Sevdiklerimizi Alkol Bağımlılığından Nasıl Koruruz?

Alkol bağımlılığı, hem birey hem de toplum üzerinde büyük yıkımlara yol açan, hem maddi hem de manevi zararları olan bir hastalık. Peki, sevdiklerimizi alkol bağımlılığından nasıl koruyabiliriz? Bu noktada üzerimize ne gibi görevler düşüyor? Konu ile ilgili başlıkları sizler için derledik.

Alkol kullanımı, çağımızın en önemli sağlık sorunlarından birini oluşturuyor. Alkol, bireyin beden ve ruh sağlığını; aile, toplum ve iş yaşamını tehlikeye düşürmekle birlikte trafik kazaları, şiddet ve suça yönelme gibi toplumsal zararlara da yol açıyor. Ancak kabul edilmeli ki, alkolle mücadelede en önemli ve en büyük görev ailelere düşüyor.
 
RENCİDE ETMEDEN iletişim kurULmalı
Ebeveynin çocuk yetiştirme tutumunun olumlu olması, aile içerisinde koşulsuz sevgi ve saygı ortamının bulunması, ailenin çocuğu kusurlarıyla kabul etmesi çocuğun psikolojik yapısının sağlıklı ve güvenli olmasını sağlıyor. Sağlıklı bir ilişki kurma, bağlanma ve rencide etmeden iletişim kurma bağımlılıklardan koruma konusunda önemli bir yer tutuyor. Ve tabii ki, çocuklarla kurulan iletişimin, onları eleştirmek veya onlara tavsiye vermekten ibaret olmamasına da özen göstermek gerekiyor.
 
ÇOCUĞUN KİŞİLİĞİNE SAYGI GÖSTERİLMELİ
Her insanın kendine özel olduğu bilinci, çocuklarla olan ilişkimizde de önemli yer tutmalı. Bu bilinçte olan ebeveynler, farklı özellikleri, farklı kişilik yapıları olduğunu bildiği çocuklarına, onların kişiliğine özel davranması gerektiğini de biliyor. Bu nedenle ebeveynlerin iyi birer gözlemci olması da önemli. Çocuklarının kişisel özelliklerini bilen ebeveynler, doğru yaklaşımlarıyla da çocuklarını bağımlılıklardan korumada daha başarılı oluyor.
 
ÇOCUĞA ÖNEMSENDİĞİ HİSSETTİRİLMELİ
Erken ergenlik döneminin çocuklar için kafa karıştırıcı bir dönem olduğu biliniyor. Bu dönemde çocuklar; bedenleri hakkında kendilerini daha bilinçli hisseder, kendilerini diğer yaşıtları ile karşılaştırır ve birçok şeyi sorgulamaya başlarlar. Yaşıtları ile boy ölçüşemediğini hisseden bir çocuk yaşıtlarının hoşuna gidebilecek birçok şeyi yapabilir. Alkol kullanımı da bunlardan bir tanesidir. Bu dönemde ebeveynlerin, çocuklarına yakın durarak onlara “yeterince iyi” olduklarını hissettirmeleri ve onları önemsediklerini göstermeleri oldukça önemlidir. Ayrıca, anne babalar çocuklarının verdiği sağlıklı, olumlu kararlarla gurur duyduklarını çocuklarına yansıtmalılar.
 
SORUNLAR İLGİLİ BİR ŞEKİLDE DİNLENİLMELİ
Çocuklar bir problemle karşılaştığında biz yetişkinler çoğu zaman onları dinlemek yerine öğüt vermeyi tercih ediyoruz. Uzmanlara göre, “Şöyle yap, bunu yapma, neden öyle yaptın, keşke şöyle yapsaydın…” şeklinde yaklaşımlarda bulunmak çocukta suçluluk duyguları uyandırabiliyor ve bunun sonucunda iletişim kesilebiliyor. Öncelikle, gerçek dinlemenin ön koşulu bedensel olarak çocuğu dinlediğimizin anlaşıldığı bir pozisyonda olmamızdır. Çocuk yüz yüze olduğunda konuşan kişiye karşı kendini daha yakın hissediyor, güven duygusu oluşuyor ve konuşma isteği artıyor. Bedensel yakınlık ve dikkatin yanında sessizlik de önemli bir etken. Çocuğun sorununu anlatabilmek ve kendini ifade edebilmek için konuşma alanına ihtiyacı var. Dinlenildiğini gören çocuk sevildiğini düşünüyor. Bu nedenle, çocuklarımızın duygularını kabul etmeli, sorunlarını önemsemeli ve bunu onlara da yansıtmalıyız.
 
ALKOL KULLANIMI VE SONUÇLARI HAKKINDA BİLGİ VERİLMELİ
Gençler için yaşadıkları an önemlidir. Gelecekte alkol nedeniyle yaşayacakları sorunları önemsemezler, böyle şeylerin asla kendi başlarına gelmeyeceğini düşünürler. Yetişkinlerin çocuklara alkol ile ilgili tehditleri anlatıyor olması, alkol kullanımının nasıl sonuçlar doğurabileceğini onlarla paylaşması gençleri alkol bağımlılığından korumak adına çok önemli. Uzmanlar, ailelerin alkol kullanımı sonrasında nasıl sonuçlarla karşılaşabileceklerini çocukları ile paylaşmalarını öneriyor. Ayrıca aileleri, alkollü içecekler ve maddeler konusunda kesin bir tavır takınarak bu konuda uyarıcı veya aydınlatıcı olmaları konusunda uyarıyor.
 
ARKADAŞLARIYLA TANIŞILMALI
Ebeveylerin çocuklarının arkadaşları konusunda bilgi sahibi olması ve onları tanımaya çalışması gerekiyor. Bu, özellikle ergenlik çağındaki çocuklarda çok kolay olmasa da, bunu başarabilmek çok kıymetli.
 
İYİ ÖRNEK OLMALI
Anne ve babalar alkol konusundaki davranışlarıyla gençler için iyi birer rol model olmalılar. Gencin yer aldığı sosyal çevredeki alkol kullanım modeli, alkol tüketimi açısından önemli rol oynuyor.  Ebeveynler, bir yandan çocuklarına alkol kullanmamaları yönünde tavsiyelerde bulunurken, bir yandan da alkol kullanıyorlarsa söylemleri ve davranışları arasında büyük bir tutarsızlık söz konusudur. Ayrıca bu durum, çocuklarına kötü örnek olmaları anlamına da geliyor. Bunun yanı sıra, “Alkolü aile içinde kullansın, yoksa dışarıda kullanır.” şeklindeki düşüncelerin de doğru olmadığını belirtmek gerekiyor.
 
HOBİ EDİNMELERİ SAĞLANMALI
Gençlerin düzenli bir eğitim hayatı, işi, uğraşı veya hobilerinin bulunmaması durumunda alkol kullanım riskinin arttığı biliniyor. Bu nedenle, küçük yaşlardan başlayarak doğru yönlendirmelerle ilgi alanlarının oluşmasını sağlamak, düzenli meşguliyetlerin temin edilmesi bağımlılıkla mücadelede önemli bir yer tutuyor. Hatta ebeveynler çocuklarının katıldığı aktivitelerin birer parçası olabilirler.
 
ÇOCUĞA HAYIR DEMEYİ ÖĞRETMELİ
Aile ve çocuk arasındaki ilişkide genellikle, eleştirel ve yargılayıcı tutumlar çerçevesinde hayır diyebilme becerisi cezalandırılmayla sonuçlanırken kabul etme davranışları takdir ve onay görüyor. Ailenin bu tutumu, çocukların güvenli davranış gelişimlerini etkiliyor ve çocukların alacağı kararlarda hayır diyememe davranışına etki ediyor. Gençlerle yapılan çalışmalar, aile ile iyi ilişkileri olan, kararlara katılan, kendilerine ve görüşlerine saygı duyulan demokratik ailelere sahip ergenlerin benlik saygısının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Uzmanlara göre, ergenlik döneminde aldığı bazı kararlar aile tarafından fazlaca eleştirilen gençler, arkadaş ortamında da aynı tepkiyi görmemek için sorgulamak yerine kabullenmeyi tercih ediyor. Çünkü aynı tepkiyi arkadaşlarından da alıp arkadaş ortamlarından dışlanmaktan korkuyorlar. Olumsuz arkadaş etkisine çok çabuk giren çocuklar, hayır diyemedikleri için maalesef arkadaşlarının zararlı alışkanlıklarını da kolayca edinebiliyorlar.
 
AŞIRI KORUYUCU OLUNMAMALI, SORUMLULUK VERilMELİ
Çocuklarımıza karşı aşırı koruyucu olmamalı ve kapasitelerine uygun sorumluluklar vermeli ve bu sorumluluklarını yerine getirmeleri için de onları desteklemeliyiz. Çocuğunuzu tehlikelerden, kazalardan, kötü insanlardan korumak için elinizden gelen her şeyi yapmamız ayrı; onu korumak amacıyla her adımını takip etmemiz ve herhangi bir konuda inisiyatif almasına izin vermememiz ayrı anlam ifade ediyor. Bu şekilde davranmak çocuğun gelişimini de başarı seviyesini de olumsuz etkiliyor. Çocuğumuza güvenmeli ve bazı şeyleri tek başına yapmasına izin vermeliyiz.
 
ÇOCUKLARIN DAVRANIŞLARI İZLENMELİ
Ebeveynlerin çocuklarının odası ya da çantasında alkol içeren içecekler bulması ya da nefesinin koktuğunu hissetmeleri durumunda, görmezden gelmemeleri, açık iletişime geçmeleri gerekiyor. Bu tedbirleri daha da artırabiliriz; ancak, unutulmaması gereken nokta sevdiklerimizi tüm kötülüklerden korumanın başlıca yolunun sevgi ve ilgi olduğunu bilmemiz. Sevgimizi ve ilgimizi esirgemediğimiz, takdir ettiğimiz çocuklar daha mutlu, daha başarılı ve daha öz güvenli olacaklarından zararlı alışkanlıklara yönelme riskleri de azalacaktır.  Çiçekler bile ilgisiz, sevgisiz kaldığında boyun bükmezler mi? Bunu aklımızın bir kenarına koyup ne kadar yoğun olursak olalım çocuklarımıza vakit ayıralım; onları ihtiyaçları olan sevgi ve ilgiden mahrum bırakmayalım.