Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1041
Teknoloji Bağımlılığı
"Yasak Koyarak Çocuğunuzu Bağımlılıktan Koruyamazsınız"
Pandemi nedeniyle eve kapanan ve daha az sosyalleşen çocuk ve gençler internete özellikle de dijital oyunlara daha fazla vakit ayırmaya başladı. Ailelerin en çok zorlandığı konuysa her an burun buruna geldikleri bu konuyla baş edebilmek. Klinik Psikolog Mehmet Büyükçorak, çocukları internet bağımlılığına çeken bu süreçte ebeveynlerin alabileceği önlemleri, dikkat edilmesi gereken noktaları ve yapılabilecekleri sıraladı.
ÇOCUĞUNUZ BAĞIMLILIK TEHLİKESİ ALTINDA MI?
-
Sürekli internet hakkında düşünüp ilk fırsatta internette nasıl zaman geçireceğinin planlarını yapıyor mu?
-
İnternete girmeden önce belirlediği zaman ile interneti kullandıktan sonraki zaman arasında farklılıklar var mı? (İnternet bağımlılığının çoğunda belirlenen saatin katbekat üzerinde kullanım yoğunluğu gözlemlenmektedir.)
-
İnternet kullanımını azaltmaya çalıştığında yoksunluk belirtileri oluyor mu? (Kaygı, sinirlilik hali, huzursuzluk, stres gibi)
-
İnternetin aşırı kullanımından dolayı akademik başarıda sorunlar, aile bireyleriyle çatışmalar ya da alınan sorumlulukların internet kullanımı yüzünden sürekli ötelenip yerine getirilmemesi söz konusu mu?
-
İnternette geçirilen süre boyunca ruh halinde değişiklikler oluyor mu? (İnternetten uzak kalındığında mutsuz ve huzursuzken, internete erişim imkanı bulunduğunda tam tersi duygulanımların yaşanması.)
-
İnternet kullanabilmek için aile üyelerine ya da çevredekilere yalan söyleyerek internete erişmeye çalışıyor mu?
BAĞIMLILIK SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN NELER YAPABİLİRSİNİZ?
Sorunun gerçekten ne olduğunun belirlenmesi
Anne ve babalar paniğe kapılmadan önce problemin ne olduğu konusunda kendi aralarında bir fikir birliği oluşturmalı. Bazı ebeveynlerin, çocuklarının problemli internet kullanımından dolayı, aşırı panik ile çocukları ile çatışma yaşadıklarını gözlemliyoruz. Bu tutum yardımdan ziyade zarar verecektir. Çocuklarının internet kullanımı davranışlarında hangi konulardan rahatsızlık duyduklarını önce kendi aralarında ve karşılıklı olarak konuşup ortak bir düşünce ve ifade birliği kurmalılar. Nelerin doğru ve nelerin yanlış olduğu hususunda ortak nokta bulunduktan sonra da çocukları ile iletişime geçip kendi endişelerinden çocuklarına bahsetmeliler.
Çocuğa önem verildiğinin ve problemlere karşı yanında olunduğunun gösterilmesi
Çocukla internet kullanımı üzerine konuşulurken, direkt olarak internet bağımlılığı ve çocuğa karşı eleştirel söylemlerden kaçınmakta fayda var. Ebeveynler, sağlığını ve psikolojisini önemsediklerini belirten bir dil ile çocuklarına yaklaşabilirler. İnternet bağımlılığının en yaygın ve sık görüldüğü yaş aralığındaki kişiler davranışları ile ilgili konuları konuşmayı, kendi özel alanlarına müdahale, eleştiri ya da suçlama olarak algılayabilir. Bunun yerine davranışlarında görülen belli başlı bazı değişmeler üzerinden konulara değinilebilir. Örneğin, çocuğun hayatında son zamanlarda görülen sosyal faaliyetlerden uzaklaşma, ekran karşısında fazla zaman geçirmekten dolayı gözlemlenen kronik yorgunluk, akademik başarısızlık, uykusuzluk, yorgunluk vb. haller üzerinden değerlendirme yapılabilir.
Aile içi kültürüne uygun kurallar ve kullanım sınırlarının belirlenmesi
Ebeveynler çocuklarının interneti aşırı kullanması ya da bağımlılık geliştirmesinden sonra bu bağımlılıktan kurtulma yolunun, ya evde interneti tamamen yasaklamak ya da çocuğun internete erişim sağlayabileceği teknolojik aletleri evden uzaklaştırmak olduğu yanılgısına düşebiliyorlar. Bu iki durum da çocuğun ebeveynlerine karşı hasmane tutum almasından başka sonuç vermeyecektir. Bunun yerine, sınırlı internet kullanımı için aile içerisinde belirgin sınırlar oluşturmak, internetin kullanımının çalışma odası ya da aile bireylerinden uzakta değil de ortak zaman geçirilen alanlarda kullanılması gibi konular üzerine konuşarak çocukla birlikte bu sorunun üzerine gidilmeli. Aile içerisinde belirlenen kurallara sadık kalmalı ve çocuğun üzerinde tam kontrol kurup onu değiştirmeye çalışmamalıyız. Nihayetinde ortada sorun olarak bulunan şey çocuğun kendisi değil, internete karşı geliştirilen davranış ve bu davranışsal bağımlılığın getirdiği semptomlardır.
OLUMLU YÖNLENDİRMELER
Çocuğun internet kullanım sürecinde aile olarak iş birliği içinde olmak
İnternet tamamıyla olumsuz bir kullanım aracı değildir. Örneğin, gün içerisinde fiziksel olarak ayrı kalan ebeveynler çocuklarıyla internet üzerinden görüntülü konuşma imkanına sahip olup neler yaptıkları konusunda iletişim kurabilir ya da uzak mesafelerdeki aile büyükleriyle hayatları hakkında konuşabilirler.
“Offline” hayattaki arkadaşlıkları “online” olarak devam ettirebilmek
Bazı çocuklar, fiziksel ortamda daha içe kapanıktır ve gerçekte kurmak istedikleri ilişkilerden kendilerini geri tutabilirler. Online iletişimde kalmak ve arkadaşlıklarını devam ettirmek gerçek hayatta yaşadıkları kaygıyı azalttığından kendilerini daha özgüvenli hissedebilir ve bu yolla güvenli bağ kurulan arkadaş ilişkilerinde bulunabilirler.
Eğitim odaklı programlar için internet kullanımı
Covid-19 sürecinde online eğitime devam eden öğrenciler için internet birçok farklı alandan eğitim imkanı sunabiliyor. Örneğin, çocuğun hangi alanlarda eksik olduğu ya da kendisini geliştirmek istediği birlikte konuşulup kararlaştırıldıktan sonra Youtube’dan online anlatımlar ya da yabancı dil eğitim programları gibi birçok yayın faydalı amaçla kullanılabilir.
Eğlence amaçlı kullanım
Günlük yaşamın stresinden ve yoruculuğundan sonra eve gelinen bir akşamda, belki haftada iki gün olmak üzere eğlenceli bir film ya da kısa video içerikleri bütün ailenin güzel vakit geçirmesi için kullanılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken konu, kullanım saatinin ve içeriklerinin birlikte belirlenmesi ve bu kurallara bütün aile üyelerinin riayet etmesi olacaktır.
EBEVEYNLER İÇİN AKILDA KALICI ÖNERİLER
-
İnternet üzerinde çocuğun gezindiği sayfalardan haberdar olmak, ne gibi aktivitelerde bulunduğunu gözlemlemek önem arz ediyor. Bu durum, ergen yaş aralığındaki gençler için kendi özel hayatlarına müdahale olarak algılanabilir. Ailelerin bu durumun onlara güvenmemek olmadığını, internet üzerinde bulunan sayısız ve sınırsız uygunsuz ya da illegal içeriğe karşı onları korumak amaçlı yapıldığını anlatması önemlidir.
-
Siber zorbalığa en az maruz kalan çocukların interneti aileleri ile iş birliği yaparak kullanan çocuklar olduğu gözlemlenirken, en çok maruz kalan çocukların da ailelerinin denetiminden uzak internet kullanan çocuklar olduğu gözlemlenmektedir.
-
İnternet kullanımının saat, içerik ve kullanım yoğunluğunun çerçevesi belirgin hatlarla çizilmeli ve bunların dışına çıkılmamalıdır. İnternet bağımlılığı bulunan çocukların ailelerinin müdahil olduğu ve kontrole yardımcı oldukları durumlarda çocukların internet kullanma sıklıklarında büyük oranda azalma görülürken, ailenin etkin olmadığı durumlarda ise tam tersi bulguların elde edildiğini görüyoruz.
-
Aile içi ve çocuk arasında çok sık yaşanan çatışmaların veya aşırı disiplinin olduğu durumlarda, ya da her şeye izin veren, çocuklarının hiçbir davranışına karışmayan aile dinamiklerinde yetişen çocuk ve gençler internet bağımlılığı konusunda risk grubu altındadır.
-
Aile ile yapılacak birtakım aktiviteler genç bireylerin internet kullanım alışkanlıklarında da birtakım değişikliklere katkı sağlayacaktır. İnternete karşı davranışsal bağımlılık geliştiren bir çocuğun elinden interneti alıp yerine hiçbir şey koymadığımız takdirde, yoksunluk belirtilerini ve büyük bir boşluğun çocuğun hayatını etkilediğini görebiliriz.
-
İnternet kullanımını sınırladıktan sonra aile üyeleri, mutlaka pozitif rol üstlenip bütün aile ile birlikte etkinlikler ve birlikte zaman geçirme ritüelleri düzenlemelidir.
-
Ailenin aktif yardım ve rolünün olmadığı bir sınırlandırma başarılı olamayacaktır. Örneğin, ev içerisinde yemek yemeyi birlikte yapılan bir aktivite haline getirerek herkesin kendi ekranı önünde karnını doyurmak yerine ailece bir birliktelik oluşturulabilir. Nitekim bulgular, internet bağımlılığı bulunan bireylerin yükselen oranla bilgisayar ekranı karşısında ve atıştırmalık şeklinde bir beslenme kültürü geliştirdiklerini ortaya koyuyor.
KLİNİK PSİKOLOG MEHMET BÜYÜKÇORAK KİMDİR?
2015 senesinde İstanbul Bilgi Üniversitesinden mezun olmuştur. Lisans döneminde California Üniversitesinde mesleki yaz dönemi eğitimi almıştır. Yüksek lisans eğitimini İstanbul Okan Üniversitesi Klinik Psikoloji bölümünde tamamlamıştır. 2019 senesinde Yokohama’da 6. Uluslararası Davranışsal Bağımlılık Kongresinde “Üniversite Öğrencilerinde Aşırı Sosyal Medya Kullanımının Kişilik Yapılanması ve Yaşam Doyumu İlişkisi”ni inceleyen araştırma sunumu yapmıştır. Bir buçuk sene bir yükseköğretim kurumunda klinik psikolog olarak görev yapan Mehmet Büyükçorak, çalışmalarına halen İbn Haldun Üniversitesinde devam etmektedir.