- Pornografinin Gerçek Olmadığı Bilinmeli
- Pornografi, Bireyin ve Toplumun Dengesini Bozuyor
- Erken Yaşta Pornografi Maruziyeti Cinsel Suça Kadar Uzanan Sonuçlara Yol Açabilir
- Pornografi, Bireylerin ‘Normal’ Beden Algısını Bozabiliyor
- Pornografi Kullanımı Cinsel Yaşama Zarar Veriyor
- En Büyük Endişem, Pornografinin Cinsel Normları ve Senaryoları Değiştirmesi
- Ergenlerle İlgili Çalışmalar Gelecekte En Önemli Araştırma Alanları Olacak
- Oyun ve Pornografi: Dijital Dünyada Bağımlılığın Kesişen Yolları
- Pornografi Bağımlılığı, Tanıdık Özellikler Taşıyan Yeni Bir Bağımlılık Türü
- Sağlıklı Toplumun Temeli Halk Sağlığından Geçiyor
- Prof. Dr. Mustafa Taşdemir: “Bağımlılık, Sosyal Bulaşma Yoluyla Yayılıyor”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Dumansız Hava Sahası Bir Halk Sağlığı Politikasıdır”
- Dr. Öğr. Üyesi Çağrı Emin Şahin: “Sağlık Okuryazarlığı Bağımlılıklara Karşı En Güçlü Koruyucu Zırhtır”
- YEDAM Sosyal Hizmet Uzmanı Alptekin Tekedereli: “Sosyal Hizmet Uzmanları Bağımlılıkla Mücadelede Kritik Bir Rol Üstleniyor”
- Klinik Psikolog Dr. Mehmet Teber: “Çocukların Güçlenmesi İçin Zorlanmalarına Müsaade Etmeliyiz”
- Bağımlılıkların Türkiye Ekonomisine Yıllık Yükü: 78 Milyar Dolar
- Bağımlılıklarla Mücadele Hekimlerin Desteğiyle Daha da Güçlü
- Hukukun Gücüyle Bağımlılıklara Karşı: Yeşilay Hukukçuları
- Gıda Güvenliği ve Bağımlılık Riski Taşıyan Gıdalar
- Dijitalle Başa Çıkın!
- Dijital Medya ve Oyun Bağımlılığına Karşı Küresel Mücadele
- Dr. Daniel Spritzer: “Oyun Tasarımcısının Amacı Eğlence Olmalı, Bağımlılık Değil”
- Klinik Psikolog Süreyya Kitapçıoğlu: “Oyun Bağımlılığıyla Mücadelede Kültürel Duyarlılık Hayati Önemde”
- Uz. Dr. İlyas Kaya: “Yeşilay’ın ‘Denge’ İlkesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı İçin Çok Kıymetli”
- Prof. Dr. Yavuz Samur: “Doğru Tasarlanmış Oyun Çocuğa Pek Çok Beceri Kazandırır”
- YEDAM’dan Oyun Bağımlılığına Bütüncül Yaklaşım
- Dijital Oyun Araştırmaları ve Bir Çözüm Arayışı “Çocuk Dostu” Bir Oyun Derecelendirme Sistemini Geliştirmek
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Alkolsüz bir toplum, nesillerin ve kültürün korunması için atılacak en büyük adımdır”
- Prof. Dr. Perihan Torun: “Alkol tüketimini düşürmek için etkin politikalar uygulanmalı”
- Doç. Dr. Umut Kırlı: “Kadınlarda alkol bağımlılığı erkeklere oranla daha hızlı gelişiyor”
- Alkol Bağımlılığında YEDAM Desteği
- Bağımlılık Danışmanı Simge Kırcan Erdoğan: “Tedavide geçirilen süre uzadıkça başarı oranı artıyor”
- Tatilde Alkol Kullanımı ile Birlikte Sorunlar da Artıyor
- “Uyuşturucu Tedarikçileri Akla Gelmedik Yöntemler Kullanıyor”
- “Madde Bağımlılığı Belirtileri Ergenliğin Doğal İniş Çıkışlarıyla Karıştırılabilir”
- “YEDAM’lar Madde Bağımlılığı Konusunda Ciddi Bir Boşluğu Dolduruyor”
- “Uyuşturucu Endüstrisi Kendisini Sürekli Güncelliyor”
- “Ek Tanı, Bütüncül ve Eş Zamanlı Tedavi Gerektirir”
- Dünyanın En Tehlikeli Uyuşturucusu Metamfetamin
- YEDAM’dan Madde Bağımlılığına Psikososyal Destek
- Uyuşturucuya Karşı Küresel Direniş
- Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Ailenin Tedaviye Katılımı İyileşmede Etkilidir”
- Psikiyatri Uzmanı Dr. Hakan Tokur: “Bağımlılık Tedavisi ‘Yaşamla Yeniden Bağ Kurma’ Sürecidir”
- Uzman Psikolog Kinyas Tekin: “İhmalkârlık Kadar Otoriterlik De Sakıncalı”
- YEDAM’dan Nüks Riskine Karşı Kalıcı Çözümler
- Bağımlılığa Ek Bir Yük: Stigma
- İyileşme Sürecinde Sosyal Hizmetlerin Rolü
- YEDAM Uzman Yardımcısı Niyazi Aydemir: “İyilik koçu tavsiye vermez, rehberlik eder”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Sümeyye Ceylan: “Dijital Dünya ve Çocuk İlişkisi Çok Dikkatle Ele Alınması Gereken Bir Konu”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammed Tayyib Kadak: “Teknolojiye Hâkim Olan Aileler Çocuklarını Dijital Bağımlılıklardan Korur”
- “Çocuklar İçin Güvenli Bir Dijital Ekosistem Oluşturmalıyız”
- Dijital Çağda Ebeveyn Olmayı Kolaylaştıran Rehber: Dijital Ebeveynlik
- Ekrana Alternatif 10 Bahar Aktivitesi
- Dijital Dünyada Nasıl Bir E-Beveyn Olmalı?
- Geçmişten Geleceğe Yeşilay
- Bir Asrı Aşan Mücadelede Yeşilay’a Gönül Verenler Anlatıyor
- Bağımlılıkla Mücadelede Yeni Bir Milat: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay’dan Türkiye’ye Özgü, Dünyada Öncü Modeller
- Yeşilay Gönüllülerle, Gönüllüler Yeşilay’la Büyüyor
- Sağlıklı Nesiller İçin Sınırları Aşan Mücadele
- Arif Çifci: “Yeşilay, Osmanlıdan Cumhuriyete Türkiye’nin tarihidir”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Tütün Kontrolü Nikotin Salgınına Karşı En Büyük Koz”
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Tütün Reklamları Yapay Zekâyla Takip Edilebilir”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Ergenin Hayatını Şekillendiren En Önemli Yapı Ailedir”
- Tütün Bağımlılığına Karşı YEDAM Desteği
- YEDAM’la Nefes Alanlar
- Bağımlılıklarla Mücadelede Esas Cephe Tütün Endüstrisinin Sinsi Taktikleri
- Dr. Hüseyin Küçükali ile Yapay Zekâ Desteğiyle Dumansız Bir Sosyal Medya Hakkında Konuştuk
- Tütün Endüstrisinin Çabaları DSÖ’nün de Merceğinde
- Asırlık Tecrübeden Topyekûn Mücadeleye: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç: “Bağımsızlık Seferberliği İle Amacımız Bağımlılıklara Karşı Toplumsal Bir Uyanış ve Dayanışma Hareketi Oluşturmak”
- Daha Güçlü ve Daha Sağlıklı Bir Toplum İçin: “Bağımsızlık Seferberliği”
- Bağımsızlık Seferberliği’nin Olmazsa Olmazı: YEDAM
- Bağımlılık İle Mücadelenin Temeli: Bilinçlendirme Ve Farkındalık Çalışmaları
- Topluma ve Bireye Katkı Sağlayan Güç: Gönüllülük
- Danışanlıktan Koçluğa Bir Başarı Hikâyesi
- Spor Salonlarındaki Tehlike: Anabolik Steroidler
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Steroid Kullanan Her Dört Erkekten Birinde Steroid Bağımlılığı Var”
- Prof. Dr. Rüştü Güner: “Anabolik Steroidler, Tüm Organ Sistemlerine Zarar Verir”
- Kusursuz Beden Algısı Steroid Kullanımını Tetikliyor
- Serkan Yimsel: “Anabolik Steroidleri Teşvik Ve Tedarik Edenler Cezalandırılmalı”
- Av. Mehmet Yoğurtcuoğlu "Steroidler Sporun İtibarını Korumuyor, Aksine Tehdit Ediyor"
- Doç. Dr. Merih Altıntaş: “Sanal Kumar Bağımlılığı Kendini Gizleyebilen Bir Hastalıktır”
- Gittikçe Artan Endişe: Ergenlikte Sanal Kumar
- YEDAM’dan Kumar Bağımlılığı Tedavisine Güncel Yaklaşımlar
- Dünya Sağlık Örgütü’nün Sanal Kumar Bağımlılığına Yaklaşımı
- Sanal Kumarda “Oyun” Ve “Eğlence” Tuzağı
- Zamansız Ve Mekânsız Bir Bağımlılık: Sanal Kumar
- Olimpiyat Özel Dosyası
- Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Egzersiz, beynin ödül sistemini değiştirir”
- Günlük Hayatta Nasıl Aktif Olabiliriz?
- Klinik Psikolog Melisa Varol: “Spor, bedensel ve psikolojik iyilik halimizi güçlendiren etkili bir araç”
- Çocuklar Hareket Ediyor!
- Düzenli Sporun Faydaları Nelerdir?
- Bağımlılıklarla Mücadeleye Spor Desteği: Yeşilay Spor Kulübü
- Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak: “Çocuklar gereksiz teknolojiye maruz bırakılmamalı”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Aile ilişkileri kuşak farkı bilinciyle kurulmalı”
- Okullarda İlk Ders Zili Çalıyor
- Yaşam Becerileri Bağımlılıklardan Koruyor
- Değerlendir, Sürdür, Yaşat, İlham Ol…
- Yeşilay Kolu’ndan Benim Kulübüm Yeşilay Projesi’ne…
- Geleceğin Bireyleri Yeşilay’ın Çocuk Dergileri ve Oyunlarıyla Büyüyor
- Daha Doğal Bi̇r Yaşam İçi̇n 9 Öneri
- Doğallığın Işıltısı
- Gezegene İyi Gelen, Bize De İyi Geliyor
- Doğal Yaşama Dönüş Hareketleri
- Sakin Şehirlerde Kendi Ritminde Hayatı Yaşa
- Daha İyi Hissetmek İçin Haydi Doğaya
- Sadeleşmek Elimizde
- Geçmişi Anlamlandırmak Kişiyi Rahatlatır
- Bedensel Hafifleme İçin Bütüncül Bir Yaklaşım Gerekir
- Beynimiz Neden Yorulur?
- Yaşam Alanlarında Sadeliğin Zarafeti!
- Zihinsel Hafiflik ve Ruhsal Arınma İçin: Dijital Detoks Zamanı!
- Sosyal Medyayı Doğru Kullanmanın 9 Yolu
- Sosyal Medya Bağımlılığı Tedavisinde İzlenen Yollar
- “Sosyal Medya Platformları Dengeli ve Sorumlu Bir Şekilde Kullanılmalı”
- "Çocuğun Dijital Ayak İzi, Geleceğini Etkileyebilir"
- “Gerçek Sosyal Hayat; Yüz Yüze, Derin ve Anlamlı İlişkiler Üzerine Kuruludur”
- Sosyal Medyanın Kontrolüne Girdik
- Yemiyor İçmiyor Çevrim İçi Oluyoruz
- Obezite Küresel Bir Pandemiye Dönüştü
- Uz. Dr. Ayça Kaya: “Buzdolabı ile Aranıza Mesafe Koyun”
- Diyetisyen Kübra Çıtlak: “Son 30 Yılda Çocuk ve Ergenlerde Obezite, Dünya Genelinde Arttı”
- Hormonlar Kilomuzu Nasıl Etkiliyor?
- Çocuk Beslenmesindeki Tehlike: Abur Cubur
- Psikolojik Nedenleri ve Sonuçlarıyla Obezite
- Obezitenin Yol Açtığı 10 Sağlık Sorunu
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Öfkenin olduğu yerde olumlu duygular barınamaz”
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Kronik yorgunluk sendromu, yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir durumdur”
- Klinik Psikolog Gökhan Ergür: “Metropol yaşamı ve sosyal medya kaygı düzeyini artırıyor”
- İnsanın Dijital Çağ ile İmtihanı
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a 104 yıllık mücadele
- Yeşilay’ın ilk gençlik teşkilatının kuruluşu "Türkiye İçki Aleyhtarı Gençler Cemiyeti"
- Yeşilay gençliği seviyor, gençlik Yeşilay’ın varlığını hissediyor
- Yeşilay ülküsünün yılmaz neferleri: Yeşilay kadınları
- Ulusaldan evrensele Yeşilay mücadelesi
- Yeşilay’ın dünyada örnek alınan öncü modeli: YEDAM
- Elektronik Sigara Gerçeği! Çocuklar ve Gençler Yalanlarla Kandırılıyor
- “Çocukların ve Gençlerin Elektronik Sigaraya Erişimleri Hızlı Bir Şekilde Engellenmeli”
- “Elektronik Sigara, Dünyanın Baş Belasına Dönüşmüş Durumda”
- “Çok Uluslu Tütün Şirketleri, Nikotin Bağımlısı Bir Nesil Oluşturmak İstiyor”
- “Elektronik Sigaralar Mutlak Zararlı ve Bağımlılık Yapıcıdır”
- “Elektronik Sigaraya Erişim Bu Kadar Kolay Olmamalı”
- Alkol Bağımlılığı Bireyi ve Toplumu Tehdit Ediyor
- Alkolün Güvenli İçilebilecek Bir Miktarı Yoktur
- Sosyal Hizmet, Tedavinin En Önemli Yapı Taşlarından Bir Tanesi
- Kadınlar Bağımlılık Sürecinde Yalnız Kalıyor
- Alkolle Mücadelenin Yolu; Vergilendirme, Erişim Kısıtlamaları ve Pazarlama Yasaklarıdır
- Alkol Bağımlılığına Uluslararası Yaklaşımlar
- Savaş, Halk Sağlığını Onarılamaz Biçimde Etkiliyor
- “Medyada Yaratılan Algı; Haklıyı Haksız, Doğruyu Yanlış, Güzeli Çirkin Olarak Konumlandırabiliyor”
- “Savaşlar, Savaşanları Olduğu Gibi Savaşmayanları Da Olumsuz Etkiler”
- “Artık Savaşlar Sadece Sahada Değil, Dijital Dünyada Da Gerçekleşiyor”
- “Çocuklardaki ‘Güvenli Dünya’ Algısı Zarar Gördü”
- Toplumsal Kaygı Bozuklukları Bağımlılıklara Neden Olabilir Mi?
- Bağımlılık Herkesi Etkileyen Genel Bir Sorundur
- Kadınlar Bağımlılıkta Da Ayrımcılıkla Karşı Karşıya Kalıyor
- Bağımlılığın Ve Şiddetin Doğasında Ortak Ve İç İçe Faktörler Vardır
- “Anne Veya Eşin Bağımlılık Sorunu Olan Bireye Yönelik Tutum Ve Davranışları Tedavinin Seyrini Etkiliyor”
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
- Sağlıklı Nesiller İçin Sağlıklı Gebelik
- Yeşilay Kadınları Güçlenerek Büyüyor
- Dijital Çağda En Kırılgan Grup Çocuklar Ve Gençler
- “Dijital Bağımsızlık En Önemli Gündemimiz Olmalı”
- “Sağlıklı Teknoloji Kullanımında Teknoloji Amaç Değil, Araçtır”
- Çocuklarda Ekran Bağımlılığı
- Dijital Bağımlılıktan Uzak, Hayata Yakın Olun!
- “Notların Telafisi Vardır, Ancak Zedelenen Öz Güvenin Telafisi Meşakkatlidir”
- “Başarının Sırrı Çocuğu Tanımaktan Geçiyor”
- Ziller Minikler İçin Çalıyor… Okula Uyum Süreci İçin Öneriler
- Çocuğun Okul Başarısını Artırmanın 15 Etkili Yolu
- Çocuğunuza Zaman Yönetimini Nasıl Öğretebilirsiniz?
- “Günümüzde Ruh Sağlığını Korumak Daha Zor Ve Daha Önemli Hale Geldi”
- Bağımlılık Ve Ruh Sağlığı İlişkisi Karşılıklıdır
- “Çocuk Olumsuz Duyguları Makul Düzeyde Deneyimlemeli”
- Bağımlı Bireylere Doğru Yaklaşım Nasıl Olmalı?
- Koruyucu Ruh Sağlığıyla Tanışın
- “Tütün Kontrolü Toplumsal Gündemin Ana Konusu Yapılmalı”
- “Asıl Mücadele Tütün Endüstrisi İle Mücadeledir”
- “Zararsız Tütün Olması Mümkün Değildir”
- “Elektronik Sigaraların Ülkeler Tarafından Teşvik Edilmesi Sorumsuzluk Örneğidir”
- “Tütün Şirketleri, İnsanların Sigara İçmek İstemeyecekleri Bir Günün Geleceğini Biliyor”
- “Sağlıklı Etkileşim Ancak Empati İle Olur”
- “Empati Gelişimi Bebeklikte Başlar”
- “Empati Bir Duygudaşlık Göstergesidir”
- Toplumsal Duyarlılığın Vücut Bulmuş Hâli: Gönüllülük
- Yeşilay, TİSK Ve TÜMOSAN Depremzede Çocuklar İçin Güçlerini Birleştirdi
- Dayanışma Ruhu Kültürel Kodlarımızda Var
- “İyi İletişim Ve Doğru Bilgi Kaygıyı Azaltır”
- Afetlere Dirençli Şehirler Nasıl İnşa Edilmeli?
- Sıfır Maliyetle Kentsel Dönüşüm Mümkün
- “Bugünün Gençleri Üst Kuşaklardan Çok Daha İyiliksever Ve Dayanışmacı”
- Millî Birlik Ve Beraberlik Kodlarımızda Var: Millî Mücadele’den Kahramanmaraş Depremine Toplumsal Kenetlenme
- “Bir An Önce Normalleşmeliyiz”
- Dijital Medya Çocuğu Sosyal Hayattan Koparıyor
- “Hey Çocuk! Bırak Tabletini Sakince Kitabın Kapağını Aç! Kalbini Aç…”
- Mutlu Bir Çocukluk İçin Projeden Çok Daha Fazlası Gerekiyor
- Çocuk Gülerse Dünya Güler
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a
- Sivil Toplum Kuruluşları Ve Gönüllülüğün Gücü
- STK’lar Tek Yürek Oldu: Yüzyılın Felaketi Sonrası Gönüllü Dayanışması
- Bağımlılıklarla Karşı Gönüllü Mücadele
- Çocuklar İçin Gönüllülük Neden Gerekli?
- “Tedavi Edilmeyen Kaygı Bozuklukları Kronikleşme Eğilimindedir”
- İklim Değişikliğinin Ortaya Çıkardığı Kaygı Hâli: Eko-Anksiyete
- Yeni Krizlerin Getirdiği Belirsizlikler Küresel Kaygıyı Körüklüyor
- “Kaygılar Bağımlılığı Tetikleyebildiği Gibi Bağımlılıklar Da Kaygıyı Besleyebilir”
- “Çocukları Kaygıları Nedeniyle Utandırmayalım, Usandırmayalım, Cezalandırmayalım”
- Sosyal Medya Kullanımı Kaygıları Tetikliyor
- Sigara İle Mücadelede En İyi Politika, Çocuk Ve Gençleri Tütünsüz Ortamda Büyütmektir
- YEDAM’ın Kişiye Özel Programlarıyla Sigaraya “Dur” Deyin
- Örnek Vakalarla Tütün Bağımlılığı Tedavisi
- Tütün Bağımlılığı Vücudumuza Neler Yapıyor?
- Sigarayı Bıraktığınızda Vücudunuzda Neler Oluyor?
- Dünyada Alkol Kullanımı Ve Önleyici Politikalar
- Alkol Bağımlılığını Önlemeye Dair Yasal Düzenlemeler
- Alkolün Bir Diğer Karanlık Yüzü: Şiddet Ve Alkol İlişkisi
- Ebeveynler Alkol Kullanan Gence Nasıl Yaklaşmalı?
- Sevdiklerimizi Alkol Bağımlılığından Nasıl Koruruz?
- Alkolsüz Hayat Neler Kazandırıyor
- Alkol Vücuda Neler Yapıyor?
- “İletişim Yoluyla Kendimizi Var Ediyoruz”
- “Bireyi Bağımlılığa Götüren Duygusal Yalnızlıktır”
- “İnsan İnsana Şifadır, Umuttur, Yoldur”
- Güvene Dayalı İletişim Bağımlılıklardan Koruyor
- Sanal İletişim Gerçek İletişimin Yerini Tutar Mı?
- “Dijital Oyun Bağımlılığı Ciddi Bir Sorun”
- “Teknolojiyi Doğru Kullanmayı Öğrenmeliyiz”
- Dijital Dünyada Eğitim Şart
- Dijital Dünyada Bizi Neler Bekliyor?
- Sanal Ortam Güvenliğinin Teminatı: Siberay
- Rakamlarla Dijital Dünya
- TÜİK Araştırma Sonuçlarına Göre Türkiye Dijitalleşiyor
- “Proje Çocuklar Kuklaya Dönüşüyor”
- “Mutlu Bir Aile İçin Her Şey Mükemmel Olmak Zorunda Değil”
- Değerler Eğitimi Bu Dünyanın Bir İhtiyacı
- TBM İle Her Yıl Milyonlarca Kişiye Ulaşıyoruz
- Okul Heyecanı Başlıyor
- “Tüketerek Mutlu Olma Çabası Büyük Bir Yanılgı”
- “İnsanın Manevi Alanı Boşluk Kabul Etmez”
- Mutluluk Beyinde Başlar
- Toplumsal Mutluluğun Şifreleri
- Sağlıklı Tabaklar, Mutlu Yüzler
- Mutluluğa Götüren 7 Adım
- Az Çoktur!
- “Sadeleştikçe Zihin Sağlığımızı Korumamız Da Kolaylaşır”
- Atıksız Bir Mutfak Mümkün
- Biraz Yavaşlamaya Ne Dersiniz?
- Sade Ve Özgür Bir Yaşamın Yolu: “Küçük Ev” Akımı
- Daha Huzurlu Bir Hayat İçin Sadeleş!
- Atık Kağıtları Sanat Eserine Dönüştürüyor
- Pedallar Sağlıklı Yaşam İçin Çevrildi
- Yeşilay’dan “Bağımsız Gençlik” Manifestosu
- YEDAM Sempozyumu'ndan Bağımlılıklara Bilimsel Bakış
- Sağlıksız Aile Tutumları Bağımlılık İçin Risk Faktörü
- Bağımlı Profilleri Nasıl Şekilleniyor?
- Bağımlı Ebeveyn Çocuğun Tüm Yaşamını Etkiliyor
- “Hayır” Diyebilen Bir Çocuk Yetiştirmek
- Ailenin Dijitalleşme ile İmtihanı
- Bağımlılık Aileden Etkilenen ve Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır
- Elektronik sigara nikotin pandemisini gelecek nesillere taşıyor
- Tütünle Mücadelenin Bir Ayağı da E-Sigara ile Mücadele Olmalı
- Dünya Elektronik Sigara ile Nasıl Mücadele Ediyor?
- Elektronik Sigara En Az Sigara Kadar Zararlı
- “Dünya Şiddetli Bir Merhametsizlik Hastalığına Tutulmuş Vaziyette”
- Tarih Boyunca Vardı Ve Hep Var Olacak: Sivil Toplum Kavramı Ve STK’lar
- Yeşilay’a Gönülden Bağlı Olanlar
- Merhamet Ve İyiliğin Gücü: Gönüllülük
- Gönüllülük Çalışmaları Dersiyle Teori Ve Pratik Bir Arada
- Vazgeçilen her sigara sağlıklı bir hayatın kapısını aralar”
- Çocuklarımızı sigaradan nasıl koruruz?
- Sigara stresi azaltmaz, sigarasızlık stres oluşturur
- Şimdi tam zamanı!
- “Bırakabilirsin” mobil uygulamasıyla sigaradan kurtulun!
- Fizikselden Sanala Yeni Bir Şiddet Türü: Siber Zorbalık
- Ergenler Sosyal Medya Bağımlılığında Risk Grubunda
- Geleneksel Değerler Çocukları Koruyor
- Sosyal Medyada Dayatılan Güzellik Büyük Bir Yanılgı
- Çocuklarınız İçin Ulaşılabilir Ebeveynler Olun
- Pandemi Sonrasında Toplumları Bekleyen Tehlike: Çevrim İçi Kumar Bağımlılığı
- Aileler Tedavi Sürecine Aktif Olarak Dahil Olmalı
- Alkol Kontrol Politikaları Toplumları Koruyor
- “Alkol Bağımlısı Kişilerin Çocuklarının Ruh Sağlığını Yakından Takip Edilmeli”
- Alkol Aile İçi Şiddette Risk Faktörü
- Alkol Bağımlılığını Anlamaya Yönelik Faaliyetler
- Alkol Bağırsak Sağlığını Bozuyor
- Alkol Bağımlılığıyla Asırlık Mücadele: YEŞİLAY
- “Gençliğin En Büyük Sorunu Büyüyememek”
- İyi Arkadaş Çevresi Bağımlılıklardan Uzak Tutar
- Davranışsal Bağımlılıklar En Çok Genç ve Ergenleri Etkiliyor
- Çocuğum Madde Kullanıyor mu?
- Gençlerin Gözünden Bağımlılıklar
- Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması, Edebiyat ve Sanatla Farkındalık Oluşturuyor
- Antikten Moderne 28 Asırlık Yolculuk
- Türkiye’nin En Başarılı Olimpiyat Tecrübesi TOKYO 2020’nin Ardından
- Yaşam Becerileri Bireyi ve Toplumu Korur
- Stresle Mücadelede Yaşam Becerileri Faktörü
- Aileyle Sağlıklı İletişim Sağlıklı Kararları Doğurur
- “Hobiler Bizi Ruhsal Olarak Geliştirir”
- Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?
- “Sanat ve Kitap Bağımlısıyım”
- YEDAM'dan İnternet Bağımlılığına Özgün Çözümler
- Pandemi Sarmalında Oyun Oynama Bozukluğu
- “Ebeveynler Doğru Rol Model Olmalı”
- Oyun Oynama Bozukluğunun Tedavisinde Yasaklar Çözüm Değil
- “Ulusal Kampanyalar Farkındalık Oluşturuyor”
- Teknoloji Sizi Değil, Siz Onu Kontrol Edin!
- Teknoloji Bağımlılığı Hasta Ediyor
- Artan Obezite, TBMM’nin de Gündeminde
- Türkiye’nin Obeziteyle Mücadelesi
- Obezite, 21’inci Yüzyılın En Önemli Sağlık Sorunudur
- Evde Kalmak Virüsten Korudu, Obeziteyi Artırdı
- “Pandemi Döneminde Yeme Bozuklukları Arttı”
- “Besin Örüntüsü Dengeli Olmalı”
- Evde Hareketsiz Kalmayın!
- Ağır Yaşamların Yükü Hafifliyor Mu?
- Gidene Üzülmek Yerine Var Olanı Güçlendirmeliyiz
- “Babalar Dua Gibidir; Artık Görünmez Olsa Da Dokunur Evladına...”
- “Sanat ve Spor, Bağımlılıkla Mücadelenin Panzehirleridir”
- Gençlerde Davranışsal Bağımlılıklar Artıyor
- “Aile Bağları Ne Kadar Sağlamsa, Bağımlılık Riski O Kadar Azalır”
- "Özgürlük ve Sorumluluk Birbirini Tamamlar"
- Anne-Babalar Dikkat! Uzun Süreli Ekran Maruziyeti Nelere Yol Açıyor?
- Yeşilay Gençlerin, Gençler Yeşilay’ın Yanında!
- Geleceğin Olimpiyat Şampiyonları TOHM’da Yetişiyor
- “Bağımlı Kişi, İnterneti Bir Kaçış Yöntemi Olarak Kullanıyor”
- Anne Babaya Güvenli Bağlanma Bağımlılıktan Korur
- “Öz Saygısı Düşük Bireylerde Bağımlılık Riski Daha Fazladır”
- Pandemi Sürecinde Kaygı Bozukluğu Arttı
- Sosyal Kaygı İnternet Bağımlılığını Tetikliyor
- Buz Hokeyi Sayesinde “Tek Yürek” Oldular: Bağımlılıktan Kurtuldular
- Dijital Çağın Hastalığı: Yeni Nesil Bağımlılıklar
- Yasa Dışı Kumar ve Bahisle Hukuksal Mücadele
- Sevgi ve İlgi Bağımlılıklardan Korur
- “Bağımlılık Tüm Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır”
- “Dijitalleşme Aile İçi İlişkilerin Kalitesini Düşürüyor”
- “Pandemiden Ders Çıkararak Geleceğimizi Kurtarabiliriz”
- “Kampanyalar Sigara Endüstrisinin Gerçek Yüzünü Gösteriyor”
- "Tütün Fiyatları ve Vergiler Düşürülmemelidir"
- “Elektronik Sigara Kullanmak, Marka Değiştirerek Sigara Kullanımına Devam Etmek Gibidir”
- “Sigarayı Bırakmak Kanser Riskini Azaltır”
- Pandemide Sigara İçme Oranları Düştü
- "Çocuğunuzun ‘Hayır’ Deme Becerisini Geliştirin"
- Madde Bağımlılığı COVID-19'u Tetikliyor
- "Bağımlılık Tedavisi Ertelenmemeli, Güçlendirilmeli"
- “Madde Bağımlılığının Gerçek Tedavisi Rehabilitasyondur”
- Zehir Tacirlerinin Pandemi Fırsatçılığı
- Her İki Madde Bağımlısından Biri Depresyonda
- "Online Terapi, Kişileri Madde Kullanımından Uzak Tuttu"
- “Gençlik İnsan Hayatının En Zor Dönemidir”
- Doğru Rol Model Olmak Önemli
- “Spor ve Sanat Tedavi Edicidir”
- Mutluluk Ailede Başlar
- “Depresyon, Gündelik Bir Keyifsizlik Hali Değildir”
- Beslenme Anlayışı Ailede Şekilleniyor
- “Organik Beslenmeye Mucizevi Bir Anlam Yüklenilmemeli”
- Bir Tür Yeme Bozukluğu: Ortoreksiya Nervoza
- Tarladan Sofraya Uzanan Bir Zincir: Gıda Güvenliği
- Ekolojik Yaşam Arayışları
- “Çocuklarımızı Korumakla Yükümlüyüz”
- Oyun Bağımlılığı Nelere Yol Açıyor?
- Oyun Bağımlılığı Yetişkinleri de Buluyor
- "Ticari Kaygılar Çocukları Korumanın Önüne Geçiyor"
- "Yasak Koyarak Çocuğunuzu Bağımlılıktan Koruyamazsınız"
- Oyun Bağımlılığının Karanlık Yüzü
- Davranışsal Bağımlılıklara YEDAM Desteği
- Bütün Aile Toplanalım, Ekranları Unutalım
- "Eğitimin Sürekliliği Sağlanmalı"
- “Çocuklarınıza Onları Önemsediğinizi Hissettirin”
- Bu Sefer Ziller Ebeveynler İçin Mi Çalıyor?
- Okul Fobisi Sizi Korkutmasın!
- Okula Yeni Başlayanların Pandemiyle İmtihanı
- Okullar Sağlık Tedbirleri İle Açılıyor
- Yeşilay Eğitim Faaliyetleri Hız Kesmiyor
- Gençlerde Alkol Bağımlılığında Önemli Bir Basamak: Sosyal İçicilik
- Alkol Bağımlılığı Nedir, Nasıl Başlar, Nasıl Tedavi Edilir?
- Nöroloji Alkolün Güvenli Sınırı Yok Diyor!
- Pandemi Bağımlılıkları Tetikledi
- Alkol Vücuda Neler Yapar?
- “İyiliğin Kanatlarına Tutunmaya Her Zamankinden Çok İhtiyacımız Var”
- Pandemi Günlerinde Dayanışmanın Çarpan Etkisi: Vefa Sosyal Destek Grubu
- Türkiye’de Afet Yönetimi ve Gönüllülük
- "İnsan"ın En Zor Anında 152 Yıldır Hep O Var: Türk Kızılay
- Bağımlılığa Karşı "Gönüllü" Mücadelenin Adı; Yeşilay
- Bir Ömür Boyu Yeşilaylı Olanlar…
- Gönüllü Olmak Hem Sizi Hem De Dünyayı Değiştirir
- Vakıf ve Gönüllülük Üzerine
- "Teknoloji Kullanımı Stresi Artırıyor"
- Pandemi Günlerinde "Teknoloji" Dost Mu, Düşman Mı?
- Koronavirüs Dijital Bağımlığı Tetikledi
- "Evden Çalışma Modeli B Planı Olarak Elimizde"
- 10 Soruda Koronavirüs Sonrası Küresel Sistem
- "Şişenini Dibi"nden Görünenler
- İpler Senin Elinde Alkole Hayır De!
- Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: "Sigarayı Bugün Bıraksanız Yarın Covid-19 Riskiniz Azalır"
- Diyetisyen Derya Zünbülcan: "Esas Risk, Yanlış Beslenme"
- "Koronafobi" Virüsten Daha Hızlı Yayılıyor
- Hayat da Eğitim de Eve Sığar
- Korona Günlerinde Ev Hayatı
- Sağlıklı Yaşam İçin Sporla “Evde Kal”
- Doğal Dezenfeksiyon Aracı: Güneş
- El Hijyeni Virüsten Korur
- Evde Düzen İçin İpuçları
- Bahane Yok! Oyun Vakti
- Asıl Soru Şu; Bağışıklık Sistemimizi Nasıl Koruruz?
- "Dengeli Beslenme Sizi Mutlu Eder"
- Daha İyi Bir Yaşam İçin Sadeleşin
- Doğal Yaşamda Sürdürülebilirlik Önemli
- Aşılama Yalnızca Kişiyi Değil Toplumu da Koruyor
- Bitkilerin İyileştirme Gücü Hakkında Her Şey
- Gençlikve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu: "E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır"
- DSÖ’nün Gündeminde E-spor ve Oyun Bağımlılığı Var
- E-Spor Obeziteye Neden Oluyor
- Dijital Oyun Nasıl E-spor Oldu?
- Prof. Dr. Tolga Arıcak: E-Spor Bağımlılık Riskini Artıracak
- Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
- Amaçları Daha Fazla İnsanı Bağımlı Yapmak
- Elektronik Sigara ile Yasal Mücadele
- Elektronik Sigara Can Almaya Devam Ediyor Can Almaya Devam Ediyor
- Elektronik Sigara da Sigara Kadar Zararlı
- Doç. Dr. Toker Ergüder: Elektronik Sigara, En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor
- İlaç, Şifa Mı Bağımlılık Mı?
- İlaç Bağımlılığı Tedavisi Kişiye Özeldir
- Reçetesiz ve Kontrolsüz Steroid Kullanımı Sağlığı Doğrudan Tehdit Ediyor
- İlaç Suiistimali Küresel Bir Halk Sağlığı Sorunu
- Opioid Grubu İlaçların Kötüye Kullanımında Artış Var
- İlaçların Kötüye Kullanımı Toplumsal Refahı Tehdit Ediyor
“Tarımsal Üretimi Tüketici Davranışları Belirleyecek”
Tarım, sağlıklı yaşam ve dolayısıyla da sağlıklı beslenmeyle doğrudan ilgili. Enerji, tarım ve gıda sektörü konusunda Türkiye’nin önde gelen uzman gazetecilerinden İrfan Donat’la tarımın ülkemizdeki ve dünyadaki geleceğini konuştuk. Tarımın dününden, bugününden başlayarak nereye doğru evrileceğine baktık…
“Akıllı Tarım” isminde bir program yapıyorsunuz… Akıllı tarım, dijital tarım deyince ne anlıyoruz? Geleneksel tarımdan farkları neler? Akıllı tarım modelleri geleneksel tarımdan neleri katıyor kendisine?
Akıllı tarım, dijital tarım kavramlarından aslında tarımdaki değişimi ve dönüşümü anlıyoruz. Akıllı tarım, dijital tarım dediğimiz zaman, geleneksel tarım anlayışıyla modern tarım anlayışının harmanlanmasını anlayabiliriz. Atadan, dededen gelen tarımda kadim bir bilgi var ve o bilgiyi Ar-Ge ve inovasyon gibi anahtar kelimeleri barındıran teknoloji ve teknik altyapılarla destekleyerek ve işleyerek bir hedefe doğru ilerliyoruz. Nedir o temel hedef? Minimum maliyet, optimum verim ve kalite ile maksimum gelir… Peki hedefin sonunda ne var? Üretici ve tüketicilerin kazanacağı bir sistem… Ekolojik dengeyi gözeten, çevre dostu, doğa ile barışık ve sürdürülebilir bir tarım modeli... Bildiğiniz üzere tarımın temelinde toprak, su, hava ve tohum var. Ama yeni dönemde bu temellere ek olarak artık bilgi, veri analizi ve teknoloji de tarımda önemli bir rol üstleniyor.
Ne gibi roller bunlar?
Daha değişik bir ifadeyle tarımın girdileri sadece tohum, gübre, mazot ya da ilaç değil... Doğru bilgi, güncel veri ve uygulanabilir teknolojik destekler de yeni dönemde çiftçilerimizin öncelikli girdileri arasında yer alıyor. Tüm dünya artık yeni döneme kendini adapte ediyor. Gelişmiş ülkeler, tarımdaki riskleri minimize etmek ve yönetmek adına ellerindeki tüm teknolojik enstrümanları kullanıyor ve kullanmaya da devam edecek. Türkiye de bu rekabetçi yapıdan ve bu yarıştan uzak kalamaz. Eğer hem yurt içi pazarda istikrarı sağlamak hem de uluslararası pazarda rekabetçi bir konumda yer almak istiyorsak biz de bu değişim ve dönüşüme ayak uydurmak zorundayız. Dolayısıyla Türkiye'nin nasıl tarımsal girdilerde yerlilik oranını artırması gerekiyorsa, know-how ve tarımsal teknoloji alanında da Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarına ağırlık vererek yerli ve millilik oranını artırması şart. Zira Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları oldukça uzun soluklu bir süreç. O yüzden bu noktada kamu-özel sektör-üniversite iş birliği de şart.
“12 BİN YILLIK TARIMSAL BİR HAFIZAYA SAHİBİZ”
Türkiye’nin şu anda sizce, tarımda diğer dünya ülkelerine kıyasla ileri olduğu alan nedir? Aynı şekilde yol kat etmemiz gereken alan neler?
Aslına bakarsanız Türkiye, tarımsal anlamda pek çok açıdan önemli avantajlara sahip, ciddi potansiyel barındıran bir ülke. Bunu fırsata çevirebilirse önü çok açık. Örneğin sahip olduğu biyoçeşitlilik… Türkiye'de yaklaşık 12 bin çeşit bitki türü bulunuyor ki bunların da 3.500-4.000 civarı endemik tür. Daha açık bir ifadeyle, bugün Avrupa'daki toplam endemik türlerin tamamını Türkiye tek başına barındırıyor. Dolayısıyla biyoçeşitlilikte aslında bir hazinenin üzerinde yaşıyoruz. Bereketli hilal olarak tanımlanan Mezopotamya’nın bir kısmının içerisinde yer alan Anadolu coğrafyası, ilk tarımsal faaliyetlerin başladığı topraklar… 12 bin yıllık tarımsal bir hafızaya sahibiz. Bu yönü bile Türkiye’yi dünyanın birçok ülkesinden tarım alanında farklılaştırıyor ve öne çıkartıyor.
Bu farklılıkları biraz daha açabilir misiniz?
Türkiye’nin coğrafi yapısı, iklim çeşitliliği kadar jeopolitik konumu da tarım ve gıda sektörü açısından önemli bir avantaj. Dört saatlik uçuş mesafesinde dünya nüfusunun yüzde 40’ına kaç ülke ulaşabilir? Ülke olarak 1,9 trilyon dolarlık tarımsal ticaret hacmine sahip bir bölgenin tam ortasında konumlanıyoruz. Sorunuzun cevabına belirli ürünler çerçevesinde baktığımızda ise, özellikle fındık, kayısı, incir, üzüm gibi belli başlı ürünlerde hem üretimde hem de ihracat pazarında söz sahibiyiz. Herkesin bildiği üzere bugün dünyadaki toplam fındık üretiminin yaklaşık yüzde 65-70'ini Türkiye tek başına gerçekleştiriyor. Keza kuru kayısı, kuru incir, kuru üzüm gibi ürünlerin üretiminde oldukça şanslı bir konumdayız. Bunların dışında tıbbi ve aromatik bitkiler tarafında da elimiz oldukça kuvvetli. Biraz önce değindiğim biyoçeşitlilikten dolayı Türkiye'nin farklı bölgelerinde farklı iklim özelliklerine göre binlerce çeşit tıbbi ve aromatik bitkiye sahibiz. Eğer bu değerlere sahip çıkar ve üretiminden katma değerli şekilde pazarlanmasına kadar doğru bir strateji ortaya koyabilirsek müthiş bir fırsata sahibiz.
Organik yollardan sapmak bir ihtiyaç olarak mı doğdu sizce, yoksa daha çok kazanmak hırsıyla mı ortaya çıktı? Bugün kullanılan doğal olmayan yöntemler neler götürdü tarımcılıktan?
Bugün genetiği değiştirilmiş organizma, kimyasal ilaç, kimyasal gübre gibi başlıkların büyük çoğunluğunun başlangıç tarihi 1940'lı yıllara dayanır. Zira İkinci Dünya Savaşı'nda kimyasal silah üreten şirketler savaşın ardından eldeki teknoloji ve hammaddeyi değerlendirebilmek için tarım sektörüne yönelmişlerdir. Bugün küresel anlamda tohum, kimyasal ilaç alanında oligopol bir yapı oluşturan 4-5 küresel şirket, bunun adını “yeşil devrim” koydu. Kamuoyunu ikna etmek için de insanlığın açlık ve kıtlık riskine karşı daha fazla üretim yapması gerektiği mesajları empoze edildi. Gıda güvencesine dair insanlığı endişeye sürükleyecek risk senaryoları hazırlanarak, farklı argümanlar ortaya koymuşlardır. Ancak bugün gelinen noktada “yeşil devrim”in bir safsata olduğu ortaya çıktı. Son 70-80 yıla baktığımızda bizi açlıkla tehdit ederek terbiye etmeye çalışan bu kurgulanmış sistem içinde sunulan kimyasalların aslında topraktan insana kadar tüm ekolojik sistemi ciddi şekilde yıprattığını görüyoruz. O yüzden şimdilerde tarım ve gıda sektöründe sürdürülebilirlik kavramı ön plana çıkıyor. Kavramlarla kafa karışıklığı yaratmaya gerek yok. Bizim gıda güvencesini ve gıda güvenliğini sağlayarak gelecek nesillere bu kadim bilgiyi aktarabilmemiz için öncelikli olarak sağlıklı topraklara, sağlıklı su kaynaklarına, temiz havaya ve kendi atalık tohum ve gen kaynaklarımıza ihtiyacımız var. Eğer bunları muhafaza edemezsek zaten bu işin devamlılığını konuşmak mümkün değil.
“TARIM VE GIDA HİÇ OLMADIĞI KADAR ÖNEMLİ HÂLE GELECEK”
Gelecekte (önümüzdeki 20-30 içinde diyelim) Türkiye’nin tarımda geleceği noktayı kestirebilir miyiz? Aynı soru dünya geneli için de geçerli… Akıllı tarım ya da teknolojik yöntemlerle tarım nasıl bir noktaya gelecek dersiniz?
Hem Türkiye özelinde hem de küresel anlamda söyleyebilirim ki tarım ve gıda sektörü hiç olmadığı kadar önemli ve kritik bir hale gelecek. Buna aslında Covid-19 salgınıyla birlikte tüm dünyada şahit olduk. Tarımın ne kadar stratejik bir alan olduğunu, gıdanın ne kadar hayati önemde olduğunu maalesef acı tecrübelerle test ettik ve etmeye devam ediyoruz. Gelecek 20-30 yıl, Türkiye'nin tarımda bulunacağı konum, izleyeceği strateji ve oluşturacağı politikalara bağlı. Eğer eldeki kaynaklar doğru kullanılır ve yönetilir, gerçekçi ve kırsal dengelerle uyumlu kalkınma stratejileri ortaya konursa gelecek 20-30 belki 50 yıl Türkiye için parlak olacaktır. Ama ortaya doğru bir vizyon ve gerçekçi politikalar ortaya konulmazsa bugün fırsat olarak değerlendireceğimiz başlıklar yarın risk ya da kriz olarak da karşımıza çıkabilir. Bu tamamen bizim ortaya koyacağımız perspektif ve izleyeceğiniz yol ile alakalı. Bu yolda ise modern tarım teknolojisi, dijitalizasyon en önemli enstrümanlar niteliğinde. Zira artık Tarım 4.0, Akıllı Tarım, Dijital Tarım gibi başlıklar sektörün anahtar kelimeleri haline geldi. Özellikle hızla değişen iklim şartlarıyla birlikte artan riskler tarımda öngörülebilirliği azaltıyor. Bu riskleri minimize etme ve yönetebilmenin yolu teknolojiden geçiyor. Çiftçinin teknolojik altyapı ile desteklenerek tarımsal üretimine yardımcı olacak, yol gösterecek bir sürece girdik. Doğa dostu, ekolojik sisteme saygılı bir model kurarken çiftçinin maliyetlerini düşürerek üretimde kalite ve verimliliği artırıp, ürünlerin satış ve pazarlama noktasında doğru değerleri yakalayabilecek bir sistem kurgulamak mümkün. İşte burada teknolojik enstrümanlar devreye girecek. O zaman da hem üretici hem de tüketici kazanacak.
Türkiye’nin 2023 tarım hedeflerini daha önce yazmış ve değerlendirmiştiniz… Sizce hedeflerde önce çıkan, yüzümüzü güldürecek neler var?
Türkiye'nin 2023 tarım hedefleri aslında gelecek 20-30 yıl için ortaya konan hedeflerden çok farklı olmayacak. Zira 2023 hedefi, gelecek 20-30 yıllık hedefin ilk adımları niteliğinde... Biraz önce değindiğimiz üzere, Türkiye'nin elinin güçlü olduğu alanlar var. Eğer tarımda bu alanları iyi değerlendirebilirsek, bunların getirisi oldukça yüksek olacaktır. Bugün Türkiye'nin tarımsal ihracatına baktığımızda son 6-7 yıldır 16-18 milyar dolar arasında değişiyor. Ancak sahip olduğu potansiyel ve fırsatlara baktığımızda söz konusu rakamı 4'e 5'e katlamak hayal değil. İşte bizim burada tarımda verimli ve kaliteli üretime olduğu kadar, katma değerli üretim ve markalaşma sürecine de odaklanmamız lazım. Tarım ve gıda sanayi salt üretimden ibaret değil, o üretimin anlamlı hâle gelebilmesi için katma değerli şekilde işlenmesi ve markalı şekilde pazarlanması lazım.
Türkiye'nin artık tarım ve turizm sektörünü harmanlaması gerektiğine inananlardanım. 2023 hedefleri arasında turizmin güneş, kum ve denizden ibaret olmadığını artık idrak etmekten öteye geçerek politikalara yansıtmamız gerekir. Anadolu coğrafyasında tarım ile turizmin harmanlandığını, tıpkı Fransa, İtalya ve İspanya'nın yaptığı gibi, agro-turizmi de konuşmamız gerekiyor. Tarım ve gıdayı gastronomiyle bütünleştirmemiz lazım. Kırsalda yeni bir hikaye yazmamız şart. Anadolu'nun kadim bilgisini, kültürünü, gelenek ve göreneklerini ürünlerle birlikte bir hikaye şeklinde sunabiliriz. Bunun yolu da kırsal kalkınma politikalarının doğru şekilde oluşturulmasından geçiyor. Bunu başarabilirsek tarım, gıda, turizm sektörler arası ciddi bir sinerji yaratacaktır.
“SAĞLIKLI VE GÜVENİLİR GIDA TALEBİ ARTIYOR”
Sizce önümüzdeki yıllarda en çok hangi ürünlerin yokluğunu ya da kısıtlılığını göreceğiz? Hangi ürünlere rağbet olacak? Nedenleriyle açıklayabilir misiniz?
Önümüzdeki yıllara dair ürün bazında şimdiden tahminlerde bulunmak zor. “Şu ürünlerde yokluk, bu ürünlerde kısıt yaşanacak.” demek pek sağlıklı olmaz. Zira tarım, yıllar hatta aylar bazında değişkenlik gösterebilecek kırılgan yapıda bir sektör. Burada en belirleyici faktörlerin başında da iklim geliyor. İklim şartları, tarımsal üretimin verim ve kalitesinde en kritik faktörlerin başında geliyor. Eğer iklim şartları olumlu seyrederse, bu sefer ikinci bakacağımız şey insan faktörü. Tarımsal üretim zor bir faaliyettir, emek ister. Dolayısıyla tarımsal üretim faaliyetinde bulunan çiftçilerin bu işten para kazanması ve memnun olması lazım ki o üretim devam etsin. Eğer bu sağlanırsa yani üreticinin girdi maliyetleri makul seviyelerde seyreder ve yetiştirdiği ürünlerin satış fiyatı da değerinde olursa herhangi bir ürünün yokluğu ya da kısıtlılığını konuşmayız. Ama hem iklim hem de insan faktöründe olumsuz bir seyir ya da tablo karşımıza çıkarsa, o zaman da tabii ki gıda güvencesine dair riskler her zaman olacaktır. Sorunuzun “Hangi ürünlere rağbet olacak?” kısmına gelirsek… Şunu biliyoruz ki bundan sonraki dönemde tüketici davranışları artık üretimi belirleyen önemli bir nokta olacak. Eskiden geleneksel olarak çiftçi ne üretirse toplum da onu tüketirdi. Şimdi tüketici ne istiyor ve talep ediyorsa üreticinin onu ürettiği bir duruma doğru evrildik. Dolayısıyla tarımsal üretim deseninin belirlenmesinde tüketici davranış ve talepleri çok daha ön plana çıkıyor. Peki tüketici ne talep ediyor? Toplumun eğitim ve bilinç düzeyi arttıkça artık daha sağlıklı ve güvenilir gıda talebi artıyor. Trend olarak, insan sağlığı açısından risk içermeyen, faydası bilimsel açıdan kanıtlanmış, sağlıklı besinlere talep artıyor ve artacak. Örnek vermek gerekirse organik tarım yükselen bir trend. Tüketici artık ürünün kendisi kadar o ürünün yetiştirilme koşullarını da sorguluyor. Kimyasaldan uzak, doğa ile dost üretim modellerinden elde edilen gıda ürünlerini tüketmek istiyor. Bunu hem kendi sağlıklı tüketimi hem de ekolojik sistemin tahribata uğramaması ve sürdürülebilirlik adına talep ediyor.
Bilimkurgu ve distopik filmler sürekli geleceğin gıda ve tohum konusunda sıkıntılı olacağını resmediyor? Gerçekten ilerleyen yıllarda tohum sıkıntısı yaşanabilir mi? Bizi laboratuvar üretimi gıdalar mı bekliyor? Yoksa bu kadar karamsar olmaya gerek yok mu?
Gelecekte gıda ve tohum tarafında sıkıntı olup olmayacağını şimdiden söylemek zor. Bu, tamamen insanoğlunun tercihine kalmış bir durum. Eğer gelecekte gıda güvencesi riske girer ve tohum başta olmak üzere kaynaklarımızda sıkıntı yaşarsak bunun temel sorumlusu yine insanoğlunun ta kendisidir. Zira doğa, toprak insanoğluna her zaman cömert davranmıştır. Ne ekip biçtiyse karşılığını fazlasıyla vermiştir. Ama o fazlayla yetinmeyip açgözlü şekilde daha da fazla isteyen insanoğlu bugün itibariyle ekolojik dengeyi de altüst etmiştir. BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) önceki yıllarda yayınladığı “tarımsal biyoçeşitlilik” raporuna göre bugün dünyada üretilen gıdaların yüzde 75'inin sadece 12 çeşit bitki ve hayvan türünden elde edildiğini söylersek ne demek istediğimiz daha net anlaşılır sanırım.
Bozulan dengeyi düzeltmek ve fakirleştirdiğimiz biyoçeşitliliği tekrar eski haline döndürmek kolay değil. Kısa sürede oluşturulan tahribatın düzeltilmesi uzun yıllar alıyor. Ve bunun oldukça pahalı bir maliyeti var. O maliyeti üstlenmek ve ekosistemdeki dengeleri yeniden sağlamak yerine kısa yoldan sorunu aşmak adına alternatif gıda üretimleri gündeme geliyor. Bunlardan bir tanesi de laboratuvar ortamında yapay gıda üretimleri. Bilim insanları bu konuda önemli çalışmalara imza atıyor ve belirli bir mesafe de kat edildi. Ancak burada bir paradoks söz konusu. Bir tarafta toprak, su ve tohum kaynaklarını yok ederek ve tek tip beslenmeye doğru hızla ilerleyerek 7,5 milyar insanının gıda güvencesini ve gıda güvenliğini tehlikeye atarken, bir taraftan da laboratuvar ortamında insanlığı doyurmak adına çalışmalar yapılıyor.
İRFAN DONAT KİMDİR?
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesinde lisans eğitimi alan İrfan Donat, yüksek lisansını Kennesaw State University’de işletme üzerine yaptı. Medya sektörüne 1997 yılında Milliyet Gazetesinde başlayan Donat, 2009-2012 yıllarında Sabah Gazetesinde ekonomi editörü olarak çalıştı. Enerji, tarım ve gıda sektörüne yönelik haber, araştırma ve özel röportajlara imza atan Donat, 2013 yılında bu yana Bloomberg HT’de tarım editörü olarak görev yapıyor. Bloomberg HT televizyonunda Tarım Analiz, Akıllı Tarım ve Mevsiminde Tarım programlarını hazırlayıp sunan Donat, tarım ve gıda sektörü üzerine köşe yazıları yazıyor.