- Pornografinin Gerçek Olmadığı Bilinmeli
- Pornografi, Bireyin ve Toplumun Dengesini Bozuyor
- Erken Yaşta Pornografi Maruziyeti Cinsel Suça Kadar Uzanan Sonuçlara Yol Açabilir
- Pornografi, Bireylerin ‘Normal’ Beden Algısını Bozabiliyor
- Pornografi Kullanımı Cinsel Yaşama Zarar Veriyor
- En Büyük Endişem, Pornografinin Cinsel Normları ve Senaryoları Değiştirmesi
- Ergenlerle İlgili Çalışmalar Gelecekte En Önemli Araştırma Alanları Olacak
- Oyun ve Pornografi: Dijital Dünyada Bağımlılığın Kesişen Yolları
- Pornografi Bağımlılığı, Tanıdık Özellikler Taşıyan Yeni Bir Bağımlılık Türü
- Sağlıklı Toplumun Temeli Halk Sağlığından Geçiyor
- Prof. Dr. Mustafa Taşdemir: “Bağımlılık, Sosyal Bulaşma Yoluyla Yayılıyor”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Dumansız Hava Sahası Bir Halk Sağlığı Politikasıdır”
- Dr. Öğr. Üyesi Çağrı Emin Şahin: “Sağlık Okuryazarlığı Bağımlılıklara Karşı En Güçlü Koruyucu Zırhtır”
- YEDAM Sosyal Hizmet Uzmanı Alptekin Tekedereli: “Sosyal Hizmet Uzmanları Bağımlılıkla Mücadelede Kritik Bir Rol Üstleniyor”
- Klinik Psikolog Dr. Mehmet Teber: “Çocukların Güçlenmesi İçin Zorlanmalarına Müsaade Etmeliyiz”
- Bağımlılıkların Türkiye Ekonomisine Yıllık Yükü: 78 Milyar Dolar
- Bağımlılıklarla Mücadele Hekimlerin Desteğiyle Daha da Güçlü
- Hukukun Gücüyle Bağımlılıklara Karşı: Yeşilay Hukukçuları
- Gıda Güvenliği ve Bağımlılık Riski Taşıyan Gıdalar
- Dijitalle Başa Çıkın!
- Dijital Medya ve Oyun Bağımlılığına Karşı Küresel Mücadele
- Dr. Daniel Spritzer: “Oyun Tasarımcısının Amacı Eğlence Olmalı, Bağımlılık Değil”
- Klinik Psikolog Süreyya Kitapçıoğlu: “Oyun Bağımlılığıyla Mücadelede Kültürel Duyarlılık Hayati Önemde”
- Uz. Dr. İlyas Kaya: “Yeşilay’ın ‘Denge’ İlkesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı İçin Çok Kıymetli”
- Prof. Dr. Yavuz Samur: “Doğru Tasarlanmış Oyun Çocuğa Pek Çok Beceri Kazandırır”
- YEDAM’dan Oyun Bağımlılığına Bütüncül Yaklaşım
- Dijital Oyun Araştırmaları ve Bir Çözüm Arayışı “Çocuk Dostu” Bir Oyun Derecelendirme Sistemini Geliştirmek
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Alkolsüz bir toplum, nesillerin ve kültürün korunması için atılacak en büyük adımdır”
- Prof. Dr. Perihan Torun: “Alkol tüketimini düşürmek için etkin politikalar uygulanmalı”
- Doç. Dr. Umut Kırlı: “Kadınlarda alkol bağımlılığı erkeklere oranla daha hızlı gelişiyor”
- Alkol Bağımlılığında YEDAM Desteği
- Bağımlılık Danışmanı Simge Kırcan Erdoğan: “Tedavide geçirilen süre uzadıkça başarı oranı artıyor”
- Tatilde Alkol Kullanımı ile Birlikte Sorunlar da Artıyor
- “Uyuşturucu Tedarikçileri Akla Gelmedik Yöntemler Kullanıyor”
- “Madde Bağımlılığı Belirtileri Ergenliğin Doğal İniş Çıkışlarıyla Karıştırılabilir”
- “YEDAM’lar Madde Bağımlılığı Konusunda Ciddi Bir Boşluğu Dolduruyor”
- “Uyuşturucu Endüstrisi Kendisini Sürekli Güncelliyor”
- “Ek Tanı, Bütüncül ve Eş Zamanlı Tedavi Gerektirir”
- Dünyanın En Tehlikeli Uyuşturucusu Metamfetamin
- YEDAM’dan Madde Bağımlılığına Psikososyal Destek
- Uyuşturucuya Karşı Küresel Direniş
- Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Ailenin Tedaviye Katılımı İyileşmede Etkilidir”
- Psikiyatri Uzmanı Dr. Hakan Tokur: “Bağımlılık Tedavisi ‘Yaşamla Yeniden Bağ Kurma’ Sürecidir”
- Uzman Psikolog Kinyas Tekin: “İhmalkârlık Kadar Otoriterlik De Sakıncalı”
- YEDAM’dan Nüks Riskine Karşı Kalıcı Çözümler
- Bağımlılığa Ek Bir Yük: Stigma
- İyileşme Sürecinde Sosyal Hizmetlerin Rolü
- YEDAM Uzman Yardımcısı Niyazi Aydemir: “İyilik koçu tavsiye vermez, rehberlik eder”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Sümeyye Ceylan: “Dijital Dünya ve Çocuk İlişkisi Çok Dikkatle Ele Alınması Gereken Bir Konu”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammed Tayyib Kadak: “Teknolojiye Hâkim Olan Aileler Çocuklarını Dijital Bağımlılıklardan Korur”
- “Çocuklar İçin Güvenli Bir Dijital Ekosistem Oluşturmalıyız”
- Dijital Çağda Ebeveyn Olmayı Kolaylaştıran Rehber: Dijital Ebeveynlik
- Ekrana Alternatif 10 Bahar Aktivitesi
- Dijital Dünyada Nasıl Bir E-Beveyn Olmalı?
- Geçmişten Geleceğe Yeşilay
- Bir Asrı Aşan Mücadelede Yeşilay’a Gönül Verenler Anlatıyor
- Bağımlılıkla Mücadelede Yeni Bir Milat: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay’dan Türkiye’ye Özgü, Dünyada Öncü Modeller
- Yeşilay Gönüllülerle, Gönüllüler Yeşilay’la Büyüyor
- Sağlıklı Nesiller İçin Sınırları Aşan Mücadele
- Arif Çifci: “Yeşilay, Osmanlıdan Cumhuriyete Türkiye’nin tarihidir”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Tütün Kontrolü Nikotin Salgınına Karşı En Büyük Koz”
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Tütün Reklamları Yapay Zekâyla Takip Edilebilir”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Ergenin Hayatını Şekillendiren En Önemli Yapı Ailedir”
- Tütün Bağımlılığına Karşı YEDAM Desteği
- YEDAM’la Nefes Alanlar
- Bağımlılıklarla Mücadelede Esas Cephe Tütün Endüstrisinin Sinsi Taktikleri
- Dr. Hüseyin Küçükali ile Yapay Zekâ Desteğiyle Dumansız Bir Sosyal Medya Hakkında Konuştuk
- Tütün Endüstrisinin Çabaları DSÖ’nün de Merceğinde
- Asırlık Tecrübeden Topyekûn Mücadeleye: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç: “Bağımsızlık Seferberliği İle Amacımız Bağımlılıklara Karşı Toplumsal Bir Uyanış ve Dayanışma Hareketi Oluşturmak”
- Daha Güçlü ve Daha Sağlıklı Bir Toplum İçin: “Bağımsızlık Seferberliği”
- Bağımsızlık Seferberliği’nin Olmazsa Olmazı: YEDAM
- Bağımlılık İle Mücadelenin Temeli: Bilinçlendirme Ve Farkındalık Çalışmaları
- Topluma ve Bireye Katkı Sağlayan Güç: Gönüllülük
- Danışanlıktan Koçluğa Bir Başarı Hikâyesi
- Spor Salonlarındaki Tehlike: Anabolik Steroidler
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Steroid Kullanan Her Dört Erkekten Birinde Steroid Bağımlılığı Var”
- Prof. Dr. Rüştü Güner: “Anabolik Steroidler, Tüm Organ Sistemlerine Zarar Verir”
- Kusursuz Beden Algısı Steroid Kullanımını Tetikliyor
- Serkan Yimsel: “Anabolik Steroidleri Teşvik Ve Tedarik Edenler Cezalandırılmalı”
- Av. Mehmet Yoğurtcuoğlu "Steroidler Sporun İtibarını Korumuyor, Aksine Tehdit Ediyor"
- Doç. Dr. Merih Altıntaş: “Sanal Kumar Bağımlılığı Kendini Gizleyebilen Bir Hastalıktır”
- Gittikçe Artan Endişe: Ergenlikte Sanal Kumar
- YEDAM’dan Kumar Bağımlılığı Tedavisine Güncel Yaklaşımlar
- Dünya Sağlık Örgütü’nün Sanal Kumar Bağımlılığına Yaklaşımı
- Sanal Kumarda “Oyun” Ve “Eğlence” Tuzağı
- Zamansız Ve Mekânsız Bir Bağımlılık: Sanal Kumar
- Olimpiyat Özel Dosyası
- Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Egzersiz, beynin ödül sistemini değiştirir”
- Günlük Hayatta Nasıl Aktif Olabiliriz?
- Klinik Psikolog Melisa Varol: “Spor, bedensel ve psikolojik iyilik halimizi güçlendiren etkili bir araç”
- Çocuklar Hareket Ediyor!
- Düzenli Sporun Faydaları Nelerdir?
- Bağımlılıklarla Mücadeleye Spor Desteği: Yeşilay Spor Kulübü
- Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak: “Çocuklar gereksiz teknolojiye maruz bırakılmamalı”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Aile ilişkileri kuşak farkı bilinciyle kurulmalı”
- Okullarda İlk Ders Zili Çalıyor
- Yaşam Becerileri Bağımlılıklardan Koruyor
- Değerlendir, Sürdür, Yaşat, İlham Ol…
- Yeşilay Kolu’ndan Benim Kulübüm Yeşilay Projesi’ne…
- Geleceğin Bireyleri Yeşilay’ın Çocuk Dergileri ve Oyunlarıyla Büyüyor
- Daha Doğal Bi̇r Yaşam İçi̇n 9 Öneri
- Doğallığın Işıltısı
- Gezegene İyi Gelen, Bize De İyi Geliyor
- Doğal Yaşama Dönüş Hareketleri
- Sakin Şehirlerde Kendi Ritminde Hayatı Yaşa
- Daha İyi Hissetmek İçin Haydi Doğaya
- Sadeleşmek Elimizde
- Geçmişi Anlamlandırmak Kişiyi Rahatlatır
- Bedensel Hafifleme İçin Bütüncül Bir Yaklaşım Gerekir
- Beynimiz Neden Yorulur?
- Yaşam Alanlarında Sadeliğin Zarafeti!
- Zihinsel Hafiflik ve Ruhsal Arınma İçin: Dijital Detoks Zamanı!
- Sosyal Medyayı Doğru Kullanmanın 9 Yolu
- Sosyal Medya Bağımlılığı Tedavisinde İzlenen Yollar
- “Sosyal Medya Platformları Dengeli ve Sorumlu Bir Şekilde Kullanılmalı”
- "Çocuğun Dijital Ayak İzi, Geleceğini Etkileyebilir"
- “Gerçek Sosyal Hayat; Yüz Yüze, Derin ve Anlamlı İlişkiler Üzerine Kuruludur”
- Sosyal Medyanın Kontrolüne Girdik
- Yemiyor İçmiyor Çevrim İçi Oluyoruz
- Obezite Küresel Bir Pandemiye Dönüştü
- Uz. Dr. Ayça Kaya: “Buzdolabı ile Aranıza Mesafe Koyun”
- Diyetisyen Kübra Çıtlak: “Son 30 Yılda Çocuk ve Ergenlerde Obezite, Dünya Genelinde Arttı”
- Hormonlar Kilomuzu Nasıl Etkiliyor?
- Çocuk Beslenmesindeki Tehlike: Abur Cubur
- Psikolojik Nedenleri ve Sonuçlarıyla Obezite
- Obezitenin Yol Açtığı 10 Sağlık Sorunu
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Öfkenin olduğu yerde olumlu duygular barınamaz”
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Kronik yorgunluk sendromu, yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir durumdur”
- Klinik Psikolog Gökhan Ergür: “Metropol yaşamı ve sosyal medya kaygı düzeyini artırıyor”
- İnsanın Dijital Çağ ile İmtihanı
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a 104 yıllık mücadele
- Yeşilay’ın ilk gençlik teşkilatının kuruluşu "Türkiye İçki Aleyhtarı Gençler Cemiyeti"
- Yeşilay gençliği seviyor, gençlik Yeşilay’ın varlığını hissediyor
- Yeşilay ülküsünün yılmaz neferleri: Yeşilay kadınları
- Ulusaldan evrensele Yeşilay mücadelesi
- Yeşilay’ın dünyada örnek alınan öncü modeli: YEDAM
- Elektronik Sigara Gerçeği! Çocuklar ve Gençler Yalanlarla Kandırılıyor
- “Çocukların ve Gençlerin Elektronik Sigaraya Erişimleri Hızlı Bir Şekilde Engellenmeli”
- “Elektronik Sigara, Dünyanın Baş Belasına Dönüşmüş Durumda”
- “Çok Uluslu Tütün Şirketleri, Nikotin Bağımlısı Bir Nesil Oluşturmak İstiyor”
- “Elektronik Sigaralar Mutlak Zararlı ve Bağımlılık Yapıcıdır”
- “Elektronik Sigaraya Erişim Bu Kadar Kolay Olmamalı”
- Alkol Bağımlılığı Bireyi ve Toplumu Tehdit Ediyor
- Alkolün Güvenli İçilebilecek Bir Miktarı Yoktur
- Sosyal Hizmet, Tedavinin En Önemli Yapı Taşlarından Bir Tanesi
- Kadınlar Bağımlılık Sürecinde Yalnız Kalıyor
- Alkolle Mücadelenin Yolu; Vergilendirme, Erişim Kısıtlamaları ve Pazarlama Yasaklarıdır
- Alkol Bağımlılığına Uluslararası Yaklaşımlar
- Savaş, Halk Sağlığını Onarılamaz Biçimde Etkiliyor
- “Medyada Yaratılan Algı; Haklıyı Haksız, Doğruyu Yanlış, Güzeli Çirkin Olarak Konumlandırabiliyor”
- “Savaşlar, Savaşanları Olduğu Gibi Savaşmayanları Da Olumsuz Etkiler”
- “Artık Savaşlar Sadece Sahada Değil, Dijital Dünyada Da Gerçekleşiyor”
- “Çocuklardaki ‘Güvenli Dünya’ Algısı Zarar Gördü”
- Toplumsal Kaygı Bozuklukları Bağımlılıklara Neden Olabilir Mi?
- Bağımlılık Herkesi Etkileyen Genel Bir Sorundur
- Kadınlar Bağımlılıkta Da Ayrımcılıkla Karşı Karşıya Kalıyor
- Bağımlılığın Ve Şiddetin Doğasında Ortak Ve İç İçe Faktörler Vardır
- “Anne Veya Eşin Bağımlılık Sorunu Olan Bireye Yönelik Tutum Ve Davranışları Tedavinin Seyrini Etkiliyor”
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
- Sağlıklı Nesiller İçin Sağlıklı Gebelik
- Yeşilay Kadınları Güçlenerek Büyüyor
- Dijital Çağda En Kırılgan Grup Çocuklar Ve Gençler
- “Dijital Bağımsızlık En Önemli Gündemimiz Olmalı”
- “Sağlıklı Teknoloji Kullanımında Teknoloji Amaç Değil, Araçtır”
- Çocuklarda Ekran Bağımlılığı
- Dijital Bağımlılıktan Uzak, Hayata Yakın Olun!
- “Başarının Sırrı Çocuğu Tanımaktan Geçiyor”
- Ziller Minikler İçin Çalıyor… Okula Uyum Süreci İçin Öneriler
- Çocuğun Okul Başarısını Artırmanın 15 Etkili Yolu
- Çocuğunuza Zaman Yönetimini Nasıl Öğretebilirsiniz?
- “Günümüzde Ruh Sağlığını Korumak Daha Zor Ve Daha Önemli Hale Geldi”
- Bağımlılık Ve Ruh Sağlığı İlişkisi Karşılıklıdır
- “Çocuk Olumsuz Duyguları Makul Düzeyde Deneyimlemeli”
- Bağımlı Bireylere Doğru Yaklaşım Nasıl Olmalı?
- Koruyucu Ruh Sağlığıyla Tanışın
- “Tütün Kontrolü Toplumsal Gündemin Ana Konusu Yapılmalı”
- “Asıl Mücadele Tütün Endüstrisi İle Mücadeledir”
- “Zararsız Tütün Olması Mümkün Değildir”
- “Elektronik Sigaraların Ülkeler Tarafından Teşvik Edilmesi Sorumsuzluk Örneğidir”
- “Tütün Şirketleri, İnsanların Sigara İçmek İstemeyecekleri Bir Günün Geleceğini Biliyor”
- “Sağlıklı Etkileşim Ancak Empati İle Olur”
- “Empati Gelişimi Bebeklikte Başlar”
- “Empati Bir Duygudaşlık Göstergesidir”
- Toplumsal Duyarlılığın Vücut Bulmuş Hâli: Gönüllülük
- Yeşilay, TİSK Ve TÜMOSAN Depremzede Çocuklar İçin Güçlerini Birleştirdi
- Dayanışma Ruhu Kültürel Kodlarımızda Var
- “İyi İletişim Ve Doğru Bilgi Kaygıyı Azaltır”
- Afetlere Dirençli Şehirler Nasıl İnşa Edilmeli?
- Sıfır Maliyetle Kentsel Dönüşüm Mümkün
- “Bugünün Gençleri Üst Kuşaklardan Çok Daha İyiliksever Ve Dayanışmacı”
- Millî Birlik Ve Beraberlik Kodlarımızda Var: Millî Mücadele’den Kahramanmaraş Depremine Toplumsal Kenetlenme
- “Bir An Önce Normalleşmeliyiz”
- Dijital Medya Çocuğu Sosyal Hayattan Koparıyor
- “Hey Çocuk! Bırak Tabletini Sakince Kitabın Kapağını Aç! Kalbini Aç…”
- Mutlu Bir Çocukluk İçin Projeden Çok Daha Fazlası Gerekiyor
- Çocuk Gülerse Dünya Güler
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a
- Sivil Toplum Kuruluşları Ve Gönüllülüğün Gücü
- STK’lar Tek Yürek Oldu: Yüzyılın Felaketi Sonrası Gönüllü Dayanışması
- Bağımlılıklarla Karşı Gönüllü Mücadele
- Çocuklar İçin Gönüllülük Neden Gerekli?
- “Tedavi Edilmeyen Kaygı Bozuklukları Kronikleşme Eğilimindedir”
- İklim Değişikliğinin Ortaya Çıkardığı Kaygı Hâli: Eko-Anksiyete
- Yeni Krizlerin Getirdiği Belirsizlikler Küresel Kaygıyı Körüklüyor
- “Kaygılar Bağımlılığı Tetikleyebildiği Gibi Bağımlılıklar Da Kaygıyı Besleyebilir”
- “Çocukları Kaygıları Nedeniyle Utandırmayalım, Usandırmayalım, Cezalandırmayalım”
- Sosyal Medya Kullanımı Kaygıları Tetikliyor
- Sigara İle Mücadelede En İyi Politika, Çocuk Ve Gençleri Tütünsüz Ortamda Büyütmektir
- YEDAM’ın Kişiye Özel Programlarıyla Sigaraya “Dur” Deyin
- Örnek Vakalarla Tütün Bağımlılığı Tedavisi
- Tütün Bağımlılığı Vücudumuza Neler Yapıyor?
- Sigarayı Bıraktığınızda Vücudunuzda Neler Oluyor?
- Dünyada Alkol Kullanımı Ve Önleyici Politikalar
- Alkol Bağımlılığını Önlemeye Dair Yasal Düzenlemeler
- Alkolün Bir Diğer Karanlık Yüzü: Şiddet Ve Alkol İlişkisi
- Ebeveynler Alkol Kullanan Gence Nasıl Yaklaşmalı?
- Sevdiklerimizi Alkol Bağımlılığından Nasıl Koruruz?
- Alkolsüz Hayat Neler Kazandırıyor
- Alkol Vücuda Neler Yapıyor?
- “İletişim Yoluyla Kendimizi Var Ediyoruz”
- “Bireyi Bağımlılığa Götüren Duygusal Yalnızlıktır”
- “İnsan İnsana Şifadır, Umuttur, Yoldur”
- Güvene Dayalı İletişim Bağımlılıklardan Koruyor
- Sanal İletişim Gerçek İletişimin Yerini Tutar Mı?
- “Dijital Oyun Bağımlılığı Ciddi Bir Sorun”
- “Teknolojiyi Doğru Kullanmayı Öğrenmeliyiz”
- Dijital Dünyada Eğitim Şart
- Dijital Dünyada Bizi Neler Bekliyor?
- Sanal Ortam Güvenliğinin Teminatı: Siberay
- Rakamlarla Dijital Dünya
- TÜİK Araştırma Sonuçlarına Göre Türkiye Dijitalleşiyor
- “Proje Çocuklar Kuklaya Dönüşüyor”
- “Mutlu Bir Aile İçin Her Şey Mükemmel Olmak Zorunda Değil”
- Değerler Eğitimi Bu Dünyanın Bir İhtiyacı
- TBM İle Her Yıl Milyonlarca Kişiye Ulaşıyoruz
- Okul Heyecanı Başlıyor
- “Tüketerek Mutlu Olma Çabası Büyük Bir Yanılgı”
- “İnsanın Manevi Alanı Boşluk Kabul Etmez”
- Mutluluk Beyinde Başlar
- Toplumsal Mutluluğun Şifreleri
- Sağlıklı Tabaklar, Mutlu Yüzler
- Mutluluğa Götüren 7 Adım
- Az Çoktur!
- “Sadeleştikçe Zihin Sağlığımızı Korumamız Da Kolaylaşır”
- Atıksız Bir Mutfak Mümkün
- Biraz Yavaşlamaya Ne Dersiniz?
- Sade Ve Özgür Bir Yaşamın Yolu: “Küçük Ev” Akımı
- Daha Huzurlu Bir Hayat İçin Sadeleş!
- Atık Kağıtları Sanat Eserine Dönüştürüyor
- Pedallar Sağlıklı Yaşam İçin Çevrildi
- Yeşilay’dan “Bağımsız Gençlik” Manifestosu
- YEDAM Sempozyumu'ndan Bağımlılıklara Bilimsel Bakış
- Sağlıksız Aile Tutumları Bağımlılık İçin Risk Faktörü
- Bağımlı Profilleri Nasıl Şekilleniyor?
- Bağımlı Ebeveyn Çocuğun Tüm Yaşamını Etkiliyor
- “Hayır” Diyebilen Bir Çocuk Yetiştirmek
- Ailenin Dijitalleşme ile İmtihanı
- Bağımlılık Aileden Etkilenen ve Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır
- Elektronik sigara nikotin pandemisini gelecek nesillere taşıyor
- Tütünle Mücadelenin Bir Ayağı da E-Sigara ile Mücadele Olmalı
- Dünya Elektronik Sigara ile Nasıl Mücadele Ediyor?
- Elektronik Sigara En Az Sigara Kadar Zararlı
- “Dünya Şiddetli Bir Merhametsizlik Hastalığına Tutulmuş Vaziyette”
- Tarih Boyunca Vardı Ve Hep Var Olacak: Sivil Toplum Kavramı Ve STK’lar
- Yeşilay’a Gönülden Bağlı Olanlar
- Merhamet Ve İyiliğin Gücü: Gönüllülük
- Gönüllülük Çalışmaları Dersiyle Teori Ve Pratik Bir Arada
- Vazgeçilen her sigara sağlıklı bir hayatın kapısını aralar”
- Çocuklarımızı sigaradan nasıl koruruz?
- Sigara stresi azaltmaz, sigarasızlık stres oluşturur
- Şimdi tam zamanı!
- “Bırakabilirsin” mobil uygulamasıyla sigaradan kurtulun!
- Fizikselden Sanala Yeni Bir Şiddet Türü: Siber Zorbalık
- Ergenler Sosyal Medya Bağımlılığında Risk Grubunda
- Geleneksel Değerler Çocukları Koruyor
- Sosyal Medyada Dayatılan Güzellik Büyük Bir Yanılgı
- Çocuklarınız İçin Ulaşılabilir Ebeveynler Olun
- Pandemi Sonrasında Toplumları Bekleyen Tehlike: Çevrim İçi Kumar Bağımlılığı
- Aileler Tedavi Sürecine Aktif Olarak Dahil Olmalı
- Alkol Kontrol Politikaları Toplumları Koruyor
- “Alkol Bağımlısı Kişilerin Çocuklarının Ruh Sağlığını Yakından Takip Edilmeli”
- Alkol Aile İçi Şiddette Risk Faktörü
- Alkol Bağımlılığını Anlamaya Yönelik Faaliyetler
- Alkol Bağırsak Sağlığını Bozuyor
- Alkol Bağımlılığıyla Asırlık Mücadele: YEŞİLAY
- “Gençliğin En Büyük Sorunu Büyüyememek”
- İyi Arkadaş Çevresi Bağımlılıklardan Uzak Tutar
- Davranışsal Bağımlılıklar En Çok Genç ve Ergenleri Etkiliyor
- Çocuğum Madde Kullanıyor mu?
- Gençlerin Gözünden Bağımlılıklar
- Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması, Edebiyat ve Sanatla Farkındalık Oluşturuyor
- Antikten Moderne 28 Asırlık Yolculuk
- Türkiye’nin En Başarılı Olimpiyat Tecrübesi TOKYO 2020’nin Ardından
- Yaşam Becerileri Bireyi ve Toplumu Korur
- Stresle Mücadelede Yaşam Becerileri Faktörü
- Aileyle Sağlıklı İletişim Sağlıklı Kararları Doğurur
- “Hobiler Bizi Ruhsal Olarak Geliştirir”
- Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?
- “Sanat ve Kitap Bağımlısıyım”
- YEDAM'dan İnternet Bağımlılığına Özgün Çözümler
- Pandemi Sarmalında Oyun Oynama Bozukluğu
- “Ebeveynler Doğru Rol Model Olmalı”
- Oyun Oynama Bozukluğunun Tedavisinde Yasaklar Çözüm Değil
- “Ulusal Kampanyalar Farkındalık Oluşturuyor”
- Teknoloji Sizi Değil, Siz Onu Kontrol Edin!
- Teknoloji Bağımlılığı Hasta Ediyor
- Artan Obezite, TBMM’nin de Gündeminde
- Türkiye’nin Obeziteyle Mücadelesi
- Obezite, 21’inci Yüzyılın En Önemli Sağlık Sorunudur
- Evde Kalmak Virüsten Korudu, Obeziteyi Artırdı
- “Pandemi Döneminde Yeme Bozuklukları Arttı”
- “Besin Örüntüsü Dengeli Olmalı”
- Evde Hareketsiz Kalmayın!
- Ağır Yaşamların Yükü Hafifliyor Mu?
- Gidene Üzülmek Yerine Var Olanı Güçlendirmeliyiz
- “Babalar Dua Gibidir; Artık Görünmez Olsa Da Dokunur Evladına...”
- “Sanat ve Spor, Bağımlılıkla Mücadelenin Panzehirleridir”
- Gençlerde Davranışsal Bağımlılıklar Artıyor
- “Aile Bağları Ne Kadar Sağlamsa, Bağımlılık Riski O Kadar Azalır”
- "Özgürlük ve Sorumluluk Birbirini Tamamlar"
- Anne-Babalar Dikkat! Uzun Süreli Ekran Maruziyeti Nelere Yol Açıyor?
- Yeşilay Gençlerin, Gençler Yeşilay’ın Yanında!
- Geleceğin Olimpiyat Şampiyonları TOHM’da Yetişiyor
- “Bağımlı Kişi, İnterneti Bir Kaçış Yöntemi Olarak Kullanıyor”
- Anne Babaya Güvenli Bağlanma Bağımlılıktan Korur
- “Öz Saygısı Düşük Bireylerde Bağımlılık Riski Daha Fazladır”
- Pandemi Sürecinde Kaygı Bozukluğu Arttı
- Sosyal Kaygı İnternet Bağımlılığını Tetikliyor
- Buz Hokeyi Sayesinde “Tek Yürek” Oldular: Bağımlılıktan Kurtuldular
- Dijital Çağın Hastalığı: Yeni Nesil Bağımlılıklar
- Yasa Dışı Kumar ve Bahisle Hukuksal Mücadele
- Sevgi ve İlgi Bağımlılıklardan Korur
- “Bağımlılık Tüm Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır”
- “Dijitalleşme Aile İçi İlişkilerin Kalitesini Düşürüyor”
- “Pandemiden Ders Çıkararak Geleceğimizi Kurtarabiliriz”
- “Kampanyalar Sigara Endüstrisinin Gerçek Yüzünü Gösteriyor”
- "Tütün Fiyatları ve Vergiler Düşürülmemelidir"
- “Elektronik Sigara Kullanmak, Marka Değiştirerek Sigara Kullanımına Devam Etmek Gibidir”
- “Sigarayı Bırakmak Kanser Riskini Azaltır”
- Pandemide Sigara İçme Oranları Düştü
- "Çocuğunuzun ‘Hayır’ Deme Becerisini Geliştirin"
- Madde Bağımlılığı COVID-19'u Tetikliyor
- "Bağımlılık Tedavisi Ertelenmemeli, Güçlendirilmeli"
- “Madde Bağımlılığının Gerçek Tedavisi Rehabilitasyondur”
- Zehir Tacirlerinin Pandemi Fırsatçılığı
- Her İki Madde Bağımlısından Biri Depresyonda
- "Online Terapi, Kişileri Madde Kullanımından Uzak Tuttu"
- “Gençlik İnsan Hayatının En Zor Dönemidir”
- Doğru Rol Model Olmak Önemli
- “Spor ve Sanat Tedavi Edicidir”
- Mutluluk Ailede Başlar
- “Depresyon, Gündelik Bir Keyifsizlik Hali Değildir”
- Beslenme Anlayışı Ailede Şekilleniyor
- “Organik Beslenmeye Mucizevi Bir Anlam Yüklenilmemeli”
- Bir Tür Yeme Bozukluğu: Ortoreksiya Nervoza
- Tarladan Sofraya Uzanan Bir Zincir: Gıda Güvenliği
- “Tarımsal Üretimi Tüketici Davranışları Belirleyecek”
- Ekolojik Yaşam Arayışları
- “Çocuklarımızı Korumakla Yükümlüyüz”
- Oyun Bağımlılığı Nelere Yol Açıyor?
- Oyun Bağımlılığı Yetişkinleri de Buluyor
- "Ticari Kaygılar Çocukları Korumanın Önüne Geçiyor"
- "Yasak Koyarak Çocuğunuzu Bağımlılıktan Koruyamazsınız"
- Oyun Bağımlılığının Karanlık Yüzü
- Davranışsal Bağımlılıklara YEDAM Desteği
- Bütün Aile Toplanalım, Ekranları Unutalım
- "Eğitimin Sürekliliği Sağlanmalı"
- “Çocuklarınıza Onları Önemsediğinizi Hissettirin”
- Bu Sefer Ziller Ebeveynler İçin Mi Çalıyor?
- Okul Fobisi Sizi Korkutmasın!
- Okula Yeni Başlayanların Pandemiyle İmtihanı
- Okullar Sağlık Tedbirleri İle Açılıyor
- Yeşilay Eğitim Faaliyetleri Hız Kesmiyor
- Gençlerde Alkol Bağımlılığında Önemli Bir Basamak: Sosyal İçicilik
- Alkol Bağımlılığı Nedir, Nasıl Başlar, Nasıl Tedavi Edilir?
- Nöroloji Alkolün Güvenli Sınırı Yok Diyor!
- Pandemi Bağımlılıkları Tetikledi
- Alkol Vücuda Neler Yapar?
- “İyiliğin Kanatlarına Tutunmaya Her Zamankinden Çok İhtiyacımız Var”
- Pandemi Günlerinde Dayanışmanın Çarpan Etkisi: Vefa Sosyal Destek Grubu
- Türkiye’de Afet Yönetimi ve Gönüllülük
- "İnsan"ın En Zor Anında 152 Yıldır Hep O Var: Türk Kızılay
- Bağımlılığa Karşı "Gönüllü" Mücadelenin Adı; Yeşilay
- Bir Ömür Boyu Yeşilaylı Olanlar…
- Gönüllü Olmak Hem Sizi Hem De Dünyayı Değiştirir
- Vakıf ve Gönüllülük Üzerine
- "Teknoloji Kullanımı Stresi Artırıyor"
- Pandemi Günlerinde "Teknoloji" Dost Mu, Düşman Mı?
- Koronavirüs Dijital Bağımlığı Tetikledi
- "Evden Çalışma Modeli B Planı Olarak Elimizde"
- 10 Soruda Koronavirüs Sonrası Küresel Sistem
- "Şişenini Dibi"nden Görünenler
- İpler Senin Elinde Alkole Hayır De!
- Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: "Sigarayı Bugün Bıraksanız Yarın Covid-19 Riskiniz Azalır"
- Diyetisyen Derya Zünbülcan: "Esas Risk, Yanlış Beslenme"
- "Koronafobi" Virüsten Daha Hızlı Yayılıyor
- Hayat da Eğitim de Eve Sığar
- Korona Günlerinde Ev Hayatı
- Sağlıklı Yaşam İçin Sporla “Evde Kal”
- Doğal Dezenfeksiyon Aracı: Güneş
- El Hijyeni Virüsten Korur
- Evde Düzen İçin İpuçları
- Bahane Yok! Oyun Vakti
- Asıl Soru Şu; Bağışıklık Sistemimizi Nasıl Koruruz?
- "Dengeli Beslenme Sizi Mutlu Eder"
- Daha İyi Bir Yaşam İçin Sadeleşin
- Doğal Yaşamda Sürdürülebilirlik Önemli
- Aşılama Yalnızca Kişiyi Değil Toplumu da Koruyor
- Bitkilerin İyileştirme Gücü Hakkında Her Şey
- Gençlikve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu: "E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır"
- DSÖ’nün Gündeminde E-spor ve Oyun Bağımlılığı Var
- E-Spor Obeziteye Neden Oluyor
- Dijital Oyun Nasıl E-spor Oldu?
- Prof. Dr. Tolga Arıcak: E-Spor Bağımlılık Riskini Artıracak
- Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
- Amaçları Daha Fazla İnsanı Bağımlı Yapmak
- Elektronik Sigara ile Yasal Mücadele
- Elektronik Sigara Can Almaya Devam Ediyor Can Almaya Devam Ediyor
- Elektronik Sigara da Sigara Kadar Zararlı
- Doç. Dr. Toker Ergüder: Elektronik Sigara, En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor
- İlaç, Şifa Mı Bağımlılık Mı?
- İlaç Bağımlılığı Tedavisi Kişiye Özeldir
- Reçetesiz ve Kontrolsüz Steroid Kullanımı Sağlığı Doğrudan Tehdit Ediyor
- İlaç Suiistimali Küresel Bir Halk Sağlığı Sorunu
- Opioid Grubu İlaçların Kötüye Kullanımında Artış Var
- İlaçların Kötüye Kullanımı Toplumsal Refahı Tehdit Ediyor
“Notların Telafisi Vardır, Ancak Zedelenen Öz Güvenin Telafisi Meşakkatlidir”
Başarmayı, bundan keyif almayı kim istemez ki? Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül, ebeveynlerin çocuklarını oldukları haliyle sevmesinin, eleştirmemesinin, başkaları ile kıyaslamaması ve başarılarını övmesinin, onların benlik saygılarını artıracağını, bunun da başarıyı tetiklediğini vurguluyor. “Öz güvenli çocuklar her alanda daha başarılı olurlar.” diyen Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül ile çocuklarda akademik başarıyı etkileyen faktörleri konuştuk.
Akademik anlamda başarısız olan bir çocuk için anne babanın öncelikle yapması gereken nedir? Eskilerin tabiriyle “notları düşük” çocuğa nasıl yaklaşmak gerekir?
Notların düşüklüğü ile ilgili olarak anne babanın ilk yapması gereken; çocuğu “suçlamamaktır”. Elbette ebeveyn duruma üzülmüştür, genellikle ilk tepkisi de çocuğu suçlu hissettirecek bir ifade kullanmak olur. Ama gözden kaçan, çocuğun da bu duruma üzgün olduğudur. Karnenin sahibi çocuktur, bu durumdan en çok etkilenen çocuktur. Yani kısacası özne çocuktur. Birçok şeyin hele de notların telafisi vardır ancak suçluluk hissi ile zedelenen öz güvenin telafisi meşakkatlidir. Amacımız çocuğa nasıl yardım edebileceğimiz olmalıdır. Bunun için de çocuğun neden başarısız olduğunu anlamamız gerekir.
“HER CANLI SEVGİ İLE BÜYÜR, ÖĞRENİR VE GELİŞİR”
Ailenin tutumu, çocuğun doğuştan gelen özellikleri, içinde bulunduğu çevre gibi faktörler çerçevesinde değerlendirdiğinizde çocuklarda akademik başarıyı etkileyen faktörleri nasıl açıklarsınız?
Çocuğun başarısını etkileyen faktörleri biyolojik ve psikososyal olarak ikiye ayırabiliriz. Zekâ, dikkat ve öğrenme becerisi biyolojik faktörlerdir. Tüm bu faktörlerin genetik bir zemini vardır. Herkesin sermayesi kadar çıktısı olması “başarıdır” bence. Bu şu demek; doğuştan getirdiğimiz bir kapasitemiz vardır. Öğrenme becerimiz, algılama düzeyimiz, hafızada tutmamız, mevcut bilgilerle birlikte yorumlamamız, dikkatimiz gibi faktörler bizim bir konuyu kavramamızı ve öğrendiğimizi göstermemizi sağlar. Bu noktada herkes eşit değildir. Ancak herkesin başarılı olması mümkündür. Dediğim gibi başarı standart bir kavram değildir, kişiye göre belirlenmelidir. Çocuğun dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü olabilir. Bunlar tıbbi tanı olarak Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ve Özgül Öğrenme Güçlüğü (ÖÖG) olarak tanımlanır. Bir hekimin tanı koyması sonrasında tedavisi ve alınacak önlemler noktasında yapılacak çok şey vardır. Bunun yanı sıra psikososyal bağlamda başta anlayış ve sevgi olmak üzere, uygun ortamın sağlanması, başarı için çok temel belirleyicilerdir. Her canlı sevgi ile büyür, öğrenir ve gelişir. Kişinin olduğu gibi kabul edilerek ve zorluklarına çözüm üretilerek sevilmesi bu noktada çok önemlidir. Çocuğun fiziksel ihtiyaçlarının yanı sıra duygusal ihtiyaçlarının da karşılanması gerekir. Çocuk bir güçlük yaşadığında çözüm için ebeveynlerine ulaşabilmeli onlarla dayanışabilmelidir. Ev ortamının sakin olması, çocuğun kendine ait bir odasının olması, anne baba tartışmalarında çocuğun ortada bırakılmaması da çok önemlidir. Bunun yanı sıra çocuğun eğitim ve öğretiminin “uygun mesafeden” takibi ve okul ile iş birliği yapmak da gerekir. “Uygun mesafe”, onun yapabileceklerini onun adına yapmamak ancak ihtiyacı olduğunda ona rehberlik etmek ve gerekli durumlarda destek aldırmak olarak tanımlanabilir.
“PROJE ÇOCUK” KİMDİR?
“Proje çocuk” olgusuna nasıl bakıyorsunuz?
“Proje çocuk” kavramını ebeveynin kafasındaki en ideal çocuk olarak tanımlamak mümkün. Bu tanım, elbet toplum tarafından da en ideal çocuk kavramına uyar. Hedefler çok yüksektir. Şu an ve gelecekte yapması gerekenler tanımlıdır. Ama bu hedefler ve yapılacakları çocuk değil çevresi belirler. Çevre ise kültürün o zaman dilimindeki ideal normlarıdır. Bu çocukların kendileri yoktur, gizli bir “biz” vardır. Bu çocuklar maalesef kendi hayatlarının öznesi değil nesnesi olurlar. Bizler çocukları daha anne karnında iken imgelemeye başlarız. Olmasını istediğimiz özellikleri sıralarız. Oysa dünyanın en mükemmel çocuğu bile doğsa hayali kurulan bebek ile örtüşmez. Eğer anne, doğan bebeğini kafasındaki imgeden ayırıp olduğu gibi kabul ederse o bebek, anne ile sağlıklı bağlanır ve güvenli üssü olan anneye yaslanıp dünyayı keşfe çıkar. Bu keşif sonucu kendi normlarını oluşturur. Böylece serpilip büyür. İşte asıl başarı budur. Hem anne adına hem büyüyen bebek adına.
Bir başka açıdan konuyu ele alacak olursak aslında “her çocuk bir projedir”. Yani onu dünyaya getirmek, bakımını sağlamak, ihtiyaçlarına göre imkânlar tanımak, onun yolunu açmak, ona önderlik etmek ve doğru yönlendirmeleri yapmak gerekir. Bu da, üzerinde düşünülen, emek harcanan bir projedir. Bu açıdan konu ele alındığında proje kavramı olumlu bir temadır. Buradaki ince çizgi, çocuğun geleceğini kendi önceliklerimize göre değil, onun gelişimine göre planlamak olmalıdır. Bu tanıma uygun şekilde okulların da eğitimi, çocukların her birinin gelişimi doğrultusunda kendilerine özel projeler olarak tasarlamaları gerekir. Tek tip öğrenci değil, bireysel anlamda donanımlı çocuklar yetiştirilmesi ancak zengin içerikli projelerle olur.
“BAŞARI TANIMI HER ÇOCUK İÇİN FARKLI YAPILMALIDIR”
Size göre “başarılı çocuk” kimdir? Başarıyı yalnızca akademik anlamda tanımlamak doğru bir yaklaşım mıdır?
“Başarılı çocuk”, sermayesi oranında çıktısı olan, kendi genetik, biyolojik ve duygusal gelişime uygun beceri geliştiren çocuktur. Herkes bu noktada farklıdır ve her çocuk için başarı tanımı farklı yapılmalıdır. Bu bağlamda düşünüldüğünde, bence herkes başarılıdır. Ama bu başarıyı ortaya koymak için, çocuğun öncelikle anne babası sonrasında çevresi ve öğretmenleri tarafından iyi tanınması, güçlüklerine destek olunması, çıktılarının takdir edilerek yüreklendirilmesi gerekir. Eleştirel ve yargılayıcı bir tutumdan ziyade kabullenici ve destekleyici yaklaşım gerekir. Başarı elbette sadece akademik bir tanım değildir. Dünyaya gelen canlının hayata tutunması, büyümesi, gelişmesi, öğrenmesi ve öğrendiklerini kendi yaşamına uyarlaması, sosyalleşmesi, kendine yetebilmesi gibi birçok kavram başarı tanımı içerisinde yer alır.
“HER ÇOCUĞUN BİRİCİKLİĞİ AKILDA TUTULMALI”
Çocuğun akademik başarısını artırma noktasında anne-babaların tutumu ve yaklaşımı nasıl olmalıdır? Nelerden kaçınmaları gerekir?
Bu işin anahtarı her çocuğun biricikliğinin akılda tutulmasıdır. Çocukların sermayelerini iyi değerlendirmek ve beklentiyi buna göre ayarlamak önemlidir. Çocuğun bir güçlüğü varsa önceden fark etmek, zaman geçmeden ilgili danışmanlıklarla sorunun nedenini anlamak ve uygun çözümler üretmek ebeveynin görevidir. Tabii ki bunlardan da önce çocuklarını oldukları haliyle sevmek, eleştirmemek, başkaları ile kıyaslamamak ve başarılarını övmek çocukların benlik saygılarını artırır. Bu da başarıyı tetikler. Onlara ev içerisinde alan açmak, saygı duymak, ihtiyaçlarını gözetmek gerekir. Örneğin, hafta içi geç saate kadar misafir ağırlayan, çocuğun uyku saatinde dışarılarda olan, çocuk ders çalışırken elektrik süpürgesi ile temizlik yapan ve çocuğu ile zaman geçirmeyen ebeveyn çocuklarının rutinini önemsemiyordur. Oysa çocuk rutin ister ki ritmini oluştursun. Başarı için ritimli bir hayat gerekir. Bir diğer konu da “huzur”dur. Ev içerisinde huzur gerekir. Elbet tartışmasız ev olmaz ama çözümlenmemiş kronik ilişki sorunları ve çocukların ebeveynlerin kendi problemlerine dert ortağı yapılması çocuğun gündemini değiştirir. Çocuk tutarlı, saygılı bir ilişki ortamında, rutinlere dikkat edilerek, kendi ihtiyaçları gözetilerek ve varsa zorlukları anlaşılıp çözüm üretilerek büyütülmelidir. Çocuğun arkadaşı değil ebeveyni olmak da gerekir.
Başarı- öz güven ilişkisini nasıl değerlendirirsiniz? Öz güven kazanımının başarılı olma motivasyonu üzerinde etkisi var mıdır? Öz güvenli çocuğun akademik anlamda daha başarılı olacağını söylemek mümkün müdür?
Meslek hayatımda birçok kere ebeveynlerin çocuklarının öz güvenlerinin eksik olduğunu şikâyet etmelerine tanık oldum. Oysa bu durum, çocuğun tek başına kazanabileceği bir beceri değildir. Çözümü de birkaç terapi görüşmesi olamaz. Öz güven, iğne oyası gibi bebeklikten itibaren sağlıklı bağlanma, sevgi ile kabul edilme, kıyaslanmadan eleştirilme ve başarılarının görülüp övülmesi ile gelişir. Çocuğa beceri geliştirecek alanlar açmak önemlidir. Onun adına neredeyse her şeyi yaptığımızda bir beceri geliştirip serpilip büyüyemediği gibi, mevcut becerileri de körelir, bunun yanı sıra kendini yetersiz görür ve benlik saygısı azalır. Elbette başarının en büyük dayanağı öz güvendir. Kendine güvenmeyen çocuk kendini yetersiz algılar ve atması gereken adımı atamaz ya da güçlükle atar. Böyle çocuklar ürkek ve çekingen olurlar, toplum içerisinde kendilerini geri planda tutarlar, bildiklerini de dile getiremezler. Öz güvenli çocuklar her alanda daha başarılı olurlar.
TEMBELLİK NEDİR?
“Tembellik” ve “tembel çocuk” kavramlarını nasıl tanımlamak gerekir? Tembelliğin arkasında yatan nedenler neler olabilir? Bu anlamda çocuklarda tembelliğe nasıl yaklaşmak gerekir?
Buraya kadarki söyleşimizden anlaşılacağı üzere tembel çocuk yoktur. Başarısız çocuk vardır. Başarısızlığın da her zaman bir nedeni vardır. Bu nedeni tespit edilemeyen ve çözüm üretilemeyen çocuk başarısız olur. Öğrenmek ve başarmak keyif veren bir durumdur. Başarmayı, bundan keyif almayı kim istemez ki!. Başaramayan çocuk akademik ortamlardan zevk alamaz ve sonuçta da çalışmaz. Çünkü böyle bir çocuk akademik ortamda kendini yetersiz hisseder. Hiç kimse yetersiz olduğu durumla yüzleşmek istemez ve böylece derslerden uzaklaşır, kendini mutlu hissedeceği başka haz kaynaklarına yönelir. Başarısızlığın nedeninin, çocuğu çok boyutlu değerlendirerek anlaşılması ve mümkün olan en erken zamanda çözüm üretilmesi önemlidir. Yapması gerekenleri ve yapabileceklerini onun adına yaparak büyütülen çocuklarda beceri geliştirmemenin sonucunu tembellik olarak görmek de mümkündür. Bu çocuklar şaşkındır ne yapacaklarını ne yapamayacaklarını bilemezler. Bir yandan da nasılsa birileri yapıyor diye miskin olurlar. Ben bu durumu duygusal istismar olarak nitelendiriyorum. Anne baba farkında değil ama çocuklarının büyüyüp gelişmelerine engel olacak düzeyde “onların adına” yapıyorlar.
TEMBELLİK VE DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (DEHB) AYRIMI
Tembellik ve Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) arasında bir bağlantı var mıdır? Tembellik ve DEHB arasında ayrım nasıl yapılabilir?
DEHB bir tıbbi tanıdır. Doğru zamanda tanı konulup müdahale edilmezse çocuk başarısız olur. Hiperaktivitesi olmayan ve zekâsı ile bir şekilde dersleri halleden dikkat eksikliği olan çocuklar genelde hem öğretmenlerin gözünden kaçar hem de aileleri onları fark edemez. Oysa bu çocuklar gerekenden fazla eforla bu başarıyı yakalarlar ve bir süre sonra da bu eforu harcamaz ve başarısız olurlar. Bu durumda da “tembel” etiketi alabilirler. Aynı durum ÖÖG (Özel öğrenme güçlüğü) olan ve sınırda zihinsel gelişim gösteren çocuklar için de geçerlidir. Dikkat eksikliğinin akademik ortamda başarısızlığın yanı sıra sakarlık, dalgınlık, dağınıklık, eşyalarını kaybetme, söyleneni duymama veya anlamama şeklinde de belirtileri olabilir. Öğrenme güçlüğü olan çocuklar ise “beceriksiz” diye nitelendirilebilir. Sınırda zihinsel gelişimi olan çocuklar ise öğrenirler ama çok tekrar yapmaları gerekir bunu yapamadıklarında da başarısız olurlar. Dikkat eksikliğinde kısa süreli hafızadaki bilgi uzun süreli hafızaya atılırken kayıplar olur, öğrenme güçlüğünde uzun süreli hafızadaki bilgi doğru kodlanıp organize edilemez. Bu nedenle bir çocuk eğer başarısız ise “tembel” diye etiketlemek yerine nedenini anlamak ve uygun çözümü üretmek gerekir. Başarısızlığın okul ortamında tespiti ise şu şekilde basamaklanmalıdır; Öncelikle okulda öğretmenin fark etmesi, çocuğu rehberliğe yönlendirmesi, rehberliğin öğrenci ve veli ile görüşüp olası nedenleri irdelemesi, eğer DEHB, ÖÖG veya sınırda zihinsel gelişim düşünüyorsa bir çocuk ve ergen psikiyatristine yönlendirmesi gerekir. Rehber öğretmen eğer nedenin çevresel faktörler ile ilgili olduğunu düşünüyorsa, aileye danışmanlık vermesi, öğretmeni bilgilendirmesi önemlidir. DEHB de ilaç tedavisi ve derslerde eksiği varsa özel ders desteği, öğrenme güçlüğünde ve sınır zekâda ise özel eğitim desteği ve eğitsel tedbir almak gerekir.
“İNSANOĞLUNUN EN ÖNEMLİ YAKITI SEVGİDİR”
Anne baba arasındaki uyumlu ve sağlıklı ilişki ile mutlu bir aile ortamının akademik anlamda çocuğa kazandırdıkları nelerdir?
İnsanoğlunun en önemli yakıtı sevgidir. Sevginin hormonal sistemi tetiklemesi ile büyür, gelişir, serpiliriz. 1945 yılında Rene Spitz “Hospitalizim” (yuva hastalığı) diye bir kavram tanımlamıştır. Spitz’in gözlemine göre, annelerinden birden ayrılarak kurumlara bırakılan çocukların çoğunda huzursuzluk, kilo alamama ve süreçte gelişimsel gerileme ile seyreden bir durum oluşmakta ve bazı bebeklerde ise bu durum ölümle sonuçlanmaktaydı. Bu gözlem bize sevginin ne kadar önemli bir koruyucu ve büyütücü faktör olduğunu, sevgisizlikten ölünebileceğini göstermesi açısından çok önemlidir. Nitekim birçok bilimsel çalışmada, sevginin hormonal sistemi nasıl uyardığı ve beyin gelişiminde özellikle limbik sistemin şekillenmesinde ne kadar önemli olduğu gösterilmiştir. Gebelik sırasında annenin huzuru ve mutluluğu, doğum sonrası mutlu bir ev ortamında sevgiyle karşılanan ve büyüyen bir bebek ileriki yaşamında birçok konuda başarılı olacağı gibi akademik olarak da daha önde olacaktır.
Anadolu’nun çeşitli yerlerinde nispeten daha dezavantajlı ekonomik şartlarda yaşayan, çok çocuklu ailelerin çocuklarının zaman zaman özellikle merkezi sınavlarda önemli akademik başarılar gösterdiğini basından takip ediyoruz. Bazen bu gibi dezavantajlar başarı için motivasyon kaynağı olabilir mi? Bu çocukların başarılılarını nasıl yorumlarsınız?
Aslında Anadolu’da imkân sağlandığında mevcut durumdan daha fazla başarı elde edecek çocuklar vardır. İmkânsızlığa rağmen başaran çocukları gerçekten çok azimli ve kapasiteli çocuklar olarak değerlendirebiliriz. Yani bunu sadece motivasyonla açıklamak mümkün değildir. Ancak bazı kişiler dezavantajlı durumda güdülenebilirler. Örneğin ailesi içinde huzur olmayan çocuklar bir kaçış olarak başarının verdiği haz ile beslenebilirler. Bu açıdan baktığımızda güçlüklerin üstesinden gelme azmi elbette başarıyı tetikleyici bir unsur olarak değerlendirilebilir.
PROF. DR. ŞAZİYE SENEM BAŞGÜL KİMDİR?
1994 yılında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinden derece ile mezun olan Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül, 2007 yılında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesinden Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı unvanını aldı. Sonrasında Bakırköy Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları ve Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yaptı. 2012 yılından bu yana Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışıyor. 2015 yılında Doçent, Aralık 2020’de Profesör unvanı alan Başgül, 2009 yılında Güneş Çocuk ve 2019 yılında Güneş Çocuk Akademiyi kurdu. Yerli ve yabancı çok sayıda yayını ve kongre sunumları bulunan Prof. Dr. Başgül aynı zamanda Çocuk ve Gençlik Ruh Sağılığı Derneği Özel Gereksinimli Çocuklar Komisyonu Kurucu Başkanı, Down Türkiye Derneği Danışman Doktoru ve Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktadır. Prof. Dr. Başgül, biri kız diğeri erkek 18 yaşında ikiz çocuk annesidir.