Eğer ilkokula bu yıl başlayan bir çocuğunuz varsa, okulun gidilecek en güzel, en iyi yerlerden biri olduğunu, yeni arkadaşlar, yeni bilgiler öğreneceğini anlatın. Ayrıca okulda giyeceği formanın çok güzel olduğu, renginin sizin en sevdiğiniz renk olduğu gibi detayları da laf arasında geçirebilirsiniz. Etrafınızdaki diğer annelerle iş birliği yapıp onlardan bu durumla nasıl başa çıktığıyla ilgili bilgi alabilirsiniz. Okul yönetimiyle irtibata geçip sınıfında tanıdık bir arkadaşının olup olmadığını öğrenebilirsiniz. Benzer şekilde siz de okul yönetimine çocuğunuzla ilgili maksimum bilgiyi verip öğretmenine bilmesi gereken detayları anlatabilirsiniz.
Okul ile ilgili sohbetler açın ama bu sohbetleri çok uzun tutmamaya çalışın ya da gün içinde çok sık tekrarlayarak görünmez bir baskı oluşturmayın. Belki kendi okul günlerinizden bahsetmek daha keyifli olabilir. Arkadaşlarınızla teneffüste nasıl eğlendiğinizi, öğretmeninizi ne kadar çok sevdiğinizi, öğretmeninizle ve arkadaşlarınızla olan diyaloglarınızı anlatabilirsiniz. Tüm bu sohbet sırasında gerçekçi olmak önemli, ne hayal satın ne de abartılı olun. Zaman zaman olumsuzluklar da olabileceğini, yorulabileceğini, uykusunun ya da tuvaletinin gelebileceğini bu tür durumlarla karşılaştığında öğretmenine söylemesi gerektiğini aktarın. Öğretmeninin ona her zaman yardımcı olacağını bilmesini sağlayın.
Çocuğunuza okul kuralları hakkında bilgi verin. Okul zilinin bir uyarı olduğunu, sınıfa girmesi gerektiğini, bir sonraki zil çalana kadar sınıfta öğretmenini can kulağıyla dinlemesi gerektiğini söyleyebilirsiniz. Kuralların herkesin güvenliği ve mutluluğu için gerekli olduğunu anlatın.
Çocuğunuzun okuldaki öğrenim sürecini hızlandıracak, başarılı olmasına katkıda bulunacak en önemli maddelerden biri kendi öz becerilerini geliştirmiş olması. Mont ve çantalarını asmayı, ayakkabısını giymeyi, beden eğitimi için kıyafetlerini değiştirmeyi önceden öğretin. Sonrasında kıyafetlerini katlamayı ve okul malzemelerini çantasına tam ve düzgün bir şekilde yerleştirmeyi gösterin. Kişisel organizasyon becerisi, hem malzeme kaybolmasını önler hem de çocuğunuzun düzenli olmasına katkıda bulunur.
Kişisel temizlik de dikkat etmesi gereken noktalardan biri. Evde çoğunlukla ona yardımcı olduğunuz için bu noktaları göz ardı etmemekte fayda var. Öğle yemeği ya da teneffüslerde atıştırma öncesi ve sonrasında ellerini yıkamasının şart olduğunu, yemek yerken daha dikkatli olması ve üzerini kirletmemesi gerektiğini anlatabilir, uygulamalı olarak evde gösterebilirsiniz. Okul defter ve kitaplarını etiketlemesi, çantasını hazırlaması gerektiğini ve bunların onun sorumluluğunda olduğunu anlatın.
Tuvalet hem çocuk hem de ebeveynler için en endişe verici konulardan biri. Özellikle ilk kez anne babadan ayrılacak çocukların heyecandan altına kaçırması, tuvaleti yadırgadığı için son ana kadar tutması ya da tuvalet sırası bekleyip tutamaması nedeniyle altlarına kaçırması olağan durumlardan. Çantaya yedek bir iç çamaşırı koymanız önlemlerden biri olabilir. Bazen tuvalete gitmeyi unutabileceğini, altına kaçırma gibi bir durumun başına gelebileceğini, bunun utanılacak bir durum olmadığını, olması hâlinde öğretmeninden yardım isteyebileceğini çocuğunuza söyleyin. Tuvalette iç çamaşırını nasıl çekip indireceğini, nasıl doğru şekilde temizlenebileceğini de okul başlamadan önce öğretmelisiniz. Sonrasında ellerini nasıl doğru şekilde yıkayacağını da evde pratik yaparak anlatabilirsiniz.
İLK GÜN HEYECANI VE TAVSİYELER
Artık çoğunlukla bütün okullar oryantasyan programı uyguluyorlar. Okullar açılmadan bir hafta önce uygulanan oryantasyon çocuğun okula adaptasyonu için her iki tarafın da işini büyük oranda kolaylaştırıyor. Bu durumun avantajı yadsınamaz. Okul müfredatına geçmeden önce başlanan bu süreç yumuşak bir geçişle çocuğunuzun okula adapte olmasına yardımcı oluyor. İster oryantasyonun ilk günü ister okulun ilk günü olsun bu sabahı mümkün olduğunca rahat geçirmeye çalışın. Onu ilk gün yalnız bırakmayın. Mümkünse hem anne hem baba olarak işten izin alın ve o gün servis yerine okula siz götürün. Ancak diğer günler çalışmanız gerektiğini ve servisle okula gidip geleceğini bilmesini sağlayın. Ders zili öncesinde vaktiniz varsa sınıftaki arkadaşları ile tanışmasını sağlayın. Bu sırada yanında olmanız, çocuğunuza da güven verecek ve çekingen bir çocuksa bu günü rahat atlatmasını sağlayacaktır. Ayrılma vakti geldiğinde uzun bir vedalaşmadan kaçının. Sizi üzgün, endişeli ya da ağlarken görmesi çocuğu daha çok heyecanlandırır ya da strese sokabilir. İlk günün kötü başlaması da diğer günleri doğal olarak olumsuz etkileyecektir.
Okul çıkışına kadar teneffüslerde çocuğu görmeye, ziyaret etmeye çalışmayın. Bu sonradan beklentiye girmesine neden olabilir. Eğer çocuğunuz servisle eve geliyorsa ve siz çalışıyorsanız ilk günler için izin kullanın, sonraki günler için onu evde karşılayacak birinin olmasını sağlayın. Çalışmıyor ve servis kullanmıyorsanız, çocuğunuzu almak için doğru zamanda orada olduğunuzdan emin olun. Çıkışta sizi görememesi de endişeye kapılmasına neden olabilir. Ayrıca okul çıkışı çoğu çocuk aç olur, yanınıza sağlıklı bir atıştırmalık almanız da onu mutlu edecektir.
ÖDÜL, SOHBET, DENEYİM
Gelelim ilk günün muhasebesine. Çocuğunuzu okuldan alır almaz sorularla bunaltmayın. Çoğu çocuk ilk gün çok da fazla bir şey hatırlamayabilir. Hatta öğlen yediği yemeğin adını bile bilemeyebilir. Bunun nedenlerinden biri alıştığı düzenin dışına çıkıp yorgun olmasıdır. İlk gün okul sonrasını evde geçirmeye çalışın, fazla program yapmayın. Çocuğunuzun yorgunluk ve keyif durumuna göre ilk günün başarısını ve yeni başlangıcı kutlamak için kendi aranızda minik bir kutlama yapabilirsiniz. Bu parkta biraz vakit geçirmek ya da çok sevdiği dondurmayı almak olabilir. Ancak eve döndüğünüzde mutlaka dinlenmesine ve yeni düzenine uyum sağlamasına izin vermelisiniz. Belki biraz televizyon izlemesine izin vermek onu rahatlatabilir. Dinlenme sonrası sohbet ederken okulun nasıl geçtiğini sorabilirsiniz ama çok detaylı anlatamazsa da endişelenmeyin. Çoğu çocuk okulun ilk gününde çok da bir şey anlatmayabiliyor. Merak etseniz de sorguya çeker gibi fazla soru sorarak onu bunaltmamaya özen gösterin.
YA HER ŞEY KÖTÜ GİDERSE?
Buraya kadar bahsettiklerimiz normal düzende olanlar ya da olmasını beklediklerimiz. Peki, ya her şey daha ilk günden kötü gitmeye başlarsa? Okulu reddetme, okula gitmek istememe ya da okul fobisi çocukların yüzde beşinde görülebiliyor. Çocuklar bunun için farklı nedenler öne sürebilirler. Kendini iyi hissetmeme, nedenini açıklayamadığı hastalık hâlleri, baş ağrısı, mide bulantısı, karın ağrısı gibi bilinç dışı anksiyete semptomları çoğunlukla okul günlerinde ortaya çıkar ve okula gitmeyince ortadan kaybolur. Dahası, endişelenip doktora götürdüğünüzde doktor herhangi bir fiziksel hastalık da tespit edemez. Okul fobisi ya da reddi yaşayan çocuklar bazen kendilerini neden hasta hissettiklerini tam olarak bilemedikleri gibi, çoğu zaman rahatsızlıklarının sebebini de söylemekten çekinebilirler. Okul reddinin altında yatan sebepler arasında çoğunlukla başarısızlık korkusu, okuldaki çocuklarla ilgili zorluklar (alay edilmek gibi), tuvaleti kullanamama, öğretmenin sert davranması, derslerin her geçen gün zorlaşması, fiziksel zorluklar, akran zorbalığı öne çıkanlardır.
Böyle bir durumda öncelikle panik yapmamalı ve sakin olmalısınız. Bu rastlanabilecek bir durum ve çözümsüz değil. İlk gün ve sonrasında çocuğunuz okulu sevmez ve hatta gitmeyi reddederse, bu durum genellikle sabahları olan karın ağrıları, isteksizlik, uyku isteği gibi belirtilerle kendisini gösterebilir. Bunlar çocuğun okuldan hoşlanmadığını gösteren negatif durumların habercisi olarak ortaya çıkan belirtilerdir. Hatta çocuk çok güzel ve istekli gittiği bir günün ardından da okula gitmeyi reddedebilir. Öncelikle bunun nedenini öğrenmeye çalışmalısınız. Okulda tatsız bir olay mı yaşandı? Arkadaşlarıyla kavga mı etti? Tüm bu sebepler çocuğunuzun okula gitmek istememesinin nedeni olabilir. Yumuşak bir dille herkesin sorun yaşayabileceğini ama bunların halledilebileceğini anlatın, kendine güvenmesini sağlayın. Sonrasında ise öğretmeniyle konuşup iş birliği yapabilirsiniz.
Okula gitmeyi reddetme nedenlerinden biri ayrılma kaygısı olabilir. Çoğunlukla küçük çocuklarda rastlanan ayrılma kaygısı, çocuğun yalnız bırakılacağı endişesinden kaynaklanır. Basit bir önlem gibi gelse de çocuğunuza okula bırakan kişinin geri geleceğini, sonsuza kadar okulda kalmayacağını anlatın ve bunu anladığından emin olun. Servis kullanıyorsa da mutlaka evde onu beklediğinizi söyleyin. Tekrarlayan ya da aşamadığınız durumlarda bir uzmandan yardım almaktan çekinmeyin.
Okula bir gün keyifli gidip ertesi gün bıraktığınızda ağlıyorsa ya da okula gitmeyi reddediyorsa, öğretmeniyle iş birliği yapın. Öğretmeni onu sarıp sarmalayacak ve ikinci ders olmadan yeniden eski neşesine kavuşması için elinden geleni yapacaktır. Siz de endişenizi gidermek için öğretmeniyle ya da okul yönetimiyle görüşerek sürecin nasıl ilerlediğiyle ilgili bilgi alabilirsiniz.
Teneffüste oynama ya da arkadaş sorunları da çocuğu okuldan uzaklaşmaya iten nedenler arasında yer alıyor. Kimi çocuklar oyun kurma ve arkadaş edinme konusunda çok girişken olsalar da her çocuk aynı beceriyi gösteremeyebiliyor. Öğretmenler, çocukların teneffüste kaynaşması, kimsenin dışlanmaması için mükemmel birer birleştirici oluyorlar. Eğer çocuğunuzda böyle bir sorun tespit ederseniz oyunlara katılım için öğretmeninin gizli desteğini isteyebilirsiniz. Arkadaşlık ise kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Çoğunlukla her gün yeni bir arkadaş edinebilirler. Ya da tam tersi. Negatif durumlarda müdahil olmayın, adaleti sağlamaya çalışmayın. Bunun yerine arkadaşı ya da arkadaşlarıyla anlaşmazlığını çözecek müzakere yollarını öğretebilirsiniz. Sadece bir arkadaş değil, birçok arkadaş edinmenin iyi bir şey olduğunu anlatın.
Bazen sadece okulda değil, evde de işler yolunda gitmez. Bunun nedeni ilk yıl yazmayı ve okumayı öğrenme zorlukları olabilir. Evde ödev yapmak çocuğu yorabilir ve bu da okuldan soğumasına, gitmek istememesine neden olabilir. Çocuk ödeve karşı direnç gösteriyorsa onunla birlikte ödevini yapmaya oturabilirsiniz. Ancak kesinlikle ödevi siz yapmamalısınız. Yanında ona destek olmanız güç kazanması için yeterli olacaktır. Daha şiddetli hâllerde örneğin strese girme, öfke nöbetine kapılma gibi durumlarda öğretmeniyle konuşabilirsiniz.
PEKİ, SİZDE DURUMLAR NASIL?
Okul başlangıcının çocuk açısından stresli durumları böyleyken ebeveyn cephesinde durumlar nasıl? Tek çocuğunuz okula başlayınca siz de boşluğa düşmüş, strese girmiş ya da endişeye kapılmış olabilirsiniz. Öncelikle çocuğunuzun okulda olduğu saatlerde -eğer çalışmıyorsanız-evinizle ilgili yapmanız gereken işlere odaklanabilirsiniz. Sizi mutlu eden bir hobinize birkaç saat ayırmak size de iyi gelebilir. Belki yarı zamanlı bir iş bulabilir, gönüllü çalışabilir ya da sadece sessizliğin tadını çıkarabilirsiniz. Nasıl ki bir süre sonra çocuğunuz okul ortamına alışıyorsa siz de endişelerinizden sıyrılacak ve yeni rutininize alışacaksınız.