Aile içi çatışmaların ve şiddetin etkili nedenlerinden birinin bağımlı yakını ve bağımlının alkol etkisindeyken konuşması olduğunu söyleyen Klinik Psikolog Kübra Çelik; “Bu durum aile içi tartışmaların yaşanmasına yol açabilir. Devamlı alkolün zararlarından ya da bırakılması gerektiğiyle ilgili konuşmalar yarar getirmez, aksine direnç oluşturabilir. Kişi alkol aldığında konuşmama kuralı koymak ve bunu sürdürmek gerekir.” diyor.
Başakşehir YEDAM’dan Klinik Psikolog Kübra Çelik, insanların pek çok nedenle alkol kullanmaya başlayabildiğini söyleyerek, “Toplumsal ihtiyaçları karşılamada bir sosyalleşme aracı olarak, zihinsel şartlanmalar ve öğretiler sonucu, sorunların üstesinden gelmek ya da sarhoş veya çakırkeyif olmak, eğlenmek, acıdan kaçmak, ruhsal sorunlarla baş etmede bir self medikasyon (kendi kendine tedavi) aracı olarak kullanmak gibi pek çok etmen içki tüketiminin sebebi olabilir.” diyor. Bağımlılığın bir aile hastalığı olduğunu vurgulayan Klinik Psikolog Kübra Çelik ile alkol ve şiddet ilişkisini konuştuk.
ALKOL İLE BİRLİKTE RUHSAL SORUNLAR DEVREYE GİRİYOR
Klinik Psikolog Kübra Çelik, alkol kullanımının devam etmesiyle birlikte bağımlılığın doğası gereği tolerans gelişebileceğini belirterek, kullanım sıklığı ve miktarının artmasıyla, işlev alanları ve ilişkilerde bozulmalar olduğunun gözlemlendiğini söylüyor. Klinik Psikolog Çelik, alkol ve aile içi şiddet arasındaki ilişki ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Yaşamsal düzeni; içinde eğitim, iş, toplumsal roller, ilişkiler, boş vakit, uyku ve beslenmenin olduğu bir pastaya benzetelim. Alkol bağımlılığı gelişmiş bir bireyde zaman içerisinde bu dilimler daralmaya ve bağımlılık kendisine pastada daha geniş yer bulmaya başlar. Dolayısıyla aile içi şiddetten önce kişi, istemeden kendine şiddet uygulamaya başlar. Kendi ihtiyaçlarını karşılamada güçlük çeken bir bireyin aile ilişkileri de bozulur. Alkol ile birlikte ağır ruhsal sorunlar, mantıklı karar verme yetisinin azalması gibi şiddet davranışını kolaylaştırıcı pek çok faktör devreye girmiş olur. Bununla birlikte aile içi çatışmaların yaşanması, boşanma, ekonomik sorunlar; fiziksel, duygusal, cinsel, ekonomik şiddet türü veya türlerini beraberinde getirebilir. Bozulan eş ilişkileri, sağlıksız bir aile ortamı, yine ilk gözlem ve öğrenmenin gerçekleştiği toplumun temel yapı taşı olan ailede, şiddetin mağduru olan çocukların öğrendiklerini aktarmaları ile şiddet, sosyolojik bir sorun haline dönüşür.”
ALKOL VE AİLE İÇİ ŞİDDET İLİŞKİSİ
Aile içi şiddetin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye için de önemli bir sorun haline geldiğini belirten Çelik, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre alkol kullanımının giderek arttığını vurguluyor. Çelik; “Aile içi şiddettin yaygınlaşmasında etkili olan, toplumsal öğretiler, düşük eğitim seviyesi, eşlik eden ruhsal sorunlar gibi pek çok faktörün etkili olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte yapılan araştırmalar, aile içi şiddetin olduğu evlerde alkol kullanan eş sayısının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bağımlılığın genetik olarak kuşaktan kuşağa aktarılması da önemli bir risk faktörü. Yine bağımlılığın olduğu ailelerin çocuklarında alkol, madde kullanım risklerinin 4-5 kat daha yüksek olduğunu biliyoruz.” diyor. Alkol bağımlılığının kronik bir hastalık olduğunun altını çizen Klinik Psikolog Çelik şöyle devam ediyor: “Tıpkı tansiyon, şeker hastalığı gibi kronik. Alkol kullanım bozukluğu olan bireyler uygun tedavi ile iyileşebilir, yaşam boyu tekrar alkol kullanmayabilirler ya da bir süre sonra tekrar başlayabilirler. Diyebiliriz ki, bağımlılık geliştikten sonra kişi alkol kullanmadığında ve profesyonel destek ile tekrar kullanımı önleyici basamaklara uygun hareket ettiğinde bu iyileşme halini koruyabilir. Fakat kullanmaya başladığında tekrar kullanıma yönelik yoğun istek ve hastalığın nüksetmesi de söz konusu olacaktır. Aslında burada odaklanılması gereken nokta, tekrar kullanmaya başlamasında etkili olan faktörlerin neler olduğu, tekrar tedaviye dönmesini kolaylaştırmak için neler yapılabileceği olmalıdır.”
“BAĞIMLILIK BİR AİLE HASTALIĞIDIR”
Bağımlılığın bir aile hastalığı olduğunu vurgulayan Klinik Psikolog Kübra Çelik, “Aile de bu durumdan oldukça etkilenir. Alkol bağımlılığı gelişen bireylerin sorumluluk alma becerileri zayıflar. Aile ise bu durumun telafisi için bireyin sorumluluklarını almaya başlayabilir. Bu şekilde yaklaşmak, bağımlılığın daha çok ilerlemesine sebep olabilir. Bu yüzden bağımlılıkla birlikte bozulan düzenin telafisini yapmamak gerekir. Kişinin üstlenmesi gereken sorumlulukları kendisine bırakılmalıdır.” diyor. Aile içi çatışmaların ve şiddetin etkili nedenlerinden birinin de bağımlı yakını ve bağımlının alkol etkisindeyken konuşması olduğunu dile getiren Çelik sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bu durum aile içi tartışmaların yaşanmasına yol açabilir ve yarar sağlamaz. Alkol aldığında konuşmama kuralı koymak ve bunu sürdürmek gerekir. Bu sayede alkol etkisinde olunduğunda konuşulmayacağını kişi de öğrenmiş olur. Alkolün tüm zararlarına rağmen kişi alkolü bırakmak istemeyebilir ya da çok istekli olmasına rağmen alkol kullanımını bırakamayabilir. Geçmiş başarısız bırakma girişimleri, değişim motivasyonunun olmaması, farkındalık öncesinde olmak, bağımlılığa inanmamak gibi düşünceler de bu süreçte etkili olabilir. Kişinin alkol almadığı, temiz kalınan günler desteklenmeli, tekrar kullanıma başladıysa da kişi bırakması yönünde yüreklendirilmelidir. Tamamen bırakma motivasyonları yoksa en az zarar görecek şekilde kullanması için desteklenmelidir. Bağımlılığın olduğu ailelerde gündemin kısırlaştığını ve daha çok alkol gündeminin evde hakim olmasıyla da sıklıkla karşılaşıyoruz. Fakat devamlı alkolün zararlarından ya da alkolün bırakılması gerektiği ile ilgili konuşmalar yarar getirmez, aksine direnç oluşturabilir. Bunun yerine kişinin ayık olduğu, konuşmak için doğru bir zaman belirlenerek ve onayını alarak ayda bir yapılacak ciddi bir konuşma daha yararlı olacaktır. Tüm bunlarla birlikte alkol kullanım bozukluğu olan kişileri bağımlılığın tedavisi için tıbbi destek, psikolojik ve sosyal olmak üzere profesyonel bir desteğe yönlendirmek önemlidir.” KLİNİK PSİKOLOG KÜBRA ÇELİK KİMDİR?
İstanbul Aydın Üniversitesi Psikoloji bölümünden 2014 yılında mezun oldu. Mezuniyetin ardından Washington D.C’de Mentora College’daki dil eğitiminden sonra 2015’te Medikalpark Hastanesinde çalışmaya başladı. 2016 yılında Üsküdar Üniversitesi Klinik Psikoloji yüksek lisans programından ‘Üniversite Öğrencilerinin Facebook Kullanımının Umutsuzluk ve Depresyon ile ilişkisi’ başlıklı tezini sunarak mezun oldu. Eğitim süresi boyunca Balıklı Rum Hastanesi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi kadın, erkek yataklı servislerinde, Çağlayan Adliyesi, NP Beyin Hastanesi gibi çeşitli yerlerde stajlarını gerçekleştirdi. 2019 yılında Yeşilay Danışmalık Merkezi Bahçelievler şubesinde Klinik Psikolog olarak başladığı görevine, Başakşehir Yeşilay Danışmanlık Merkezinde devam ediyor.
Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Tütün Kontrolü Nikotin Salgınına Karşı En Büyük Koz”
1093Şubat2025
Tütün Bağımlılığı
Prof. Dr. Toker Ergüder: “Tütün Reklamları Yapay Zekâyla Takip Edilebilir”
1093Şubat2025
Tütün Bağımlılığı
Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Ergenin Hayatını Şekillendiren En Önemli Yapı Ailedir”
1093Şubat2025
Tütün Bağımlılığı
Tütün Bağımlılığına Karşı YEDAM Desteği
1093Şubat2025
Tütün Bağımlılığı
YEDAM’la Nefes Alanlar
1093Şubat2025
Tütün Bağımlılığı
Bağımlılıklarla Mücadelede Esas Cephe Tütün Endüstrisinin Sinsi Taktikleri
1093Şubat2025
Tütün Bağımlılığı
Yapay Zekâ Desteğiyle Dumansız Bir Sosyal Medya
1093Şubat2025
Tütün Bağımlılığı
Tütün Endüstrisinin Çabaları DSÖ’nün de Merceğinde
1093Şubat2025
Asırlık Tecrübeden Topyekûn Mücadeleye: Bağımsızlık Seferberliği
1092Ocak2025
Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç: “Bağımsızlık Seferberliği İle Amacımız Bağımlılıklara Karşı Toplumsal Bir Uyanış ve Dayanışma Hareketi Oluşturmak”
1092Ocak2025
Daha Güçlü ve Daha Sağlıklı Bir Toplum İçin: “Bağımsızlık Seferberliği”
1092Ocak2025
Bağımsızlık Seferberliği’nin Olmazsa Olmazı: YEDAM
1092Ocak2025
Bağımlılık İle Mücadelenin Temeli: Bilinçlendirme Ve Farkındalık Çalışmaları
1092Ocak2025
Topluma ve Bireye Katkı Sağlayan Güç: Gönüllülük
1092Ocak2025
Danışanlıktan Koçluğa Bir Başarı Hikâyesi
1092Ocak2025
Yaşam
Spor Salonlarındaki Tehlike: Anabolik Steroidler
1091Aralık2024
Yaşam
Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Steroid Kullanan Her Dört Erkekten Birinde Steroid Bağımlılığı Var”
1091Aralık2024
Yaşam
Prof. Dr. Rüştü Güner: “Anabolik Steroidler, Tüm Organ Sistemlerine Zarar Verir”
1091Aralık2024
Yaşam
Kusursuz Beden Algısı Steroid Kullanımını Tetikliyor
1091Aralık2024
Yaşam
Serkan Yimsel: “Anabolik Steroidleri Teşvik Ve Tedarik Edenler Cezalandırılmalı”
10912024
Yaşam
Av. Mehmet Yoğurtcuoğlu "Steroidler Sporun İtibarını Korumuyor, Aksine Tehdit Ediyor"
1091Aralık2024
Kumar Bağımlılığı
Doç. Dr. Merih Altıntaş: “Sanal Kumar Bağımlılığı Kendini Gizleyebilen Bir Hastalıktır”