
Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, hatta..
Pandemi sırasında görüşmelerin daha çok çevrimiçi platformlar üzerinden gerçekleştiğini belirten YEDAM Müdürü Melike Şimşek, “Bu anlamda çağrı merkezleri ve danışma hatları özellikle yaşanan kriz durumlarını önlemek adına önem kazandı. Görüşmelerin farklı platformlarda gerçekleşebilmesi aslında ulaşılabilirliği artıran olumlu bir gelişme oldu. Online terapi desteği, pandemi gibi kullanım isteğinin artması riskinin olacağı bir dönemde kişileri kullanımdan uzak tuttu.” diyor.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, insan hayatını birçok açıdan etkiledi. Alkol-madde bağımlısı bireylerin kullanım davranışları da pandemi, karantina, izolasyon ve sosyal mesafe gibi uygulamalardan etkilendi. Alkol-madde kullanıcılarına ayaktan psikososyal destek veren Yeşilay Danışmanlık Merkezi’ne (YEDAM) bağımlılık tedavisi için başvurmuş alkol, madde ve hem alkol hem madde kullanıcısı 414 kişiyle gerçekleştirilen “Covid-19 pandemisi sırasında Türkiye'de yaşayan alkol-madde kullanıcılarında gözlenen davranış değişiklikleri araştırması" çarpıcı veriler ortaya koydu. YEDAM Müdürü Melike Şimşek pandemi döneminin pek çok alanda değişikliğe sebep olduğu gibi ruh sağlığı alanına da bazı değişiklik ve yenilikler getirdiğini söyledi. Melike Şimşek ile hem araştırmanın sonuçlarını hem de pandemi döneminde artan madde bağımlılığı ve tedavi yöntemlerindeki değişimleri konuştuk.
Melike Şimşek, araştırmaya göre pandemi sırasında madde satın almadığını belirtenlerin oranının yüzde 64,4 olduğunu, farklı bir satıcıdan aldığını belirtenlerin oranının ise yüzde 28,7 olduğunu söylüyor. Şimşek sözlerine şöyle devam ediyor: “Pandemi öncesi hiç kullanmayan veya seyrek alkol-madde kullanımı olanların yüzde 91'i pandemi sırasında da alkol-madde kullanmamaya devam etti. Pandemi öncesi düzenli alkol-madde kullanan kişilerin, pandemi sırasında alkol-madde kullanımını sonlandırma veya daha seyrek kullanma oranı yüzde 49,1. Pandemi öncesi hiç kullanmayan veya seyrek alkol-madde kullanımı olanların, düzenli alkol-madde kullanmaya başlama oranı ise yüzde 9. Pandemi öncesi temizlik süresi kısa olanlar, olumsuz bir ortamda yaşayanlar ile temizlik ve mesafe kurallarına uymayanlar, pandemi sırasında tekrar madde kullanmaya başlamış. Pandemi sırasında kullanmaya devam edenlerle kullanmayı bırakanlar karşılaştırıldığında; ailesiyle yaşayanların daha çok kullanmayı bıraktığı saptanmış.”
Pandemi döneminin ruh sağlığı alanına da değişiklik ve yenilik getirdiğini dile getiren Melike Şimşek şunları söylüyor: “Terapötik(tedavi edici) uygulamalar çevrimiçi platformlar üzerinden yürütülmeye başlandı ve bu anlamda kullanılabilecek yeni araçlar ortaya çıktı. Madde bağımlılığı tedavi yöntemleri de bu değişikliklerden etkilenen bir alan oldu. Pandemi öncesi daha çok yüz yüze görüşme yürütülürken pandemi sırasında görüşmeler daha çok çevrimiçi platformlar üzerinden gerçekleşti. Bu anlamda çağrı merkezleri ve danışma hatları özellikle yaşanan kriz durumlarını önlemek adına önem kazandı. Görüşmelerin farklı platformlarda gerçekleşebilmesi aslında ulaşılabilirliği artıran olumlu bir gelişme oldu. Ancak tedaviyle ilgili karşılaştığımız değişiklikler her zaman olumlu yönde değildi. Tüm sağlık kuruluşlarının pandemi için seferber olması ve sosyal izolasyon, karantina gibi uygulamalardan bazı bağımlılık türlerine sahip kişilerin olumsuz etkilenmesi sonucu tıbbi tedavi merkezlerine yoğun talep oldu. Bu da hizmetlerin ulaştırılmasında bazı aksaklıklar yarattı. Mart ayına kıyasla normalleştiğimiz şu dönemde, bazı madde kullanıcısı danışanların yüz yüze görüşmeler yerine halen çevrimiçi görüşmelerle ilerlemek istediklerini görüyoruz.”
Melike Şimşek, tedavi yöntemleriyle ilgili olarak başvuran kişiler için olabilecek en işlevsel uygulamanın seçildiğini vurguluyor. Örneğin kişinin telefonuna bir uygulama indirmesi gerekmesinden ziyade, sadece yollanan bir link üzerinden bağlanabileceği, güvenlik ve gizlilik gibi konuların hassas olduğu araçlar üzerinden görüşmelerin gerçekleştirildiğini belirten Şimşek, “Yüz yüze görüşmelerde olduğu gibi karşılıklı sorumluluklarımızın yazdığı sözleşme danışana okunuyor ve onamı alınarak görüşmeler başlıyor. Klinik psikologlar tarafından gerçekleştirilen görüşmelerde danışanın öyküsü alınıyor. Risk ve ihtiyaçları yapılandırılmış çeşitli formlar üzerinden belirleniyor, bu doğrultuda bir tedavi planı çiziliyor. Tedavi planının içinde genellikle alkol-madde isteğiyle başa çıkma, riskli durumları fark etme, duygu-düşünce-davranış üçgenini çalışma, hedef koyma ve ruhsal destek verme gibi alanlarda çalışmalar yapılıyor. Şayet görüşmeler yüz yüze görüşmeden çevrimiçi platforma taşınan takip görüşmeleri şeklindeyse, kişinin durumu değerlendiriliyor, hedeflere uyup uymadığı hakkında görüşmeler yapılıyor. Yüz yüze olanlardan farklı olarak çevrimiçi görüşmelerde pandemi döneminin kişiye hissettirdikleri ve bağımlılığı üzerindeki etkileriyle ilgili olarak ayrıca çalışmalar yapılıyor.” diyor.
Günümüzde online terapi sürecinin devam ettiğinin altını çizen Melike Şimşek, “YEDAM’da verilen online terapi hizmeti zaten pandemi öncesinde de şehir değiştiren veya farklı sebeplerden merkeze gelemeyen kişilere verilen bir hizmetti. Pandemi ile birlikte bu hizmete talep artmış oldu. Halen dışarı çıkma konusunda kaygı yaşayan ya da pandemiden dolayı şehir değiştirmiş kişilere online terapi desteğimiz devam ediyor.” diyor. Yüz yüze görüşme süreci ile pandemi döneminde verilen hizmeti karşılaştırabilmek için biraz daha zaman geçmesi ve iyileşme sürecinin daha uzun süre izlenmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek şöyle devam ediyor: “Zira iyileşme sadece kullanımın sona ermesi değil, kişinin sosyal hayatının dengelenmesi, ilişkilerinde ilerleme kaydetmesi anlamına da gelir. Klinik pratiğimizden edindiğimiz gözlemler kişilerin yüz yüze görüşmelerle online görüşmelere neredeyse aynı oranda devam ettiğini gösteriyor. Online terapi desteği, pandemi gibi kullanım isteğinin artması riskinin olacağı bir dönemde kişileri kullanımdan uzak tutmuş, alkol kullanıcılarının madde kullanımına, madde kullanıcılarının alkol kullanımına geçmesi anlamına gelebilecek çapraz tolerans dediğimiz durumu engelleme üzerinde oldukça etkili olmuştur.”
Başvuranların sürece bakış açısının yaşla birlikte değişebildiğini kaydeden Melike Şimşek sözlerini şöyle tamamlıyor: “Örneğin 20’li, 30’lu yaşlardaki daha genç popülasyon online destek sürecine olumlu bakıp yoğun katılım sağlarken daha ileri yaş grubu bu sürece adapte olmakta zorlanıyor. Yaşadıkları teknik zorlukları aşmaları için elimizden gelen desteği vermeye çalışıyoruz. Bazı durumlarda görüşmeden önce telefonda kullanılacak platformu açıklamak gerekebiliyor. Bu açıklama yapıldıktan sonra bu yaş grubunun da katılımını sağlamış oluyoruz. Pandeminin etkisiyle birlikte başvuran kişilerin bağımlılık süreçlerine ek olarak ruhsal destek almak istediklerini görüyoruz. Yaşanan yoğun kaygı, depresif belirtiler, uyuyamama gibi problemler bu dönemde bağımlılığa eşlik edebiliyor. Dolayısıyla danışanlarımızın beklentisi bu sorunlara da müdahale edilmesi yönünde oluyor. Pandemi döneminde gerçekleşen psikoterapilerimizde bu nedenle ruhsal destek sağlamaya öncelik veriyoruz.”
2010 yılında İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünü, ardından Londra’da bulunan Queen Mary University of London Ruh Sağlığı ve Psikolojik Terapiler bölümünü bitirdi. Prof. Dr. Üstün Dökmen’in Küçük Şeyler programında asistanlıkla başlayan çalışma hayatı, nörobilim çalışmalarını pazar araştırmalarıyla birleştirdiği projelerle global bir danışmanlık şirketinde devam etti. Kadınlara ücretsiz psikolojik destek sunulan projelerde psikolog olarak yer aldı. Devlete bağlı merkezlerde bağımlı ve davranış bozukluğu olan çocuk ve ergen gruplarla çalıştı. Halen bağımlılık alanında çalışmakta, Türkiye çapındaki ulusal kongrelerde ve Meksika, Amerika, Viyana gibi ülkelerde uluslararası kongrelerde sunumlar yapmaktadır. İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi İngilizce ve Türkçe 1.&2. sınıf öğrencilerine psikoloji ve sağlık iletişimi dersleri vermektedir. Hakemli dergilerde yayınlanmış makaleleri ve kitap bölümleri vardır. Birleşmiş Milletler Viyana Ofisi’nde Motivasyonel Görüşme Teknikleri eğitici eğitimi almış, uluslararası sertifikalı eğitici olmak üzere The Motivational Interviewing Network of Trainers (MINT)’tan kabul almıştır. Türkiye’de sayısı 66’ya ulaşan, bağımlılara ücretsiz psikolojik ve sosyal destek veren Yeşilay Danışmanlık Merkezlerinin müdürlüğü görevini yürütmektedir.