
Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, hatta..
İlk günden beri bağımlılıklarla mücadelenin bayrak kuruluşu olan Yeşilay Cemiyeti’nin tarihi binlerce insan hikâyesine şahitlik etti. Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) sayesinde tütün, alkol, madde, internet, kumar oynama ile ilgili sorunlar yaşayan kişilere ücretsiz psikolojik ve sosyal destek sağlanıyor. İyileşmenin yanı sıra sağlık güvencesi, işsizlik, aile bilgilendirme, boş zaman değerlendirmesi gibi sorunların giderilmesiyle bireyler yeniden hayata kazandırılıyor. YEDAM İstanbul’da Uzman Yardımcısı olarak görev yapan Niyazi Aydemir ile iyileşme koçluğu programını ve kendi hayatındaki dönüm noktalarını konuştuk.
Bağımlılıktan iyileşme koçluğuna uzanan hikâyenizi sizden dinleyebilir miyiz?
Ben Niyazi, 53 yaşımdayım. 15 yılı aşan bir madde kullanım geçmişim var. Son 10 yıldır da hayatımı temiz ve ayık bir bağımlı olarak sürdürüyorum. İlk başladığımda otuzlu yaşlarımın başındaydım. O zamanlar hobi olarak dans ediyordum, sonraki yıllarda ise profesyonel olarak dans etmeye başladım. Çeşitli pop müzik sanatçılarının video kliplerinde dans ettim. Enteresan olan, o dönemde hayatımda uyuşturucu hiç yoktu. Aslında güzel bir hayatım vardı. Severek evlendiğim çok güzel bir eşim vardı. Kendi standartlarıma göre hayatım iyiydi. Sonra çok yakın dediğim bir arkadaşım yüzünden madde hayatıma girdi. Özellikle ilk iki yıl kullanım durumumu eşimden sakladım ama sonrasında itiraf ettim. Zira çift kişilikli bir hayat yaşıyormuş gibi hissediyordum. Evde eş, koca; sokakta madde bağımlısı. Eşim o dönemde çok üzüldü fakat bana cesaret vermek için bunun üstesinden birlikte gelebileceğimizi, tedavi olabileceğimi söyledi. Birlikte AMATEM’den randevu aldık. Gittiğimde yoksunluk yaşıyordum, çok kötüydüm. AMATEM uzmanı birtakım ilaçlar yazdı ve gönderdi. İlaçları kullandım fakat hiçbir faydasını görmediğim için tekrar kullanıma döndüm. Eşime sürekli bırakacağıma dair yalan söylemek zorunda kalıyordum. Aslında bırakmak istiyordum ama başaramıyordum. O zamanlar bağımlılık hastalığının bir beyin hastalığı olduğunu bilmediğim için sürekli kendimi suçluyordum. İrademin zayıf olduğunu bu nedenle başaramadığımı düşünüyordum. Eşim bırakmam için çok çabaladı fakat ben hazır olmadığım için üstesinden gelemiyordum. Ona da böyle bir hayat yaşatmaya hakkım olmadığını düşündüğüm için boşanma kararı aldık.
Boşanmamızın üzerinden bir ay geçtikten sonra annemi kaybettim. O zamanlar çok fakında değildim ama hayatımda köklü değişiklikler yaşanıyordu. Annemin kaybı nedeniyle derin bir depresyona girdim. Eşimin yokluğuna alışamadan annemi kaybetmiştim. O dönem artık yaşamanın benim için çok fazla bir şey ifade etmediğini düşünerek dozumu da yükseltmiştim. Kimseye belli etmiyordum ama kendi içimde derin bir depresyon yaşıyordum. Uzun yıllar madde yüzünden öleceğim korkusuyla yaşadım. Evde tek başıma sayısız defa bırakmayı denedim ama her defasında başarısız oldum. Bu başarısız bırakma denemeleri çok sık olunca insanın umudu kırılıyor. “Bu iş olmuyor galiba, ben bunun üzerinden gelemiyorum” diyordum. Aslında hastanede yattığım süre içinde içmeden durabiliyordum ama çıkınca hemen kayma yaşıyordum. Bir gün torbacıyı beklerken bir mescit gördüm, elim yüzümü yıkamak amacıyla oraya gittim. O esnada yanımda biri abdest alıyordu. İçimden bir ses “Sen de abdest al iki rekât namaz kıl” dedi. Hemen abdesti alıp iki rekât namaz kıldım ve ellerimi göğe açıp yalvardım: “Allah’ım hâlimi görüyorsun ben kendimi bu illetten kurtaramıyorum. Sen gücü her şeye yetensin lütfen beni kurtar. Ya canımı al ya da beni bu illetten kurtar” diye yalvardım. O günden üç gün sonra AMATEM yatışım gerçekleşti. Bir önceki yatışımda yapmış olduğum bir hata yüzünden yine bir günlük kullanımım olmuştu. Kullanımla birlikte derin bir pişmanlık yaşadım. Hemen ertesi sabah koştura koştura hastaneye gittim ve durumumu izah ettim. Sağ olsunlar hemen ilgilendiler ve yatışım için bir tarih verdiler. 10 Aralık 2015’te AMATEM yatışım gerçekleşti. Bu defa çok kararlıydım ve temiz kalabilmek için elimden gelen her şeyi yapmaya hazırdım. 30 günlük yatılı tedavimin sonlarına doğru AMATEM’in rehabilitasyon merkezi olan Bağevi’ne katılım için davet aldım. Temiz yaşamak ve kendimi hastalığım konusunda geliştirmek istediğim için hemen kabul ettim.
O zamanlar hastalığım ile ilgili hiçbir bilgim yoktu. Bağımlılığın bir beyin hastalığı olduğunu bile bilmiyordum. Rehabilitasyon merkezine başladığım ilk gün duvarda bir yazı dikkatimi çekti. Gazetede Kültegin Ögel Hoca’nın bir röportajı vardı. Bağımlılıkta İyileşmenin Dönemleri’nin anlatıldığı bir yazıydı. Ben de o yazıyı kendime rehber edindim. Önce ilk üç ayı hedefledim, sonrasında altı ayı ve daha sonra da bir yıla ulaştım. Sonrasına ayları ve yılları saymayı bıraktım.
Yeşilay YEDAM ile yolunuz nasıl kesişti? Neden İyileşme Koçu olmak istediniz?
Özellikle 1-2 yılı aşınca tedavi için hastaneye gelen diğer hastaların sorularına maruz kalıyordum. “Abi nasıl başardın?”, “Biz de yapabilir miyiz?”, ”Nelere dikkat ettin?” gibi sorular soruyorlardı. Kurallar gereği yatan hastalarla iletişime geçmemiz uygun olmadığı için durumu psikolog ile konuştuk ve haftada bir gün yatan hastaların bağımlılık ile ilgili sorularını yanıtlamak üzere bir karar aldık. Bugün bile her hafta pazartesi günleri Dışarıya Hazırlık Toplantısı adı altında sabahları AMATEM’de yatan hastalar için gerçekleştirilen günaydın toplantılarına katılıp bağımlılıkla ilgili sorularını cevaplıyorum. Bu toplantılar esnasında şunu fark ettim. Diğer madde bağımlısı arkadaşlara yardımcı olabilme durumu bana da iyi hissettiriyordu. O dönem ben de İyileşme Danışmanı olarak çalışmaya karar verdim. Fakat çok bilinen bir meslek dalı olmadığı için çalışma alanı da çok fazla yoktu. Benden önce AMATEM’de tedavi görmüş ve şu anda İyileşme Danışmanı olarak çalıştığını bildiğim Cem Demiryas ve Latif Çıvgın vardı. Her ikisiyle iletişime geçtim ve ikisi de bana rehberlik etti. Şu an birlikte çalışmaktayız ve hâlâ onların deneyimlerinden istifade etmekteyim. Yeşilay YEDAM’a bizim gibi ayık bağımlılara bu alanda çalışma fırsatı verdiği için minnettar olduğumu belirtmek isterim. Yeşilay YEDAM bünyesinde üç İyileşme Danışmanı, yedi İyileşme Koçu olarak ülke genelinde görev yapmaktayız.
İyileşme Koçluğu için hangi hazırlıkları yaptınız?
Temizliğimin sekiz yılında bana yakın olan Bahçelievler YEDAM’a gidip kendimi tanıttım ve tüm atölye çalışmalarına, dış etkinliklerine katılmak istediğimi ilettim. Daha önce birçok yerde tedavi görmüş biri olarak YEDAM’daki uzmanların yaklaşımlarından etkilendiğimi, ilgilerinin insana kendini değerli hissettirdiğini söyleyebilirim. Özellikle katılmış olduğum ahşap boyama, ahşap yakma, seramik, çini, kaligrafi ve tiyatro atölyeleri öz güvenime katkı sağlamıştır. Dış etkinlikler arasında Müze Gezisi, Macera Parkı, Bağımsızlık Köyü at binme etkinliği ve Haliç’te kano binme etkinliklerini sayabilirim.
Danışan olarak ilgilendiğiniz kişilerin ne gibi sorunları oluyor, nasıl çözümler buluyorsunuz?
Danışanlar ilk geldiklerinde genellikle korkmuş, güvensiz ve anlaşılmamış hissederler. Öncelikle gelen danışanların hangi evrede olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Danışanın bulunduğu evreye göre deneyim paylaşımıyla birlikte danışanın farkındalığını artırma konusunda destek olmaya çalışıyoruz. İyileşme Koçları hedef belirleme konusunda yardımcı olur ve kişiye eylemlerinden sorumlu olmayı öğretir. Tavsiye vermez, kendi başına daha iyi kararlar alması için kişiye rehberlik eder.
Desteğiniz sonucunda iyileşen, hayatına başka biri olarak devam eden birileri var mıdır? İlham veren bir hikâye paylaşabilir misiniz?
Adını vermek istemediğim bir danışanımızın gelişimini paylaşmak isterim. Bu danışanımız ile destek verdiğim başka bir YEDAM şubesinin düzenlediği grup terapi (SAMBA) eğitiminde tanıştım. Grup terapisinin ilk gününde kendi bağımlılık ve temizlik sürecimi anlattım ve bu danışanımız temizlik sürecimden etkilendiğini ifade ederek benimle randevu oluşturmak istediğini paylaştı. Danışanımız daha önce de başarısız temiz kalma girişimleri olduğunu fakat bu defa başarılı olmak istediğini paylaştı. Danışana sabırlı olmasını, güvenin hemen oluşmayacağını, kendisine biraz zaman tanıması gerektiğini anlattım. Danışan hayatının odak noktasına ayıklığını koyduğu için iş konusunda fazla aceleci davranmadı. Şu an emlak işiyle uğraşmakta. Danışanımızla şimdiye kadar 23 görüşme yapmış bulunmaktayız; kendisi 16 aydır hayatını temiz olarak sürdürüyor.