Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1070
Yaşam
Çocuklar İçin Gönüllülük Neden Gerekli?
Gönüllülükte başkalarının iyiliği ve sağlığı için harcanan kısacık zamanlar bile kişinin fiziksel ve ruhsal gelişimine sayısız yarar getiriyor. Bunun yanı sıra kişinin yardım eli uzattığı kişi ve gruplar ile içinde yaşadığı toplumda iz bırakması da oldukça değerli. Geçmişe kısaca göz attığımızda gönüllülüğün toplumu bir araya tutan, dayanışmayı artıran, insanların daha huzurlu ve duyarlı birer vatandaş olmasını sağlayan en önemli organizasyonlardan biri sayıldığı görülüyor. Bu nedenle dayanışma kültürünü sonraki nesillere daha da bilinçli ve organize bir şekilde aktarmak için atılması gereken adımları atmak önem teşkil ediyor.
Çok eski dönemlerdeki topluluklarda, kadim kültürlerde ve inançlarda karşılık beklemeden yapılan yardımın manevi huzur ile toplumsal fayda getireceğinin altının çizildiğini ve bu açıdan gönüllülüğün tarihini eski çağlara kadar uzandığını söyleyebiliriz. İslam kültür ve medeniyetinde Allah rızası gözetilerek toplumda sadakayı yaygınlaştırma ve hayrat yaptırma niyetiyle hayırseverler tarafından birçok vakıf kurulurken, Batı toplumda özellikle 18.yüzyıldaki veba salgınlarından ve iç savaşlardan sonra yardım derneklerinin resmi olarak kurulmaya başlandığı görülüyor. Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda halkın savaşa gönüllü olarak katılması ve yine gönüllü olarak tüm mallarını bağışlaması gibi, diğer ülkelerde de savaş ve felaket dönemlerinde toplumsal dayanışma ve gönüllülüğün en üst seviyeye çıktığı görülüyor. Bu dayanışma kültürünü sonraki nesillere daha da bilinçli ve organize bir şekilde aktarmak için yapılması gereken en temel şey, çocukları küçük yaştan itibaren gönüllülük faaliyetleriyle tanıştırmak ve gençleri olabildiğince bu organizasyonlara teşvik etmek.
GÖNÜLLÜLÜK ÇOCUĞUN FİZİKSEL VE RUHSAL SAĞLIĞI İÇİN FAYDALI
Kültürel zenginliği yüksek toplumlarda diğer kültürleri, inançları tanımak, farklı milletten insanlarla iletişim kurmak, bambaşka yeteneklere ve geçmişe sahip insanları bir araya getirmek bir gönüllülük projesinde yer alan ekip için doğal durumlar. Benzer yaşantılara sahip olmasalar da aynı amaç için bir araya gelen bu toplulukların gönüllülük faaliyetleri, birilerine faydalı olmasının güzelliğini bir kenara koyarsak empati ve merhamet gibi duyguların öğrenilmesi, sosyal becerilerin gelişimi, fiziksel ve ruhsal sağlığı iyileştirmesi ve kişiyi iş hayatına hazırlaması gibi birçok yararı da beraberinde getireceği için çocuğun gelişimi için oldukça kıymetli bir kavramdır.
Bir çocuğun kendi çevresindekilere ya da hiç tanışmadığı birilerine karşılıksız yapacağı bir yardım, empati duygusunu geliştirirken kendisinden farklı hayatlar yaşayan insanlar tanışmak merhameti öğrenmesinde yardımcı olabilir. Kendi akranlarıyla ya da kendinden yaşça büyük farklı gruplarla bir arada çalışmak iletişim becerilerini geliştirirken yeni arkadaşlıklar edinerek sosyalleşmesini ve doğal olarak öz güvenini artırmasına da katkıda bulunur. Ayrıca gönüllülük, çocuğa onunla aynı şeyleri düşünen, önemseyen pek çok insan olduğunu hatırlatmanıza yardımcı olur. Güven duygusunun pekişmesinde yardımcı olan gönüllülük, çocuklara bir takımın üyesi olmayı, bir takıma nasıl liderlik yapılacağını ve bir işi organize olup zamanında bitirmeyi aşıladığı için çocuk; önce okula, daha sonra çalışma hayatına başladığında adaptasyon, sınıfa ya da ekibe uyum sağlama, yönetebilme gibi sorunlarla kolaylıkla başa çıkabilir. Ayrıca iş başvurusu yaparken okul dönemlerinde yer aldığı gönüllülük çalışmalarından, ekip çalışması ve liderlik tecrübesi olduğundan bahsetmesi, onu bir adım öteye taşıyabilir. Bir diğer yandan hareketsiz bir şekilde ekran önünde büyümek mecburiyetinde kalan çocuklar için enerjilerini dışarıya atmalarını, kaygı ve stresle baş edebilmelerini sağlaması, çağımızın büyük tehditlerinden olan obeziteyi engellemesi ve el becerilerinin gelişmesi gibi çocukların fiziksel gelişimine katkıda bulunmak için gönüllülük faaliyetleri oldukça güzel bir fırsat olacaktır.
NEREDEN BAŞLANABİLİR?
Kumbarasında biriktirdiği paraları birine vermek ya da bir kuruma bağışlamak bir çocuğun başkalarına yardım etmeyi öğrenmesi için güzel bir başlangıç olabilir. Çocuğun kendi sosyal çevresindeki insanların, belki bir komşunun ihtiyacını çocukla beraber gidermek ya da birilerine yiyecek götürmek veya yardım etmenin hissettirdiği duyguları çocuğun da yaşamasını sağlar. Yaşadığı evini, sınıfını ve çevresi temiz tutmaya çalışmak ve çöpleri toplamak, bir yardım kuruluşuna birlikte bağışta bulunmak ya da insanlara vakıflar yoluyla kıyafet dağıtımında bulunmak çevre bilincini aşılarken topluma ve gelecek nesillere faydalı olmanın önemini de öğreten basit ama etkili faaliyetlerdir. Aileler çocuğa, her çocuğun oyuncaklara ve giysilere erişim imkânı olmadığını anlatarak, kendi giysilerinden ve oyuncaklarından vermeyi teşvik ederek işe başlayabilir. Böylece çocuk, empati kurarak cömert ve paylaşımcı olmayı öğrenecektir. Hayvanları beslemek, bir hayvan barınağında gönüllü olmak hem çocuğa hayvan sevgisini aşılaması hem de çocuğun heyecan duyacağı bir yardımda bulunması açısında faydalı bir aktivite olabilir. Yardım eli uzatmak kadar eğlenceye de odaklanmak, arkadaşların birlikte çalışmasına müsaade etmek, en çok ilgilendikleri ve keyif aldıkları görevleri seçmelerine izin vermek, sosyal becerilerinin gelişmesi yönünde onları yönlendirmek ve sıklıkla olumlu geri dönüşlerde bulunmak genç gönüllülerin bu faaliyetler içerisinde kendilerini daha iyi hissetmelerini ve heyecanla işe devam etmelerini sağlar.
NASIL TEŞVİK EDİLİR?
Bir çocuğa karşılık beklemeden vermeyi öğretmenin en etkili yolu, önce ailelerin gönüllüğü alışkanlık haline getirerek hayatın bir parçası yapmalarıdır aslında. Çocuğa örnek olmak ve çocuğun gözlemleyerek öğrenmesini sağlamak kadar ona gönüllülüğün ne olduğunu, neden bu kadar önem teşkil ettiğini, hangi amaçlar doğrultusunda bu işleri yaptıklarını, insanlara ve topluma ne gibi bir faydası olduğunu anlatmakla işe devam edilebilir.
Ailelerin bizzat kendilerinin bu faaliyetlerde yer alıp çocuklara ve gençlere rol model olmasının yanı sıra, bu yaş grubunun okuldaki sosyal kulüplere ya da hafta sonu gidilebilecek kurslara katılmaları da yine gönüllülük aktivitelerine hevesle dahil olmaları yönünde oldukça güçlü bir etkiye sahip olabilir. Çünkü gönüllülük aynı zamanda çocuğun veya gencin kendi yaşıtlarıyla vakit geçirmesinin, yeni arkadaşlar edinmesinin ve birlikte faydalı uğraşlarda bulunmalarının en güzel yollarından biri. Ayrıca pek çok lise ve üniversite öğrencisinin genç staj yapmak, kariyerine erken başlamak ve iş hayatında aktif bir şekilde rol almak istediğini biliyoruz. Bu gibi yardım organizasyonları bu kişilere burs ve staj imkânı verirken organize etmek ve yönetme yeteneğini kazandırır, hedefledikleri kariyer planları için oldukça faydalı bir referans olabilir.
Özellikle Z kuşağı olarak tanımlanan en büyüğü 20’li yaşların henüz başında olan ve oldukça meraklı, soru sormaktan çekinmeyen ve sorgulayan bu çocuk ve genç grubunu gönüllüğe teşvik etmek için uzmanı oldukları sosyal medya kullanımına öncelik verilebilir. Bu grubun dikkat kesilmesi istenen konuyu önemsemeleri için konunun nedenleriyle anlatılması ve onlara bir amaç verilmesi atılacak sağlam adımlardandır. Kâr amacı gütmeyen bir kuruluşta gönüllü faaliyetlerde bulunmanın yardım edilecek kişi ya da gruplara nasıl olumlu etkisi olacağı, nasıl fark yaratabildikleri anlatıldıktan sonra gençler ikna olmakta zorlanmayacaklar ve başkalarının deneyimlerini gördükten sonra kendileri de heyecanla ve istekle katılacaklardır.
Gönüllülük genellikle ekip çalışması, iyi iletişim, baskı altında sorun çözme ve liderlik becerilerini geliştirme fırsatlarını içerir. Gönüllülük, özellikle yaşı daha genç olanlar için arkadaşlarla yapıldığında çok daha eğlenceli olur. Bu nedenle birisi bir faaliyete dahil olduğunda, genellikle arkadaşlarının da kaydolmalarını ister ve bu, arkadaşlık ilişkileri ile güven duygusunun pekiştirilmesi için de güzel bir fırsattır.